• Sonuç bulunamadı

Diğer Olağanüstü Haller

2. MUCİZE

2.3. Diğer Olağanüstü Haller

1. İrhas: Bir şeyi sabit kılmak,656 desteklemek, hayır kaynağı haline getirmek,

müjdeci kılmak anlamındadır.657 Allah’ın inayet ve yardımıyla, peygamberlik görevi verilmeden önce peygamberde görülen ve onun ileride peygamber olacağını gösteren fevkalade, hazırlık niteliğinde hallerdir, o kişinin peygamber olacağına delildir. Hz. İsa’nın daha beşikte iken konuşması658 gibi.

2. Meunet: Yardım, kolaylık anlamındadır. Veli olmasa bile amel, davranış ve ahlakı güzel Müslümanlarda, darda kaldıkları veya sıkıntıya düştükleri zaman ortaya çıkan olağanüstü haldir.

3. İhanet (hizlan): İstidrac, kafir ve günahkarların arzularına uygun fevkalade olay olurken ihanet; aşağılamak ve hakir düşürmektir, isteğe, arzuya uygun olmayan, aykırı olarak meydana gelen, kafir ve günahkarların elinde ortaya çıkan olaydır.659

Keramet, istidrac, büyü, nazar gibi konuları kendi başlıklarında inceleyelim. 2.3.1. İstidrac (İmhal)

Zemahşeri istidracın sözlük anlamını ‘Bir şeye derece derece yükselip yaklaşmak,

650 Necm 53/11; Nesefi, Bahru’l-Kelam, 98-99. Miracı inkar eden sapık ve bidatçidir. Ebu Hanife, Fıkhı

Ekber, (Akaid Risaleleri İçinde) 72.

651 Topaloğlu, Kelam Araştırmaları, 96. 652 İsra 17/60.

653 Saffat 37/91. 654 Nahl 16/27.

655 Zemahşeri, Keşşaf, 725-726. 656 Karadaş, İslam Akaidi, 93.

657 Topaloğlu-Çelebi, Kelam Terimler Sözlüğü, 158. 658 Meryem 19/29-33.

659 Bilmen, Muvazzah İlmi Kelam, 175-177; Toprak-Gölcük, Kelam, 330; Kazancı, İslam Akaidi, 188, 191;

82

basamak basamak tırmanarak yürümek’ olarak verir. Bundan hareketle ‘Azar azar, yavaş yavaş helake düşmek’ terim anlamına ulaşır ve ‘Bu kişiye nimet ve ihsanlar peş peşe gelir, geldikçe de kişi, günah ve masiyete batar. Allah’ın kendisini seçip üstün kıldığını zanneder’ şeklinde açıklar.660 Mümin insanlar için taat ve şükrü gerektiren mal, çocuk, rızık, sıhhat, uzun ömür vb. Nimetlere sahip olmak, onların kendi seçimlerinden dolayı bu nimetlere şükretmemesi, aksine bu nimetlere dalıp oyalanmaları ve bu yüzden akıbetlerini düşünemeyecekleri için onların küfür ve günahlarının artmasına ve kafir olarak ölmesine yani helak olmasına sebep olacaktır. Bu kişiler, verilen nimetlerin kendi aleyhlerine olduğunu da bilemeyecekler çünkü onlar, bunları müminlere üstün oldukları için sahip olduklarına yoracak.661

Denilebilir ki Zemahşeri’ye göre onlar da bu yüzden de şımaracaklardır. Azap da onlara ansızın geliverir.662 Küfrü ve günahı açık olan zalimlerin ve kafirlerin, küfür ve günaha daha fazla dalması için işlerinin fevkalade güzel seyretmesi, dünya işlerinin iyi gitmesi, şeytanın duasının kabul olunarak kıyamete kadar kötülük yapmaya serbest bırakılması, Firavun, Nemrut vb. kimselerin yeryüzündeki saltanatlarının bir müddet istedikleri tarzda yürümesi663 örnek olarak verilebilir.

2.3.2. Velayet, Keramet ve Takva

Veli, Kuran’da veled (çocuk, evlat, oğul), akrabalığı bulunmayan arkadaş, yakın kimse, rabb, ilahlar ve asabe anlamında kullanılmıştır. Batıl dinde ve küfürde velayet, kafirleri veli edinmektir. Hak dinde ise velayet, kişiyi kölelikten kurtarmak ve içtenlik, hayırhahlık hususunda evliya edinmektir.664 Zemahşeri’ye göre Allah müminlerin velisidir; din konusundaki şüphelerini giderir, doğru yola yönlendirerek bu yolda muvaffak kılacak hidayeti gösterir, istikametlerini sağlar. Nankörce inkar edenlerin velisi ise şeytanlardır, durumları inananların göreceği muamelenin tersidir.665

Rafiziler, Cehmiye ve Mutezilenin büyük kısmı, mucize ile karışır diye kerameti kabul etmez. Ehl-i sünnete göre Hz. Meryem’in, doğum esnasında üzerine hurma dökülmesi Hz. İsa’nın, mihrapta yiyecek bulması ise Hz. Yahya’nın kerametidir. Hz. Süleyman’ın katip ve veziri Asaf’ın mucizesi vardır. Bu harikuladelikler mümin için

660 Zemahşeri, Keşşaf, 458.

661 Zemahşeri, Keşşaf, 511-512, 1417. Bk. Ebu Hanife, Fıkhı Ekber, (Akaid Risaleleri İçinde) 70. 662 Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, 332.

663 Toprak-Gölcük, Kelam, 328.

664 Mukatil, Kuran Terimler Sözlüğü, 250-253. 665 Zemahşeri, Keşşaf, 158.

83

keramet, bağlı oldukları peygamber için mucizedir.666 Nesefi’ye göre kerameti inkar edenler, nebi ile veli, mucizeyle keramet arasındaki açık farkı göremeyen ve kerameti tecrübe etmeyenlerdir. Kerametin mucizeyle karıştırılmasından korkup, faydasının olmadığını zannederler.667 Zemahşeri’ye göre ise kerametle gayb bilinemez,668 Hz. Meryem’e verilen yiyecek-içecek mucizedir,669 Ashabı Kehf övülmüştür, kerametlere ulaştırılmış ve büyük ayetlere ihtisasa eriştirilmiştir.670

Sözlükte idare etmek, düzenlemek, yaklaşmak, işini üzerine almak, yardım etmek, sevmek ve salahiyet gibi anlamlara gelen velayet,671 velinin bulunduğu manevi makamdır. Zemahşeri’ye göre veli; Allah’ın dostu, yakınıdır. Allah’a itaatte ve muhabbette çok ileri derecede olup, Hz. Peygamber’in sünnetini yerine getirmede çok titiz davranan, alçak gönüllü kimsedir. Allah’ı ve sıfatlarını tanıyan, günahlardan kaçınıp taat üzere olan, lezzetlere ve şehvetlere dalmayan, sekinette, dingin kimsedir. Allah’ın velayetini kabullenenleri Allah, keramet ve ikramıyla veli edinir. Görüldükleri zaman Allah hatıra gelir. Nebi ve şehit olmamalarına rağmen, nebi ve şehitler onlara imrenir. Aralarında akrabalık, ticaret olmamasına rağmen birbirlerini severler. Yüzleri nurdur, kendileri nurdan minberler üzerine konulacaktır. Herkes korkup üzülürken, onlar üzülmeyeceklerdir. Allah’tan sakınan muttakilerdir. Nübüvvetten geriye kalan miras, nübüvvete ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkan mübeşşirattır, yani muttaki müminlerin salih rüyalarıdır. Muttaki müminler Allah için amel edecek, halk da bu yüzden onları sevecek. Ölüm anında melekler, onlara müjde ve rahmetle gelir. Ahirette ise melekler sevinç ve mutlulukla onları karşılayıp kurtuluş ve ikramla müjdeleyecek. Onların defterleri sağ taraflarından verilecek, onlar da okudukça mutlu olacaklardır.672

2.3.3. Nazar ve Büyü

Zemahşeri nazar konusuna, Hz. Yakup ve Hz. Peygamber örnekleri üzerinden izah getirir. Müşrikler, bakışlarını yoğunlaştırarak haset, kin, buğz ve adavetle Hz. Peygamber’e onu yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Neredeyse onun ayağını kaydıracak veya onu helak edeceklerdi. Beni Esed’den üç gün aç ve yalnız kalıp, ‘Onun benzerini, böylesini bugüne

666 Maturidi, Te’vilatü’l-Kuran, II, 162; Nesefi, Bahru’l-Kelam, 89; Sabuni, Maturidiye Akaidi, 116; Mert,

Kelam Tarihinin Problemleri, 94.

667 İmam Maturidi, Risaletü’l-Akaid (Akaid Risaleleri İçinde) 107; Nesefi, Tevhidin Esasları, 79.

668 Zemahşeri, Keşşaf, 1436. Bk. Aliimran 3/37, Neml 27/38-40, Kehf 18/9-12. Ayrıca bk. Nebilerin Gaybı

Bilmesi.

669 Zemahşeri, Keşşaf, 771. 670 Zemahşeri, Keşşaf, 743.

671 Komisyon, Dini Kavramlar Sözlüğü, 690.

84

kadar hiç görmedim’ diyerek nazar eden birisini, nazar etmesi için Hz. Peygamber’e yönlendirdiler ama Allah nebisini bu kişiden korudu.673 Hz. Yakup’un oğulları ise letafet ve güzellik sahibiydiler. Ayrıca Mısır halkı arasında, kendilerinden başkasına gösterilmeyen bir saygı ve melike yakınlıkları ile şöhret buldular. Bu yüzden Hz. Yakup ilk gidişlerinde değil, ikinci gidişlerinde nazardan korktu, ‘Tek kapıdan girmeyin’674 dedi. Bir kimse bir şeye hoşlanarak nazar ettiği zaman Allah’ın, bazı yönlerden o şeyde bir noksanlık, kusur yaratması, onda halel getirmesi caizdir. Nazarın zararına engel olacak veya olmayacak da Allah’tır. Zemahşeri, sihir ve nazar vardır demese de bunların tesirlerini Allah'ın yaratmasını, fail ve mağdur için imtihan addeder; Haşviler (boş kafalı, lüzumsuz konuşanlar) ‘Bu gözün tesiridir’ der. Muhakkikler (hak söz üzere sebat eden araştırmacılar) ise bunlara itibar etmez. Muhakkiklere göre ikisi de Allah’ın fiilidir, bu fiillerden yine Allah’a sığınılır. Ancak ikisi de peygambere tesir etmez.675

Zemahşeri’ye göre büyü diye bir şey yok. Zararlı bir şey yedirmeden, içirmeden, koklatmadan veya büyü yapılacak insana bir şekilde temas etmeden sadece tükürüklü üflemek, kişiye zarar vermez. Ancak üfleme esnasında Allah bir imtihan olarak her hangi bir şey yaratabilir. Böylece hak üzere bulunanları haşvilerden ayırt etmiş olur. Haşviler bu işi o kadınlara ve onların nefeslerine bağlarlar. Muhakkikler ise bu görüşe itibar etmezler. O kadınların şerlerinden üç sebeple Allah’a sığınılır: O kadınların yaptıkları sihir sanatından ve onun günahından; o kadınların yaptıkları sihirle insanlar arasında meydana getirecekleri fitnelerden ve tasarladıkları tuzaklarından; onlar üflediğinde Allah’ın isabet ettireceği herhangi bir musibetten. Ayrıca tükürükle birlikte üfürenlerden (تاﺛاَّﻔـَّنلا) kasıt, hilekar veya güzellikleri ile erkekleri baştan çıkaran, büyüleyen kadınlar kastedilmiş olabilir. Böylece, kadınların hileleri, büyüye ve düğüm üflemeye benzetilmiş oldu.676

Zemahşeri tefsirinde sihir hakkında ayrıca şu bilgileri işler. Firavun’un sihirbazlarının sihirleri numaradandı. Sihirbazlar, Hz. Musa’nın ejderhasının sihir olmadığını anlayınca secdeye kapandı.677 Kuran, sihir ve büyüye küfür adını verir. Büyüyü kullanan, kitaplarda tedvin edenler şeytanlardı. Büyüyü öğrenip amel eden kafirdir ancak gelebilecek kötülüklerden sakınmak ve aldanmamak için öğrenen ama uygulamayanlar mümindir. İlgililer arasında meydana gelen anlaşmazlıklar, bizzat büyü sebebiyle değildir.

673 Zemahşeri, Keşşaf, 1418. 674 Yusuf 12/78.

675 Zemahşeri, Keşşaf, 624. Bk. Maturidi, Te’vilatü’l-Kuran, VII, 362.

676 Zemahşeri, Keşşaf, 1529. Yusuf 12/28’de kadınların hilesi büyü ve düğüm üflemeye benzetilmişti. 677 Zemahşeri, Keşşaf, 803. Keyd: Tuzak, hile, numara. Zemahşeri, Keşşaf, 600.

85

Velev ki büyü yapıldıktan sonra bir durum çıktı, bu, Allah’ın kullarını denemesidir, Allah’ın izni olmadan tesiri olmaz.678