• Sonuç bulunamadı

1.1. Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠNDE TEMEL KAVRAMLAR

1.1.8. Meslek Hastalıkları

1.1.8.1. Sağlık ÇalıĢanlarında Görülen Meslek Hastalıkları

1.1.8.1.1. Kimyasal Maddelerle Olan Meslek Hastalıkları

Sağlık sektöründe kullanılan ve çalışanların sağlığını etkileyerek meslek hastalıklarına neden olan kimyasal etkenlerin bir kısmı Meslek Hastalıkları Listesi’nde yer almaktadır332

.

331

Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin 2 Nolu Ekinde yer alan Meslek Hastalıkları Listesine göre meslek hastalıklarında son grup, fizik etlenlerle olan meslek hastalıklarıdır. Bu gruptaki meslek hastalıkları da maruz kalınan fizik etkenin farklılaşmasından kaynaklanarak 12 alt gurupta sayılmıştır. Bu gruplar; iyonlayıcı ışınlarla olan hastalıklar, enfraruj ışınları ile katarakt, gürültü sonucu işitme kaybı, hava basıncındaki ani değişmelerle olan hastalıklar, titreşim sonucu kemik – eklem zararları ve anjönöratik bozukluklar, sürekli lokal baskı sonucu artiküler bursların hastalıkları, aşırı yükleme sonucu veter, veter kılıfı ve periost hastalıkları (bu başlık altında ayrıca sayılan tendosinovit ve periostit), maden ocağı ve benzeri işyerlerindeki meniskus zararları, fazla zorlama sonucu vertebra prosessuslarının yırtılması, sürekli lokal baskı sonucu sinir felçleri (genellikle yüzeysel seyreden motor sinirlerinde), kas krampları ve maden işçileri nistagmusudur. Her bir grup altında hangi fizik etkenlerin ne tür belirti ve hastalıklara neden olduğu ayrıca sayılmıştır.

332

Emiroğlu, a.g.m, s.23 – 24. Sağlık çalışanlarını etkileyen kimyasal maddeler; acetone, amonyak, antineoplastikler, asbest, benzen, benzol, boyalar ve vernik, bromin, chlorine, cıva ve cıva bileşikleri,

Özellikle laboratuar çalışanları iş esnasında çözücüler (ksilen, ksilol, benzen, benzol), yanıcı ve yakıcı maddeler, antiseptik (sodyum hipoklorit) ve sterilanlar (formaldehit, gluteraldehit, etilenoksit), temizlik işlerinde kullanılan dezenfektanlar (izopropilalkol), iyodin, formik asit, asetik asit ve benzeri kimyasal maddelere maruz kalmaktadır333

.

Anestezide kullanılan gazlar (nitröz oksit, halotan, izofloran) ve ilaçlar ise kronik maruziyet neticesinde spontan düşüğe, prematüre doğuma, konjenital malformasyona, karaciğer ve böbrek hastalıklarına, mental bozukluğa ve kansere neden olmaktadır334

.

Sterilizasyonda kullanılan bazı maddeler de sağlık çalışanlarında meslek hastalığına yakalanma riski oluşturur. Örneğin etilen oksit, yanıcı ve konsantrayonu %3’e ulaştığında patlayıcı bir gazdır. Akut etkisi, kendini solunumla ilgili sıkıntılar ve nörolojik bulgular olarak gösterir. Yüksek oranda maruz kalındığında ise katarakta neden olabilmektedir. Mutajenik ve karsinojenik olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur. Sterilizasyonda kullanılan bir başka kimyasal madde olarak Gluteraldehit, sağlık çalışanlarında; boğaz ve akciğer irritasyonu, astım ve benzeri, nefes darlığı, burun kanaması, konjunktivit, dermatit, baş ağrısı ve bulantı gibi belirtilere neden olmaktadır. Formaldehit; kimyasal sterilizasyonun dışında, doku fiksasyonu amacıyla da kullanılmaktadır. Formaldehite kısa süreli maruziyet; göz, burun ve boğaz tahrişine neden olabilirken, maruziyet dozu arttıkça öksürük, nefes darlığı ve aritmiye, doz daha da yükseldiğinde ise akciğer ödemi ve hatta ölüme neden olur. Uzun süreli maruziyetlerde kanserojen etki gösterir335

.

Sitotoksik/antineoplastik ilaçların kemoterapide kullanımı ve bu ilaçlara uzun süre maruz kalınması risklidir336. 1940’lardan itibaren mekloretamin ve

desflurane, diethyl ether, dinitrogen monoxide, enflurane, etilenoksit (ETO), fenoller, fetotoksik ilaçlar, formalin (hemodializ ünitesi), formaldehit, freonlar, gluteraldehit, halothane, herbisidler, heksaklorofen, hydrogen chloride, inorganik kurşun, iodin, Isoflurane, isopropanol, kadmiyum, karbondioksit, karbonmonoksit, karsinojenler, kimyasal atıklar, kostik solüsyon, kriyojenik maddeler, ksilen, ksilol, kumol, kümon, lateks, metal tütsüler, methanol, metil metakrilat (kemik çimentosu), organometalikler, pentamidin, pestisidler, phosphoric acid, ribavirin, sevoflurane, sodium azide, sodyum hipoklorit, teratojenler, toluen, toluol ve tuz ruhudur.

333

Emiroğlu, a.g.m, s.23.

334

Sağlık Çalışanlarının Meslek Riskleri, Türk Tabipleri Birliği Yayınları, 1. Baskı, Ankara Ekim 2008, s.11.

335

Sağlık Çalışanlarının Meslek Riskleri, 2008, s.12 – 13.

336

türevlerinin kullanılması ile başlayan süreçte, kanser tedavisinde kullanılmak üzere ortalama 70 çeşit antineoplastik ilaç geliştirilmiştir. Süreç içinde kanser vakalarının artması ve tedavi gören hastalarda toksisite kontrolünün daha iyi sağlanması nedeni ile antineoplastik ilaçlar, yüksek dozlarda ve daha fazla kombinasyonlarda kullanılmaya başlanmış ve bu nedenle hazırlanan ve uygulanan ilaç miktarı da artmıştır 337 . Sağlık çalışanlarında antineoplastik ilaçlara maruziyet, gebelik döneminde üremeyi tehlikeye sokmakta ve teratojenik (yapısal bozukluğa neden olma), karsinojenik etkilere kadar giden ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir338.

Dünyada yapılan çalışmalar, tehlikeli ilaç tanımına uyan antineoplastik ilaçları yeterli güvenlik önlemi almaksızın hazırlayan ve uygulayan sağlık çalışanlarının idrarında mutajenik aktivitenin, lenfositlerinde kromozomal kırıkların, kardeş kromatid değişikliklerinin ve mikro çekirdek sıklığında artışların olduğunu göstermektedir. Ayrıca korunma önlemlerini yetersiz uygulayan hemşirelerin, beş günlük rotasyon sonrası idrarı ile atılan tiyoeter bileşiklerinin üç günlük dinlenme sonrası idrar örneklerindeki tiyoeter bileşiklerine göre çok daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte antineoplastik ilacın tipi ve miktarı, maruz kalma süresi ve yolu, alınan koruyucu önlemlerin düzeyi ve farklılığı ile bireysel farklılıklardan kaynaklı olarak negatif sonuçların elde edildiği çalışmalar da mevcuttur. Ülkemizde yapılan biyoizleme çalışmalarında, yeterli güvenlik önlemleri almaksızın çalışan onkoloji hemşirelerinin idrar örneklerinde, karsinojenik ve mutajenik bileşiklere maruz kalmanın nonspesifik göstergesi olan tiyoeter bileşiklerinin atılımının arttığı, periferik lenfosit örneklerinde DNA hasarının göstergesi olan kromozomal yapı bozukluklarının, kardeş kromatid değişikliğinin, mikro çekirdek sıklığının ve tek sarmal kırıkları sıklığının arttığı gözlemlenmiştir. Antineoplastik ilaçların çeşidi, doz miktarı, kullanım sıklığı ve kombinasyon şeklinde kullanımının yaygınlaşması neticesinde gelişen mesleki risklerin arttığı, güvenlik önlemlerinin alındığı yerlerde ise kontaminasyon sıklığının azaldığını

337

Antineoplastik İlaçların Güvenli Kullanım Standartları Rehberi (revize edilmiş hali), Onkoloji Hemşireliği Derneği, 2014, s.4.

338

gösteren çalışmalar, antineoplastik ilaçların güvenli kullanımının gereğini ve önemini ortaya koymaktadır339

.

Ülkemizde antineoplastik ilaçlar ve genel olarak kimyasal maddeler ile yapılan çalışmalarda alınması gereken önlemleri içeren iki temel düzenleme mevcuttur. Bunlardan ilki Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik, diğeri ise Kanserojen veya Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliktir.

Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğin 5/1. maddesine göre işveren; çalışanların bu maddelere maruziyetini önlemek, mümkün olmadığı hallerde maruziyeti en aza indirmek ve çalışanları bu maddelerin tehlikelerinden korumak için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlü kılınmıştır. Bu kapsamda işveren, risk değerlendirmesi yapmakla yükümlüdür (KMÇSGÖY 6/1. m). Ayrıca uygun düzenlemeler yapılmalı, iş organizasyonu oluşturulmalı, tehlikeli kimyasal maddelerle çalışmaların en az sayıda çalışan ile yapılması sağlanmalı, çalışanların maruz kalacakları madde miktarları ve maruziyet süreleri mümkün olan en az düzeyde olmalı, işyerinde kullanılması gereken kimyasal madde miktarı en az düzeyde olmalı, işyeri bina ve eklentileri her zaman düzenli ve temiz tutulmalı, çalışanların kişisel temizlikleri için uygun ve yeterli şartlar sağlanmalı, tehlikeli kimyasal maddelerin, atık ve artıkların işyerinde en uygun şekilde işlenmesi, kullanılması, taşınması ve depolanması için gerekli düzenlemeler yapılmalı, tehlikeli kimyasal madde, çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan kimyasal madde ile ikame edilmeli, bu mümkün değil ise risk değerlendirmesi sonucuna göre ve öncelik sırasına riayet edilerek Yönetmelik’te belirtilen tedbirler uygulanmalı, alınan önlemlerin etkinliği ve sürekliliğini sağlamak maksadıyla yeterli kontrol, denetim ve gözetim gerçekleştirilmeli ve benzeri önlemler alınmalıdır (KMÇSGÖY 7/1. m).

Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğin işveren için öngördüğü önemli yükümlülüklerden biri de çalışanların eğitimi ve bilgilendirilmesidir (KMÇSGÖY 9/1. ve 10/1. m). Kimyasal maddeler ile

339

çalışanların sağlık gözetimi de bu maddelerden kaynaklanan meslek hastalıklarının önlenmesinde önemli bir tedbirdir (KMÇSGÖY 12/1. m).

Benzer şekilde Kanserojen veya Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeğin 5/1. maddesinde işveren için kanserojen veya mutajen maddelere maruziyet türü, maruziyet düzeyi ve maruziyet süresinin belirlenerek, risk değerlendirmesi yapılması ve alınması gereken sağlık ve güvenlik önlemlerinin tespit edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ayrıca işveren, teknik olarak mümkün olduğu hallerde bu maddelerin tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan maddeler ile ikame edilmesini sağlamalı, mümkün değil ise müstahzar veya işlem kullanarak kullanımı azaltmalıdır (KMMÇSGÖY 6/1. m). Yönetmelik’te kanserojen veya mutajen maddeler ile yapılan çalışmalarda maruziyetin önlenmesi ve azaltılması için alınması gereken önlemler ayrıca ve ayrıntılı olarak düzenlenmiştir (KMMÇSGÖY 7. m vd.).

Kanserojen veya mutajen maddelerin yol açtığı meslek hastalıklarından korunmanın en önemli yollarından biri de hijyen ve kişisel korunmaya riayet edilmesidir. Kanserojen veya mutajen maddelerle kirlenme ihtimali olan işlerde işveren, bazı özel önlemleri almakla mükelleftir. Bu önlemler; işlerin yapıldığı yerlerde çalışanların yeme, içme ve sigara kullanmaların önlenmesi, bu işlerde çalışanlara koruyucu giysi veya uygun özel giysi verilmesi ve bunların günlük kıyafetlerinden ayrı yerlerde saklanabilmesi için işyerinde birbirinden ayrı elbise dolapları bulundurulması, çalışanlara uygun ve yeterli yıkanma yeri, tuvalet ve temizlik malzemesi sağlanması, kişisel koruyucu donanımların340

özel yerlerde ve uygun şartlarda saklanması, kişisel koruyucu donanımın her kullanımdan sonra ve eğer mümkünse kullanmadan önce kontrol edilerek temizlenmesi, tamir edilmesi veya değiştirilmesinden oluşur. Ayrıca işveren, sayılan tedbirlerin maliyetini çalışanlara yansıtamaz (KMMÇSGÖY 12. m).

340

Antineoplastik İlaçların Güvenli Kullanım Standartları Rehberi, 2014, s.14 vd. Onkoloji Hemşireliği Derneğince Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumu (NIOSH), Amerikan Sağlık Sistemi Eczacıları Derneği (ASHP) ve Uluslararası Onkoloji Eczacıları Uygulayıcıları Derneği (ISOPP) tarafından antineoplastik ilaçların güvenli kullanımına yönelik hazırlanan son rehberlerden yararlanılarak revize edilen rehberde, antineoplastik ilaç hazırlanması sırasında kullanılacak kişisel koruyucu donanımlar ve bunların özellikleri ile ne şekilde kullanılmaları gerektiği açıklanmıştır.