• Sonuç bulunamadı

14. 1. Kişi Kadrosu ve Sorunları

Uyar şiirinin geniş bir insan kadrosu vardır. Đsim sıralama merakının yanı sıra, özellikle ilk üç kitabı “Arz-ı Hal”, “Türkiyem” ve “D.E.G.A.” kitaplarında yoğun öyküsellik, kişi isimlerinin yoğunluğunun artmasında etkili olur. Đlk iki kitabında kişiler daha çok taşradan seçilirken, “D.E.G.A.” kitabıyla birlikte yoğunluk şehre kayar. Şiirlerinden çıkarılan kişi adları listesi, bu konuya açıklık getirir niteliktedir:

Kitap Adı Kişi Adı

Arz- ı Hal Bektaş, Yasin Efendi, Hüsnü Efendi, Narhanımcık, Mihrali, Ali, Memiş, Satılmış

Türkiyem Dadaloğlu, çoban Ahmet, Ali Efendi, Gölebertli Mustafa, Hasan Ağa, Bekir Efendi, Benli Döne, Aşık Đkramî, Mahmut, Elif, Köroğlu, Şahsenem, Emrah, Karacoğlan, Robenson, Hamdi bey, Yeter, Gülperi, Sefer, Hacer Hanım, Nemika, Đffet Hanım, Rıfat Bey, Mustafa Kemal Paşa, Dürdane, Fatma hanım, Hürmüz hanım, Đkbal, Virginie, Zehra, Lokman

D.E.G.A. Yezdan, Necla, Hurşit Bey, Zekeriya Bey, Süheyla Doğrusöz, Ali Özaçar, Temiziş Kolacısı Süleyman, Tel Cambazı, Akçaburgazlı Yekta, Gülbeyaz, Sinan, Nasıra’lı Đsa, Hümeyra, Azra, Mihriban, Halim, Alişan, Zübeyr, Sadık, Arşidük Franz, Faliha, Rüksan, Necla, Şermin, Adile, Erhan, Yayabölüklü Emin, Suzan Hanım, Mehlika Hanım, Davut, Degas, Meryem Oğlu Đsa, Van Gogh, Carmen

Her Pazartesi

Shakespeare, Mondrian, Matisse, Miro, Tayyar Bey, Ceylan, Lady Montague, Aguinolu Thomas, Hacı Bektaş, Mustafa Kemal, Federico Garcia Lorca, Romeo, Kerem, cemal, edip, naci, tomris, Malatyalı Abdo

Divan Mustafa, cahil beşir, hasan, Hüseyin, rüstem paşa, şair nedim, deli rüştü paşa, hamit, bahriye nazırı Tevfik paşa, hafız burhan, tomris uyar, canterbury piskoposu

Toplandılar Abdullah çocuk, hatice çocuk, spartaküs, yunus kazım, acımasız nemrut, hayri bey, salıpazarlı kerim, zeynelabidin, Müşerref, leyla, cemile, tayfun, nihat, Yusuf, Sinan, Kemal bey, Battal, Mehmet, feride, meyla cabirî, Marie, faysaloğlu, harun, hüsam, Süleyman, Dursun Ali, Seyfettin, Muzaffer, Mümtaz, Behice, Arif, Seçkin, Mevlût, Yusuf, Murat, Sadun, Behiç, Mahir, enver, ethem

K.D.Đ. Hayri çocuk, Edip, Mefharet, Ali, feyyaz, hüsnü, yakup, tekin, lale, mustafa, kayhan, tayfun, salim, eczacı kerim, ahmet, suphi, ekrem, overlokçu ibrahim, taci, hilmi, deniz, Đsfahanlı Mustafa, marjinal hasan, binali, cengiz, ömer, lütfü, nuran, polat, sezer, John Gordon Davies, Metin Eloğlu, Lucretius, Zeynep, abdurrahman,

Dün Yok Mu

Mehmet, Feyyaz, Oktay, Ahmet, hacer’anım, Jale, Erdal, Hüseyin, memedali, komser muavini Rahmi

Tablo: 2- Şiirlerinde Geçen Kişi Adları

“Yalağuz” (s.19) şiirinde serüveni anlatılan, Bektaş isminde bir çobandır. Bektaş, yalnızlıktan şikâyetçidir. “Yasin Efendi” (s.20) şiirinde Yasin Efendi, dingin ruh haline sahip bir şehir insanıdır. Đsyan duygusu yoktur, teslimiyetçidir. “Mersiye” (s.22) şiirinde Hüsnü Efendi, Garip şiirinin bulduğuyla yetinen “küçük adamı” dır. “Memur Karısı” (s.23) şiirinde karısı elde ettikleriyle yetinen, sabırlı ve özveriliyken şair, ona daha

iyisini yaşatmadığı için kendine kızan bir koca rolündedir. “Bir Anadolu Vardır” şiirinde Mihrali, doğayla mücadelenin sıkıntısı/zorlukları içindedir:

“Bir Mihrali marangoz vardır …

Bütün ömründe aşağı yukarı

Sacta pişmiş mayasız yufka ekmeği yer Arpa yetiştirir sel alır gider

Bir yar sever, onu da el alır gider.” (“Bir Anadolu Vardır”, s.30–31) Zor tabiat koşulları Anadolu insanını fakir düşürmesine rağmen, onlara sağlam bir irade yapısı da kazandırır.

“H.H.H.” (s.74) şiirinde Nemika, bir çocukluk aşkı olarak hatırlanır. “Yalnız Dürdanecik” (s.88) şiirinde Dürdane, kocası tarafından sevgi ve cinsellik yönünden ihmal edilmiş bir kadındır: “Pencerelerde sardunyalar gibi yalnız/ kocası kahvede o evde/ Alışmışlardı”.

“D.E.G.A.” kitabında Akçaburgazlı Yekta’nın serüvenleri etrafında bir çok şiir kaleme alınır: “A.Y.M.K.A.S.M.” (s.134), “Đ.D.K.A.Y.Ş.A.Y.S.M.” (s.141), “B.K.M.Đ.Đ.” (s.143), “T.Ç.H.” (s.153). Bu serüvenlerde ön plana çıkan Yekta karakteri, Akçaburgaz kasabasında büyüyen; şehre geldiği zaman, taşrada büyümüş biri olarak kentin beton örgüsüne alışamayan; tabiatı özleyen; aynı zamanda düşünce ve eylem olarak toplumsal değerler ve yasalarla çatışan; aşk ve cinsellik yönünden insana bir kısıtlama getirilmemesi gerektiğini savunan bir kişidir. Arkadaşı Sinan’ın karısı Gülbeyaz’la gönül ilişkisi vardır ve ilişkileri açığa çıkınca da mahkemede yargılanır. “B.K.M.Đ.Đ.” (s.143) şiirinde bu defa, Yekta’nın toplumsal statüsü değişir ve kasabasına belediye başkanı olur.

“T.Ç.H.” (s.153) şiirinde, Yekta’nın serüveni etrafında Adile, Rüksan, Necla, Şermin, Faliha, Mehlika, Suzan, Erhan, Yayabölüklü Emin kişileri ortaya çıkar. Adile, Rüksan ve Erhan zihniyet olarak Yekta’yla uyuşurken, diğerleri ahlakçı ve törecidir. Bunlardan Yayabölüklü Emin, aldatılmanın trajedisini yaşar: “Birden bir avuntu denizi

/ kuşatıveriyordu bunalmış yüreğini. Kendisinin kıyıldığı/ geceler kıyıldığı yataklar gelince”. Emin, karısından ve aşığından intikam alma girişiminde bulunur.

14. 2. Kişilerin Serüvenleri

Đlk şiirlerinden “Yalağuz” (s.19), “Yasin Efendi” (s.20), “Mersiye” (s.22), “Şehitler” (s.27), “Bir Anadolu Vardır” (s.30) da hikâye unsurunun ucundan tutmaya, olanaklarını yakalamaya başlar. Bu şiirlerde, kişilerin kısa serüvenlerine değinir, ayrıntıya girmez. “O.K.Y.K.R.” (s.39) şiirinde, şair bir köydeki misafirlik hatırasını nakleder. Arsiyan dağlarında atı yorulup yağmur bastırınca, bir köye sığınır. O gece muhtarın evinde kalır ve gayet iyi ağırlanır. “K.K.D.” (s.53) şiirinde, Kantar Köprü diye bir yerin köprü olması dışında, değirmenleriyle köylüler için hayati bir önem taşıması anlatılır. “H.H.H.” şiirinde bir aşk olayıyla alakalı olarak, Hacer Hanım’ın kızı Nemika’dan bahsedilir. Hacer Hanım, bir hamam işletmecisidir. Nemika, onun kıvırcık saçlı, esmer, tombul kızıdır.

“Müstehcen Şiir” (s.80) de Đffet Hanım ve Rıfat Bey adlı bir çiftin cinsel yaşamından bahsedilir. “Yalnız Dürdanecik” (s.88) şiirinde, Dürdane adlı genç bir kadının evlilik hayatı ve mutsuzluğu anlatılır. Kadın kocasından ilgi görmemekten ve yalnız bırakılmaktan muzdariptir.

“D.E.G.A.” kitabına gelindiğinde Akçaburgazlı Yekta’nın serüvenleri ön plana çıkar. “A.Y.M.K.A.S.M.” (s.134) Yekta, arkadaşı ve patronu Sinan’ın evine sık sık gidip gelmektedir. Zamanla Sinan’ın karısı Gülbeyaz’la yakınlaşır ve bu bir ilişkiye dönüşür. Artık, Yekta, Sinan’ın evde olmadığı zamanları kollamakta ve zamanının çoğunu onun evinde geçirmektedir. Bir süre sonra vicdan azabına kapılır ve durumu Sinan’a anlatmaya karar verir. Bunun üzerine Sinan, onu mahkemeye verir. Đlişkisi herkes tarafından duyulur ve Yekta kınanmanın büyük sıkıntısını çeker.

“B.K.M.Đ.Đ.” (s.143) şiirinde başkişinin yine Yekta olduğu, başka bir serüven vardır. Yekta, karısı Hümeyra’nın kız kardeşi Azra’ya tutulur. Durumu Azra’ya

bildirince olumsuz karşılık alır, fakat onun peşini bırakmayı düşünmez. Azra’yı böyle bir ilişkinin suç olamayacağına inandırmaya çalışır ve sonunda bunu başarır. Azra kendisini Yekta’ya teslim etmesine rağmen, Yekta onu kabul etmez. Çünkü işin başında tek amacını Azra’yı inandırmak olarak belirlemiştir∗

.

“T.Ç.H.” (s.153) şiiri de Yekta’nın serüveninden teşkildir. Yekta’nın bu defa Adile adında bir kadını vardır; fakat Adile, Erhan adında genç bir delikanlıyla onu aldatmaktadır. Yekta, bunun farkında olmasına rağmen, daha öncesinde yaptığı gibi, duruma bir suç ya da günah nazarıyla bakmaz. Karısı Adile’den ya da sevgilisinden bir intikam alma girişiminde bulunmaz. Buraya kadarki üç serüvenin de anlatıcısı Yekta’dır. Sadece sonuncusunda(“T.Ç.H.”) diyaloglarla okuyucunun olaylardan haberdar edildiği farklı bir bölüm yer alır.

“D.E.G.A.” kitabında yoğun bir serüven anlatımına girişen şair, bu kitaptan sonra hikâyenin şiirdeki tesirini oldukça azaltır. Bir vaka zincirinin takip edilebildiği şiirlere, bundan sonra nadiren rastlanır. “Her Pazartesi” kitabında geçen “M.A.Đ.B.K.” (s.304) şiiri, nadir örneklerden biridir. Bu şiirde Malatya’nın Kahta kasabasından olan Abdo’nun hasta kızını doktora getirmesinden bahsedilir. Şair, yer yer Abdo’nun dağlı görünüşüne yorumlar da getirir. “Toplandılar” kitabında, “Hayri Bey” (s.439) şiirinde bir serüven anlatımına girişir; fakat ötekilerine nazaran olay zinciri siliktir. Hikâye, Osmanlıda kolağası olan babası Hayri Bey’in serüveni olmaya yakındır. Son olarak “K.D.Đ.” kitabında “Yapı” (s.533) şiirinde bir serüvenin izlerine rastlanır. Hayri adlı bir çocuğun, bir bina yapımında izlenimleri ve bunları çocuk aklıyla yorumlaması hikâyenin içeriğini oluşturur.

Uyar şiirinde hikâye alışkanlığı ve isim sıralama merakı, şiirinde kişi isimlerini çoğaltmıştır. Bunların bazıları, şiirlerde kendi serüvenleri ve sorunlarıyla yer eder. En önemlisi ise Yekta’dır.

Bize göre Yekta’nın Azra’ya el sürmemesinin asıl nedeni, Gülbeyaz’la olan önceki ilişkisinin ifşa olmasından dolayı yaşadığı sıkıntı ve bundan çıkardığı derstir.