• Sonuç bulunamadı

KiĢisel GeliĢimin Dinin Yerine Geçmeye ÇalıĢması

3. NLP ve Tarihçesi

4.2. KiĢisel GeliĢimin Din Eğitimde Kullanılamayacak Yönleri

4.2.1. KiĢisel GeliĢimin Dinin Yerine Geçmeye ÇalıĢması

Modern dönemde meydan gelen değiĢimlerin sonucunda en çok etkilenen alanlardan biri „din‟ alanıdır. Sorunlar karĢısında din insanlar için çözümüretenbir konumdayken modernizm, dinin etkisinin azalmasına sebebiyet vermiĢtir.

Peygamberleri ve kutsal kitapları dıĢlayan modern dünya, oluĢan boĢluğa kendi dinlerini oluĢturmakta gecikmedi. Ġste tam da bu aĢamada KiĢisel GeliĢim kitapları, Batı üzerinden „uydurma bir din‟ olarak hayatımıza girdi. (Akyürek, 2008: 11)Moderniteden sonra manevi hayattaki değiĢimlerle ilgili olarak Ö. Taburoğlu Ģöyle der: “Dünyanın sisinin dağıldığı, yerdeki yaĢamın fazlasıyla aydınlandığı modernlik ile birlikte fizik ötesine dair derin kuĢkular da baĢlar. Bu kuĢku çağında kalabalıklar tarafından kabul gören dinlerin yerine, kesik kesik, ortak temaları olmayan maneviyat biçimleri ortaya çıkar. Neredeyse her bireyin kendi ikonlarını, kiĢisel metafiziğini yaratabileceği çoğul bir kutsallık alanı açılır. Bireyliğin ifadesi olarak “yaĢam biçimleri” bu kutsallığın deneyimlendiği alan halini alır. KiĢilerin farklılığı üzerinden kurulan maneviyat alanlarıdır bunlar. Böylece kutsallık da bireyselliği süsleyen bir Ģekle bürünecektir. Böyle bir maneviyat ise aĢkın olan varlıkla ve diğerleriyle olan iliĢkiyi zayıflatır. Hatta kendini özne yerine koyanların, bireyselliklerinin daha büyük bir varlık tarafından kuĢatılması onları rahatsız edecektir.(Taburoğlu,2008:223)

KiĢisel geliĢimin din yerine konmaya çalıĢılmasıyla ilgili bir diğer yorum da Ģöyledir: KiĢisel geliĢim‟ in kendine görev edindiği 2 konu vardır. Bunlardan ilki piyasanın istediği kalifiye insan ihtiyacını gidermek için, remi eğitimin eksiklerini hizmet içi ve dıĢı kurslarla tamamlamaya çalıĢmaktır. Dini kurallarının görmemezlikten gelindiği, „dünyevileĢmiĢ bir toplumda‟, oluĢan ahlaki boĢluğu dini tabirlere yer vermeden ve „sekülerlikten‟ de vazgeçmeden hayatın içine taĢımak da kendine edindiği ikinci görevdir. Yazara göre bu durumun en dikkat çekici örnekleri Stephen Covey isimli Amerikan kiĢisel geliĢim uzmanının „Etkili Ġnsanların 7 AlıĢkanlığı‟ ve „Önemli ĠĢlere Öncelik‟ isimli kitaplarında görülebilir. Bu kitaplar, dinin uzaklaĢtırılmaya çalıĢıldığı toplumlara ilahi dinlerin ahlaki tavsiyeleri benzeri tavsiyeleri kiĢisel geliĢim adı altında sunmaktadır. (S.Aydın,t.y: eriĢim tarihi 20.02.19)AnlaĢıldığı üzere toplumda ahlaki kuralların boĢluğu da kabul edilemez bir duru. Bu yüzden dine ait olan öğretiler sanki kiĢisel geliĢime aitmiĢ gibi toplum içindeki yeri korunmaya çalıĢılmaktadır.

Köse‟ ye göre Batı‟nın geleneksel inançlarını zedeleyen etkenlerin baĢında endüstrinin ilerlemesiyle beraber modernizm de yaygınlaĢması gelmektedir.

Ekonomi de ki hızlı değiĢim de kendisini kültürel anlamda göstermiĢtir. Hristiyanlık dinin de artık bir varlık gösterememesiyle birlikte „ahlaki kontrol‟un sağlanması „mekanik ve bürokratik araçlara‟ kalmıĢtır. Burada insanın ruhsal olarak yalnızlaĢmasının sebebi teknolojinin ilerlemesiyle beraber modern aletlerin kullanımının fazlalaĢmasının da insanların birbiriyle olan diyaloğuna zarar vermiĢtir.(Aktaran EkĢi,2012;47)

Baumann‟a göre: OluĢmuĢ yerel bağların parçalanması, toplumda önceden kabul görmüĢ yasalara karĢı toplumda oluĢan isyan yeni baĢlangıcın sarhoĢ edici etkisini yarattı. Yazar görüĢünü Ģu cümlelerle tamamlar. “Ancak, ne kadar hırslı olursa olsun, hiçbir amacın insani düĢünme, keĢfetme, icat etme ve eyleme yeteneğinin ötesinde olmadığı görüldü.”(Baumann,2005;31)Bütün bunlar da gösterdi ki; Aydınlanmanın ahlaki öğretileri, güçten düĢen dinin yerine entelektüel bir temel bulmak için harcanan umutsuz çabaların bir kanıtıydı. (Horkheimer ve Adorno, 1995;103) Ve aslında hiçbir geliĢme insanın dünyaya gönderiliĢ amacını merak etmesini ve ruhsal olarak da doyum sağlama ihtiyacını engelleyemez. ĠĢte bu sorulara cevap verecek geleneksel dinler önemsizleĢtirildiklerinde birey bu cevapları arama da baĢrolü üstlenmiĢtir.(EkĢi,2012;48)

Akyürek ise cevabı merak edilen bu sorulara bireyin nasıl bir cevap verdiğini Ģöyle anlatır: Aslında geleneksel dinlerin etkisi azaltılmaya çalıĢılırken ihtiyaç duyulan alanlarda da yeni öğretiler yeni kavramlar üretilmiĢtir. Mesela „dua‟ kelimesinin yerine “YoğunlaĢma, Çekim Gücü vb” kelimeler buldular.„Allah‟ı zikrederek huzur bulma‟ nın yeni adı„Meditasyon‟ oldu. Tek tanrılı dinlerin karĢısına; sadece kendi gövdesi, yeteneği ve gücüne güvenen sahte tanrılar yaratmaya çalıĢıyorlar. (2008;232)

Dine karĢı tavır alınmasının sebeplerini de KiĢisel GeliĢimle ilgili kitaplar yazan Kırscher kitaplarında Ģu anlamdaki cümlelerle karĢılaĢmaktayız; Her ideoloji, din ya da ahlak, kuralları sorgusuz sualsiz kabul etmeye,fazla soru sorulmamasınasizi ikna etmeye çalıĢır. Ayrıca size doğru-yanlıĢ-çirkin-güzel gibi yaptırımlar uygulayarak sizi aldatmaya çalıĢırlar.Zaten yıllardır kiliseler Tanrıyı ve Onun

yüceliğini kabul etmemiz için onlara ne kadar çok ihtiyaç duyacağınızı benimsetmeye çabalamaktadır. (Kırscher,1995;196,207 ve 232)

Görüldüğü üzere oldukça ilgi çekici bu söylemlerin Dünyayla beraber Türkiye‟de de kabul gördüğünü Sayar‟ın Ģu cümlelerinden anlıyoruz; Tanrının aĢkın özelliklerinin göz ardı edilmeye çalıĢılıp tanrının kiĢileĢtirildiği bir anlayıĢ yayılmaya çalıĢılmaktadır. „Tanrı senin içinde‟, „Yüce kudretler senin ruhunda gizli‟ gibi söylemler zaten kiĢilerin egolarını yükseltip, benliklerini yücelten kiĢisel geliĢiminle de örtüĢmektedir. Böylece tanrı bireyin içine hapsedilen bir hale dönüĢünce o zaman herhangi bir ahlaki öğretinin de bir bağlayıcılığı, etkileyiciliği kalmıyor. Tam tersine Tanrı yerine konduğunu hisseden insan herkes tarafından da bunun böyle kabul edilmesini istiyor. (2017; 118)

Yukarıdaki cümleler olayın vehametini gözler önüne sermektedir. Ancak Ġslam‟la Ģekillenen Türk kültür ve insanının uygunluğuna dikkat edilmeyerek yabancı dillerden Türkçe‟ ye çevrilen kiĢisel geliĢim metinleri, çokça tavsiye edilerek insanlara okutturuldu.(Akyürek, 2008:13)Çok manidardır ki Nurettin Topçu‟nun da yıllar öncesinden uyardığı gibi, “Amerika‟dan gelen akımların insanlığı olumsuz etkilemesi sonucu gelecek karanlık gözükmektedir. Dünya insanlığın kurtuluĢu, Amerika‟dan gelecek olan bu olumsuz akımlara karĢı koyacak kudrette fikir geliĢtirip alacakları önlemlere bağlıdır. (2012; 239) Ancak ülkemizde kiĢisel geliĢim kitaplarının okutulmadan önce herhangi bir incelemeye tabi tutulmadığı gibi, Türk yazarların da Batılı yazarlardan oldukça etkilendi gözlemlenmektedir.