• Sonuç bulunamadı

KiĢiliği ve Mizacı

B. Orhan Duru‟ya Kadar Türk Öykücülüğü ve 1950 KuĢağı

I. BÖLÜM

1. Hayatı

1.5. KiĢiliği ve Mizacı

Duru‟nun yazılarına, öykülerine bakıldığından kullandığı ironik ve mizahi yaklaĢım kendisinin neĢeli, eğlenceli bir kiĢiliğe sahip olduğunu düĢündürebilir. Duru, özellikle öykülerinde sergilediği hayatın hemen her alanına alaysı yaklaĢımı bu neĢeli olma düĢüncesini arttırıyor. Ancak bunun böyle olmadığını eĢi Sezer Duru, ―Orhan Duru yazdıklarında neĢelidir, kendisi öyle değildir.‖ (Yadigar, 2007) sözüyle dile getirmiĢtir. Gerçekten de Duru, mizaç olarak daha sakin ve durağan bir kiĢiliğe sahiptir. Hayatı oldukça yoğun ve hareketli olmasına rağmen daha kapalı bir ruh haline sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Duru, her Ģeyden önce bir idealist‘tir diyebiliriz. Eğitim hayatı boyunca iyi ve hatta “iftihar tablosuna‖ girmiĢ bir öğrenci olarak göz doldurmuĢ, memleketin uzak, “insanların kendisine yabacı, her yerin böcek, akrep, sinekle kaynadığı,

evlerin yüznumaralarının olmadığı‖(Kazı, 2006:34) bir köĢesinde mesleğini

yerine getirmiĢ ve daha sonra bir bilim adamı olma isteğiyle üniversiteye asistan olarak girmiĢtir. Bu, hayata ciddi ve idealist yaklaĢım Duru‟nun gazetecilik yaĢamında da tutarlı bir yaĢam sürdürmesini sağlayacaktır.

Sezer Duru‟nun vurguladığı gibi ―neĢeli‖ bir kiĢiliğe sahip olmaması Duru‟nun öykülerine de yansımıĢtır. Özellikle ilk öykü kitabı BırakılmıĢ

Biri‘ndeki öyküler bu yöndedir. Karamsarlık, anlamsızlık, karıĢıklık içinde

bunalımlı bir hava sezilir. Peki Duru‟nun bu kiĢiliğinin oluĢmasında ne gibi sebepler etkili olmuĢtur? Duru, kendi hayatını anlattığı Kazı adlı öyküsünde çocukluğuna ve gençliğine dair melankolik, karıĢık, buğulu bir ruh hali hakimdir. Orta sınıf bir ailenin çocuğu olan Duru‟nun, zor bir çocukluk dönemi geçirmiĢ, savaĢlar, hastalıklar, göçler yaĢamıĢ ve annesini daha çocuk yaĢta kaybetmiĢ

olması ömrünün sonuna kadar hüzünlü ve durgun bir kiĢiliğe sahip olmasında etkili olacaktır. Annesini kaybettikten sonra teyzesinde kalan Duru, teyzesinin de yalnızlığı içinde kendi yalnızlığıyla da boğuĢacaktır. Özellikle Duru‟ya annelik yapmıĢ olan teyzesinin hastalığını ve ölümünü yaĢamıĢ olması Duru‟nun hüzünlü mizacında etkili olacaktır.

Ayrıca Duru, öykü kiĢilerinin nasıl olması gerektiğini anlattığı bir yazısında –doğru mudur, bilinmez- kendisinden söyle bahsetmiĢtir:

“(…) Yani ben birçok sıkıntıları, birçok iliĢkileri, tedirginlikleri olan, sık sık bağırıp çağıran, sık sık içine kapanıp kara kara düĢünen birisiyim.” (Duru, 1958 :245)

Bütün bunlara karĢı Duru‟yu sadece yaĢamdan bıkmıĢ, bunalımlı ve üzüntü içinde olan bir kiĢi olarak değerlendirmek yanlıĢ olur. Duru, iyiye ve güzele inanmıĢ; kaygısız değil aksine oldukça duyarlı bir karaktere sahip bir insandır. Hayvanları seven, onları önemseyen ve korunması için mücadele eden, nesli tükenmekte olan hayvanlara dikkati çekmiĢtir. Doğaya olan sevgisi ve verdiği önem de her Ģeyin üstündedir. Hemen bütün yazılarında doğanın korunması için dile gelen düĢünceleri görmek mümkündür. KentleĢme uğruna doğanın tahrip edilmesine ve betonlaĢmasına karĢı çıkmıĢtır. Özellikle 50‟li yılların sonunda Sabahattin Eyüboğlu‟nun baĢlattığı Mavi Yolculuk gezilerin katılmıĢ ve ülkeyi kıyı kıyı gezmiĢ ve bunları büyük bir duyarlılıkla anlatmıĢtır:

“Kendimi aydınlanmacı bir aydın sayıyorum. Her Ģey merakım var. Tüm duyargalarım açık. Evreni, doğayı ve insan topluluğunu en geniĢ biçimde kavramak istiyorum. Merak denilen olguya sınır tanımıyorum. Her Ģeyle ilgileniyorum. Gezilerle, yeni yerler görmekle, çeĢitli inançları bilmekle ilgileniyorum. BaĢka ülkeleri görmek istiyorum. Eski kitaplara meraklıyım. Yeni kitaplara meraklıyım. Yeni yazarları elimden geldiğince izlemeye ve anlamaya çalıĢıyorum. Doğaya ve hayvanlara ve bitkilere meraklıyım.” (Duru, 2008:13)

Duru, bu yönü bütün bir evrene insani bakıĢ açısıyla gerçekten de sorumlu bir aydın kiĢiliğine sahip olduğunu göstermektedir. Haksızlığa baĢ kaldıran, ezilmiĢin yanında duran ve onların sorunları hep dile getiren, dürüst ve ―iyi bir

dost‖ olma özelliğini ömrünün sonuna kadar korumuĢtur. 1.6. Ölümü

Edebiyat dünyasına henüz lise yıllarında, diğer pek çok edebiyatçı gibi Ģiirle adım atan Orhan Duru, yaĢamı boyunca çalıĢma azminden bir Ģey kaybetmeden sayısız dergi, gazete ve kitaplarıyla pek çok alanda iyi iĢler baĢarmıĢ ve özellikle Türk öykücülüğüne getirdiği farklı soluklar ve yönelimler açısından oldukça önem arz ettiğini söylemek gerekir.

1933‟te Ġstanbul‟da baĢlayan yaĢam, dünyanın ve Türkiye‟nin en bunalımlı günlerin yaĢandığı dönemlere denk düĢecektir. Henüz çocukluk yıllarından bilinçaltında kalan II. Dünya SavaĢı, daha sonra yaĢayacağı 1960 Ġhtilali ve daha sonraki askeri müdahaleler Duru‟nun bilinç süzgecinden geçerek eserlerinde yerini alacaktır.

Duru, 76 yıllık yaĢamın ardından öykülerden, denemelerden, sayısız dergi ve gazete yazılarından, gezi yazılarından, çevirilerden ve tiyatro uyarlamalarından oluĢan büyük bir külliyat bırakmıĢtır.

Türk basınının ve edebiyatının usta kalemi, 2005 yılında prostat kanseri olduğunu ve kemiklerine kadar sıçradığını öğrenmiĢtir. Hareket alanı gittikçe daralan Duru‟nun sağlığı da gittikçe bozulmuĢ ve tedavi gördüğü Surp Agop Hastanesi‟nde 25 Ocak 2009 tarihinde Pazar günü sabaha karĢı hayatını kaybetmiĢtir. Bu tarihten iki gün sonra 27 Ocak 2009 Salı günü, Ġstanbul TeĢvikiye Camisi‟nde kılınan namazının ardında Ġstanbul AĢiyan Mezarlığı‟na defnedilmiĢtir.

Duru‟nun cenazesine, gazeteciler, yazarlar, tiyatrocular ve sanatçıların yanı sıra siyasetçilerde katılmıĢtır. Gazeteciler, Mustafa Balbay, Tufan Türenç, Hasan Pulur, Mehmet Ali Birand; tiyatrocular, Fikret Hakan, Genco Erkal, Ali

Özgentürk, Gani Müjde, Ali Poyrazoğlu; edebiyatçılar, Tahsin Yücel, Adnan Özyalçıner, AyĢe Kulin, Feyza Hepçilingirler, Ahmet Oktay, Ataol Behramoğlu, Leyla Erbil, Zeynep Oral, Selim Ġleri, Haydar Ergülen, Cevat Çapan, Semih GümüĢ gibi birçok isim Orhan Duru‟yu son yolculuğuna uğurlamıĢlardır.

Duru‟nun ardından dostları duyduklar üzüntüleri Ģu cümlelerle dile getirmiĢlerdir:

Ülkü Duru : ―Orhan Duru benim için sadece abim değildi. Aynı zamanda babamdı, arkadaĢımdı, dostumdu, çok sevdiğim bir yazardı, çok sevdiğim bir gazeteciydi. Ama en güzeli çok onur verici olan benim abimdi. Onu çok seviyorum. Çok değerli bir insandı, çok iyi bir insandı. Hayatta tanıdığım en medeni insandı.‖ (arsiv.ntvmsnbc.com)

Tahsin Yücel: “Kendini ne çıkarmayan, çağdaĢ edebiyatın önde gelen öykücülerinden birini yitirdik. Türkiye‘nin, hem önde gelen bir öykücüsünü, hem çok iyi bir deneme yazarını, ilerici, tutarlı aydınlarından birini kaybettik.(www.cumhuriyet.com.tr)

Ahmet Oktay: “Orhan‘ı gazeteciliğe baĢlamadan önce tanırım. O zamanlarda Ankara‘da aynı genç edebiyatçılar çevresine mensup insanlardık. O günden bu güne dostluğumuz sürdü. Orhan Duru, Türk öykücülüğünün kilometre taĢlarından biridir. Kolay unutulacak, akıldan çıkabilecek bir öykücü değildi. Ġronisi ile getirdiği değiĢiklikler dolayısıyla yeri doldurulacak gibi değildir. Ayrıca çok iyi

bir gazeteciydi. Çok değerli bir arkadaĢtı. Çok

arayacağım.(www.cumhuriyet.com.tr).

Semih GümüĢ: “Orhan Duru, değeri hala tam olarak anlaĢılmamıĢ 1950 KuĢağı yazarlarının sıra dıĢı öykücülerindendi. O zamanlardaki toplumsal iĢlevi önde tutan edebiyat anlayıĢından yıllar sonra yepyeni bir dünya anlayıĢı kurdu kendine.(…) AlıĢılmıĢ olanı kırmakta güçlük çeken edebiyatımız ve genç kuĢaklar

önünde, gözden hiç uzak tutulmaması gereken yazarlardandır Orhan Duru.

(sanat.milliyet.com.tr)

Selim Ġleri: “ÇağdaĢ edebiyatımızda devrik cümlenin imparatoruydu benim için. Fantezi ve ironi unsurlarını büyük bir baĢarıyla kullandığı uzun cümleli öykülerini severek okumuĢtum. Çok sevdiğim bir hikâyeciydi; eserleri bizimle yaĢayacak (sanat.milliyet.com.tr).

Hasan Pulur: ― Orhan çok iyi bir insandı. Hatta Ģunu da hatırlıyorum demiĢtim ki bir gün kafanın bir yerinde bir hücrede bir bölümde biraz da kötülük olsun derdim. Hiç hayatta kötülüğü olmadı, hep iyi gitti iyi. Ġyi doğdu, iyi yaĢadı, iyi gitti.‖ (arsiv.ntvmsnbc.com)

Ġlber Ortaylı: ―Çok yakın bir dostumuzu kaybettik. Ben 61 den beri tanıyorum kendisini. Çok değiĢik bir insandı yani hiçbir klasifikasyona girmez. Türkiye‘de nadir bulunur böyle münevverler. Bunun için tabii üzgünüm özleyeceğiz. Yani genç gitti diyemeyiz ama çok özleyeceğiz.‖ (arsiv.ntvmsnbc.com).

Mehmet Ali Birand: ―Sadece bir yazar bir sadece bir öykücü bir sadece gazeteci kaybetmedik. Biz çok iyi bir Ġstanbul beyefendisi kaybettik. Ki Ġstanbul‘da artık böyle beyefendiler yok. Onun için onu çok arayacağız çok daha fazla arayacağız. Nur içinde yatsın.‖ (arsiv.ntvmsnbc.com).

Cevat Çapan: ―Orhan Duru aĢağı yukarı gençliğimizden beri hayranlıkla okuduğumuz bir yazar, ama onun ötesinde çok sıcak bir dost. Ġnanılmaz bir mizah duygusu olan ama onun ötesinde bir gerçeklik duygusu ve güzellik duygusu olan bir insandı. Çok üzgünüz.‖ (arsiv.ntvmsnbc.com).

Atilla Dorsay: ―Orhan Duru bir aile dostu sayılırdı. Sezer Duru bizim çok yakın arkadaĢımızdır. Uzun yıllar beraber olduk, ama son aylarda evinden çıkmıyordu.

Zaten söylenmiĢ olan bir Ģeyi söylemek istiyorum. Türk sinemasında fantastik konusunda en değiĢik yaklaĢımı getiren bir yazar olduğu gibi daha önce de yazıldı bilimkurgu sözcüğünü ve türünü de edebiyatımıza sokan kiĢiydi. Önemli bir yazardır, değerinin bilindiği kanısında değilim. Allah rahmet eylesin.‖

(arsiv.ntvmsnbc.com).

Duru, ailesinin, dostlarının, arkadaĢlarının ve sevdiklerinin bu gibi duyguları içinde sonsuzluğa uğurlanmıĢtır. Bu söylemlerden de anlaĢılacağı üzere yazar, iyi bir insan olma erdemini korumuĢ ve olumlu izleminler bırakarak bu dünyadan ayrılmıĢtır.

II. BÖLÜM 2. Eserleri

Edebiyatın hemen her alanında eser veren Duru, ardında zengin bir külliyat bırakmıĢtır. Özellikle çok önemsediği öykü türünde oldukça değerli yapıtlar bıraktı. Toplu öykülerle birlikte 12 öykü; 6 deneme; 2 derleme; 3 inceleme; 3 tiyatro uyarlaması ve 4 çeviri kitabı olmak üzere toplam 30 eseri bulunmaktadır.

2.1. Öyküleri

Sırası ile BırakılmıĢ Biri(1959), Denge Uzmanı(1962), Ağır ĠĢçiler(1974),

Yoksullar Geliyor(1982), ġiĢe(1989), Bir Büyülü Ortamda(1991), Sarmal-Toplu Öyküler(1996), Fırtına(1997), Yeni ve Sert Öyküler(2001), DüĢümde ve DıĢımda(2003), Kazı(2006), Küp(2008), Boğuntu(2011) olmak üzere toplam 13

öykü kitabı yayımlandı.

2.1.1. BırakılmıĢ Biri

Orhan Duru‟nun ilk öykü kitabı olan BırakılmıĢ Biri, ilk baskısını 1959 yılında Açık Oturum Yayınları‟nda Ankara‟da yapmıĢtır. Ġkinci baskısını yaklaĢık otuz yıl sonra 1987‟de ġubat ayında Ġstanbul, Ada yayınlarından yapmıĢtır. Üçüncü baskısı Yapı Kredi Yayınları‟nın 1996 yılında yayınladı toplu öyküler içinde basılmıĢtır. Son baskısını ise 50. yılı dolayısıyla 2009 yılında Ġstanbul, Say Yayınları‟ndan çıkmıĢtır. Bu kitap toplam 18 öyküden oluĢmaktadır:

- Karabasan, s.11

- Darağacı Arayan Adam, s.19 - Bal- On-Yiyen Köp-Ek, s.22 - Lök, s.30

- Bat, s.43 - Adam-Ev, s.52 - Ölük, s.57

- Kadınlar Ölüsü, s.65 - Madam Frankestein, s.73

- Elvan Anahtarını Nasıl DüĢürdü, s.80 - Yukarıdaki Adam, s.85

- Dörtte Bir, s.93

- Hamza ile Ġki ArkadaĢı, s.103 - Yarı Yarıya, s.112

- Küçük Sinekler, s.117 - Yenik, s.122

- BırakılmıĢ Biri, s.128

[BırakılmıĢ Biri(1987) 2.bas, Ada Yayınları, Ġstanbul]

Duru bu kitaptaki öykülerin çoğunu, Urfa‟da veterinerlik yaparken kaleme almıĢtır. Bu eserle edebiyat dünyasına giren Duru, çağdaĢları arasında farklı ve kendine özgü bir yer edindi. Duru‟nun aktardığına göre bu kitap Muzaffer Erdost‟un katkılarıyla yayınlanabilmiĢtir:

“Ben de ilk öykü kitabım BırakılmıĢ Biri‟ni Erdost‟un katkılarıyla yayınlatabildim. Kitabın kapağı orun oldu, ama sonradan çözümlendi. Böylece ilk kitabım çıkmıĢ oldu.” (Duru, 2000:66)

2.1.2. Denge Uzmanı

Duru‟nun ikinci öykü kitabı olan Denge Uzmanı ilk baskısı 1962 yılında Ġstanbul‟da DüĢün Yayınları‟ndan çıkmıĢtır. Ġkinci ve son baskısını ise Yapı Kredi Yayınları‟ndan 1996‟da çıkan toplu öyküler kitabı Sarmal‟da yapmıĢtır. Bu eserde toplam 14 öykü yer almaktadır:

- BÜYÜK GECE ya da Küçük Harflerle küçük gece, s.95 - Ġki Kafaya Bir ġapka, s.99

- YeĢil Lahanalar, s.105 - Bunu Benden ĠĢit, s.108 - Konuk, s.113

- Bardağın Dibinin Ortası, s.119 - Tutanaklar, s.125 - Öttürelim Borularımızı, s.131 - Noterde, s.135 - Durak, s.141 - Büyükbaba, s.145 - Anı, s.154 - Kent, s.158

[Denge Uzmanı, Sarmal-toplu öyküler-(1996), YKY, Ġstanbul]

Duru, bu eserinde de farklı bir anlayıĢla kaleme aldığı on dört öykünün çoğunu yaĢantılarından faydalanarak kaleme almıĢtır. Mizahın ve yerginin ciddi boyutlara ulaĢtığı bu eserde 1960 Ġhtilali‟nin sonuçları da Orhan Duru‟nun süzgecinden geçmiĢtir. Urfa‟da geçirdiği günlerin izini bu eserde de sürdürmeye devam etmiĢtir. Bu eserin yayınlanmasından Aziz Nesin‟in katkısı büyüktür.

2.1.3. Ağır ĠĢçiler

Duru‟nun üçüncü öykü kitabı olan Ağır ĠĢçiler ilk baskısını Ġstanbul‟da Soyut Yayınları‟ndan 1974‟te yapmıĢtır. Ġkinci baskısını ise Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları‟ndan 1996‟da çıkan Sarmal toplu öykülerde yapmıĢtır. Bu kitap 20 öyküden oluĢmaktadır:

- Gerçeküstü Bir Film Ġçin Sinopsis, s.7 - Tutku, s.29

- Bir Kentin Tarihçesi, s.53 - Hermafrodit, s.69

- Hazret-i Ġbrahim, s.81

- GeliĢmesi Az KalmıĢ Ülkeler Ġçin GeliĢtirme AraĢtırmaların GiriĢ, s.85 - Ġbrahim‟in Toplum Kalkınması Çabaları, s.93

- Ġbrahim‟in Adaylığı Sorunu, s.103 - Fener Alayı, s.119

- Kaplumbağa TaĢıyan Çocuk, s.125 - Kent II, s.133 - Koçero, s.141 - Tutanaklar‟dan, s.151 - SavaĢ, s.157 - Bir Belge, s.161 - Angst, s.167 - Kutu, s.169 - Özgürlük Üstüne, s.171 - Ernesto, s.175

[Ağır ĠĢçiler(1974), Soyut Yay., Ġstanbul]

Bu eser Duru için oldukça önem arz etmektedir. Daha önceki öykü kitaplarında giriĢtiği humorist bakıĢı bu eserde de sürdürerek devrik cümlelerin kullanımı en üst düzeye ve yoğunluğa çıktığını görmekteyiz. Duru insanı ve onun sorunlarını toplumcu bir gözle iĢler. Daha önceki eserlerinde bireysel sorunlar ön planda iken Duru bu eseriyle toplumsallığı ve toplumcu anlayıĢı dile getirmiĢtir. Duru‟nun –somut bir anlayıĢla- edebiyattaki ilk baĢarısını bu eser sağlamıĢtır. Bu eserin adını da taĢıyan “Ağır ĠĢçiler” öyküsüyle 1970 yılında TRT BaĢarı Ödülü‟ne layık görülmüĢtür. Bu eserin yayınlanması Güner AltıntaĢ‟ın sayesinde gerçekleĢir.

2.1.4. Yoksullar Geliyor

Duru‟nun dördüncü öykü kitabı olan Yoksullar Geliyor ilk baskısını Ġstanbul, Ada Yayınları‟ndan 1982 yılında yapar. Ġkinci ve son baskısı ise Ġstanbul Yapı Kredi Yayınları‟ndan 1996‟da çıkan Sarmal toplu öykülerde yapılır. Ġki bölümden olaĢan bu eserde toplam 7 öykü yer almaktadır:

Yoksullar Geliyor - I. Çöl, s.267 - II. Kent, s.278 - III.Yalvaç, s.291 - IV. Ġstila, s.297 Kamuoyu OluĢturma - Kamuoyu OluĢturma, s.301 - Harita, s.304, - Öğrenciler, s.316

[Yoksullar Geliyor, Sarmal-toplu öyküler-(1996), YKY, Ġstanbul]

Yazar bir önceki öykü kitabı olan Ağır ĠĢçiler‟de yöneldiği toplumcu görüĢü burada da sürdürmüĢtür. Dünya halklarının sorunlarına da değinen Duru, toplumculuğu evrensel boyutlara ulaĢtırmıĢtır.

2.1.5. ġiĢe

ġiĢe, Duru‟nun beĢinci öykü kitabıdır. Bu eser birinci baskısını Ġstanbul‟da

Ada Yayınları‟ndan 1989 yılında yapmıĢtır. Ġkinci ve son baskısı ise Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları‟nın 1996‟da yayınladığı Sarmal toplu öykülerde çıkmıĢtır. Bu eser toplam 7 öyküden olaĢmaktadır:

- Ġkonoklast, s.339

- Binbir Gecenin Son Gecesi, s.359 - Cinematograf, s.363

- Gerisin Geri Ġleri, s.381 - KargınmıĢ Ozan, s.385 - ġiĢe, s.394

[ġiĢe, Sarmal-toplu öyküler-(1996), YKY, Ġstanbul]

Bu eser, Duru‟nun özellikle bilimkurgu ve fantastik anlatımı bakımından oldukça önemlidir. Özellikle fantastik kurgu doruk noktasına ulaĢmıĢtır diyebiliriz. Bu özgün anlatımlar ayrıca Duru‟nun üslûbunun özgünlüğünü de ortaya koyuyor.

2.1.6. Bir Büyülü Ortamda

Duru‟nu altıncı öykü kitabı olan Bir Büyülü Ortamda, ilk baskısını Ekim 1991‟de Ġstanbul, Remzi Kitabevi‟nden yapmıĢtır. Ġkinci ve son baskısı 1996 yılında Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları‟nın hazırladığı Sarmal toplu öykülerde yayınlanmıĢtır. Bu eser iki bölüme ayrılmıĢ olup toplam 12 öyküden oluĢmaktadır:

Bugünden Öteye

- Bir Büyülü Ortamda, s.11 - Adem Ġle Havva, s.35 - Gün Dönencesi, s.37

- Orhan Pamuk ya da KiĢiliklerin Ters Yüzü, s.51 - Kibele, s.63

- Bir Yer Var Biliyorum, s.71 - ġölen, s.81

- Videomachies, s.95

Bir BaĢka Çağdan Bugüne

- Kesit, s.101

- Bir Hükümetin Ölümü, s.107 - Sıkı Bildiri, s.115

Duru, bu eserinde de kendin özgü yarattığı çizgisinde ilerlerken kurguyu ve “düĢ”ü öykülerinin ana temel maddesi yapmaya devam etmektedir.

2.1.7. Sarmal

Bu eser, Duru‟nun yeni öykülerinden olaĢan bir eser olmamasına rağmen, basılı bir kitap olması sebebiyle yedinci öykü kitabı olarak değerlendirmeye aldık. Bu eser, Duru‟nun daha önce yayınlanmıĢ olan altı öykü kitabından(BB, DU, AĠ,

YG, ġ, BBO) oluĢmaktadır. Ġlk baskısı Temmuz 1996‟da Ġstanbul, Yapı Kredi

Yayınları‟ndan çıkan bu kitap toplam 71 öyküden oluĢmaktadır. Ġkinci baskısını da aynı yayınevinden 2011 yılında yapmıĢtır. Aslından daha önce yayınlanan bu altı öykü kitabında toplam 78 öykü yer almaktadır. Duru, bu toplu basımda bazı öykülerine yer vermemiĢ, küçük bir ayıklama iĢine giriĢmiĢtir. BırakılmıĢ Biri adlı öykü kitabının ilk ve ikinci baskısında yer alan “Küçük Sinekler” adlı öykü, bu toplu basımda yer almamaktadır.

Bunun yanı sıra Ağır ĠĢçiler adlı öykü kitabının birinci baskısında toplam 20 öykü yer almaktadır; ancak toplu basıma sadece 14 öykü girmiĢtir. Ġlk baskıda yer alan “Tutanaklar‟dan”, “SavaĢ”, “Bir Belge”, “Angst”, “Kutu” ve “Özgürlük Üstüne” adlı öyküler Sarmal -toplu basım-da yer almamıĢtır.

Bu iki öykü kitabının dıĢındaki diğer eserlerdeki öykü sayısı korunmuĢtur. Duru, bu eseri ile 1996 Sedat Semavi Edebiyat Ödülü‟ne layık görülmüĢtür.

- BırakılmıĢ Biri, s.10-86 - Denge Uzmanı, s.87-160 - Ağır ĠĢçiler, s.161-262 - Yoksullar Geliyor, s.263-336 - ġiĢe, s.337-402

- Bir Büyülü Ortamda, s.403-487

2.1.8. Fırtına

Duru‟nun sekizinci öykü kitabı Fırtına, ilk baskısını Ekim 1997‟de Ġstanbul, Yapı Kredi Yayınları‟ndan yapmıĢtır. Ġkinci baskısını Boğultu Toplu

Öyküler II‟de Ġstanbul Yapı Kredi Yayınları‟ndan 2011 yılında yapan bu eserde

toplam 14 öykü yer almaktadır: - Fırtına, s.7

- Turist Gözlem Evi, s.12 - GözyaĢı TaĢı, s.20 - Korku Gemisi, s.42 - Medya Canavarları, s.57 - Adolf, s.66 - Açık Bunalım, s.73 - Domuz, s.80 - Ġnanılmaz, s.86 - Bahçeyi Suladım, s.94 - McDonald‟s, s.101 - Maykıl, s.104 - Yabanıl, s.110 - Zaping, s.115

[Fırtına(1997), YKY, Ġstanbul]

Duru, bu eseriyle de fantastik kurguyu elden bırakmamıĢ hatta en özgün örneklerini bu eserde vermiĢtir. Uzaya-dünyaya, insana-topluma, uzak-yakına; ciddi ve ironik, hassas ve keskin bir bakıĢın örnekleriyle dolu olan bu eser, Orhan Duru‟ya 1998 Sait Faik Hikâye Armağanı‟nı (Erdal Öz‟le paylaĢmalı olarak) kazandırdı.

2.1.9. Yeni ve Sert Öyküler

Duru‟nun dokuzuncu öykü kitabı olan Yeni ve Sert Öyküler, ilk baskısını Ocak 2001‟de Ġstanbul, ĠĢ Bankası Yayınları‟ndan yapmıĢtır. Ġkinci baskısını

Boğultu Toplu Öyküler II‟de Ġstanbul Yapı Kredi Yayınları‟ndan 2011 yılında

yapan bu eserde Duru, genellikle kısa oylumlu olan toplam 37 öyküye yer vermiĢtir. Duru, bu öyküleri 5 ayrı bölümde toplamıĢtır:

Ortak YaĢay - Ortak YaĢay, s.9 - Tiner, s.13 - Kusturıca Zamanı, s.17 - Tuhafiye, s.21 - Alt Geçit, s.25 - Lem, s.29 - Akıntıda Gemiler, s.34 Amcalar ve Keçiler - Amca, s.41 - Mutlu Amca, s.45 - Amca YeĢilleniyor, s.50

- Amcanın BaĢından Geçenler, s.54 - Büyükkent Keçileri, s.58 - Keçiler II, s.62 Babtıste - Babtıste, s.69 - Karıncalar, s.72 - Konserde, s.76 - Isının Baygınlığında, s.80 - Kavurma, s.84 - UzaklaĢan, s.87 - Grand Princess, s.91

- Potlaç ve Sütlaç, s.94

- Yataktan Nasıl DüĢtüm, s.98 Serin KöĢeler

- Serin köĢeler PeĢinde, s.105 - Gürült ve Gümbürt, s.108 - Kıpır ve Kıpırtı, s.112

- Mutluluk ya da KarĢıtı, s.116 - Gizlem, s.120

- Kokteyl, s.123 Büyük Uzun Bir Sofrada

- Büyük Uzun Bir Sofrada, s.129 - BinyılbaĢı, s.141

- Kimlik, Yitik ve Bitik, s.146 - ġeytanlıklar, s.152 - Düzeltmen, s.157 - Yorgun, s.165 - Doruklarda, s.171 - Fok Balığı, s.173 - ÇeliĢkiler, s.176

[Yeni ve Sert Öyküler(2001), ĠĢ Bankası Yay., Ġstanbul]

Duru, bu öykülerinde de oldukça çeĢitli bir toplumsal atmosfer içinde hemen hemen hayatın her alanına dokunmuĢ ve “sert”, ama gülümseten öyküler ortaya çıkarmıĢtır.

2.1.10. DüĢümde ve DıĢımda

Duru‟nun onuncu öykü kitabı olan DüĢümde ve DıĢımda ilk baskısını Mayıs 2003‟te Ġstanbul, ĠĢ Bankası Yayınları‟ndan yapmıĢtır. Ġkinci baskısını

yapan, oldukça geniĢ bir öykü yelpazense sahip olan ve herhangi bir bölümlemeye gidilmeyen bu eserde toplam 53 öykü yer almaktadır:

- Lale Müldür ya da Değildir, s.7 - SavaĢ Geliyor, YavaĢ!, s.10 - Reç Kuzu, s.13

- Püskülcü, s.16 - Ölüm ve Dirim, s.19 - YaĢam Ağrıları, s.23 - Matrix, s.27

- Apartman Yöneticileri Seçimi, s.30 - Denizaltı, s.34 - Mostralık, s.38 - Isının Baygınlığında, s.42 - Olimpiyatlar, s.44 - Dönüp Geldik, s.48 - Sessizlik, s.52

- Oyumu Avni Bey‟e Vereceğim, s.54 - Tırmanma, s.57

- Lirik AĢure, s.60 - Mangır, s.65

- Hortum ve Homur, s.68

- Karnaval, ġenlik, Garibaldi ve Garibanlar, s.72 - Zenciler ve Çinliler, s.75

- Telefonun Zırlama Günü, s.79 - Beklenmedik, s.83

- Komet‟in Kafa Pervanesi, s.86 - DüĢümde ve DıĢımda, s.89 - Durgun ve ĠĢsiz, s.92 - Kasa, s.95

- Sigortam Atarken, s.102 - Haydutlar, s.106

- Serin KöĢeler PeĢinde, s.110 - Kule Dibi ve Kazan, s.113 - Ayna, s.116 - Bunamalar, s.120 - Dipnot, s.124 - Parasal Sorunlar, s.128 - Kalabalık, s.131 - Fırın Rüzgarı, s.134 - Müflis Milyoner Ġnsül, s.137 - Cigulizm, s.140

- Kimlik, Yitik ve Bitik, s.143 - Kavurma, s.149 - Kaplıca, s.152 - Aaa Ooonng, s.155 - Bodrium, s.158 - Sefer-i Ġrakeyn, s.161 - Nüfus Memurluğunda, s.164 - Dere Tepe Deprem, s.167 - Bellek, s.170

- Doğal, s.174 - Napolyon, s.178 - Kelebekler, s.181 - Beyaz EĢyalar, s.185

[DüĢümde ve DıĢımda(2003), ĠĢ Bankası Yay., Ġstanbul]

Yukarıda yer verdiğimiz bu öykülerin isimlerine baktığımızda dikkatimizi çeken nokta, bir önceki öykü kitabı olan Yeni ve Sert Öyküler‟de yer verdiği dört ayrı öykünün bu eserde de yer almasıdır. Bunlar: “Isının Baygınlığında”, “Serin