• Sonuç bulunamadı

1.1.3. Sanatsal Beğeni ve Estetik

1.1.3.6. Kiç ve Nitelikli beğeni

“Kavram olarak Kiç‟in kökeni, çoğunlukla Almanya'da 19.yy‟ın ikinci yarısına denk geldiği ve Almanca'da "kitschen" olarak literatüre dâhil olmuĢ, acelece, kaba, eğreti, uydurma bir iĢ yapmak vb. anlamlara geldiği bilinmektedir. Morreall ve Loy, 1860‟larda Münih‟te sanatçıların ve ticaretle uğraĢanların arasında ucuz, el altından satılan sanatsal eĢyalar için kullanılır, günümüzde ev eĢyaları ve resim, manzara, heykel ve televizyon programları için de kullanılmaya baĢlandığı bilinmektedir” (Calinescu, 1987, s. 236). “Kiç kavramı çok değiĢik kapsamlarda ortaya çıksa da, bu kavram Calinescu‟ya göre hiçbir biçimde tarihi bir derinliği sahip olmamıĢtır. Ona göre kiç romantik dönemle birlikte ortaya çıkmıĢtır. Bu nedenle benzer zamanda kavramsal olarak da moderndir. Kiç ile davranıĢçılık (maniyerist) ya da barok sanat arasındaki biçimsel bir iliĢki keĢfedilse de, tarihi olarak kiç romantizm sonrasının bir kavramı olarak görülmektedir. Bir taraftan “18. asırda eskiler ve modernler arasındaki tartıĢmanın bir sonucu olarak. „‟Romantik devir zevk standartlarının hemen hemen tümüyle göreceli olduğunu ortaya attı” (Calinescu, 1987, s. 237)

Calinescu‟ya göre (1987). “Tocgueville demokrasinin, edebiyat ve sanatlarda ticarileĢmeyi desteklediğini belirten ilk kiĢilerden biridir. Birkaç büyük yazarı dıĢarıda bırakırsak, birçok yazarı piyasa için çalıĢır. Demokrasi orta sınıfı için yazılanlara yalnız yeni bir zevk asılamadı, edebiyata da ticari bir ruh getirdi. Aristokratik sınıftan bir birey estetik bir form ortaya çıkarmak için yoğun bir çaba sarf etmelidir. Bu çabaların karĢılığında üne kavuĢabilir ancak çok getiri sağlamaz. Buna karĢı demokratik milletlerde bir yazar alt düzey bir tanınmıĢlık elde edebilir, ama büyük bir servet yapabilir‟‟

43

“Bir estetik stil ve tüketim toplumunun genel bir eğilimi olarak kitsch kavramının teorileĢtirilmesi ise Moles'e dayanmaktadır. Moles; yaptığı araĢtırmalarda kiçin burjuva ve tüketim toplumunun zevklerinin temel eğilimi olduğunu fark etmiĢtir. Refah düzeyi hızla artan savaĢ sonrası Avrupa'sının temel bir tüketim özelliğini ifade etmektedir. Bu bakıĢ açısıyla kitsch, sanatsal bir akım olmaktan öte toplumsal ve ekonomik bir olgu olma niteliği taĢımaktadır. Zira kitsch, burjuva uygarlığının yükseliĢine paralel olarak geliĢmiĢ bir kavramdır ve güzel ile uymacılık arası bir alana yerleĢmektedir” (Calinescu, 1987, s. 240).

Lukacs‟a (1988) göre, “Ġngilizce „sketch‟ (taslak) sözcüğünün bozulmuĢ halidir kiç. Münih‟te Ġngiliz ve Amerikalı alıcılar için piyasaya sürülen ucuz ve estetik niteliği olmayan resimleri ifade eder. Genellikle sanatsal değerden mahrum, ucuza satın alınabilen genel beğeni düzeyiyle eĢdeğer nesneleri dile getirir”. Temeli neye dayanırsa dayansın hepsinde de kiç, ucuza kaçan, yüzeysel, aslı ve öz derinliğinden yoksun taklidi benzeri niteliksiz ve olgunlaĢmamıĢ obje, eylem ve olayları tanımlamaktadır. Kiçi yavan yapan sebeplerden birisi onun kliĢe, sıkça kullanılmıĢ ve bilindik olması oluĢudur. Aslının, öz ve derinlikten yoksun taklitsel bir Ģeyin olmasıdır. “Kiç söylemdeki „kliĢenin‟ eĢdeğerlisidir. Kiç, en kısa tanımıyla, herhangi bir nesnenin mutlak iĢlevini asıp, öylece ona iliĢtirilmiĢ olan bir eklenti, daha doğrusu bir fazlalıktır, esasen” (Matara, 1998, s. 255-257). Nedensellik durumunun ortada oluĢu; günlük yaĢamda yaygınlaĢmıĢ, alın teri dökülmeden, kolay yoldan para kazanma, rahat etme eğiliminde, hiçbir entelektüel çaba ve donanım zahmetine girmeden, sanatsal olan Ģeyden koparılmak istenen estetik zevkin taklidini yaĢamaya uğraĢmaktır.

Sanatın yerine talip, kolay sindirilen bir Ģey olarak karĢımıza çıkan Kiç nesne, çok fazla estetik donanım gerekliliğini gerektirmeyen ve çaba gösterme gereğini kiĢide uyandırmayan, basit estetik güzelliği anlamlandırmak ve tatmak isteyen tembel bir okuyucu kitlesi için ideal bir durumdur… “Walter Killy‟e göre, kiç geniĢ ölçüde bir küçük burjuva iĢidir; gerçek imgelerin sadece birincil gücünün ikincil bir öykünmesini değerlendirebildikleri halde, özgün bir dünya tasarımından zevk alabileceğini sanan, bir halk kitlesinin kültür iddiasıdır “ (Kurdak, 1999, s. 207).

“Kiç olan Ģeyin kaynağından beslenen en masum istemlerden biri, yaĢamdan alınan estetik doyumu yükseğe çıkaran zevkin özlemidir” (Matara, 1998, s. 255). Kiç nesneyi tanıyabilmek ve tanımlamak o kadar zor bir Ģey değildir. Çerçeveci dükkânlarında sıkça karĢılaĢtığımız manzara resimleri buna bilindik örneklerdir. TRT‟de yayınlanan „Resim Sevinci‟ programında da gördüğümüz gibi bir çırpıda yapılan basit, sıradan, yaratıcılıktan nasibini almamıĢ, özgünlükten yoksun birbiri tıpkı resimler, Türkiye‟de çok geniĢ bir

44

kitleyi normal olarak etkileyebilmiĢtir. Tonton yanaklarından gözyaĢları süzülen çocuk portresi de bilindik bir kiç örneği olarak karĢımıza çıkmıĢtır. Bu tür resimlerin dıĢında, “Kiç-obje genellikle yalancı mermerden yapılmıĢ, tüm taklit nesneler, aksesuarlar, folklorik biblo eĢyalar, „anı eĢyaları‟, zencilerin yaptığı abajur veya masklar yığını, her yerde, özellikle tatil ve eğlencenin bol yaĢandığı merkezlerde çabucak çoğalan tüm tecim malları ve benzer örneklerini çevremizde çok sayıda görebileceğimiz nesnelerdir” (Matara, 1998, s. 257).

Büyük oranda bir hediye niteliğinde ortaya çıkmıĢ olan ve günlük yaĢam içinde kullanılmıĢ bir nesne olarak hayatımızda yer alabilmektedir. Görsel sanatlar eğitimi veren fakültelerde ve liselerde bile örnekleriyle karĢılaĢabilmekteyiz. Fantastik temalar, kartpostallarda karĢımıza çıkan görüntüler, yeterince görsel zevkimize hitap etmeyen niteliksiz resimlerle ve yalnızca uygulama ağırlıklı bir eğitim anlayıĢı bulunan kurumlarda kiç kültürün esareti altına girilebilmekte ve genellikle bir tuzak niteliğine bürünebilmektedir.

Duygusallıkla niteliksiz resimler arasındaki iliĢki de estetik ölçü penceresinden tartıĢılabilir olduğu görülmektedir. Sanatta niteliksizleĢmenin moderniteyle birlikte kabuk değiĢtirmesi, estetik ideal kavramında ve romantik ve duygusal bakıĢ açısında önemli bir anlayıĢ değiĢikliğine yol açtığını görmekteyiz. Romantik ve duygusal değerlendirmelerden önce, estetik idealin herhangi olası bir sanat eserine yönelik yorumlama Ģeklinde önemli farklar vardır. “Ġdeal güzellik kavramında mutlak olarak hiçbir zaman ulaĢılması mümkün görülmeyen bir değer modeli Ģartı olarak görülmüĢtür. Fakat romantik çağ döneminde estetik ideal, estetik alıĢkınlıklarımızın bütün izlerini yok olmasına sebep olmuĢ ve özellikli olarak sanat eserlerinin var oluĢu olarak algılanmıĢtır” (Matara, 1998, s. 260). 1920‟lerdeki sanat hareketlerine baktığımızda romantik olana tümüyle karĢıt bir yöne yöneldiğini görüyoruz. Sanatın ideasının değiĢtiğini güzelliği her bir sanat eseri için farklı anlamlara geldiğini ve kavramsal düĢüncenin artık egemen olduğu bir dönemin temelleri atılmıĢ olur. Yinede sanat eseri, eğer sistematik bir değer olarak kalacaksa bu sistem geliĢmeye açık her an değiĢebilen bir anlayıĢa açık olmalıdır. Sanatsal olan sonsuz sistem anlayıĢı artık sonu olan bir sisteme dönüĢmüĢtür. Bu süreç kiç olanın her bir biçiminin temel ön koĢulunu oluĢturmaktadır. Ama aynı zamanda varlığını romantik bakıĢ açısına dayandıran özel bir tarafının olduğudur. Artık, ortak olan eski estetik beğeni niteliğinden çıkmıĢ kendini farklı alanlarda var etmeye baĢlamıĢtır dolayısıyla kiç olanın mecrasına, alanına girmiĢtir. Kiç tarihsel ya da çağdaĢ estetik gerçekliğinin yerine kliĢeleri ekleyerek

45

romantik dünya bakıĢ açısıyla bir manada örtüĢmektedir. Açıkçası duygusal gereksinimleri besler bir hale bile gelmiĢ olduğu da bir gerçektir.

„Kiç‟in bu ortaya çıkıĢını sadece romantizmle sınırlandırmak yetmez. Estetik romantik görüĢ „kiç‟in çıkıĢına yardım etmiĢ olabilir. Ama bundan daha etkili olan sanayi devrimi ve sonrasıyla ortaya çıkan kapitalist kültür ve geniĢleyen zenginleĢen orta sınıfın etkisiyle sanat piyasasıdır.

Beğeninin göreceliği olgusuna dayanan beğeninin tartıĢılamayacağı savı, beğeninin niteliği söz konusu olduğunda geçerliğini yitirebilir. Beğeni bir oranda göreceli olabilmektedir. Nitelikli olan arasında beğeni farkları söz konusu olabilir. Nihayetinde tezde beğeninin hem öznel hem nesnel olabileceği ortaya koymaya çalıĢılmaktadır. Ancak, estetik beğeninin öznel ya da nesnelliğinden söz edebilmek için önce beğeninin niteliği ve niteliksizliği açıkça belirlenmelidir. Estetik eğitimin amacı, beğeninin geliĢmesini sağlayarak, nitelikli bir beğeni düzeyi oluĢturmaktır. Bu nedenle nitelikli olan ile niteliksiz olan arasındaki ayırım da bundan önceki bölümlerde tartıĢıldı. Nitelikli olan, genel olarak sanat yapıtı baĢlığı altında verilmeye çalıĢıldı.

Ayrıca “Sanat Eseri ve Niteliksiz Resim” baĢlıkları altında derin ve yüzeysel olanın ayrımı verilmeye çalıĢırken, nitelikli olan ile niteliksiz olan arasındaki ayrım da açıklanmaya çalıĢılmıĢtır. Dolayısıyla sanat eseri ve niteliksiz olanın özellikleri ortaya koyulmaya ve nitelikli olan ile arasındaki farka dikkat çekilmeye çalıĢılmaktadır.

Niteliksiz olanın farklı kültürel coğrafyalarda farklı biçimlerde tanımlandığına Ģahit olmaktayız. Bunların yaygınlaĢtırılmasına kiç olarak bakabiliriz. Eğlendirici, oyuncak manasında tüketim toplumlarına seslenen nesneler için kullanılmakta olan bir terim olarak karĢımıza çıkmaktadır. Genellikle alaycı bir dil kullanılarak ve kiçe benzer özellikler taĢıyan kötü beğeni manasında da kullanılmaktadır. Kültürel beğeni nesnelerinde yaĢanan geriye dönüĢler, modern olanın dıĢında, eski olana yönelik olarak duyulan özlem manasını da çıkarabiliriz. Yapılan bu değerlendirmeler, kiç‟in farklı tanımlamaları olarak görülebilir. Türkiye‟deki rüküĢ, banal ve arabesk gibi kelimeler benzer anlamlarda kullanılsa da, tam manasıyla kiç‟in karĢılığını bulmamakta, dolayısıyla kiç kelimesi Türkçede olduğu gibi kullanılmaktadır.

Benzer Belgeler