• Sonuç bulunamadı

Kentsel Doku Özellikleri

3. BURGAZADA’NIN FİZİKSEL VE DOĞAL ÖZELLİKLERİ

3.1. Kentsel Doku Özellikleri

Tarih boyunca değişik kültürlere ev sahipliği yapmış Burgazada’da yerleşim Bizans öncesi döneme kadar uzanmaktadır. Manastır ve Kiliselerle yapılaşmaya başlayan ada Bizans Dönemi’nde küçük balıkçı köyü niteliğini kazanmış, iki mendirek arasında gelişmiştir. Organik gelişen yerleşim kentsel mekan özelliğini ise Osmanlı Dönemi’nde kazanmıştır. Bu dönemde yerleşmenin sınırları genişlemiş, ahşap köşk ve yalıların yapımıyla mimari karakter oluşmaya başlamıştır. İnsan ölçeğinde yapılaşan, organik gelişen Burgazada, birbirine saygılı evleriyle etkili bir görünüme kavuşmuştur. Doğal çevre ile yapılaşmış çevrenin iç içe girdiği, yerleşimin sınırlarını orman ve bostanların çevrelediği kentsel doku niteliğini ise uzun süre korumuştur. 3.1.1. Sokaklar, Vistalar, Meydanlar

Organik sokak dokusu Burgazada’ya karakterini veren topografyaya uyum sağlamaktadır. Yer şekillerini takip ederek kıyaya paralel devam eden yollar onları dik kesen yollarla birleşmektedir. Bu organik sokak dokusu ve eğimli arazi, birbirinden ilginç vistalar sunmaktadır. Sokakların birçoğu asfalt olmakla beraber, ormanın içine uzanan toprak patika yollar da bulunmaktadır.

Burgazada’da yollar gezinti caddesi, çarşı caddesi ve konutların sıralandığı sokaklar olmak üzere üç ayrı işleve hizmet vermektedir. Vapur iskelesine yakın kıyaya paralel gelişmiş Çarşı Caddesi, rıhtım sokağının arkasında yer almaktadır. Bitişik nizam düzenlenmiş, alt katların ticaret, üst katların konut işlevine ayrıldığı bu sokak boyunca bakkal, manav, kasap, küçük lokanta ve kahvehaneler yer almaktadır. Bu cadde üzerinde rıhtıma ve Çarşı Caddesi’ne cephe veren iki girişli bir sokak dizisi oluşmaktadır.

Kıyının yer yer doldurulması sonucu oluşan rıhtım sokaklarından biri olan Gezinti Caddesi Sait Faik Abasıyanık Meydanı’ndan başlayarak adanın kuzey batısındaki Cennet Mevkii’ne kadar devam etmektedir. Bu yol sahil şeridi boyunca kıyı çizgisine paralel olarak rekreatif amaçla düzenlenmiştir. Caddenin hemen altında,

günübirlikçiler için tesis edilmiş halk plajları bulunmaktadır. Caddenin batısında yer yer yükselen falezler doğal vistaların oluşmasına neden olmaktadır.

Konut mahallelerinin bulunduğu sokaklar Burgazada’da kıyı çizgisine paralel gelişmiştir. Paralel sokakları dik kesen sokaklar eğimli veya basamaklıdır ve bağlantı amacıyla açılmıştır (Şekil A.3. 1, Şekil A.3.2). Ancak Çınarlık Sokak, Yeni Yalı Sokak ve Turgut Reis Sokak, adanın kıyıya dik uzanan, konut stoğunun da aynı aks doğrultusunda biçimlendiği sokaklarındandır.

Çarşı Caddesi ile Gezinti Caddesi kesişiminde Deniz Otobüsü İskelesi’nin hemen önünde yer alan Sait Faik Abasıyanık Meydanı iskele meydanı niteliği taşımaktadır. Güneyinde çarşı kuzeyinde çocuk bahçesi ve fayton park yeri, batısında konutlar, güneyinde ise iskele ile sınırlanmış bu meydanda geçici tezgahlar bulunmaktadır. Ağaçların altında serinleme ve dinlenme mekanına dönüşen meydanda çevredeki kahvehane, lokanta ve pastanelerden açık havada hizmet almak mümkündür.

Sait Faik Abasıyanık Müzesi ile Aya Yani Kilisesi’nin sınırlandırdığı diğer bir meydan da Takımağa Meydanı’dır (Şekil A.3. 3, Şekil A.3.4). Konutların arasında kalmış kilisenin narteks kısmına bakan bu meydan belediyeye ait bir arazi üstündedir. Çitlerle çevrilmiş bu alana giriş yasaktır.

3.1.2. Avlu, Bahçe ve Benzeri Çevresel Değerler

Avlu ve bahçeler adaların birçoğunda olduğu gibi Burgazada için de önemli çevresel değerlerdir (Şekil A.3. 5, Şekil A.3.6). Yapılar parselin tamamını kaplamamakta, bahçelere ve özel yeşile imkan vermektedir. Bahçeler yaz mevsiminde konut kullanıcılarının vakitlerinin çoğunu geçirdikleri mekanlardır. Bahçe içlerinde havuz, çardak, yeşil teras düzenlemeleri bulunmaktadır.

Eğimden dolayı oluşan setler üzerinde yer alan binalarda bahçe duvarları genellikle oldukça yüksektir ve avlu kapısından merdivenle giriş kotuna ulaşılmaktadır. Bu kottan cadde ile ilişki kurulabilmektedir. Bu tip yapılar genellikle Gönüllü Caddesi ile Mehtap Sokak üzerinde yer almaktadır. Denize dik sokaklar ile az eğimli bölgelerde yer alan binalarda bahçe duvarı alçak ve giriş, yol kotu ile hemen hemen aynı seviyededir. Çarşı ve rıhtım çevresinde konumlanan bu tür yapılar Çınarlık Sokak ve Gezinti Caddesinin başlangıcında yer almaktadır. Yol kotundan düşük bahçe içinde yer alan binalarda genellikle bahçe duvarı bulunmamaktadır, bulunduğu durumlarda görüşü engellemeyecek yüksekliktedir. Barbaros Hayrettin Caddesinin sonlarına doğru yol kotundan aşağıda konumlanan yapılar bulunmaktadır.

Adanın en önemli çevresel değerlerinden biri olan bahçeler genellikle Mehtap Sokak ile Gönüllü Caddesi’nde yer almaktadır. 19. yüzyıl batı etkisinde düzenlenen bahçelerde naturalist ve geometrik biçimler hakimdir (Pınar, 1987:66). Bahçelerin ön kısımlarında yüksek ağaçlar yerine manzarayı kapatmamak için bodur bitkiler, sarmaşıklar ile çiçekler kullanılmıştır. Özgün bahçe duvarları taş malzemeden örülmüştür ve parsel sınırlarını belirleyici özellikleri vardır. Genellikle çıplak ve sıvasızdır. Sonradan yapılan bahçe duvarlarının birçoğu beton ve sıvalıdır. Burgazada’da çok fazla nitelikli avlu kapısı kalmamıştır. Olanlar da genellikle iki yanında tuğladan örülmüş babalar bulunan demir işlemeli kapılardır. Genelde kademeli olarak biçimlenen babaların yüzeyi zaman zaman sıvanmıştır. Her yapının önünde taşlık bir alan vardır. Sokaktan bahçeye çıkan merdivenler bu taşlıkta son bulur. Bu taş zemin, bazen tek veya çift kollu döner merdiven şekline dönüşerek yapının çevresini sarmaktadır (Pınar, 1987:66). Bugün bu taşlık alan hemen hemen bütün yapılarda betonla kaplanmıştır. Ada bahçelerinde setlerin içine gömülmüş merdivenler nitelikli bir yapı sergilemektedir (Şekil A.3. 7, Şekil A.3.8). Kilise ve manastırların bahçelerinde sarnıç ve kuyular bulunmaktadır.

3.1.3. Doğal Çevre

Burgazada’nın doğal çevre özellikleri en az fiziksel çevre özellikleri kadar dikkat çekicidir. Çam ormanları ve sahil şeridi ile yüzyıllarca rehabilitasyon amaçlı kullanılmış adada Hristos Tepesi ve Kalpazankaya rekreasyona yönelik doğal alanlardır. Batıda Gönüllü Caddesi’nin devamında Kalpazankaya Yolu ile ulaşılan Kalpazankaya’da bir kır gazinosu bulunmaktadır (Şekil A.3. 9, Şekil A.3.10). Piknik yeri olarak kullanılabilen bu yamacın aşağısından denize girilebilmekedir. Topografyaya gore şekillenmiş patika yollarla ulaşılan Hristos tepesi ise adanın en yüksek tepesi olarak müthiş bir manzara sunmaktadır. Heybeliada ve Kaşıkadası’na vistalar veren bu tepede herhangi bir sosyal tesis bulunmamaktadır. Çınarlık Sokak’ta bulunan anıtsal dev bir çınar ağacı tarihe tanıklık etmesi nedeniyle tescillenmiştir. Burgazada’da Kalpazankaya açıklarında midye ve karides, ada açıklarında ise lüfer ve zargana tutulmaktadır. Heybeli Burgaz arasında kırlangıç ile nadir olarak kalkan bulunmaktadır.

Adalar’da ormanların yavaş yavaş kaybolmasında buradaki manastırların etkisi büyük olmuştur. Geçimlerini sağlamak, manastırları ekonomik açıdan güçlendirmek amacıyla keşişler zeytincilik ve bağcılıkla uğraşmışlar, sebze ve buğday yetiştirmişlerdir. Bu doğrultuda manastırların çevresindeki ormanlar, tarım alanları kazanmak amacıyla kesilmiştir. Adalar’daki çam ormanlarının bir bölümü ise

buralarda yaz ve kış oturan, geçimlerini balıkçılıkla sağlayan köylüler tarafından yakacak odun elde etmek amacıyla veya bina ve iskele yapımında kullanılmak üzere kesilmiştir (Yaltırık, 1993:154). 1913 yılında Adalar’da üzerinde çam ormanları bulunan sahipsiz vakıf arazileri parçalara ayrılarak açık artırma ile isteklilere satılmıştır. Geçmişteki fotoğraflarda orman alanlarının çıplak görünmesinin sebebi bu hareketin ormanları olumsuz etkilemiş olmasıdır. 1930’larda tapulama hareketi ile özel araziler devlet himayesine alınarak kiliselerin tapu kayıtlarında görülen bağlıklar ortadan kalkmıştır. Tarım dışı kalan bu araziler kısa süre içinde yeniden, doğal yolla maki ve kızılçam ormanlarına dönüşmüşlerdir (Yaltırık, 1993:155). 1939’da ada ormanlarında çam kese böceği oluşumuyla ilk hastalık gelmiş ve ormanlarda büyük tehlike yaratmıştır. 1943 yılına kadar Belediye kontrolünde olan orman sahalarının hazineye geçmesiyle Orman İdaresi gerekli önlemleri almıştır (Pınar, 1987:14). Ancak Burgazada yüzölçümünün %45’ini kaplayan çam ormanlarının 40 hektarı yanarak yok olmuştur.

Adalar çoğu yerde kayalık olan doğal kıyı yapısını koruyamamıştır. Gönüllü Caddesinin kıyıya inen yamaçlarında bulunan vahşi bir görünüme sahip kayalıklar 1986-1987 yol çalışmalarında yok edilmiştir. Bu kayaların oluşturduğu koylar da kaybolmuş, vapur iskelesinden başlayan Cennet Yoluna kadar devam eden tekdüze bir plaj ve gezinti yolu elde edilmiştir (Pınar, 1987:11). Bu hareketin devamı niteliğinde doğal kıyı yapısı park, su sporları kulübü, yüzme havuzu ve rıhtım yapmak amacıyla doldurularak bozulmuş ve yeşil alanların parsellenip satılmasıyla doğal çevre zenginliklerini büyük ölçüde yitirmiştir (Şekil A.3. 11, Şekil A.3.12).