• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: MEBÂHİS FÎ ULÛMİ’L-KUR’ÂN ADLI ESERİ

2.1. ESERİN YAZILIŞ AMACI, KAYNAKLARI, YÖNTEMİ VE LİTERATÜRDEKİ

2.1.2. Kaynakları

Subhi es-Sâlih’in başlıca kullandığı iki kaynak Kur’ân ilimlerine dair en temel iki eser olan es-Zerkeşî’nin (ö. 794/1391) Burhân’ı ile es-Suyûtî’nin (ö. 911/1505)

el-İtkân’ıdır. Mebâhis’de özellikle es-Suyûtî’nin el-İtkân’ından daha çok istifade

edilmiştir.148

Üslûp ve konuların tasnifi bakımından bu iki eserden oldukça farklı olmakla birlikte Mebâhis, alıntıladığı pek çok konuda bu iki kaynaktaki bilgilerle mutabakat arz etmektedir. Eserinin omurgasını bu iki eser oluşturuyor dersek hata etmiş olmayız.

Bu iki eser dışında en çok kullanılan kaynak ise Zürkânî’nin (ö. 1948) Menâhil adlı eseri olup, dipnotlarda yirmi üç yerde geçmektedir. İbn Selâme’nin (ö. 410/1019)

en-Nâsih ve’l-Mensûh min Kitâbillâh adlı eseri on yedi yerde, İbn Ebi Dâvud’un (ö.

316/929) Kitâbu’l-Mesâhif’i dipnotlarda on dört yerde geçmektedir. Es-Suyûtî’nin

İtkân’ından başka Esbâbu’n-Nuzûl, en-Nâsih ve’l-mensûh, Büğyetu’l-‘A’yân, Tedribu’r-Râvî ve Tabakâtü’l-Müfessirin adlı eserlerinden de yararlanmıştır. Bunların yanı sıra

İmam Şafii’nin (150/767-204/820) er-Risâle’si, Ebû Âmir ed-Dânî’nin (ö. 444/1053)

el-Muknî, el-Muhkem ve et-Teysîr fî Kıraati’s-Seb’a adlı eserleri, İsfehâni’nin (ö. V./XI.

yüzyılın ilk çeyreği) Müfredat’ı, Gazali’nin (450/1058-505/1111) İhyâ’sı, Muhammed Abduh’un (1849-1905) Risâletu’t-Tevhîd’i, Muhammed Abdullah Draz’ın (1894-1958)

en-Nebeu’l-‘Azîm adlı eseri, Seyyid Kutub’un (1906-1966) et-Tasvîru’l-Fennî’si gibi

pek çok eserden yararlanmıştır.

Subhi es-Sâlih, Kur’ân ilimlerine dair eserlerden başka birçok tefsirden de istifade etmiştir. Eserde en çok ismi geçen müfessir Tâberi’dir. Onu İbn Kesir ile Zemahşerî takip etmektedir. Bunların yanı sıra Beydâvî, Nesefî, Menâr, Mefâtihu’l-Gayb,

ed-Dürru’l-Mensûr tefsirleri en çok atıfta bulunulan diğer tefsirlerdir.

Subhi es-Sâlih’in eserini klasik Kur’ân ilimlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri, müsteşriklerin görüşlerine yer verip, gerektiği yerde eleştiride bulunmasıdır. Bu bağlamda eserinde birçok yabancı dilde eser kullanıp bunları kaynak göstermiştir. Fransa’da doktora yapmasının bir tesiri olarak Fransız müsteşrik Blachere’in

148

el-İtkân, Mebâhis’in dipnotlarında iki yüz elliye yakın yerde geçmektedir. el-Burhân ise yüz seksene yakın yerde geçmektedir.

51

1973) Le Coran adlı eserinden otuz küsür yerde; Nöldeke (1836-1930) ve Casanova’ya da (1861-1926) onar küsür yerde atıfta bulunmuştur. Ayrıca Enclopedic de L’islam’dan yer yer farklı oryantalistlerin görüşlerini vermiştir. Lammens (1862-1937), H. Grimme (1864-1942), Buhl (1850-1932), Wensinck (1882-1939), Brockelmann (1868-1956), Jeffery (1893-1959), Chauvin (1844-1913) ve Massignon (1883-1962) bunlardandır. Subhi es-Sâlih, ilgili yerlerde müsteşriklere eleştiri ve reddiyelerde bulunmuştur.

Mebâhis’in kaynakça kısmında doksan sekizi Arapça, yirmi altısı yabancı dilde olmak

üzere yüz yirmi dört kaynak zikredilmiştir. Eser, hem muhtevasından hem de dipnotlarından anlaşıldığı gibi birçok yerli ve müsteşrik kaynaklardan istifade edilerek yazılmıştır.

Subhi es-Sâlih’in kaynakları kullanma tarzı ile ilgili şunlar söylenebilir:

2.1.2.1. Kaynakları Referans Göstermesi

Müellif konuları işlerken meseleyi gereğinden fazla uzatmamak ve tekrar etmemek için okuyucuyu bazı kaynaklara yönlendirmektedir. Bu yönlendirmeler aynı eser içerisinde daha önceden işlenmiş konulara olabileceği gibi başka eserlere yönelik de olabilmektedir. Mesela Mekkî ve Medenî konusu anlatılırken, önceden işlenen yedi harf konusunu tekrardan sakınarak ilgili yerin dipnotunda “daha önce yedi harfle ilgili aktardıklarımıza bak” denmiştir.149

Müellifin işlediği eserin dışındaki kaynaklara yaptığı göndermeler ise iki türlüdür. Bunların ilki müellifin kendisine ait başka bir eserine işaret etmesi şeklindedir.

Mebâhis’te bunun çeşitli örneklerine rastlamak mümkündür.150 Müellifin kendi eserleri dışında gösterdiği kaynaklara yönlendirmesine Blachere’in Le Coran adlı eserine yönlendirmesi örnek verilebilir.151

149

Subhi es-Sâlih, Mebâhis fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, Beyrut: Dâru’l-‘İlm li’l-Melâyîn, 17. Baskı, 1988, s. 166. 150

Örneğin, Mebâhis fî ‘ulûmi’l-hadîs ve mustalahıhi adlı eserine bakılmasına dair bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 133, 165.

151

52

2.1.2.2. Kullandığı Hadislerin Kaynaklarını Belirtmesi

Hadis ilimlerine dair bir eseri de bulunan Subhi es-Sâlih, Mebâhis’te de yeri geldiğinde hadislere yer vermiştir. Onun hadis ilmindeki yetkinliğini eserinde yer verdiği hadisleri kullanmada ve bunlara getirdiği yorumlarında görmek mümkündür.152

O, kırka yakın hadis kullandığı eserinde metin içinde geçen her hadisin kaynağını dipnotta zikretmiştir. En çok hadisi Buhari’nin Sahih adlı eserinden almıştır.153

Onu Müslim’in aynı adlı eseri takip eder.154 Bunun yanı sıra bazen hadisi başka bir eserde geçtiği gibi alıntılanmış, ancak alıntı yaptığı kaynakla birlikte hadis kaynağına da işaret etmiştir.155

2.1.2.3. Kaynaklara Yönelttiği Eleştiriler

Subhi es-Sâlih, kaynaklardan bir görüşü alıntıladıktan veya bir rivâyeti verdikten sonra buna dair yorum ve görüşlerini vermeden onu öylece bırakmaz. İlmî olarak onu süzgeçten geçirir ve kendi sistematiğine uyan görüşü tercih eder. Özellikle ele alınan konular hakkında oryantalistlerin görüşlerini aktardığında bu açıkça görülür. Müsteşriklerden bir şey alıntıladığında, eleştirel bir yaklaşım ve tenkitçi bir üslup ve ispat etme çabası bariz bir şekilde kendini göstermektedir. Buna rağmen gerek müsteşriklerden olsun gerek diğer kişilerden olsun alıntıladığı rivâyet ve görüşlerden olumlu görüp, faydalı bulduklarını takdir etmekten de geri kalmamıştır.

Subhi es-Sâlih’in bir görüşü alıntılayıp takdir edip beğendiğine örnek olarak Müslüman dünyasından Seyyid Kutub’un Kuran’ın üslubuna dair verdiği görüşleri örnek olarak verilebilir.156 Müsteşriklerden ise Brockelmann’ın Mekkî sûreleri Medenî sûrelerden ayıran yaygın alametler hakkında İslam ansiklopedisindeki görüşlerinin çok güzel olduğunu belirtmesi, üslup açısından da bu görüşlerin birçoğunun doğru olduğunu söylemesi örnek gösterilebilir.157

152

Örnek için bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 165. 153

Bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 131, 178, 75… 154

Bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 119, 33, 171… 155

Örneğin Müslim’in zikrettiği bir hadisi Menâhil’den alıntılamıştır. Bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 68, 69. 156 Bkz. Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 320.

157

53

Subhi es-Sâlih, aktardığı görüş ve rivâyetleri eleştiri süzgecinden geçirmeye, akla ve günümüz pozitif bilimlerine olan uygunluğuna önem vermiştir. O, tefsirlerin gereksiz şeylere daldığını, bazı durumlarda ileri sürülen görüşlerin rastgele olduğunu belirtmiştir. Örneğin “ نيرحبلا عمجم iki denizin birleşme yeri” ile ilgili Kur’ân-ı Kerim’in bir şey zikretmediğini ve bu konuya dalınmasının gerekmediğini söylemiştir. Ancak tarihi bilgiler ışığında burasının akabe halici ile Süveyş halicinin birleştiği yer olduğunu belirtmiştir. O, bu gibi durumlarda tefsirlere müracaat etmeye gerek olmadığını, çünkü tefsirlerde bu konularda ileri sürülen görüşlerin çoğunun rastgele olduğunu, Taberi’nin de tefsirinde aynı hataya düştüğünü belirtmiştir.158

Subhi es-Sâlih, eleştiri dozajını oryantalistlere karşı aşırı bir şekilde artırmıştır. Onları hakkı örtmekle, art niyetlilikle suçlamıştır. Örneğin Blachere’in Hz. Osman’ın Kur’ân’ı cem’inde görevlendirdiği üçlü komisyonu aristokratlıkla nitelemesini ağır bir dille eleştirmiştir. Blachere, Hz. Osman’la birlikte Kureyşli üç kişinin Kur’ân’ı anlamada güçsüz olduklarını, Zeyd’in de Mekkelilere boyun eğip yağcılık ettiğini anlatır. Subhi es-Sâlih, akılcı bir yaklaşımla Blachere’i eleştirerek, dini tâlimatın henüz canlılığını büyük bir etkinlikle sürdürdüğü o İslam toplumunda hangi aristokrasiden söz edilebileceğini sorar. Blachere’in görüşlerinin çelişkilerle örülü olduğunu söyler.159

2.1.2.4. Yazma Eserlerin Kütüphanelerine İşaret Etmesi

Subhi es-Sâlih, Mebâhis’te geçen eserleri yer yer tanıtır. Eser matbu ise baskı yeri ve tarihi hakkında bilgiler verir. Mesela Willian Muir’in (1819-1905), Life of Mahomet adlı eserinin 1923 yılında Edinburgh’ta T. H. Weir’in (1865-1928) gözden geçirmesiyle basıldığını söylemiştir.160

Ayrıca eğer eser yazma ise hangi kütüphanede olduğu konusunda da bilgiler verir. Örneğin Enbârî’nin (ö. 328/940) ‘Acâibu ‘Ulûmi’l-Kur’ân adlı eserinin İskenderiye Belediye Kütüphanesi’nde bir nüshasının bulunduğunu aktarmıştır.161

158

Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 221. Ayrıca bkz. s. 165, 225, 271. 159

Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 79. Ayrıca bkz. s. 82, 175, 192. 160

Subhi es-Sâlih, Mebâhis, s. 176. Ayrıca bkz. s. 182, 296, 316. 161

54