• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.5 Kavram, Kavram Yanılgısı ve Kavramsal Değişim

2.5.1 Kavramsal Değişim Süreci ve Özellikler

Kavramsal değişim süreci ile ilgili olarak ortaya atılan en önemli model Posner ve arkadaşları [110] tarafından geliştirilen kavramsal değişim teorisi (CCM)’dir. Söz konusu teoride iki olgu ön plandadır; özümleme ve düzenleme. Özümleme; yeni bilgilere ulaşmada mevcut bilgilerden yararlanmayı ifade etmektedir. Düzenleme; öğrencilerin var olan kavramları yeni bir olayı açıklamakta yetersiz kaldığında, bu kavramların öğrenci tarafından yeniden organize edilmesi şeklinde açıklanmaktadır. Zayıf düzenleme; mevcut kavram ve düşünceler üzerinde gerçekleştirilen sınırlı bir düzenlemeyi, kuvvetli düzenleme ise mevcut kavram ve düşüncelerin yapısında gerçekleştirilebilecek kapsamlı ve radikal bir düzenlemeyi ifade edilmektedir [39]. Kavramsal değişim aşamaları Şekil 2.2’de sunulmuştur [49].

Şekil 2.2 Kavramsal Değişim Aşamaları

Kavramsal değişim aşamalarını kuramcılar farklı biçimlerde yorumlamışlardır [111]. Vosniadou (1994) özümleme sürecini, mevcut kavramların ilave bilgilerle zenginleştirilmesi olarak görmektedir. Thagard (1992) özümleme sürecinde öğrencilerin düşüncelerinin yenilenmesi gerektiğini savunmakta; bu aşamada mevcut kavramın gelişmesine imkan sağlayan örnek olaylar ile kurallar bütününden yararlanmayı önermektedir. Chi ve arkadaşları (1994) ise özümleme aşamasında mevcut kavramın varoluşsal yapısında bir değişiklik olmayacağını ileri sürmektedirler.

Schwedes ve Schmidth (1992) özümleme sürecinin kurallar ve fikirler rehberliğinde ana kavram çerçevesinde gerçekleşen bir değişim süreci olduğunu düşünmektedir. Carey (1985) ise özümleme sürecinde gerçekleşen bilgi birikiminin yeniden yapılandırmayı içermediğini düşünmektedir. Tibergien (1994) kavramsal değişimin özümleme aşamasını kavramların deneysel kazanımlarında (deneysel veriler, ölçümler vb.) gerçekleşen bir değişim süreci olarak görmektedir.

Kuramcıların düzenleme sürecine ilişkin görüşlerini şu şekilde özetlemek mümkündür. Hewson ve Hewson (1992) zayıf düzenleme sürecini, “kavramsal ele geçirme” bir başka ifadeyle “kavramı genişleterek yeniden yorumlama” olarak, kuvvetli düzenleme sürecini ise kavramlar arası değişim aşaması olarak isimlendirmiştir. Vosniadou (1994) zayıf düzenleme aşamasını; mevcut kuram ve düşüncelerin bilimsel seviyelerinde gerçekleştirilecek yeniden yapılandırma süreci olarak ifade etmektedir. Kuvvetli düzenleme aşamasını ise mevcut kavram ve

Kavramsal Yapının Değişimi Özümleme Düzenleme Zayıf Düzenleme Kuvvetli Düzenleme

düşüncelerin yapısında gerçekleştirilebilecek kapsamlı ve radikal bir yeniden yapılandırma süreci olarak tanımlamaktadır.

Thagard (1992) zayıf düzenleme aşamasında mevcut kavrama kısmi eklemelerde bulunulmasını, mevcut kavramın ilişkili olan yeni kavramlarla desteklenmesini önermektedir. Thagard kuvvetli düzenleme sürecini ise iki aşama olarak değerlendirmiştir. İlk aşamada, birbiriyle ilişkili olan kavramlar arasındaki bilgi geçişlerinin (daldan dala atlama) kavramsal değişimi gerçekleştirme sürecinde etkili olacağını ifade etmektedir. Kuvvetli düzenleme sürecinde kullanılabilecek ikinci aşama ise farklı kavramlar arasında gerçekleştirilen kapsamlı bir değişim sürecini (ağaç değiştirme) içermektedir.

Chi ve arkadaşları (1994); zayıf düzenleme aşamasında, mevcut kavramın yapısının benzer özellikler gösteren varoluşsal kavram kategorileri içerisinde değişime uğradığını ve bu sürecin bir ağacın dallarında dolaşmaya benzediğini düşünmektedirler. Kuvvetli düzenleme sürecinin ise kavramın farklı yapısal özelliklere sahip varoluşsal kavram kategorileri arasında değişime uğramasına imkan sağladığını söylemekte ve bu süreci “bir ağaçtan başka bir ağaca geçiş” olarak isimlendirmektedirler. Chi ve arkadaşlarının kavramsal değişim sürecine yönelik çıkarımları Thagard’ın düşünceleri ile paralellik göstermektedir.

Schwedes ve Schmidth (1992) zayıf düzenleme sürecini; ana kavramın çevresinde yer alan kurallar ve fikirlerde gerçekleşen değişiklikler veya bu kural ve fikirlerin ana kavram ile ilişkilendirilme süreci olarak ifade etmektedir. Kuvvetli düzenleme sürecini “ana kavramın bütünüyle başka bir kavram ile değiştirilmesi” şeklinde yorumlamaktadır. Tibergien’e göre (1994) zayıf düzenleme süreci anlamsal bir kavramsal değişimi ifade etmektedir. Bu süreçte; nesnelerin ve olayların yapısında derinlemesine bir değişim olmasına rağmen kuramda radikal bir değişikliğe rastlanmamaktadır. Kuvvetli düzenleme sürecinde ise kuramsal bir kavramsal değişim gerçekleşmektedir. Kuramın yapısındaki bu değişim özellikle nedensellik ilkesi bağlamında gerçekleşmektedir.

Carey (1985) yeniden yapılandırmanın gerçekleşerek kavramsal değişimin sağlandığı aşama olarak düzenleme sürecini göstermektedir. Düzenleme sürecini ise “zayıf yeniden yapılandırma” ve “güçlü yeniden yapılandırma” olarak iki aşamada incelemektedir. Sunulan bu farklı düşünceler, araştırmacıların kavramsal değişim aşamalarını farklı teorik perspektiflerden ele alıyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Vosniadou’nun (1994, sf. 3) da ifade ettiği gibi [12];

“Günümüzde, kavramsal değişimin nasıl gerçekleştirileceği ve sürece ilişkin koşulların nasıl belirleneceği kavramsal psikolojinin temel problemleri arasındadır. Kavramsal değişim teorisi, çok amaçlı öğrenmenin açıklanmasında ön koşuldur ve eğitim süreci için önemli içeriklere sahiptir.”

Kavramsal değişim sürecinde mevcut kavramlarda gerçekleşmesi olası değişimler ise Şekil 2.3’te sunulmuştur [110].

Şekil 2.3 Kavramsal Değişim Teorisi Mevcut Kavramlar Hoşnutsuzluk? Mevcut Kavramların Muhafaza Edilmesi Olası Yeni Kavramlar Evet Anlaşılır? Hayır Akla Yatkın? Evet Yararlı? Evet Evet Hayır Hayır Hayır

Kavramsal değişim teorisine ilişkin bu aşamalı süreç kavramsal değişim için gerekli koşulları şu şekilde ifade etmektedir. [110].

Öğrenci mevcut bilgilerine karşı hoşnutsuzluk içerisinde olmalıdır ve bu hoşnutsuzluğun neden olduğu sorunları bilimsel kavramların çözebileceğini düşünmelidir.

Yeni kavram anlaşılır olmalıdır. Anlaşılır olmayan kavram öğrenci tarafından içselleştirilememekte ve doğru anlamlandırılamamaktadır.

Yeni kavram akla yatkın olmalıdır.

Yeni kavram yararlı olmalıdır. Yeni kavramın problemleri çözmedeki verimliliği öğrencinin eski bilgiyi terk etmesini çabuklaştırmaktadır. Bir başka ifadeyle yeni kavramın işgörüsü olmalıdır.

Kavramsal psikoloji ve fen eğitimi alanındaki araştırmaların kavramsal değişim ve öğrenme süreçlerine yönelik olarak ortaya koydukları fikirler ise Çizelge 2.5’te yer almaktadır [112].

Çizelge 2.5 Öğrenme Süreci ve Kavramsal Değişime İlişkin Görüşler

Kuramcı Öğrenme Sürecinin

Ana Özellikleri Kavramsal Değişimi İsimlendirişleri Kavramsal Değişim Sürecinin Ana Özellikleri

Piaget - Kişisel Süreç - Kavramsal Çatışma

Aşama Teorisi Kavramsal yapılar kavramların gelişimine neden olur.

Vygotsky - Sosyal Süreç - Dil ana role sahip

Zig-zag süreci Kavramlar dilin rehberliğinde zihinsel işlemlerle biçimlendirilir. Posner ve

arkadaşları

- Mevcut bilgi tabanlı - Rasyonel öğrenme yaklaşımı

- Özümleme - Düzenleme

- Hoşnutsuzluk

anlaşılırlık, akla yatkınlık, yararlılık, Carey - Kavramsal ve rasyonel öğrenme yaklaşımı - Zayıf yeniden yapılandırma - Kuvvetli yeniden yapılandırma - Acemi-uzman değişimi - Kuram değişiklikleri - Özel bilgi alanları

Hewson ve Thorley

- Rasyonel öğrenme yaklaşımı

- Mevcut bilgi tabanlı

- Kavramın alınması - Kavramın değişimi

- Memnuniyetsizlik anahtar aşamadır.

- Bilişsel değişim

Thagard - Rasyonel öğrenme yaklaşımı

- Kavramsal değişim problem çözme uygulamaları ile gerçekleşir.

Aşamalı kuram - Daldan dala atlama - Ağaç değiştirme

Vosniadou - Aktif bilgi elde etme sürecinde zihinsel modeller önemli bir yere sahiptir. - Zenginleştirme - Gözden geçirerek düzeltme, yenileme (revizyon) - Yavaş süreç

- Süreç, mevcut bilgilerin aşamalı olarak askıya alınması ve yenilenmesine dayanır.

Beeth ve Hawson

- Öğrenme bireysel ve sosyal bir süreçtir.

- Bilişsel değişim

önemli bir role sahiptir. - Kavramların statüsünde değişiklik. - Tanınan ve alışılagelmiş bilgilerdeki değişiklikler önemlidir. Tyson ve ark. - Öğrenme kavramsal ve sosyal bir süreçtir.

- Mevcut kavramların bilimsel kavramlara dönüştüğü etkin ve çok boyutlu bir süreç.

- Bilgi felsefesi - Varlık felsefesi - Sosyal / Duygusal etkenler

Hallden Eğitim ayrıntılı gerçeklerin ve kuramların eş zamanlı olarak yapılandırıldığı dalgalı bir süreçtir.

- Önceki kavramların değişimi - Yeni kavramların kazanılması - Kavramların yeniden ifadesi

- İçerik (bağlam) temel role sahiptir.

- Kavramsal değişim; durumsal, kavramsal ve kültürel içerikler ile ilişkilidir.

Vygotsky (1978) kavramsal değişimde sosyal etkileşim ve özellikle öğrenme sürecinde dilin rolünü vurgulamıştır. Çocuğun bilgiyi yapılandırılma sürecinde, öğretmen ve diğer çocuklar ile olan işbirliğinin etkili olduğunu ve günlük deneyimlerden elde edilen kavramların bu süreci tamamladığını savunmaktadır. Öğrenciler arası iletişim ve etkileşim; öğrencilerin sınırlılıklarının, çelişkilerinin, kabullerinin ve yanılgılarının yansımasına yardımcı olmaktadır. Carey (1985) kavramsal değişime belirli bilgilerin nüfuz alanının artmasının neden olduğunu savunmaktadır. Öğrencilerin hükümlerinde meydana gelen gelişimsel değişime, uygun akıl yürütme süreçleri ile organize edilmiş bilimsel bilgilerin aktarımının yol açtığını düşünmektedir [112].

Tyson ve arkadaşları [111] ile Duit ve Treagust [113] kavramsal değişim için üç farklı bakış açısından (ontolojik, bilişsel ve sosyal) oluşan anlamlı bir model ortaya koymuştur. Bu model, sürece ilişkin bileşenlerin ayrılmasında faydalı olmasına karşın, durumsal ve kültürel içerikleri kavramsal yapının içine dahil edebilme aşamasında yetersiz kalmaktadır.

Hallden [114] çalışmasında; bilimsel bilginin durumsal (günlük yaşama ilişkin) içeriklere yansımalarını gözlemlemiş ve günlük hayatı betimleyen konuşmaların irdelenmesine yer vermiştir. Hallden’in (1999) düşünme biçimi öğrencilerin

kavramsal değişim süreçlerine öğrenimsel bağlamda uygulanabilmekte ve öğrencilerin yerleşmiş düşünce biçimlerini vurgulamaya yardımcı olmaktadır.

Kavramsal değişim sürecine ilişkin araştırmacılar tarafından ileri sürülen farklı görüşler de mevcuttur. Strike ve Posner [115] kavramsal değişim teorisinin duyusal ve sosyal boyutları ihmal ettiğini ve modelin akla uygunluk üzerine çok fazla vurgu yaptığını belirtmişlerdir. Duit ve Treagust [116] ise kavramsal değişimin; öğretmen ve öğrencilerin inanışları, ilgileri ve güdülenmelerini de içeren “kavramsal değişimi destekleyen şartlar” içerisine oturtulması gerektiğini vurgulamaktadırlar.

Hewson ve Hewson [117] kavramsal değişim modelini bir adım daha ileri götürerek kavramsal değişimi “statülerin değişimi” olarak ifade etmişlerdir. Öğrencilerin eski kavramları statülerini kaybederken yeni kavramların bu statüyü kazandıklarını belirtmişlerdir. Bunun yanında; kavramların statüsünün yükselmesi için anlaşılır, akla yatkın ve yararlı olması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Fensham, Gunstone ve White [118] kavramsal değişimin nadir olarak aniden gerçekleştiğini, genellikle verilen ilave bilgi ve örnekler yardımı ile öğrenenin içerikleri düzenlediğini savunmaktadır. Bu sürece kavramsal ekleme adını vermişlerdir. Bu süreçte eski bilgiler terk edilmemekte, yeniden gözden geçirilerek düzenlenmektedir.

Linder [119] ise “kavramsal uygunluk” tanımını ortaya atmıştır. Öğrencilerin gerektiğinde kullandıkları özel içeriklere sahip farklı kavramlara sahip olduğunu vurgulamıştır. Bilim adamlarının bile farklı olaylar için farklı kavramlar kullandığını söylemiştir. Maloney ve Siegler [120] “kavramsal rekabet” kavramını ortaya atmışlardır. Öğrenenin sahip olduğu birçok kavramın öğrenme sürecinde bir arada yer aldığı ve belli bir süre sonra bu kavramlardan bazılarının baskın duruma geçtiğini belirtmişlerdir.

Dykstra, Boyle ve Monarch [121] kavramsal değişimi ilerleyen bir süreç olarak tanımlamıştır. Bu sürecin aşamaları; kavramlar, kavramsal değişim sürecinin sınıflandırılmasına ilişkin öneriler, sınıf etkinlikleri ve yeniden kavramsallaştırma olarak sıralanmaktadır. Benzer şekilde Niedderer ve Goldberg [122] kavramsal

değişimi, öğrencilerin önceki bilgilerinin bazı ara bilgilere ve daha sonrada bilimsel bilgilere dönüştüğü bir süreç olarak tanımlamaktadır.

Demastes, Good ve Peebles [123] yaptıkları çalışma ile kavramsal değişimi 4 farklı aşamada açıklamışlardır. Bu aşamalar; değişimin basamaklandırılması (ardı ardına gelen kavramsal değişimler bir kavramın değişimini tetikler), toptan değişimler (kavram yanılgıları terk edilerek bilimsel bilgi kabul edilir), artan değişimler (kavram yanılgıları bilimsel bilgiye gittikçe artan bir şekilde dönüşür), ikili yapılar (öğrenci birbirine zıt iki kavramı da sahiplenir) biçimindedir.

Driver ve Oldham [124] ise kavramsal değişim sürecini yapılandırmacı kurama dayalı olarak geliştirilen 4 aşamalı bir öğretim modeli ile açıklamışlardır. Bu aşamalar; yönlendirme (konuya ilişkin tartışmaların başladığı süreç), tahminler ve deney (öğrenme etkinlikleri yardımıyla kavramsal değişimin gerçekleşmesi), genel tartışma (çalışma sonuçlarının öğretmenin rehberliğinde tartışılması) ve detaylandırma (öğrencilerin yeni bilgilere ve durumlara adapte olması) olarak ifade edilmektedir.

Son zamanlarda kavramsal değişime yönelik olarak yapılan çalışmalarda Mortimer’in [125]; “Öğrencinin kavramsal profilinde yer alan bilimsel kavramların ve kavram yanılgılarının farkında oluşu kavramsal değişimin en önemli sürecidir” görüşünün yerini; “Öğrencinin kavram yanılgılarının yerine bilimsel kavramları yerleştirmeye karar vermesi kavramsal değişimi sağlayan en önemli faktördür” görüşü almıştır.

İçerikleri hakkında kısa bilgiler verilen kavramsal değişim sürecine yönelik tüm bu düşünceler; içerikten bağımsız ve tutarlı bir kavramsal değişimi gerçekleştirebilmeyi amaçlamaktadır. Bu sürecin gerçekleşebilmesi öğrencilerin bilimsel kavramların farklı içeriklere genellenebilirliğini onaylamaları ve kavramların ortak yanlarının farkına varmaları ile mümkün olmaktadır. Bu aşamada; kavramsal değişim sürecine hizmet edecek öğretim yaklaşımının belirlenmesi önem taşımaktadır.