• Sonuç bulunamadı

1.2. Örgüt Yönetiminde Demokrasi Arayışları

1.2.2. Kavramsal Boyutta Arayışlar

1.2.2.1. Demokrasi Odaklı Arayışlar

1.2.2.1.2. Katılmalı Yönetim

Katılmalı yönetim, katılımı esas alan, demokratik eğilimlerin yoğunlaştığı ve çalışanların örgüte bağlılığını artırmasıyla sonuçlanan bir yönetim uygulamasıdır.94 Bu bağlamda yönetsel demokrasinin insanlık tarihinin ilk toplu yaşamasının başladığı ilkel toplumlardan, yönetenler ve yönetilenlerin ilk ayrıştığı dönemde ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Katılmalı yönetim ise 1980’li yıllara kadar olan gelişmelerin ve yönetim

91 Sabuncuoğlu, Çalışma Psikolojisi., ss.149-150.

92 Budak, a.g.e., s.134.

93 Ayhan Görmüş, Toplu Pazarlık Yoluyla Yönetime Katılma, “İş, Güç” Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, C.5, No:150, 2003, s.2.

94 Atilla Dicle, Endüstriyel Demokrasi ve Yönetime Katılma, O.D.T.Ü. Yayını, Ankara, 1980, s.1.

alanındaki çalışmaların bir ürünü olarak öne çıkmıştır. Burada iki yönlü bir yaklaşımın yanı sıra, beşeri ilişkilerle düzenlenen yönetim sürecinin verimlilik ve etkinlik boyutu katılmalı yönetim yaklaşımının temelini oluşturmaktadır.95

Katılmalı yönetim, otorite ve demokratikleşme arasında oluşan çizgide üretici-insan dengesinin kurulmaya başlandığı bir sürecin ifadesidir.96 Daha genel bir tanımla katılmalı yönetim, “sınırları özel mülkiyetçe çizilmiş bir alanda ve ortak sorunları çözerek emek verimliliğinin artırılması amacıyla, işçilerle işverenlerin, taraflara karşı göreli bağımsızlığı varsayılan ve yönetim hiyerarşisinde yer alan ortak organlarda işbirliği yapmalarını sağlayan mekanizmanın adıdır.”97

Üreticinin bulunduğu sektör ya da sadece işletme içerisinde kendisini yeniden sorgulamasına imkân tanıyan bu yönetim biçimi endüstriyel gelişmeler sürecinde demokrasinin yoğun olarak tartışıldığı bir dönemi kapsar. Katılmalı yönetimde çalışanların, katkı sağladıkları karar ve uygulamalara daha istekli, arzulu yaklaştıkları kabul edilir. Çünkü örgüt içerisindeki bireyler genel olarak bu yolla görüşlerini açıklayabilmektedir. Aynı şekilde katılma ile çalışanların yaratıcıkları ve sorgulama yetenekleri gelişmektedir. Katılmalı yönetim alanları; ekonomik, sosyal ve teknik konular olabilirken, temsilci yoluyla katılma, sendikal katılma, gönüllü katılma ve birlikte katılma ise katılmalı yönetim biçimleri olarak sıralanabilir.98

Gün geçtikçe karmaşıklaşan yönetim uygulamalarında katılımın iki ana şekilde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Birincisi işçi-işveren işbirliğini yukarıdan aşağıya doğru ve sendikalar eliyle örgütleyen model, ikincisi ise yönetici-işçi ve işçi-işveren işbirliğini aşağıdan yukarıya doğru işçiler eliyle örgütleyen komite modelidir. Bu hususta ülkeden ülkeye uygulama farklılıkları yaşansa da katılmalı yönetimin iki temel yolla kendisini gösteren katılım süreci, pratikte bazı sakıncaları da beraberinde getirmektedir. İşbirliğini yukarıdan aşağıya örgütleyen yönetici-işçi modelinde hiyerarşik olarak üst kademede işbirliği sağlanmasının işveren ile sendika arasında yakınlaşmaya neden olacağı, komite

95 A.Zeynep Düren, 2000'li Yıllarda Yönetim, 2.Baskı, Alfa Yayınları, İstanbul, Kasım 2002, s.12.

96 Kurthan Fişek, Yönetim, Paragraf Yayınları, Ankara, 2005, s.77.

97 Kurthan Fişek, Yönetime Katılma, TODAİ Yayın No:58, Ankara, 1977, s.45.

98 Şimşek, Yönetim ve Organizasyon, a.g.e., s.344.

modelinde ise işçi hakları ile işveren beklentileri arasında denge kurulması sorunuyla karşı karşıya kalınabileceğini göz ardı etmemek gerekir.99

Demokratikleşme çabalarının bir ürünü olarak görülen katılmalı yönetimde, işçiyi toplu pazarlık masasının iki yanına birden oturtan yönetici işçilik modeli, iç ve dış değişkenlerin etkisiyle; yönetici-işçilerin edindikleri mali bilgileri, sendikanın pazarlık gücünü artıracak şekilde kullanmaya zorlamaktadır. Burada çoğunlukla kazan-kaybet mantığından söz edilebilir. Günümüzde artık pek çok ülke katılımı yasal bir hak olarak çalışanlara vermektedir. Bunu sağlayan ülkelerde kimse kaybetmesin yaklaşımı hâkimdir.100

Demokrasinin yönetim boyutunda geçekleştirilen arayışlardan birisi olan katılmalı yönetimin ideolojik yönüyle, yönetime katılma arasındaki ilişkilere sağlıklı bir şekilde yaklaşabilmek için vurgulanması gereken ilk nokta, her ideoloji gibi katılmalı yönetiminde toplumsal ihtiyaçlardan doğan ama toplumsal davranışı etkileyip yönlendirebilmek için benimsenmesi gereken bir toplumsal ürün olduğunun vurgulanmasıdır. Oysa ideoloji olarak katılmalı yönetim ve uygulama olarak yönetime katılma göreli niteliktedir.101

Günümüz değerleriyle işletmelerde yönetime katılma uygulamasının amacı ve uygulama biçimi arasında bazı farklar vardır. Yönetime katılımın özellikle verimliliği ya da çalışanların performansını artırmak düşüncesine dayalı olması, ancak uygulamada ortak sorunlar etrafında birleşme yönteminin kullanılması amaç ve araçlar arasındaki ayrımın zorluğunu ortaya koymaktadır. Örneğin işverenlerin karar alma yetkilerini yönetim organlarına ya da bunların bir bölümüne vermesi ile aynı işletmede süregelen yönetime katılım süreci veya katılmacı yönetim fikrinin amaçları arasında fark vardır.

İlkinde işveren ekonomik, teknolojik ve fiziki şartlardan kaynaklanan bir zorunluluğu yerine getirmekte iken ikincisinde işletmeyi bütünsel olarak ileriye götürecek bir süreç planlamaktadır. Buradan hareketle yönetime katılımın, katılmalı yönetim anlayışının bir

99 Fişek, (1977), a.g.e., s.80.

100 Thomas Gordon, Katılımcı Yönetimin Temeli, 6.Baskı, (Çev: Emel Aksay), Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2007, ss.205–207.

101 Fişek, (1977), a.g.e., s.3.

aracı olduğunu söylemek mümkündür. Yönetime katılma başka bir anlatımla katılmalı yönetim fikrinin somutlaştığı ve kendisini gösterdiği alandır.102

Katılmalı yönetimde otorite ve demokrasi arasında, demokrasiyi odak alan bir ilişki göze çarpmaktadır. Burada emek verimliliğini artırmak için kurumlaşmış bir işçi işveren ilişkisinin düzenlenmesi gerekir. Ancak sınırları özel mülkiyetçe çizilmiş ve otoriteyle demokrasiyi uzlaştırmaya çalışan katılmalı yönetim ideolojisinin de demokratik yönetim sürecinin yalnızca bir kısmını temsil edebildiği söylenebilir.

Endüstriyel demokrasinin gelişimi ile hızlanan katılmalı yönetim çalışmalarının aksine demokratik yönetim işletmenin bütününde özgürce ilerletilebilecek bir katılım kültürünü işaret eder. O halde bir örgütün katılımlı yönetimle idaresinin demokratik örgüt sistemi açısından gerekli ama yeterli bir unsur olmadığını söylemek mümkündür.

Katılımın, demokratik yönetim üzerindeki belirleyici etkisi ve demokratikleşme ile katılım ilişkisi üçüncü bölümde ayrıntılı bir biçimde ele alınacaktır.