• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM BULGULAR 66

4.4. Katılımcıların Yaşadıkları Yere İlişkin Bulgular 97

Araştırmaya katılanlar yaşadıkları semtleri suçlu ve ekonomik durumu zayıf olan kişilerin yaşadığı, uyuşturucu madde teminin kolay olduğu semtler olarak şu sözlerle ifade etmişlerdir:

“İstanbul’da yaşadığımız semt aile ortamıydı. Kimsenin kimseye zararı yoktu ama şimdi uyuşturucu içmeyen yok bizim semtte. Çocukların ellerinde bile uyuşturucu var sen düşün artık nasıl bir yer de yaşadığımızı”(40).

“Ben çocukken yaşadığımız muhitte suç nedir bilmezdik. İnsan çok yoktu fazla ama şimdi son dönemlerde göç çok oldu. Kimseyi tanımıyorum, suçlu ipsiz sapsız insan doldu. İşleri yok güçleri yok anca itlik haytalık peşindeler. Hepsi suç makinası gibi kime ne zarar vereyim diye yaşıyorlar”(44).

“İstanbul’da büyüdüm. Herkes birbirini tanırdı o zamanlar sorunsuz bir mahalleydi. Sonradan çok bozuldu ne ararsan var artık yaşadığım muhitte. Eskiden iyisini de kötüsünü de bilirdik mahallede yaşayan. Şimdi öyle bir şey yok. Tanımadığım bir sürü insan var. Çok pislik görüyorum ben bizim semtte. Hiç güvenilir değil artık ortam”(45).

“Benim mahallede ne ararsan var. Uyuşturucunun her çeşidini kullanan mevcut. Geçen bir baktım polisler gelmiş mahalleye. Biri bonzaiden komaya girmiş. Ambulans falan geldi sonra götürdüler çocuğu sonra öğrendim ki 15 yaşındaymış”(24).

Araştırmaya katılanlar özellikle bazı bölgelerde uyuşturucu kullanan ve suç işleyenlerin sayıca fazla olduğunu, bu kişilerin belirli bölgelerde toplandıklarını şu sözlerle ifade etmişlerdir:

“Bozuk bir semt, göç almış bir yer bizim orası ne ararsanız var herkes bilir o semti zaten. Uyuşturucu kullanan çok fazla var. Ben askerdeyken bıraktım ama şuan kullanmıyorum. Askere gitmeden önce içiyordum bende”(50). “Oturduğumuz semtte her çeşit insan var. Kime sorsanız söylerler zaten meşhurdur bizim semt. Çevre çok bozuk artık görüyorum ilkokul çocuklarının elinde bonzai ama artık her yerde böyle bir tek bizim semtte değil. Öyle dört dörtlük, güvenilir bir mahallem var diyemem yani size. İyisi de var kötüsü de ama kötüsü daha fazla. Hele artık şimdi kimse kimseyi tanımaz oldu çok kalabalıklaştı. İnsan sayısı artınca uyuşturucu içende, satanda arttı”(56).

“İstanbul’da yaşayan herkese sor, bilir bizim mahalleyi. Adı çıkmış bir yer zaten. Her gün bir olay görürsün bizim mahallede”(59).

“Abla açıkçası bizim oralar genelde maddiyatı iyi olmayan insanların oturabileceği bir yer. Ucuz yani ev kira fiyatları. E adamlar oradan buradan kalkıp geliyorlar İstanbul’a çalışmaya. Para yok iş yok nereye yerleşecek. Bakıyor nerde kendisi gibi durumu olmayan adam var onların olduğu yerlere yerleşiyor. Böyle böyle zamanla bozuldu işte bizim semtte”(57).

Katılımcılar arasında birçok kez denetimli serbestlik cezası aldığını belirtenler, yaşadıkları çevreden dolayı başlarının sürekli belaya girdiğini şu sözlerle ifade etmişledir:

“Benim buraya kaçıncı gelişim. Bir sürü dosyam var hep ayrı suçlardan. Çevrem de o kadar pislik adam varken benim buradan kurtulmam imkânsız gibi. Niye dersen sen istemesen de onlar gelip sana bulaşıyor. Bunlara bir kere elini verirsen yandın. Ne kolun kalır ne bacağın”(4).

“İstanbul’da yaşadığım mahalle berbat bir yer. Sanırsın ülkenin bütün bela adamları bu mahallede toplanmış yani hangi şehirden ne ararsan var. Hepsi oradan buradan İstanbul’a gelmiş burada çete kurmuş adamlar bunlar. Yani tam bir gangster yuvası onu söyleyeyim. Ben uyuşturucudan önceden de denetime geldim. Başka suçtan da geldim ama uyuşturucudan ikinci gelişim buraya. Geliyorum cezamı tamamlıyorum yine başım belaya giriyor yine geliyorum. Çevre o kadar bozuk ki. İnsan bir kere bulaştı mı bir daha kurtulması zor”(9).

“Kavga ettiğim için buradayım ben yaralamadan yani. Oturduğum yer çok değişti artık. Bir sürü insan oldu farklı farklı. Her gün bir vukuat var. Önceden de kaç kere kavga ettim bu tiplerle ama şikâyetçi olmadılar. En son ki olayda yaralama olunca artık mahkemelik oldum. Çevre o kadar kötü ki bende bıktım inan her gün birini pataklamaktan. Bende mutlu değilim karakollarda mahkemelerde gezinmeye”(49).

“Ya öyle beter bir yer ki bizim orası görmen gerek. Benim burada olmama neden de o muhit zaten. Vallahi biraz param olsa taşınacağım, basıp gideceğim o muhitten. Arkadaş çevremden de kurtulmuş olurum böylece. Babama kaç defa dedim baba bak satalım burayı taşınalım dedim kabul etmiyor. Bu saatten sonra taşıma bizi başka yere diyor babam. Baba dedim bak başım beladan kurtulmuyor burada. E diyor sen gidiyorsun bu adamların yanına sende hata diyor”(27).

Katılımcılar mahallelerinin güvenli yerler olmadığını, kendilerini korumak için kendi içlerinde arkadaş grupları oluşturarak birbirlerini koruduklarını şu sözlerle belirtmişlerdir:

“14 15 yaşında İstanbul’a taşındık. Taşındığımız muhitte hep suçlular vardı. Küçük yaşta o çevre etkilemiştir tabi beni. O mahallede yaşamak istiyorsan sende güçlü olmak zorundasın. O zamanlar tinerciler vardı oralarda akşam geç kaldığımız zaman bir büyüğümüz gelir alırdı bizi işten. Bizde birbirimizi korumak için arkadaşlarla işe giderken bıçak falan ne bulursak artık yanımıza alır toplanır giderdik işe. İşe gitmek, çalışmak, para kazanmak zorundaydık. Babam sanayiye vermişti beni çalışayım diye. Bir sabah kalktık biz işe gidiyoruz arkadaşlarla, insan öldürmüşlerdi. Çok kavga gördüm. Çok kötü bir mahalleydi. İnsan ister istemez kendini korumaya alıyor tabi”(28). “Doğma büyüme İstanbulluyum. Hep mahalle arkadaşlarıyla büyüdüm. Hala da onlarla beraberiz, arkadaşlığımız kopmadı. Çevremiz pek sağlam değildi ama biz kendimizi korumayı bildik. Hep beraber gezerdik arkadaşlarla. Bir olay oldu mu arkadaşlarla toplanır hemen kavgaya giderdik. Birbirimizi çok korurduk. Halada öyleyiz”(49).

“Abla şimdi bizim mahallede iki tane grup var. Biz hep birbirimize giriyoruz bunlarla. Ne ararsan bütün pislik var bunlarda. Uyuşturucu bile satmaya başladılar. Bizim grupta içen var uyuşturucu ama satan eden, hırsızlık eden kimse yok. Bunlar hırsızlığa da başladılar artık. Mahallede ki dükkânları haraca bağladılar. Bizim grupta toplanıp bunları bir güzel dövdü. Ondan buradayım zaten”(50).

“Bizim mahalle Tuzla’nın en belalı mahallesi. Bizde arkadaşlarla birbirimizi koruyoruz ne yapalım? Başka çaremiz mi var? Abla geçen yıl benim arkadaş yolda giderken bir arkadaşından bahsediyor diyor ki benim arkadaşta geçen gün buradaymış diye anlatıyor. O ara yanından geçen bu serseri tipler sen bizim arkadaştan mı bahsediyorsun diyorlar. Arkadaşımı sırf bu mevzudan bıçakladılar abla. Bizde şimdi tedbirli geziyoruz. Bunlar böyle belalı adamlar bir şey yapman gerekmiyor sana saldırmaları için”(8).

Öte yandan katılımcılar ikamet ettikleri yerleşim yerlerini ucuz olması nedeniyle tercih edildiğini şu sözlerle ifade etmişlerdir:

“Bizim mahalle pislik dolu. Hep dışardan gelen insanlar var. Hele son zamanlarda iyice karıştı mahalle. Çoğunu tanımıyorum mesela. Bende isterim başka yere taşınayım ama kiralar çok pahalı. Ailecek bizde memnun değiliz yani oturduğumuz yerden de yapacak bir şey yok ekonomik durumumuz uygun değil taşınmaya. Gecekondu mahallesi var bizim biraz ötemizde hep ucuz oralar diye nerde pislik adam var onlar gelip yerleşiyor tabi. Aslında oralar yıkılsa bu adamlar memleketlerine dönse çok rahat edecek bizim oralar”(45).

“Uyuşturucu kullanan mı dersin adam bıçaklayan mı dersin hepsi bizim semtte oturur. Namı da baya yayılmış yani bizim oranın. Şu denetim süreci biterse hayırlısıyla bir iş bulacağım kalıcı bir iş. Sonra taşınmayı istiyorum oradan. Şimdi maddi gücümüz yok ev bulacak. İşsiz güçsüz kaybedecek bir şeyi olmayan adamların hepsi bizim orada. En çok kaybedecek bir şeyi olmayan adamdan korkacaksın. Her şeyi yapar bu adamlar. Zaten kafaları bir milyon uyuşturucudan”(59).

“Denetimlimi yakmadan bitirebilirsem hemen kalıcı bir iş bulacağım kendime. Tek isteğim bu şuanda. O semtten taşınmak istiyorum çünkü. Ama şuan bunu karşılayacak maddi gücüm yok”(45).