• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM BULGULAR 66

4.3. Katılımcıların Arkadaş Çevresi ve Suç İlişkilerine İlişkin Bulgular 94

Katılımcıların arkadaş çevreleri incelendiğinde, arkadaşlarının da suç işleyen kişiler oldukları görülmektedir:

“Arkadaşlarım arada arıyorlar ama fazla muhabbetim yok artık çünkü sabıkası var hepsinin. Ondan pek fazla yüz vermiyorum onlara artık”(8). “Mahalleden lise arkadaşlarım vardı, evde oturmazdım hiç. Onlarda benim kafadan çocuklardı. Onlarla kaçardık evden gezmek için. Hepsi iyi

çocuklardı ama uyuşturucu içenleri vardı. Hala da içlerinde kullananlar var uyuşturucuyu”(56).

“Arkadaşlık bağlarımız kuvvetlidir bizim. Hepsi iyi çocuklardır aslında ama sabıkası olmayan yok aralarında”(37).

“Hepsi pislik adamlardır arkadaşlarımın. Ama bir o kadar da makara adamlardır. Çok severim hepsini. Aralarında en normalleri benim diyebilirim size. Hepsinin de denetimliye gelmişliği vardır. Benim ilk gelişim mesela ama onların evi olmuş artık burası bir dosyaları kapanmadan diğeri açılıyor”(3).

“Çok arkadaşım var benim. Hem eski mahallemden hem de şuan oturduğumuz mahalleden bir sürü arkadaşım var. İçlerinde cezaevine girmiş olanda var. Uyuşturucu içende var. Ama özlerinde çok iyi çocuklardır hepsi. Ben kendime karşı bir yanlışlarını görmediğim sürece ne yaparlarsa yapsınlar. O da onların özel yaşantısı”(6).

Gençlerin aile denetimden yoksun olmaları nedeniyle dış çevrenin risklerine açık hale geldikleri görülmektedir. Katılımcıların biri babasının iflas etmesi ve abisini trafik kazasında kaybetmesi sonucu aile içinde sorunlar yaşanmaya başladığını ve kendisini arkadaş ortamında daha mutlu hissettiğini şu sözlerle ifade etmiştir:

“Babamın iflasından sonra ailede huzursuzluk başladı. Babam o ara hiç eve gelmez oldu. Birde abim vefat edince bende ipler iyice koptu. Ergenlik dönemimdi alkol içenlerin yanına gittim içtim. Evde durmak istemiyordum artık. Arkadaşlarla sokakta daha mutluydum. Şuanda uyuşturucudan buradayım ben. Polise mukavemetten de dosyam var. Birde hırsızlıktan cezaevine girdim ben ama yasadan faydalanıp çıktım sonra polise hakaretten girdim gene çıktım”(12).

Araştırmaya katılanlar arasında arkadaş kurbanı olduğunu düşünmesine rağmen hala aynı kişilerle görüşmeye devam ettiğini belirtenler olmuştur. Bunun nedeninin arkadaşlık kurdukları kişilerinde kendileri gibi ilgisiz, yoksul, parçalanmış, göç etmiş veya şiddetin olduğu ailelerden gelen kişiler oldukları düşünülebilir. Kısacası

kendilerine benzeyen kişilerle arkadaşlık kuran gençlerin birbirlerinden kopamadıkları görülmektedir.

“Gayet sıkıdır arkadaşlık ilişkilerimiz. Güven problemi de yaşamam hiçbiriyle. Eskiden de öyleydi. Ben uyuşturucudan dolayı buradayım. İlk arkadaş ortamında gördüm tabi. Ama arkadaşlığımı bitirmedim yine devam ediyorum konuşmaya. Hiç kopmadık birbirimizden. Ailemden daha yakınlar bana”(13).

“Arkadaşlar yüzünden başım yandı da sağlık olsun yapacak bir şey yok. Çocukluğumuzdan beri arkadaşız aynı semtte oturuyoruz. Çok bağlıyızdır birbirimize”(6).

“Uyuşturucudan buradayım ben. Keyif için esrar istedim arkadaştan. O da gitti bana sokak ortasında verdi. O ara sivil polis gördü. Yaktı başımı açıkçası. Burada olmamın nedeni o arkadaşım ama gene de iyidir aramız. Çok severim onu”(24).

“Abla suç ortamını arkadaş hazırlıyor. Niye dersen ben arkadaşın evine gittim. Onlarda kalabalıktı esrar içiyorlardı. Bende denemek için içtim o gün. O ara komşular şikâyet etmiş koku dışarı gitmiş. Polis geldi götürdü bizi. Bende arada kaynadım yani. Arkadaşım yaptı etti ortamı benimde buraya düşmeme neden oldu. O da denetimliye geliyor. Beraber geliyoruz gidiyoruz zaten çok severim en iyi arkadaşımdır kendisi. Aynı yerlerde oturuyoruz zaten”(22).

Katılımcılardan biri, ailesiyle birlikte oturdukları semtten taşınmış olmalarına rağmen yine aynı arkadaş grubuyla görüşmeye devam ettiğini ve bağlarının kopmadığı şu sözlerle ifade etmiştir:

“Arkadaşlarım iyi çocuklardır aslında da uyuşturucu kullanıyorlar işte. Yoksa iyidir arkadaşlık bağlarımız. Ailemizden çok onlarla vakit geçiyoruz. Mesela biz taşındık iki yıl önce o semtten şimdi başka yerde oturuyoruz ama yine aynı arkadaşlarımla kopmadık görüşmeye devam ediyoruz. Onun dışında başka arkadaş grubum yok. Başkalarıyla iyi anlaşamıyorsun belli bir yaştan

sonra. Bu yaşa kadar birbirimizin her şeyini bilir ederiz. Sırf uyuşturucu kullanıyorlar diye konuşmamak olmaz”(6).

Görüşmelerde, arkadaşı için hiç sorgulamadan kavga edip, suç işleyebileceğini belirten katılımcı, bunun arkadaşlık bağları için önemli olduğunu şu sözlerle ifade etmiştir:

“Arkadaşlarımla çok bağlıyızdır birbirimize. Çocukluktan beri aynı mahallede büyüdük ettik. Benim burada olmama neden de arkadaşım zaten. Kavga çıkarmış beni de çağırdı. Dövdüğüm adam yaralanınca mahkemelik olduk. Ama ben sonuna kadar haklı olduğumu düşünüyorum. Arkadaşlık demek bir tek iyi gün de beraber olmak değildir. Şimdi yine arasın gel başım belada desin yine atlar giderim. Onlar da benim için aynısını yaparlar eminim”(27).

Katılımcılardan elde dilen veriler doğrultusunda, ev dışındayken ebeveynlerinin kendileri hakkında nerede oldukları ve kimlerle arkadaşlık ettikleri konusunda herhangi bir bilgi sahibi olmadıkları görülmektedir. Yani ebeveynlerin çocukları üzerindeki kontrolleri oldukça zayıftır. Bu durum ebeveynlerin çocuklarına karşı ilgisiz olduklarını göstermektedir.

Gençlerin arkadaş ortamında daha özgür davranışlar sergiledikleri göz önüne alındığında, daha önce suç işlemiş arkadaşlarından etkilenmeleri olağan görünmektedir. Konu ile ilgili yapılmış olan birçok çalışmada gençlik gruplarının başlangıçta eğlence amaçlı bir araya geldiğini ancak daha sonra suç işleyen gruplara dönüştüğünü ve ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkilerinin azalması sonucunda gençlerin arkadaş gruplarının anti-sosyal nitelikli davranışlarının daha çok etkisinde kaldıklarını göstermektedir.