• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM BULGULAR 66

4.5. Katılımcıların Göç Deneyimine İlişkin Bulgular 102

Katılımcıların göç süreçleri; kendisi doğmadan önce ailesi göç edenler, ailesi ile birlikte göç edenler ve ailesi olmadan tek başına göç edenler olarak farklılık göstermektedir.

Araştırmaya katılanların 28’i ailesinin kendisi doğmadan önce göç ettiklerini belirtmiştir. Katılımcılar, göç etme nedenlerini şu şekilde açıklamışlardır:

“Ailem Malatyalı benim. Buraya İstanbul’a geliyorlar işte çalışmak için. Ben İstanbul’da doğdum ama buralıyım”(12).

“Aslen Bitlisliyiz biz. Köken olarak Bitlis ama babam iş dolayısıyla İstanbul’a gelince bizde burada doğduk. Ben hiç görmedim Bitlis’e gitmedim yani hiç. Hep İstanbul’daydım”(36).

“İstanbul doğumluyum ben. Doğma büyüme buralıyım. Annemle babam Muş doğumlular. Buraya çalışmak için gelmişler”(2).

“İstanbul’da doğmuşum ben ama ailem Trabzonlu. Benim köken Trabzon yani. Buraya çalışmak için gelmişler kalmışlar sonra burada”(3).

Katılımcıların 30’u ailesi ile birlikte göç ettiğini belirtmiştir. Katılımcılar, ailelerinin iş bulmak amacıyla büyük kentlere göç ettiklerini şu şekilde ifade etmişlerdir:

“Tokat’ta yaşıyorduk. Güzel, sakin bir ilçeydi, arkadaşlık ortamı falan güzel olan bir yerdi, sıkıntısız bir ortamımız vardı ama İstanbul’a geldik işler değişti. Babamın işi nedeniyle buraya geldik. Başka bir sebebi yok. Tokat’ta mutluyduk çünkü”(5).

“Kars’ta köyde yaşıyordum. Köy dediğin küçük bir yer. Orada suça bulaşan eden yoktu. Herkes saf, bozulmamış, pırıl pırıl insanlardı. İstanbul’a gelince işler değişti ama. O ara geçim sıkıntısı çektik çok. Babamda dedi iş imkânı boldur İstanbul’da bizde gidelim. Ailecek kalktık geldik ama hiçbir şey fark etmedi burada da fakirlik yaşadık”(20).

Öte yandan katılımcılar, genellikle akrabalarının yaşadığı şehirlere göç ettiklerini şu şekilde ifade etmişlerdir:

“Biz Rize’den geldik. Babamın işleri kötüye gitmeye başlayınca İstanbul’a geldik. İstanbul’da akrabalarda çoktu bizim. Onunda etkisi var tabi buraya gelmemizin. Burada Rizeli bir sürü akrabamız var. Akrabaların çoğu hep burada”(55).

“Van’da büyüdüm. Nezih bir semtti. Suçun olmadığı, başıboş insanların olmadığı bir yerdi. Çevremden yana bir sorun yaşamadım. Babamın işleri bozulunca ailecek İstanbul’a geldik. Amcamlar dayımlar falan zaten İstanbul’da yaşıyorlardı. Babam amcamlarla beraber iş yapmak için geldi İstanbul’a zaten”(33).

“Babam o ara eniştemin gazına geldi. İş yapacaklardı İstanbul’da. Toplandık geldik ben küçüktüm o zamanlar. Sonra bir süre halam eniştem falan beraber yaşadık. Biz ev bulunca kendi evimize geçtik. Babamla eniştem iş yaptılar beraber de eniştem bir süre sonra babamı dolandırdı kaçtı. Geri de dönmedik memlekete kaldık burada”(58).

“Biz Adana’dan İstanbul’a on yıl önce geldik. Zaten eniştem ablam falan burada yaşıyorlardı. Bizde onların yanına geldik ilk. Sonra taşındık ama çok yakın oturuyoruz yine. Bir üst sokakta oturuyoruz. Kopmadık birbirimizden. Eniştemin dükkânında çalışıyorum zaten bende şuan. Babam inşaatta çalıştı uzun süre. Şimdi emekli oldu çalışmıyor artık”(59).

“Babamın işi için Mersin’e taşındık önceden Antep’te yaşıyorduk. Sonra Mersin’de işleri iyi gitmedi babamın İstanbul’a geldik. Burada da amcamların yanına geldik. Şimdi kendi evimizdeyiz ama”(2).

Katılımcıların 2’si ise ailesi olmadan tek başına İstanbul’a yerleştiğini belirtmiştir. Tek başına İstanbul’a gelen katılımcıların, bu süreçte ailesi ile birlikte yaşayanlara göre yaşam koşullarının çok daha kötü olduğu görülmektedir.

“Mardin’de yaşadım. Nezih bir çevreydi, herkes birbirini tanıyordu. Akrabalık, mahalle bağları daha güçlüydü, hep iyi çocuklarla takıldım. Sonra

kendim iş için İstanbul’a yerleştim. Ailemin durumu hiç iyi değildi benim. Burada iş imkânları daha fazla diye geldim. Çocuk yaşta başladık çalışmaya. İlk geldiğimde aç kaldığım zamanlarda oldu. Kalacak yerim bile yoktu. Çok yattım sokakta orada burada ben. Ne gördüysem zaten bütün pisliği o zaman gördüm. Arkadaşlarım da düzgün çocuklar değillerdi. Onlardan da etkilendim sanırım”(11).

“Urfa’daydım 17 yaşına kadar. Sonra iş için geldim buraya ailem hala Urfa’da benim. Urfa iyi bir yerdi sessiz bir yerde büyüdük biz, herkes birbirini tanırdı ederdi. Garibanların olduğu bir mahalleydi zaten kimsenin birbirine zararı yoktu, herkes ekmeğinin peşindeydi. Burası tam tersi ama. Buralar büyük şehirler ölsen kalsan kimsenin haberi olmaz. Ailemin de durumu iyi değil zaten. Onlara da yük olmak istemedim açıkçası. Kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım hep. Çok kötü ortamlarda gördüm ben. Sokaklarda neler oluyor neler dönüyor bir görseniz. Ama şimdi İstanbul’a ilk geldiğim zaman ki gibi değilim artık. Gözüm açıldı benimde. İlk zamanlar çok zorlandım burada, kimseyi tanımam etmem çok rezillik yaşadım İstanbul’da, arkadaşlarımdan da çok kazık yedim ama şimdi toparladım kendimi gitmem artık buradan”(51).

Katılımcıların ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, tek başına ailesi olmadan büyük şehirlere göç edenler yoksul ailelerden geldiklerini, çocuk yaşta çalışmak zorunda kaldıklarını ve suçlu arkadaş ortamıyla tanıştıklarını belirtmişlerdir.

Öte yandan göçle büyükşehirlere gelen yoksul ailelerin, şehre uyum sorunları yaşadıkları ve çocuklarının temel gereksinimlerini karşılayamadıkları tespit edilmiştir.

“Gariban bir ailede yetiştik biz. 6 kardeşiz. İstanbul’a geldik ailecek çalışmak

için. Annem çalışmazdı babam hurdacılık yapardı. Çok fakirdik, çok yokluk çektik İstanbul’da. Çok aç kaldığımızı bilirim ben. Bana dersen fakirlikle bu halimizin alakası var mı diye var tabi derim. Belki zenginin çocuğu olsaydık hayatımız çok farklı olacaktı. Suçlu olmayacaktık böyle perişan olmayacaktık. Zaten ne yaptıysak perişanlıktan yaptık”(51).

“İstanbul’a gelince hep geçim sıkıntısı yaşadık. Hep bir şeylerim eksikti yani. Mesela herkeste olan imkân bende yoktu. Bende çocuğum özendiğimiz oluyor muydu dersen özeniyorsun tabi ister istemez bu sefer düşünüyorsun ben nasıl elde ederim onlarda olanı diye”(6).

“Ben çocukken İstanbul’a geldi ailem. Ben hep burada büyüdüm yani. Babam çalışmak için İstanbul’a gidelim dedi. Burada da kendimizi maddi yönden toparlayamadık. Kardeşlerim olsun babam olsun hepimiz çalıştık geçinebilmek için. Çocukluktan beri görmediğimiz ortam kalmadı. Sanayide çalıştım, manavda çalıştım, inşaatta çalıştım. Her şeyi gördük yaşadık bu ortamlarda”(42).

Şekil 2. Katılımcıların Ailelerinin İstanbul’a Göç Ettikleri Bölgeler

Şekil 2’deki grafikte görüldüğü üzere, söz konusu göçün en fazla “Doğu Anadolu Bölgesi’nden” İstanbul’a gerçekleştiği görülmektedir.

Göç ile büyük kentlere gelenlerin geldikleri yere uyum sağlamakta güçlük çekmeleri ve bu durumun aile ilişkilerini olumsuz yönde etkilemesi, göçün ilk yıllarında yaşanan maddi zorluklar, gecekondu gibi sağlıksız yapılarda gençlerin yaşamak zorunda kalmaları, maddi sıkıntılar nedeniyle gençlerin küçük yaşta çalışmaya başlamaları ve

0 5 10 15 20 25 30 Doğu Anadolu Bölgesi Karadeniz Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Ege Bölgesi Akdeniz Bölgesi

sokağa alışmaları gibi nedenler göçün gençlerin suç işlemelerindeki sebepleri arasında sayılabilir.