• Sonuç bulunamadı

L. Katılımcıların Meslek Tercihlerindeki Önemli Faktörlerin

2. Katılımcıların Mesleklerine Sermaye Olarak BakıĢ Açılarının

AraĢtırmaya katılan katılımcılara icra ettikleri mesleklerinin sermaye olarak görüp görmediklerini sorduğumuzda farklı cevaplar ortaya çıkmıĢtır. Sadece hemĢire, muhasebeci, psikolog ve yazılım uzmanı erkek ve kadın katılımcılar mesleklerini sermaye olarak tanımlamıĢlardır. Genel olarak katılımcılar mesleklerini sermaye olarak görmelerinde; simgesel sermaye, kültürel sermaye, ekonomik sermaye olarak vücut bulduklarını dile getirmiĢlerdir.

HemĢire (K): “Para kazanmak için bu mesleği yapıyorum. Bu konuda sermayem. Ama daha sonra bu meslekte yol almaya başlayınca ama zaman geçtikçe mesleği sadece para olarak görmedim insanların zor zamanlarında yanlarında olmak, doğum ve ölüm gibi hayatın başına ve sonuna tanıklık etmeyi sevdim bu da yaşamım boyunca sermayem olacaktır. Ve iyi ki doğru insanlar beni bu mesleğe yönlendirmiş ve işimi çok seviyorum insanların hayatlarına acı tatlı dokunmak çok hoşuma gidiyor.”

Muhasebeci (E): “Tabii ki sermayedir. Geçimimi bu meslekten sağlıyorum. Yani bu bilgim benim ekmek kapım. Bu işin çıraklığını yapma gibi bir şanstan dolayı da sermayem güçlüdür diyebilirim.”

Psikolog(K): “Manevi açıdan zor bir meslek, yıpratıcı yanları da var ama karşımdaki insanda gördüğüm bir değişim ve iyileşmenin benim için maddi bir karşılığı yok açıkçası, o yüzden manevi yönü şu anda maddi yönüne ağır basıyor diyebilirim. Mesleğim bilgi birikimin sonucu sonuçta bunu meslek haline getirdiysem sermayem olduğu kesindir. Bundan para kazanıyorum.”

Bourdieu‟nun simgesel sermayesi, bilgiye dayalı olarak ekonomik ve kültürel sermayeden ayrılır. Simgesel sermaye diğer sermayelere oranla daha az görünür bir kaynaktan beslenir. Bourdieu, simgesel sermayenin geçmiĢten günümüze sürekliliğini vurgular. (Waquant, 2014, s. 284)Mesela, ülkemizde köklü eğitim kurumlarından mezun olan bireyler, kendi çocuklarının da aynı eğitim kurumlarından aynı eğitim almalarını hayal ederler. Bu sayede o eğitim kurumu ailede simgesel sermaye ve kültürel sermaye olarak devam edecektir.

Erkek yazılım uzmanı katılımcının mesleğini sermaye olarak gördüğünü dile getirirken aynı zamanda bunu geleceğe aktarabilecek bir sermaye olduğunu dile getirmiĢtir.

Yazılım Uzmanı(E): “Tabi ki geleceğe aktarabileceğim büyük bir sermaye.” Simgesel sermaye; en net biçimde bireyin onur ve prestijdir. Bu onur ve prestij unsurları bazen birbirleriyle bağlantılı olurlar. Bireyler de birbirleriyle iliĢkili olarak yorumladıkları bu onur ve prestij olgularını hiyerarĢik olarak simgesel sermayeye dönüĢtürürler. Erkek doktor ve avukat katılımcılar mesleklerini sembolik sermaye olarak görürken, mesleklerinin toplum tarafından saygınlığına da iĢaret etmiĢlerdir.

Doktor (E): “Sermayedir, çünkü doktor diyince insanlar içerisinde daha saygın birisi oluyorsun. Herkesin saygı gösterdiği biri haline geliyorsun. Son dönemde doktorlara şiddetin artmasını saymazsak.”

Avukat (E): “Tabi sermayedir yaşamımı idame ettirdiğim bir işim var. Yaptığım işin maddi manevi sermayesini yiyorum. Avukat titri başlı başına bir sermaye toplumda daha sözü dinlenir bir duruma getirir.”

126

Kültürel sermaye, Bourdieu‟nün sermaye kavramlarında merkezi bir yer tutar. Bourdieu kültürel sermayeyi, ekonomik sermaye gibi istikrarlı ve evrensel bir sermaye olarak görmediğini belirtir.Kültür alanının kendine özgü ayrı bir alanı olmasına rağmen, ekonominin içerisinde de önemli bir yer tuttuğunu belirtir.. Bourdieu, ekonomik sermayenin (kültürel, toplumsal, simgesel sermaye gibi) bütün diğer sermaye biçimlerinin kökeninde yattığını ve bunların aslında ekonomik sermayenin “dönüşmüş, kılık değiştirmiş biçimleri” olduğunu söyler. Her Ģey bir yana, kültürel sermaye biriktirmek için gereken zaman yatırımını, dolayısıyla kültürel sermaye yatırımını sağlayan, ekonomik sermayedir. Ġktisadi yapılar kültür arenalarını belirleyici bir biçimde Ģekillendirir. (Waquant, 2014, s. 116-117)

Gelir Uzmanı katılımcı, Bourdieu‟nün söylemlerini kanıtlar nitelikte cevap vererek, icra ettiği mesleki bilgilerin daha sonra da bunu paraya çevireceğini, sermayesinin bilgi birikimi olduğu bu kamu sektöründen elde ettiği bilgi ve deneyimlerinin daha sonra özel sektörde rahatlıkla iĢ bulabileceğine iĢaret etmiĢtir.

Gelir Uzmanı (D): “Evet sermayedir. Ben hayalimdeki o işi yapamayacak olmasam da ben bu işte elde ettiğim bilgilerle özel sektörde rahatlıkla iş bulabilirim her geçen gün sermayem artıyor.”

Yazılım Uzmanı (K): “Bilgi çağında en büyük sermayeye sahip, çevrene bakarsan herkes bir bilgisayar kurdu. Bu durumda sizin bilgisayar mühendisi olmanız her zaman bir adım önde olduğunuzu gösterir.”

Öğretmen (E): “Sermaye olarak görmüyorum, çünkü bu ülkede ne kadar birikim sahibi olursanız olun birilerinin iki dudağı arasındadır geleceğiniz. Bugün öğretmenin belki yarın değilim ama kendimi geliştirdiğim için sermayem çoktur.”

Bourdieu‟ya göre ekonomik sermaye, bireyin maddi gelirini ve mal varlığını gösterir. Bourdieu‟ya göre, ekonomik sermayeyi elinde bulunduran bireylerin diğer sermayelere eriĢimi daha kolaydır. Ekonomik sermayeyi, diğer sermayelere göre çabuk tüketilebilen ve eĢitsizliğin temelini oluĢturacak bir unsur olarak da görür.

Ekonomik sermaye bir aile veya sosyal sınıf içerisinde aktarılması veya biriktirilmesi; bir nesilden diğer nesile basitçe miras yoluyla da aktarılabilir. (Naulin, 2016, s. 106-109) Kol gücü ile çalıĢan katılımcıların mesleklerini ekonomik sermaye olarak görmektedir. Mesleklerini icra ederken çabuk paraya çevrilmesi mesleklerinin önemini ortaya koymaktadır.

ĠĢçi(K): “Parası olanın sermayesi olur. Benim bir çift bileziğim var o kadar. İki de kuru maaş başka bir şeyimiz yok tam takırız ablası.

Kuaför (E): “Bu meslek benim altın bileziğim severek yapmazsan bu işten ekmek yiyemezsin. Para kazanıyorum ellerim çalışmasa aç kalırım. Nerede iş bulacağım.”

Esnaf (E): “Bu dükkân sadece benim değil çocuklarımın karımın sermayesi burası olmasa aç kalırız ben bu saatten sonra bir el işinde çalışamam Allah daha kötüsünden saklasın.

3. Katılımcıların Mesleğe Girerkenki Süreçlerinde EĢitlik/EĢitsizlik