• Sonuç bulunamadı

K. Katılımcıların Sanatsal ve Kültürel Tercihlerinin Değerlendirilmesi

4. Katılımcıların Kitap Okuma Durumlarının Değerlendirilmesi

AraĢtırmaya katılan katılımcıların bir kısmı iĢ yoğunluğundan dolayı ve vakit bulamadıkları sebebiyle kitap okuyamadıklarını dile getirirken bir kısım katılımcı ise okumayı hayatın rutin iĢlerinden sayarak sıklıkla kitap okuduklarını dile getirmiĢlerdir.

Doktor (K): “İki hafta da bir kitap bitirirdim ta ki çocuk oluncaya kadar onun sorumluluğunu alınca bu süre biraz daha uzadı bazı zaman hiç okuyamıyorum.”

110

Kadın itfaiyeci katılımcı evli bir kadının kitap okumaya vakti olmaz diyerek, kitap okuyamamanın önünde evliliği ile sürmüĢtür.

Ġtfaiyeci (K): “Evli bir bayanın böyle zamanı olmaz. İşten çıkarsın eve gelirsin yemek yaparsın çocuklar gelir onlarla uğraşırsın herkes sessizce kenara çekildiğinde televizyon izlerim. En son kitap ne zaman okudum hatırlamıyorum.”

Kadın avukat katılımcı okuma alıĢkanlığının bekâr olmasına bağlıyor, evli olsam bu kadar okuyamam diyerek. Kadınlar üzerindeki evlilik sorumluluğunun etkisini dile getiriyor.

Avukat (K) : “Kitap okuma alışkanlığımı sonradan edindim. son 6-7 yıldır düzenli olarak okuyorum. Ama araya zaman girdiğinde de bu ara çok açılıyor. Bu yüzden araya zaman sokmadan bir kitabı bekar olmamın tabi ki etkisi vardır evli olsam birçok sorumluluk da beraberinde gelecekti ve kitap okumaya zaman ve çocuk varsa ortam bulamayacaktım belki de”

Kadın gelir uzmanı katılımcının çok sık okumasının nedenini, ne bekâr olmasına ne de evliliğin kitap okumaya engel olmasına inanmadığını dile getirmiĢtir. Kitap okumasının normal rutin hayatının bir parçası olarak gördüğünü dile getirmiĢtir.

Gelir Uzmanı (K): “Çok sık okuyorum (gülüyor) kaynaklı Kitap okumayı çok seviyorum evli veya bekar olmak buna engel değildir Hatta bütçemi planlarken her ay alacağım kitap listesi olur bütçem de ve harcamalarında zorunlu olarak alacağım listelerdendir.”

Erkek psikolog katılımcının kiĢisel zevkinden ziyade iĢinin gereği olarak okumak zorunda olduğunu söylemektedir. Kitap okuma alıĢkanlığının bekar olmasından kaynaklandığını düĢünmeyerek, kiĢisel tercihinin olduğunu dile getirmiĢtir.

Psikolog (E) : “Çok sıklıkla kitap okurum. Özellikle psikoloji alanı ile ilgili. bekar olmamın okuma alışkanlığıma bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta kitap okumayı seviyorum. sıkıldığım zamanlar olsa da yine de okumam gereken bir meslekte olduğum için zorlayarak okuyorum. Bütçemde kitap almak fazlasıyla yer kaplıyor. Evimin her yeri kitap dolu. Çoğunu okumuşumdur ve hızlıca geri kalan kısımları bitirip yeni kitaplar almayı düşünüyorum.”

Erkek itfaiyeci katılımcı kitap okumasının önünde engel olarak iĢ yoğunluğu ve evli olmasından kaynaklı artan sorumluluğa iĢaret etmiĢtir.

Ġtfaiyeci (E): “İşten dolayı vakit olmuyor. Eve geliyorsun çocuklarla ilgilenmek zorundasın aklımıza bile gelmiyor desem yeridir.”

Bireyin kitap okuması, okumaya teĢvik edilmesi veya kitap okuma alıĢkanlığı kazanması bazen bireyin kendi yetisinde de olmayabilir. Bireyin bulunduğu durum içerisinde okuma alıĢkanlığının kazanması zor bir hal alabilir. Kitap okumaya etken kültürel, ekonomik, eğitim durumu ve zaman ayırma gibi faktörlerinde göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekir. Erkek esnaf katılımcı okuma alıĢkanlığının olmamasının büyük bir eksiklik olduğu, bu durumun öğretilmiĢ, kazandırılmıĢ bir durum olduğunu dile getiriyor. Çocuklarının kitap okumasını isterken kendisinin kitap okuma alıĢkanlığını olmamasından dolayı çocuklarının bu alıĢkanlığı kazanmada sıkıntı yaĢadığını dile getiriyor.

Esnaf (E): “Öyle zamanım yok kitap okumaya en büyük eksikliliğimiz bize öyle öğretilmemiş ki nasıl alıştırırsan öyle gidiyor. Bizim çocuklara her gün kitap okuyun diyoruz ama çocuklar bizim elimizde görmüyor ki kitap okusunlar.”

Erkek hemĢire katılımcının kitap okumasının önünde engel olan unsurun evlilikle artan sorumluluk olduğunu dile getirirken diğer katılımcılardan farklı bir durumu ortaya koymamaktadır.

HemĢire (E) : “Masamda hep bir kitap vardır, aylar sürse de bitiririm evlenince bu süre daha da uzuyor çünkü daha çok sorun çıkıyor. Çocukla ilgilenmek zorundasın ev ile öyle işte”

Katılımcıların söyledikleri analiz edildiğinde evli olmanın kitap okuma alıĢkanlığına olumsuz etki yaptığı açıktır. Katılımcılar, evli oluĢlarını, çocuk sahibi oluĢlarını,iĢ yoğunluklarını kitap okumanın önünde bir engel olarak görmektedirler. Bu noktada kiĢilerin gelir düzeyleri, eğitim düzeyleri fark etmeksizin katılımcıların ortak noktası evlilik ile birlikte artan sorumluluğu ileri sürerek kitap okuma alıĢkanlıkları düĢmektedir. Yani kiĢilerin aileden getirdikleri kültürel sermaye zayıfsa sembolik sermayeleri ne kadar güçlü olursa olsun temel entelektüel ve kültürel

112

beslenmeleri ayırdıkları vakit de düĢmektedir. Yüksek eğitimli ve yüksek gelir grubunda yer alan bekâr olan kadın katılımcımlar ise toplumsal geleneksel cinsiyet rollerini içselleĢtirmiĢ olmasının etkisiyle kitap okuma alıĢkanlıklarının fazla oluĢunu bekar oluĢlarıyla bağlamaktadırlar. Evlendiklerinde toplumun kendilerine uygun gördüğü evli kadın rolü ile kitap okumayı kafalarında bağdaĢlaĢtıramadıkları açıktır. Yüksek eğitimli ve yüksek gelir grubunda yer alan bekâr erkek katılımcılar ise kendi entelektüel yapıları ve zevkleri doğrultusunda medeni durumları ne olursa kitap okuyacaklarını ifade etmektedirler.

Pierre Bourdieu‟ye göre insan denen varlık tek baĢına anlaĢılabilecek, kendi kendine yeten bir olgu değildir. Bunun için bireyin kendi habitusu; bireylerin sosyalleĢtikleri süre içinde (çocukluktan baĢlayarak okul dönemi, yetiĢkinlikte ortaöğretim) az çok bilinçsiz bir Ģekilde içselleĢtirmiĢ ve benimsemiĢ olduğu idrak (dünyanın nasıl algılanacağına dair),değerlendirme (nasıl değerlendirileceğine dair) ve eylem (nasıl davranılacağına dair) Ģablonlarından meydana gelir. (Anne Jourdaın ve Sıdoine Naulin, 2016, s. 42-43)Çocukluklarında evlerinde kütüphanesi olan ve kültürel sermayesi yüksek olarak büyüyen çocuklar yetiĢkinliklerinde bu kültürel sermayeyi devam ettirmekte ve arttırmaktadırlar. Katılımcılara, kelime dağarcığınızı neler besliyor sorusuna; genel olarak kitap okumak, film veya dizi izlemek, internet, sosyal medya, televizyon gibi aracıları söylemiĢtir.

ĠĢçi (K): “Bizim Elif abla var bazen onunla kapı önünde sohbet ederken değişik değişik laflar duyuyorum çok konuşkan bir kadın ne bilim ben öyle işte”

HemĢire (K): “Kitaplardır. Bir de ben eski türküleri dinlemeyi çok severim onlardan öğrendiklerim kelime dağarcığımı geliştiriyor. Yeni insanlarla sohbet edince de farklı yaşam tarzları ve kullandığı kelimeleri irdelememe sebep oluyor.”

Öğretmen (E): “Ekşi sözlük, benim gelişmemde çok etkisi vardır. Çünkü iyi şeyler yazan yazarları görünce bol bol okumaya itti beni.”

Gelir Uzmanı (D): “Kitap okuyan bir adam değilim, ama sadece bununla da ilgisi yok tiwiterda takip ettiğim sayfalarda atılan twitter kellime dağarcığımı geliştiriyor bunun yanında günlük yaşamda birebir konuştuğum insanlarında büyük payı var.”

Öğretim Görevlisi (K) : “(biraz duraksadı) Yaşlı hocalarla sohbet etmeyi çok seviyorum çok hoşuma gidiyor onlardan duyduğum kelimeler.”

Katılımcılar arasındaki kelime dağarcığının beslenme kaynaklarının farklılığı bireyin toplumsal konumda ki yerine bağlıdır. Bireyin habitusu, toplumsal alanda var olan sosyal dünyanın yapılarının içselleĢtirilmesinin bir sonucu olarak karĢımıza çıkar. Habitusu içselleĢmiĢ bir sosyal yapı olarak düĢünebiliriz. Habitusun etkenleri olarak, bulunduğu sınıf yapısı, yaĢ, cinsiyet ve toplumsal alanda aldığı roller gibi nesnel ayrımları ifade eder. Habitus, sosyal dünyadaki belli bir rolde uzun süre bulunmanın sonucunda da el edilir. Yani bireyin bulunduğu konum habitusunu belirler; herkesin habitusu aynı değildir fakat aynı sosyal dünyada bulunanlarından dolayı habitusları benzer olur. Bunun yanında bireyler kendilerine uygun olmayan habituslara da sahip olabilir. (Chartier, 2014, s. 62-63)

5. Katılımcıların Kültürel Etkinliklere Katılım Durumlarının