• Sonuç bulunamadı

B. Haksız Tahrikin Hukuki Gerekçesi

3. Karma Görüş

Objektif görüşün tahrik eylemine, sübjektif görüşün ise failin psişiğine değer veren açıklamalarını bağdaştırmaya çalışan karma görüş hem faile yöneltilen tahrik eylemini hem de failin kapıldığı hiddet veya elemi suça neden olan ve cezayı azaltan etkenler olarak değerlendirmektedir. Haksız tahrik kurumu hem faili harekete geçiren tahrik eyleminin hem de failin kapıldığı hiddet veya elemin bir araya gelip

184 Duran, s.69; Ekerbiçer, s.37; Ayık, s.85; Kaya, s.13. 185 Soyaslan, s.479; Duran, s.69; Ekerbiçer, s.37.

186 Onur ÇAM: “Türk Ceza Hukukunda Haksız Tahrik” Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Çankaya

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2008, s.16 (Çam); Önder, Ceza Hukuku Dersleri,

s.342; Abban, s.38. 187 Kaya, s.13; Ekerbiçer, s.37.

kaynaşması ile uygulama alanı bulan bir kurum olarak açıklanmaktadır188. Karma

görüş ile, her iki görüşün de uygun ve kabul edilebilir yönlerinin göz önüne alınması, her iki görüşe yöneltilen eleştirilerin sakıncalı kısımlarının düzeltilmesi sureti ile yeni görüşler kabul edilmesi gerektiği ifade edilmektedir189.

Bu görüşe göre, haksız tahrikin “ceza sorumluluğunu azaltıcı bir mazeret nedeni” olarak kabul edilmesine etken olan iki neden vardır: a) Psikolojik neden: Haksız tahrik cezai sorumluluğu azaltır, çünkü onun doğurduğu öfke veya şiddetli elem irade özgürlüğünü zayıflatır. b) Hukuki neden: Mağdur faili haksız olarak tahrik etmekle suça neden olmuştur. Bu durumda ortada bir “karşılıklı kusurlu olma” durumu söz konusudur190. Başka bir anlatımla, haksız tahrikin ceza sorumluluğunu

hafifleten bir mazeret nedeni sayılmasının nedeni onun etkisi ile “irade özgürlüğünün” zaafa uğramasıdır. Tahrik durumu failin katlanma ve dayanma gücünü kırmış, failin hiddet veya şiddetli eleme yol açan haksız eylem nedeni ile iradesi sarsılmış bulunduğundan soğukkanlılıkla suç işleyenler gibi ceza sorumluluğu olduğunun kabul edilmesi doğru olmaz, failin cezasının indirilmesi daha adaletli olur. Öte yandan haksız tahrikin hukuki esası sadece failin irade özgürlüğünün zaafa uğramasıyla açıklanamayacaktır. Hukuki unsur olan haksızlık durumunun da göz önünde bulundurulması gerekir. Haksız tahrik kurumu kusurluluğa ilişkin olduğundan objektif ve sübjektif gerekçeler ve özellikle haksızlık kavramı ile açıklanabilir. Bu görüşü savunanlara göre, haksız tahrik durumunda failin cezasının hafifletilmesinin birinci nedeni: fail haksız bir eylemin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında kaldığı için faili harekete geçiren saiklerin kanun koyucunun gözünde daha az vahim sayılması; ikinci nedeni ise: suçun işlenmesine mağdurun kendi hukuka aykırı eylemi de neden olduğundan, failin daha az kusurlu kabul edilmesidir. Bu nedenlerle tahrikin gerekçesinin sübjektif ve objektif görüşleri birleştiren karma bir görüşe dayandırılmasında zorunluluk bulunmaktadır. Çünkü

188 Aydın, s.230-231.

189 Ayık, s.86; Duran, s.70.

ceza hukukunda tahrik, sadece psikolojik değil, aynı zamanda fizyolojik olan bir olayın adıdır191.

Öğretide karma görüş, haksız tahrikin failin kusurunun azalmasından ileri gelen ve bu nedenle cezanın indirilmesini gerektiren kişisel bir neden olup bir hukuka uygunluk nedeni olmaması, hukuka uygunluk nedenlerinin aksine haksız tahrik durumunda eylemin hukuka aykırı olmaya devam etmesi192, hiddetin her

zaman ve her durumda cezayı azaltan bir mazeret nedeni sayılamaması, haksız tahrikin failin eyleminin hukuka aykırılığını azaltmayacağı veya ortadan kaldırmayacağı, ceza kanunlarının insani ihtirasları belli bir şekilde frenlemeyi öngörmelerine rağmen failin hiddetine yenik düşerek suç işlemesinin bir mazereti olamayacağı yönlerinden eleştirilmiştir193.

Haksız tahrikin hukuki gerekçesi hakkındaki kişisel görüşümüze göre;

Haksız tahrik, failin, mağdurun/maktulün haksız bir eyleminin oluşturduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmadan ileri gelen ve buna bağlı olarak da cezasının indirilmesini gerektiren kişisel bir nedeni ifade etmektedir. Bu nedenle bir hukuka uygunluk nedeni değildir ve hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Failin, suç işleme yönünde önceden bir karar vermemesine rağmen dış dünyadan gelen ve kendi fiziki veya psikolojik durumu ile ilgisi bulunmayan etki/olgu nedeni ile katlanma ve dayanma gücü kırılmakta, iradesi sarsılmakta, bu etkinin ruhsal yapısında meydana getirdiği karışıklığın bir sonucu olarak irade kontrolünü kaybetmekte, suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmakta, suç işlemeye yönelmekte ve suç işleme kararı alması kolaylaşmaktadır. Haksız tahrik durumunda, fail haksız bir eylemin doğurduğu hiddet (öfke) veya şiddetli elem altında suç işlediğinden faili harekete geçiren saikler kanun koyucu bakımından daha az vahim sayılmaktadır. Bu bağlamda, haksız tahrik failin irade unsurunu etkilediğinden ve irade kusurun bir unsuru olduğundan, iradesi zaafa uğrayan failin kusur yeteneğinde ve dolayısıyla

191 Çağlayan I, s.14; Taner, s.443-444; Gürelli, s.332 ile 352-353; Başar I, s.253; Bardak, s.42; Erem/Danışman/Artuk, s.593; Dönmezer/Erman, s.346; Köni, s.204; Ayık, s.86-87.

192 Kayıhan İÇEL, Ali Hakan EVİK, Ceza Hukuku 2. Kitap Genel Hükümler, (İstanbul: Beta

Yayınevi, 2007), s.226 (İçel/Evik); Özgenç, 2007, s.385; Öztürk/Erdem, s.279; Hakeri, s.257;

Zafer, s.265.

kusurluluk durumunda azalma meydana getirmektedir. Başka bir anlatımla, haksız eylem karşısında iradenin etkilenmiş olması durumunu tamamen ortadan kaldırmasa da failin kusur durumunu etkilemektedir. Bu etki nedeni ile failin cezasına indirim uygulanmaktadır. Ancak, iradesi zaafa uğrayan failin norma uygun davranıp davranmama yönünde tercih hakkına sahip iken reaksiyon olarak suç oluşturan eylemi gerçekleştirmesi nedeni ile eylemin hukuka aykırılığı ve haksızlık içeriği devam etmektedir.

Bu açıklamalar doğrultusunda, haksız tahrikin hukuki esasını kusurluluğu azaltan kişisel bir ceza indirim nedeni olarak açıklayan sübjektif görüşün isabetli olduğu kanaatindeyiz.

2. BÖLÜM

HAKSIZ TAHRİKİN HUKUKİ NİTELİĞİ HAKSIZ TAHRİKİN UNSURLARI MEFRUZ (VARSAYILAN) TAHRİK