• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II 2 Kuramsal Çerçeve ve İlgili Araştırmalar

III. Seçim Evresi.—Birey bu evrede derinlemesine araştırma sonucunda elde

2.8. Kariyer Kararsızlığı

Gati (1986) mesleki kararsızlığın (indecision), mesleki karar verme sürecinde, karar vericinin, değerleriyle ve seçenekleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmamasından, gerekli olan bilgiyi elde etmesinde zaman ve para gibi kaynakların yetersiz oluşundan, bilgiyi depolama ve işleme kapasitenin sınırlı oluşundan ve ilişkili bilgileri tanımlama ve işleme için gerekli olan çerçevenin olmayışından ya da bunların sonucu olası meslek alanları hakkında gereksinim duyulan bilgilerin elde edilememesinden kaynaklandığını belirtmektedir.

Super’in Araştırma Dönemi adını verdiği 14-24 yaş diliminin ilk yılları kişinin ilgilerini, yeteneklerini ve değerlerini tanıdığı ve benlik tasarımını geliştirdiği bir dönemdir. Bu dönemde gençten, meslek alanları arasından bir veya birkaçına yönelerek meslek tercihlerini billurlaştırması beklenir. Eğer bir genç meslek tercihlerini kesinleştirme çağına geldiği halde bunu yapamıyorsa o zaman kararsızlıktan (indecision) söz edilebilir (Kuzgun, 2006). Bir kimse kesin karar verme günü geldiği halde seçenekler arasında bocalıyorsa, ya da verdiği kararları sıklıkla değiştiriyor ve bir türlü kesinleştirmiyorsa o zaman bir kararsızlık durumu söz konusudur.

Meslek seçiminde kararsızlık aşağıda açıklanan nedenlerden ileri gelebilir (Bacanlı, 2008; Crites, 1969; Kuzgun, 2006; Osipow ve Fitzgerald, 1996):

a) Yetenek ve ilgilerin yeterince ayrışmamış olması.—Genellikle hayatın

yıllarında yetenek ve ilgilerin yaygın olduğu, yaş ilerledikçe ayrıştığı kabul edilmektedir. Ancak, yetenek ve ilgilerin ayrışabilmesi için kişinin kendini farklı alanlarda deneme şansına sahip olması gerekir. Yetenek ve ilgilerin ayrışmaması çocukluktan kariyer kararını verme zamanına kadar geçen kariyer gelişimi sürecinde birey hep aynı yaşantılarla yani bireyin yetenek ve ilgilerini keşfedebilmesi, tanıması ve ilgilerini keşfedebilmesi için bu özelliklerinden sadece bazılarını değil hepsini sınayabileceği yaşantılar geçirmesi gerekmektedir. Çünkü yetenek ve ilgiler sınanmadıkça keşfedilemez ve gelişemezler. Bu nedenle okulda seçimlik derslere fazlaca yer verilmesi gerekmektedir. Bu tür dersler ergenin yetenek ve ilgilerini keşfetmesine ve kendisi hakkında daha gerçekçi bir öz kavramı geliştirmesine yol açar. Bunun yanı sıra okullarda ve çevrede yapılan ders dışı etkinlikler (spor, güzel sanatlar

ve benzerleri) de ilgi ve yeteneklerin keşfedilmesine ve ayrıştırılmasına yardımcı olmaktadır. Yetenek ve ilgilerini sınama olanağı bulamayan öğrencilerin çoğunun yetenekleri ve ilgileri hakkında gerçekçi tanımlamalar yapamadıkları gözlenmektedir. Ya da bu öğrencilerin yeteneklerinin üstünde bir alanı ve kariyeri seçme eğilimi içinde oldukları gözlenmektedir. Yetenek ve ilgileri yeterince ayrışmamış bu öğrencilerin meslek alanı ve kariyer seçim kararlarını verirken kararlarını netleştiremedikleri çoğunlukla ve yakın arkadaşlarının yaptıkları seçimi yapmaktalar. Ya da kendi kariyer kararlarını anne-babalarına, öğretmenlerine, okul psikolojik danışmanlarına verdirmek istemektedirler.

b) Her alanda üstün ya da eşit düzeyde yeteneğe sahip olmak.—Bazı

öğrencilerin sayısal, sözel veya fen bilimleri alanlarında üstün yeteneğe sahiptirler. Bu öğrenciler genel olarak üstün yetenekli kişiler olarak adlandırılırlar. Bu öğrenciler genel olarak sayısal, sözel, fen bilimleri, güzel sanatlar ve benzeri alanlarda üstün yeteneğe sahip olduklarından pek çoğu kendilerine uygun meslek alanları ve meslek seçme kararını verirken kararsızlık yaşamaktadırlar. Üstün yetenekli öğrencilerin genellikle kariyer kararsızlıklarıma yetenek düzeyleriyle ilgi düzeylerinin eşit olduğu alanı seçerek kararsızlıklarıyla başa çıktıkları gözlenmektedir. Benzeri tür kararsızlık sorununa düşük ya da normal zekâlı öğrenciler arasında da rastlanmaktadır. Çünkü bu öğrencilerden bazıları da birden fazla alanda birbirlerine yakın düzeyde yetenekli ve ilgili olabilmektedirler. Bu öğrencilerin de kariyer kararsızlıklarıyla baş ederken, üstün yetenekli öğrenciler gibi davrandıkları dikkati çekmektedir.

c) Mesleki gelişim görevlerini yeterince yapamamak.—Bireyin içinde

bulunduğu gelişim görevlerine ilişkin tutum, davranış, bilgi ve becerilere yeterince sahip olmaması, kariyer kararını kesinleştirememesine neden olmaktadır (Kuzgun, 2006). Bu tür kararsızlık gelişimsel kararsızlık olarak adlandırılmaktadır. Gelişimsel kararsızlık belli zaman ve durumlarda (örneğin; okul, meslek alanı ve meslek seçimi kararını verirken) ortaya çıkar. Bu nedenle bu durum ortadan kalktığında öğrencinin kararsızlığı da geçer.

Bu tür kararsızlık belli bir duruma ve zamana bağlı geçici bir kararsızlıktır. Gelişimsel kararsız bireyler kendileri, meslekler, iş dünyası ve karar verme süreci hakkında ilâve bilgiler kazanırken karar verme sürecini ertelerler ve bir kariyere karar vermek için baskı hissetmezler. Dolayısıyla gelişimsel kararsızlık meslekî gelişim görevleri yerine getirilip bir kariyere karar verildiğinde ortadan kalkan, insan

gelişiminde normal ve geçici bir durumdur (Bacanlı, 2005a). Bu nedenle gelişimsel kararsızlık sorunu olan öğrencilere mesleki gelişim görevlerini kazandırmayı amaçlayan kariyer psikolojik danışma ve rehberlik yardım hizmetleri sunulduğunda bu öğrencilerin kararsızlık sorunlarının azaldığı görülmüştür (örn. Çakır, 2003).

d) Kronik kararsızlık.—Kronik kararsızlık (indecisiveness) insan gelişim ve

büyümesinin olağan-sıradan bir parçası değildir. Bu tür kararsızlık kariyer kararı dâhil yaşamda karşılaşılan tüm karar verilmesi gereken durumlara (sorunlara) genellenebilen ve kökleri kişilik özelliklerine dayanan sürekli bir kararsızlıktır. Bir başka ifadeyle, eğer bir kişi tüm kararlarını verirken uygun karar verme davranışlarını gösteremiyor ve sürekli güçlüklerle karşılaşıyorsa; o kişinin kronik kararsız birey olduğu söylenebilir (Crites, 1969, Osipow, 1999). Kronik kararsızlık bir kimsenin mevcut meslek seçeneklerinin hiçbirini benliğine uygun bulmamasından ileri gelebilmektedir. Super (1963) meslek seçimini, benlik kavramının meslek terimleri halinde ifadesi olarak tanımlamıştır. Oysa yapılan araştırmalar bir meslek tercihinin çok kere kişinin hâlihazır öz kavramından çok ideal benlik kavramının (yani sahip olmayı çok istediği özellikler bütünü olan öz kavramının) ifadesi olduğunu göstermektedir (Pallone ve Hosinsky 1966). Bu durumda, öz ve ideal öz kavramları arasındaki farkın büyümesi halinde ideal öz kavramı ile tercih edilen meslek kavramı arasındaki farkın da büyüdüğünü göstermektedir (Kuzgun,1983). Yani uyumsuzluk arttıkça tercih edilen mesleğe ilişkin kavramlar ne hâlihazır ne de sahip olunmak istenen öz kavramına uymaktadır. Başka bir deyişle, uyumsuz, kendinden hoşnut olmayan bir kimse, kendine uygun bir meslek bulamamaktadır (Kuzgun, 2006).

Kronik kararsızlık sorunu olan bireylerin özellikle kaygı düzeylerinin yüksek olduğu bulunmuştur (Osipow, 1999). Kariyer psikolojik danışmanları kronik kararsızlık yaşayan öğrencilere yardım ederken yardımın öncelikle onların kaygılarıyla başa çıkmalarına yardım edilerek başlatılmasını önermektedirler ( Taylor ve Betz, 1983; Salomone, 1982).

e) Kararsızlığın önemli bir nedeni her yönü ile kişiyi hoşnut edecek bir seçim yapma isteğinden kaynaklanmaktadır.—Karardan geri dönüşün olanaksız hatta

zor olduğu durumlarda insanların seçenekleri elden geldiği kadar ayrıntılı olarak incelemeleri istenilen bir davranıştır (Kuzgun, 2006). Ne var ki her kararda bir miktar risk vardır. Bu gerçeği kabul edebilenler bir süre araştırma yaptıktan sonra kararlarını kesinleştirip bununla mutlu olmanın yollarını ararken bazıları en iyiyi bulmak için

sürekli yaklaşma uzaklaşma çatışması yaşayarak seçenek değiştirmekte, sonunda yaşadıkları kaygı yüzünden en istenmedik seçenekte karar kılma durumunda kalabilmektedirler.

f). Kariyer kararsızlığı bireyin kendi istekleri ile ailesinin ve diğer yakınlarının isteklerinin uzlaşmamasından kaynaklanabilir.—Bu durum Türkiye’de

çok sık gözlenir. Ergenin öz yapısının gelişme eğilimleri ile anne-babanın beklentileri arasında bir tutarlılık yoktur, yani anne-baba ona yetenek ve/veya ilgilerine uygun olmayan bir mesleği önerir. Hatta anne-baba ergeni mesleği seçmeye zorlarsa, ortaya şöyle bir sorun çıkar:

Ergen, anne-babasını memnun etmek için onların istediği mesleği seçer. Bu meslek onun öz yapısına uygun olmaz. Bu bağımlı karar verme tarzı, daha sonra ergeni mutsuz edecek belki de mesleki eğitiminde başarısız olacaktır. Ergen anne-babasının isteğini yapmadığında ise anne-babasının sevgi ve özellikle maddi desteğini kaybetme riski ile karşılaşacaktır. Bu durum da ergeni kaygılı ve mutsuz yapacaktır. Ergenin bu kaygı ve mutsuzluğu onun yaklaşma-uzaklaşma çatışmasını yaşamasına, bu da sürekli kararsızlık yaşamasına yol açabilir

g) Şişirilmiş Benlik.—Bir kimse kendine verdiği önemi çok büyütüyor ve

şişirilmiş öz kavramını koruyabilmek için dışarıdan destek bekliyorsa ve bir hedef saptama, bir proje yapıp yürütme gücünden yoksunsa meslek seçiminde kararsız davranacaktır.