• Sonuç bulunamadı

A) MAHKEMEYE BAŞVURU HAKKI

2) Kanunla Kurulmuş Mahkeme

Adil yargılanma hakkının vazgeçilmez unsurlarından biri de “tabii hakim” ilkesidir. Sözleşmenin 6. maddesi “Herkes gerek medeni hak ve

yükümlülükleriyle ilgili nizalar gerekse cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanuni….bir mahkeme tarafından davasının….görülmesini isteme hakkına sahiptir”. Değinilen bu unsur,

yukarıdaki maddede geçen “kanuni” kelimesinden kaynaklanmaktadır.

Tabii hakim güvencesinden yoksun bir yargı bağımsızlığı düşünülemeyeceğinden, tabii hakim ilkesi, hukuk devleti kavramının da ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır.136

Komisyon, Zand/Avusturya137 davasında “yasayla kurulmuş mahkeme” kavramını şöyle açıklamıştır: “Yasayla kurulmuş mahkeme kavramı, sadece

belli kategorideki mahkemelerin yargı yetkisi içinde yer alacak konuların belirlenmesini değil, her bir mahkemenin kuruluşu ve yer bakımından yargı

133Benthem/Hollanda kararı 1985. 134Benthem/Hollanda kararı 1985.

135GÖLCÜKLÜ,F. (Adil Yargılama..) a.g.m , s.211; ÜNAL ,Ş.(Avrupa..) a.g.e, s.168.

136CENTEL Nur. “Hakimin Tarafsızlığı”, Kazancı Yayınları ,İstanbul, 1996, s. 33 ; SOYSAL Mümtaz “100

Soruda Anayasanın Anlamı”, Gerçek Yayınevi İstanbul, 1974 s. 193-194.

yetkisinin belirlenmesi de dahil olmak üzere mahkemelerin organizasyonlarına ilişkin kuruluşu da ifade etmektedir.”

Mahkemenin yasayla kurulmuş olmasının yanında, “yasaya uygun olarak kurulmuş olması” da gerekir. Bir mahkeme kendi çalışma kurallarını düzenleyen kurallara uygun olarak çalışmıyorsa, bu ilke ihlal edilmiş demektir. Komisyon, yasal düzenlemede yer alan yetkili mahkeme konusundaki uyuşmazlığın, yüksek mahkeme tarafından kanun hükmü yorumlanarak çözülmesi halinde müdahale etmekten kaçınmıştır.

Kanunla kurulmuş mahkeme kavramının özünde, olağanüstü ve istisnai mahkemelerin kurulmasının önüne geçme amacı vardır. Yani, kanuni mahkeme, suçun işlenmesinden önce kurulmuş ve yetkili kılınmış mahkeme ve onun yargıcını ifade eder.138

İfade edilmeye çalışılan kavram, “tabii hakim”, “doğal yargıç”, “tabii,

olağan yargı ilkesi”, “kanuni mahkeme” veya “kanuni hakim” kavramlarıyla da

tanımlanmıştır. Bu kavramlar arasında , anlatılmak istenen açısından herhangi bir fark yoktur. Esas anlatılmak istenen, kişi veya olaylara göre mahkeme kurulmasının yasak olması, suçtan veya dava açılmadan önce , yasama organı tarafından yargılama usulü belirlenmiş ve kanun ile kurulmuş bir mahkeme tarafından yargılanmaktır.139

a) Kanuni Mahkemenin Önemi

Tabii hakim ilkesi, yürütme gücünün yargı makamları üzerindeki muhtemel etkilerini önlemek için kabul edilmiş bir güvencedir. Kişilerin eylemleri nedeniyle hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak belirlemek, bireylerde yargıya olan güveni sağlamak, bireylerin bağımsız ve tarafsız makamlar önünde yargılanmalarını güvence altına almak ve yürütmenin yargılama üzerindeki etkilerini önlemektir. Tabii hakim ilkesiyle, kişi yada olaylara göre yargılama makamı oluşturma yolu kapatılır ve bu şekilde keyfiliğin önüne geçilmiş olur.140 Ayrıca bu şekilde, kişi, bir suç işlediği zaman, hangi mahkeme önünde yargılanacağını da önceden bilecektir. Bu durum, aynı zamanda kişinin en tabii hakkıdır.

138TANÖR Bülent. “Türkiye’nin İnsan Hakları Sorunu”, YK Yayınları ,İstanbul, 1998, s.218. 139TANÖR,B. (Türkiye..) a.g.e, s.219

Adil yargılamanın ilkelerinden biri de, yargıçların değişmemesi, zorunlu sebepler olmadıkça, mahkeme hakimlerinin aynı kalmasıdır.141 Bu sebeple, sadece kanuni mahkeme yada tabi hakim ilkesi tek başına yeterli değildir. Bununla birlikte, doğal yargıçla başlayan duruşmaların, aynı düzenle devam etmesi de gerekir.

b) Kanuni Mahkemenin Gerekleri

Tabii hakim ilkesinin gereği olarak, devlete yüklenen bazı sorumluluklar vardır. Devlet, öncelikle, hangi eylemlerin suç sayılacağını kanunla açık olarak belirlemelidir. Bununla birlikte, suçtan önce kurulan mahkemenin, yer, kişi, ve görev bakımlarından yetkilerinin açıkça belirtilmiş olması gerekir. Ve neticede, kişiler arasında ayrım yapmadan, aynı muhakeme usulü kurallarıyla yargılanmalarını sağlayacak güvenceler almalıdır.142 Bu güvencelerin sağlanması halinde tabii hakim ilkesine uyulmuş olur. Bununla birlikte devlet, bir de olumsuz görev yüklenmektedir ki, bu da, kişilere veya olaylara göre sonradan kurulan ve istisnai olarak adlandırılan olağanüstü mahkemeler kurmamaktır.143

Kanuna uygun olarak kurulan mahkemeler her zaman tabii hakim ilkesine uygun olmayabilirler. Sözleşmede ifade edilen kanuni mahkeme kavramından, olağan şekilde kurulmuş yargı makamlarını anlamak gerekir.144

c) Yetki ve Görev Konusu

Yetkili bir mahkemede yargılanma hakkı, davaya bakan makamın yetkili olmasını gerektirir. Bu yetki kanundan kaynaklanmalıdır. Yetkili mahkeme, sanık ve suçu, yani kişi ve konu üzerinde, ayrıca kanunen belirlenmiş bir zamanaşımı süresi içinde davayı görme yetkisine sahiptir.145

Yetki meselesinde, yer itibariyle yetki konusu yargılamanın vazgeçilmez unsuru olarak görülmemiştir. Aynı niteliklere sahip iki mahkemeden -mesela, A şehrindeki veya B şehrindeki- sanığın herhangi birinde yargılanması onun açısından bir hak ihlalini doğurmaz. Bu nedenle ulusal hukuk sistemleri içinde, yetki meselesi kamu düzeninden sayılmamıştır. Nitekim, İnsan Hakları Avrupa Komisyonuna göre, madde itibariyle yetkisi kanun tarafından belirlenmiş bir

141TANÖR,B. (Türkiye..) a.g.e, s.226.

142KARDAŞ ,Ümit. “AB’ye Uyum Sürecinde Hukukun Temel Sorunları (1)”, Zaman Gazetesi, 07.01.2001

tarihli sayısı

143KARDAŞ ,Ü. a.g.m.

144AKILLIOGLU, T. (İnsan Hakları..) a.g.e, s.311. 145Uluslararası Af Örgütü. (Adil..) a.g.e, s. 158.

mahkemenin, yer bakımından yetkisinin idari bir organca düzenlenmesi Sözleşmenin ihlallini doğurmaz.146 Buna karşılık, mahkemelerin görev bakımından yetkisi kamu düzeninden sayılmıştır. Bu nedenle, madde bakımından yetki mutlaka kanunla belirlenmiş olmalıdır. Zira özellikle ceza yargılamalarında görev hususunun tespit edilmiş olması, yargılamanın en temel güvencelerinden birini oluşturur.

d) Olağanüstü Mahkemeler

Olağanüstü mahkemeler, belirli olayları veya kişileri yargılamak üzere sonradan kurulan mahkemelerdir. Bu şekilde kurulmuş bir mahkemenin tayin edilen hakimi de, olağanüstü hakimdir.147 Tanımından yola çıkarak, bu mahkemelerin tabii hakim ilkesinin karşıtı olduğu söylenebilir. Zira bu mahkemeler, olaydan sonra kurulmuş, genellikle belirli bir zaman dilimi için varlığını sürdüren, özel yargılama usullerinin kabul edildiği ve hukuki bir denetime müsaade etmeyen yapılardır.

e) Uzmanlık Mahkemeleri

Belirli suçları, belirli suçluları yada belirli amaçla işlenen suçları yargılamaya yönelik kurulan mahkemeler, uzmanlık mahkemeleridir. Uzmanlık mahkemelerinin alanı sadece ceza yargılaması ile sınırlı değildir. Diğer hukuk alanlarında da uzmanlık mahkemeleri kurulması mümkündür.

Uzmanlık mahkemeleri, olağanüstü mahkemeler değildir. Çünkü, bu mahkemeler her şeyden önce, yasama gücünün tasarrufu ile ve olaydan önce ihdas edilmişlerdir. Kuruluş amaçları, ihtisas gerektiren konularda, konunun özelliğine göre, oluşan uzman yargıçlar vasıtasıyla hukuku gerçekleştirmektir. Bu şekilde usul ekonomisi de sağlanmaktadır. Hemen hemen bütün ulusal sistemlerde, Ticaret, İş, Tüketici, Vergi, Aile mahkemeleri gibi uzmanlık mahkemeleri kurulmuştur. Bu nevi makamların varlığı, Sözleşmenin 6. maddesinin ihlalini doğuracak niteliğe sahip değildir. Bu yönüyle, olağanüstü mahkemelerden ayrılır. Uzmanlık mahkemeleri, genel yargılama makamları içindedir.

146GÖLCÜKLÜ,F/GÖZÜBÜYÜK,Ş ( AİHS ve..) a.g.e, s.281. 147TANÖR,B. (Türkiye..) a.g.e, s.221.