• Sonuç bulunamadı

Kanuna Karşı Hile

B. Dolaylı Temsil ve Dolaylı Temsili İçeren Vekâlet İlişkileri

IV. Kanuna Karşı Hile

Kanuna karşı hile, kanunun yasakladığı bir sonuca, kanunun yasaklamadığı bir fiil ile ulaşmaya çalışmaktır230. Kanun, doğrudan doğruya bir sonucu (amacı) yasaklamışsa, o sonuca dolaylı biçimde ulaşmayı sağlayan her çeşit vasıtayı da yasaklamış sayılır; söz konusu yasağı bertaraf etmeye yarayan bütün yollar kapalıdır231. Bir başka ifadeyle kanuna karşı hile, şeklen tamamen hukuk düzenine uygun, caiz ve geçerli olan bir işlemle, kanunun ruh ve amacının çiğnenmesi, onun yasakladığı sonuca dolaylı yoldan ulaşılmaya çalışılmasıdır232.

229 Aşağıda bkz. §8 II B.

230 Kocayusufpaşaoğlu, s. 386 vd. Kanuna karşı hileyi, emredici hukuk kuralına aykırı bir fiile veya

hukuki işleme uygulanacak olan yaptırımı bertaraf etmek için hukuken geçerli olan başka fiil veya işlemleri gerçekleştirerek aynı sonuca ulaşmak şeklinde tanımlayan yazarlar için bkz. Oğuzman, M.K./Barlas, N.: Medeni Hukuk, Giriş, Kaynaklar Temel Kavramlar, 19. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013, s. 279; Yavuz (Dolaylı Temsil), s. 100. Öte yandan, kanuna karşı hileyi, “bir yasak

normunun metnine tam olarak sadık kalarak, ruhuna aykırı davranmak” şeklinde farklı tanımlayan ve

dolayısıyla, kanuna karşı hilenin olup olmadığını anlamak için, normun yalnızca metnini değil, manasını ve amacını da dikakte almak gerektiğini belirten görüş için bkz.

Tercier/Pichonnaz/Develioğlu, s. 236.

231 Kocayusufpaşaoğlu, s. 387; Eren, s. 388 vd. 232 Kocayusufpaşaoğlu, s. 387.

Kanuna karşı hilenin, inançlı işleme başvurulmak suretiyle de gerçekleştirilmesi mümkündür. Hatta inançlı işlemler, kanuna karşı hile aracı olarak kullanılmaya elverişlidir233. Örneğin; (A), Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu üyeliği görevinin sona ermesinin hemen ardından, enerji piyasasında faaliyet gösteren özel bir enerji perakende ve satış şirketinin hissesini almak istemekte ise de, 4628 sayılı Kanun md. 6/1 hükmündeki iki sene süreli yasak bu isteğini gerçekleştirmesine engeldir234. Bu nedenle, uzun süredir tanıdığı yakın dostu (B) ile aralarında bir inanç anlaşması yaparak, söz konusu şirketin hissesini kendi yerine (B)’nin satın ve devir alması (inanç konusunun üçüncü kişiden kazanılması), iki senelik yasak süresi boyunca (A) menfaatine olacak şekilde elinde bulundurması ve muhafaza etmesi, iki sene

geçtikten sonra ise (inanç konusu) hisseyi, bugünkü piyasa bedelinden veya taraflarca belirlenen nominal bedelden (A)’ya satıp devretmesi konusunda anlaşır. Taraflarca işlemin hüküm ve sonuç doğurması istendiğinden ortada bir muvazaa söz konusu değildir. Ancak (A) ile (B) aralarında yapmış oldukları inançlı işlem ile,

233 Kocayusufpaşaoğlu, s. 388. İnançlı işleme başvurulmak suretiyle gerçekleştirilen kanuna karşı hile

örneği olduğunu düşündüğüm bir kararda; davacı (inanan) ABD’den satın alıp daha sonra Türk Bayrağına geçişini sağlayarak ismini ilk eşinden olan kızının ismini koyduğu ve bu isimle sicile kaydettirdiği (inanç konusu) teknesini, (ısrarla teknenin isminin değiştirilmesini isteyen) yeni eşine inançlı olarak devreder. Zira, T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığınca belirlenen Gemi İsim Talebinde, Onayında ve Terkininde Aranacak Kriterler’e göre; satış haricinde, çok özel bir gerekçe olmadığı ve bu gerekçe belgelenemediği hallerde gemi ismi değişikliği talep edilememektedir. Satış durumunda ise, satıştan itibaren 3 ay içerisinde talep edilmek kaydıyla gemi isim değişikliği yapılabilmektedir. Davacı inanan ile davalı inanılan arasındaki inanç anlaşmasında ise, davalının gemiyi, isim değiştirildikten sonra davacıya geri devredeceği hususunda anlaşırlar, bkz. Yarg. 11 HD., E.2014/10956, K. 2015/2466, T.24.2.2015. Söz konusu kararda Yargıtay, uyuşmazlığı ‘inançlı işlem’ hukuki nedenine dayandırmış; ancak bunun kanuna karşı hile teşkil edip etmediği hususunu

tartışmamıştır. Esasen, burada taraflar kanunun yasakladığı bir sonuca, kanunun yasaklamadığı bir fiil ile ulaşmaya çalışmakta ve bunun için de inançlı işleme başvurmaktadırlar. Dolayısıyla, kanımca, Yargıtay’ın, bu gerekçe ile taraflar arasındaki işlemin kesin hükümsüz olduğu sonucuna ulaşması yerinde olurdu.

234 4628 sayılı Kanun md. 6/1 hükmüne göre, “… Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu üyeleri,

üyeliklerinin sona ermesinden itibaren iki yıl süre ile elektrik ve doğal gaz ile petrol ve LPG piyasalarında faaliyet gösteren özel hukuk hükümlerine tâbi tüzel kişiliklerde ya da bunların iştiraklerinde görev alamaz ya da bu tür işlere ortak olamazlar ve bu tüzel kişilerden ya da iştiraklerden gelir sağlayacak ya da sağlayabilecek doğrudan ya da dolaylı ilişkiye giremez ve elektrik enerjisi ticareti ve doğal gaz ticareti ile petrol ve LPG ticareti ile uğraşamaz, bkz. 20.02.2011

tarihli ve 4628 sayılı “Enerjı̇ Pı̇yasası Düzenleme Kurumunun Teşkı̇lat ve Görevlerı̇ Hakkında Kanun”, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4628.pdf, erişim tarihi: 07.01.2020.

yukarıda belirtilen kanun hükmü ile yasaklanan sonuca, kanunun yasaklamadığı bir fiil ile ulaşmaktadırlar. Taraflar, 4628 sayılı Kanun md. 6/1 hükmü ile yasaklanan sonuca, kanunun yasaklamadığı bir hukuki işlem ile ulaşmaya çalışmıştır. Bu fiil, kanuna karşı hile teşkil eder.

Kanuna karşı hilenin yaptırımının ne olduğu konusunda öğretide farklı görüşler mevcuttur. Günümüzde yaygın olarak kabul gören görüşe göre, bertaraf edilmek istenen kanun hükmü doğrudan doğruya ihlal edilmiş olsaydı hangi yaptırım uygulanacak idiyse, hükmün sözünün dışında kalmakla birlikte ruhu ile amacına aykırı düşen ve kanuna karşı hile oluşturan işlemlere de aynı yaptırım uygulanır235. İsabetli olduğunu düşündüğümüz bu görüş çerçevesinde, yukarıda zikredilen iki kanuna karşı hile örneklerinden ilkinde satış vaadi sözleşmesinin, ikincisinde ise inanç anlaşmasının kesin hükümsüz olduğu sonucuna varılmalıdır.

Öte yandan kanuna karşı hilenin yaptırımını TMK md. 2/II hükmü uyarınca hakkın kötüye kullanılması yasağı ile ilişkilendiren görüş ise öğretide genellikle kabul görmemektedir236. Bir hükmün sözünün kapsamı dışında kalan fakat onun ruh ve amacına aykırı düşen işlemler de dolaylı biçimde ilgili hükme aykırı sayılır237. Kanuna karşı hile oluşturan işlem, dolanmak istediği hükmü ihlâl etmiş olacak, bu sebeple ortada, TMK md 2/II hükmüne başvurulmasına gerek kalmaksızın, ilgili kanun hükmüne aykırılık teşkil eden bir işlem söz konusu olacaktır238. Açık ihlaller

235 Kocayusufpaşaoğlu, s. 391; Yavuz (Dolaylı Temsil), s. 101, Oğuzman/Barlas (Medeni Hukuk), s.

207.

236 Kocayusufpaşaoğlu, s. 391; Jäggi/Gauch, Art. 18 N. 171; BGE 115 II 87. 237 Kocayusufpaşaoğlu, s. 391.

hangi yaptırım ile karşılaşıyorsa, dolaylı ihlallerin de aynı yaptırım ile karşılanması gerekir239.