• Sonuç bulunamadı

Kanun Yolu Olarak Temyizin Konusu, Amacı ve Görevi

Belgede Ceza yargılamasında temyiz (sayfa 79-83)

1.3. KANUN YOLLARI

2.1.1. Kanun Yolu Olarak Temyizin Konusu, Amacı ve Görevi

Temyiz kanun yolunun konusu vurgulanırken üzerinde durulması gereken iki temyiz niteliği vardır. Birincisi, temyizin olağanlığı, ikincisi de temyizin hukuki derece kanun yolu oluşudur. Temyiz kanun yolunun konusunu, olağanlığının da sebebi olan kesinleşmemiş kararlar oluşturur. Aynı zamanda temyizin hukuki derece kanun yolu olmasının da sebebi olacak şekilde bu kararlar temyize sadece hukuki inceleme için konu edilirler.

CMK, temyizin tarifini yaparken, hukuka aykırılıklara karşı gidilebileceği tabirini kullanmıştır. Bu durum eski kanunun kanunlara aykırılık tabirine nazaran daha doğru olmuş, hukuki incelemeye tabi tutma uygulamasının teorik zeminini daha da kuvvetle doldurmuştur. Öyleyse denilebilir ki temyiz muhakemesinin konusunu bölge adliye mahkemelerinden gelen bozma kararı dışındaki tüm kararların hukuki olarak incelenmesi oluşturur.

Temyizin konusu, genel bir ifadeyle temyiz muhakemesinin konusu ceza mahkemelerinin verdiği hükümler, son kararlardır denilebilir. CMUK’a göre; “Sanığın beraatına, mahkûmiyetine, davanın reddine veya düşmesine ve muhakemenin durmasına ilişkin verilen kararlar son kararlardır. Bunun yanında 306. maddeye göre hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden kararlar da hükümle birlikte temyiz edilebilirler.”153

Temyiz muhakemesinin iki temel amacı bunmaktadır. “Temyiz yolunun birinci amacı belirli bir olayda doğru bir kararın verilmesini, ikinci amacı ise ülke

152 Saim Üstündağ, “Temyizin Nakzından Sonraki Durumu”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Mecmuası, 1962/1, Sayfa:133-182, İstanbul

içinde hukukun aynı biçimde uygulanmasını sağlamaktır.”154 Öyleyse temyiz kanun

yolunun bir amacının spesifik, diğer amacının ise kolektif olduğu söylenilebilir. Bu amaçlara somut olay bakımından adaletin gerçekleşmesi ve içtihatlarla hukukun gelişmesini de ekleyebiliriz.155

İstinaf kurumunun varlığını kabul eden CMK sistemine göre birinci amacı, istinaf yargılamasından da geçmiş kararların üzerinde kalmış usul hatalarını adalet sisteminden temizlemektir. Bu haklı bir tariftir, zira bu sistemde temyiz önüne gelmiş karar, bir esas mahkemesinde, iki istinaf mahkemesinde olmak üzere iki kez esastan incelenmiştir. Bundan sonra üzerinde kalmış bulunabilecek hata, belki istinaf sürecinde gerçekleşmiş olan usul hatalarıdır.

“Temyiz yolunun hukuki derece olmasının iki sebebi vardır. Bir kere deliller

tekrar ve yeniden ortaya konulmak suretiyle dar manadaki ceza muhakemesinin kovuşturma evresi niteliğinde bir öğrenme muhakemesi yapılması hemen hemen imkânsız olduğu için istinaf ile temyiz birbirinden ayrılmış ve hiçbir memlekette maddi meselenin istinaftan sonra üçüncü defa olarak temyiz yolunda ele alınması kabul edilmemiştir.”156

Temyiz kanun yolunda, kararların hukuki olarak incelenmesinin bir amacı hatalı kararların ayıklanmasıysa da aslında bu amacın bir alt başlığı daha vardır; incelenen kararların hatalı olmama ihtimali. Eğer Yargıtay, temyiz için önüne gelen karar hakkında hatasızlık hükmü verirse bu hükmün de adalet sistemi için bir manası olacaktır. Daha ayrıntılandırılmamış olan içtihatları birleştirme amacıyla da ilişki gösteren bu alt-amaç, hangi kararın hangi şekilde alındığında doğru olduğunu sunduğu gibi, kararlar üzerindeki usul şüphelerini de kaldırmasıyla toplumsal açıdan huzuru da sağlar.157

Şu an ceza adalet sistemimizde işlemekte bulunan sistem istinaflı olduğu için, temyiz merci olan Yargıtay, kanunda bulunmasa dahi, “5320 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi ile 5235 Sayılı Kanun uyarınca Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Resmî

154 Nevzat Toroslu, Metin Feyzioğlu, a.g.e. s.336 155 Mustafa Ruhan Erdem, Candide Şentürk, a.g.e. s.178

156 Nurullah Kunter, Feridun Yenisey, Ayşenur Nuhoğlu, a.g.e. s.1714

Gazete’de ilân edilen göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322’nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326’ncı maddeleri uygulanır.” hükmü uyarınca yalnızca istinaf edilmesi gereken kararlara da bakmaktadır. Bu kararlara bakarken kendisini tam manasıyla olamasa da kısmen istinaf mahkemesi yerine koymakta, yani ilk soruşturma safhasında bulunmadan, bir duruşma da yapmadan kararı hukuki hata için incelerken, esastan da incelemektedir. Bu durum sağlıklı bir kararın ortaya konmasına engel olmakta, aynı zamanda da Yargıtay’a iş yükü olarak geri dönmektedir. Ancak bölge adliye mahkemelerinin yürürlüğe girmesi ile bu iş yükü azalmaya başlamıştır.

Temyiz mahkemesi ilk derece mahkemelerinden verilen kararlara üçüncü derece mahkemesi olarak bakar. Ancak ilk derece mahkemesi son kararlarını sadece hukuka ve kanuna uygunluk açısından inceleyebilir. Sübut açısından inceleyemez. Başka bir ifadeyle ilk derece mahkemesinin maddi olguları doğru belirleyip belirlemediğini, delilleri değerlendirmede yanılgıya düşüp düşmediğini araştıramaz.158

“Yine, Yargıtay’ın temyiz sırasında yasadaki düzenlemenin amacını aşar mahiyette somut olay denetimi yaptığı da, bir eleştiri olarak dile getirilen hususlardan idi. İstinaf uygulamasına geçilmesiyle bu tartışmalar da nihayet bulmaya başlamıştır. Zira temyiz yolu yargılaması mahkemelerin son kararlarındaki hukuki hataların giderilmesiyle sınırlı olacaktır.”159

Tam da bu noktada temyiz kanun yolunun ikinci amacına geçiş yapmak yerinde olacaktır. Temyiz kanun yolu, yurdun her yerindeki her mahkemenin, yazılı olarak belirlenmiş kanunların uygulama şekillerini aynı yolla kabul etmesini sağlamaktadır. İçtihat yaratmak ve içtihatların birliğini sağlamak, Yargıtay’ın asıl temel görevi ve amacıdır. Temyiz merciinin asıl temel görevi ve amacı dolaylı olarak

158 Doğan Soyaslan, (Ankara 2018), CEZA MUHAKEMESİ HUKUKU, Yetkin Yayınevi, Güncelleştirilmiş 7. Baskı, Ankara, s.575

temyiz kanun yolunun da asıl görevi ve amacını ortaya koyar. Yargıtay içtihatları temyiz yoluyla yaratır ve uygulamasını öğretir.

Yurtta içtihat birliğinin sağlanması adalet sisteminin sağlıklı işleyebilmesi açısından önemlidir. İçtihat birliği temyiz kanun yolu için amaç olduğu kadar görevdir de. Aslında daha doğru bir tabirle, görev olduğu için amaçtır. Çıkarılmış kanunların hangi olaya nasıl uygulanması gerektiğinin adeta bir rehber olarak sunulması, temyizi bu manada da ön plana çıkarmaktadır. Temyiz, bu görevi yerine getirmesi için Yargıtay’ın en önemli aracıdır.

“Bundan başka Yargıtay, ülkede içtihat birliğini de gerçekleştirmektedir, zira

hâkimlerin belli olaylarda uyguladıkları kanunları ve öbür hukuk kurallarını kendi imkânlarına göre başka biçimde yorumlamaları mümkün olduğundan, mahkemelerden, benzeri olaylarda verilecek kararlar arasında çelişmeler olabilmekte ve bu çelişmeler Anayasa'nın 12. maddesiyle tanınan kanun önünde eşitlik ilkesini zedelemekte ve bundan dolayı içtihatlar arasında birlik sağlanması da zorunlu bulunmaktadır.”160

Temyiz yargılaması sürecinin bu iki aşaması, ceza adalet sisteminin istinaf yargılamasını öngörüp öngörmediğine göre farklı önemler arz etmektedir. Düşünüldüğünde temyiz yargılaması eğer sistemde bir istinaf yargılaması varsa, daha önceden de belirttiğimiz üzere hukuka aykırılıkların temizlenmesi amaç ve görevinden ziyade içtihat birliği amaç ve görevine yoğunlaşacaktır. “Özellikle istinafın uygulandığı ülkeler bakımından temyizin amacının ülke içinde hukukun aynı uygulanması olduğu düşüncesi ağır basmaktadır. Çünkü istinaf yoluyla hem maddi hem de hukuki bakımdan bir denetim yapılmakta ve somut olay adaletinin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.”161Ancak istinaf yargılamasının öngörülmediği

bir sistemde temyiz yargılaması hem hukuka aykırılıkları temizleyecek hem de temyiz kavramına da aykırı olmak suretiyle mecburen bazı noktalarda esasa girecektir. Hukuka aykırılıkların temizlenmesi amacına ağırlık verildikçe içtihat birliğinin sağlanması amacına yeterli özen ve vakit ayrılamayacak, dolayısıyla da

160 Faruk Erem, a.g.e. s.576

içtihat birliğinin sağlanması ile amaçlanan sistemde işlerlik ve toplumda huzur yakalanamayacaktır.

Belgede Ceza yargılamasında temyiz (sayfa 79-83)