• Sonuç bulunamadı

Bölge Adliye Mahkemesince Başvurunun İncelenmesi ve Karar

Belgede Ceza yargılamasında temyiz (sayfa 55-60)

1.3. KANUN YOLLARI

1.3.2. Ceza Muhakemesinde Olağan Kanun Yolları

1.3.2.2. İstinaf

1.3.2.2.7. Bölge Adliye Mahkemesince Başvurunun İncelenmesi ve Karar

Dava dosyasının tebligattaki eksikliklerin tamamlanıp, sunulması gereken belge, deliller ve yazılı görüşün bulunduğu tebligatın eklenmesiyle birlikte bölge adliye mahkemesine verilmesi ile birlikte istinaf sürecinde bölge adliye mahkemesinin görevi başlamış olur.

İstinaf sürecinde bölge adliye mahkemesinin ilk görevi istinaf başvurusuna dair ön incelemenin gerçekleştirilmesi olacaktır.

Ön İnceleme Süreci ve Duruşma Hazırlığı

Bölge adliye mahkemesinin istinaf sürecindeki ön inceleme görevi kanunumuzun 279.maddesindedüzenlenmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı istinaf dava dosyasını belge ve deliller ile birlikte bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunca belirlenmiş olan bölge adliye ceza dairesine gönderir. Bölge adliye ceza dairesi, istinaf dosyası ve ön incelemesinden sorumludur.

“Ön inceleme sırasında; mahkemenin istinaf davası yönünden gerekli

işlemlerden birini yapmadığı, mesela; gerekçeli kararın tebliğ edilmediği veya istinaf dilekçesine cevap hakkının karşı tarafa tanınmadığı veya aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir olmakla birlikte, henüz son kararın verilmediği anlaşılırsa dosya eksikliği tamamlanması için geri gönderilir.”105

“Dosyanın bir üye tarafından tetkik edilip daha sonra incelemenin heyet

halinde yapılması da olanaklı bulunmakla birlikte, 280. maddede sözü edilen kararların mutlaka heyet halinde verilmesi zorunludur. Bu kararlar tek hâkim tarafından verilemez.”106

Esastan İnceleme ve Kovuşturma Süreci

Bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin önünde ilk incelemeden sonra gidilebilecek sırayla iki yol vardır. Birincisi, istinafın dosya üzerinden incelenmesi, ikincisi ise yeni bir duruşma düzenlenmesidir.

Esastan inceleme veya kovuşturma süreci ve sonuçlarında alınabilecek kararlar kanunumuzun 280.maddesinde düzenlenmiştir.

İstinaf duruşması hazırlığına, duruşmasına ve kararına ilişkin istisnalar kanunumuzun 282.maddesinde düzenlenmiştir:

CMK m.280/1(b)’de görüldüğü üzere de, daire yine esastan yaptığı dosya incelemesinde ilk derece mahkemesinin kararında CMK m.289’da belirtilen bir hukuka aykırılık nedenini tespit etmesi halinde hükmün bozulmasına karar verir. Dosyayı tekrar incelemesi ve karar vermesi için hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çerçevesinde uygun gördüğü başka bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verir.

CMK m.289’da hukuka kesin aykırılık halleri sayılmıştır. Bu hukuka kesin aykırılık halleri, hükmün bozulması kararının verilebilmesi için tek yoldur.

“Bölge adliye mahkemesince yalnızca hukuka kesin aykırılık hallerinde

bozma kararı verilebilir. Bu bozma kararına karşı ilk derece mahkemesinin direnme hakkı yoktur. İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklı kalmak koşuluyla anılan kararlara karşı herhangi bir kanun yolu öngörülmemiştir.”107

106 Bülent Bağcı, a.g.e. s.63

Hükmün bozulması, ilk derece mahkemesine geri gönderme şeklinde uygulanabileceği gibi, “ilk derece mahkemesinin yerine geçerek karar verme” şeklinde de uygulanabilir.

“Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin yaptığı yargılamada

eksiklik bulunmamakla beraber, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmiyorsa, ilk derece mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verecektir. Kararın gerekçesinde hata edilmesi durumunda da bu kural uygulanacaktır.”108

Bölge adliye mahkemesi, dosyanın esastan incelenmesi sonunda ret veya hükmün bozulması kararı vermediyse, CMK m.280/1(C) uyarınca yeni bir duruşma açacaktır.

Bölge Adliye Mahkemesi’nin temyiz edilemeyen hükümleri/son kararları verildiklerinde kesinleşir. Temyiz edilebilir hükümleri/son kararları ise temyiz edilmediklerinde temyiz süresinin geçirilmesi ile kesinleşirler.109

Bu duruşma sonunda varabileceği hükümlerle ilgili olarak ilk önce CMK m.283’ün hatırlatılması gerekecektir: “(1) İstinaf yoluna sanık lehine başvurulmuşsa, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.(CMK m.283)”“Bu ilkeye ‘Reformatio in peius’ denilmektedir. Bu ilke uyarınca aleyhe değiştirme yasağı, istinaf (CMK. M. 283), temyiz (CMK. M. 307) ve yargılamanın yenilenmesi (CMK. M. 323/2) kanun yollarında uygulanır.”110

“Bölge Adliye Mahkemesi duruşmalı yapılan yargılama neticesinde

duruşmanın sona erdiğini açıklar ve son kararı vererek işten el çeker. Bu kararlar son karar niteliğindedir ve temyize açıktır. Verilen bu son kararlar CMK’ nın 223. maddesinde belirtildiği üzere: Beraat kararı, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, mahkûmiyet kararı, güvenlik tedbirine hükmedilmesi kararı, davanın reddi kararı,

108 Dursun Fatih Kabasakal, a.g.e. s.137 109 Ali Rıza Çınar, a.g.e. s 177 (İstinaf) 110Dursun Fatih Kabasakal, a.g.e. s.130

davanın düşmesi kararı ve adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik olarak verilen görevsizlik kararlarıdır.”111

Ancak nitelikte değil görünüşte son karar olmasına rağmen durma kararı, gelmeyen sanığın açtığı istinaf davasının reddi kararı, ıslah kararı, (düşme sebepleri bölge adliye mahkemesi yargılaması sırasında ortaya çıkıyorsa) düşme kararı gibi kararlar da bölge adliye mahkemesindeki duruşma süreçleri sonunda alınabilecek kararlar arasında sayılabilmektedir.

1.3.2.2.8. Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Karşı Kanun Yolu

Bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı gidilebilecek kanun yolları en sağlıklı bakış açısıyla şöyle gruplandırılabilir:

 Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Direnme Yasağı

 Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Karşı İtiraz Kanun Yolu

 Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Karşı Temyiz Kanun Yolu

İtiraz kanun yoluna gitmek hususunda ilk olarak hatırlatılması gereken durum, hâkim kararlarına karşı gidilebilirken mahkeme kararlarına karşı kanunun açıkça öngördüğü hallerde gidilebilmesi durumudur.

“İstinaf mahkemesi de tıpkı diğer mahkemeler gibi yargılamaya ilişkin pek

çok kararlar verir. Kanunun itirazı mümkün kıldığı hâkim kararları ile mahkeme kararlarının istinaf mahkemesi tarafından verilmesi halinde de bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. Başka bir ifade ile ilk derece mahkemelerinde verilen ve itiraz yoluna gidilebilen kararların istinaf mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu kararlara karşı da itiraz yoluna gidilebilir. Burada önemli olan kararı hangi mahkemenin verdiği değil kararın niteliği, yani itirazın mümkün olup olmadığıdır.”112

111 Bülent Bağcı, a.g.e. s.71

Bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi hakkında esas alınacak düzenleme, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden önce ve sonrasına göre CMUK veya CMK olacaktır. İstinaf usulünü öngörmeyen eski Ceza Muhakemesi Usul Kanunu’nun düzenlemelerinde haliyle bu ihtimal hakkında bir ize rastlamak mümkün olmayacaktır.

Bölge adliye mahkemesinin ara kararları CMK’ya göre kural olarak temyize götürülemez. Ancak mahkemenin esas karardan önce verdiği ve bu karara esas teşkil eden ara kararları CMK m.287’ye göre hükümle birlikte temyize götürülebilir. “CMK’nın benimsediği sistem, Yargıtay’a gidecek işleri güvenceye zarar vermeden elemek ve azaltmaktır.”113

Denilebilir ki CMK m.286 uyarınca, bozma kararı haricinde kalan bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yolu kural olarak açıktır, ancak bu durumun bazı istisnaları da vardır. İstinaf başvurusunun esastan reddi kararının temyiz usulüne dair bir örnek verelim:

“İstinaf başvurusunun esastan reddi kararlarından bir kısmı temyiz edilebilir.

Ancak bu kararların bir kısmı da kesin niteliktedir. CMK’nın 286. maddesi uyarınca, 2. fıkranın (a), (c), (f) bentlerinde belirtilen esastan ret kararları temyiz edilemez. Bu kararlar kesin nitelikte olduğundan hakkında başvurunun esastan reddine karar verilen ilk derece mahkemesi kararları da nihai karar tarihi itibarıyla kesinleşmiş olmaktadır. Buna karşın kesin olduğunu belirttiğimiz kararlar dışındaki konularla ilgili esastan ret kararlarına karşı temyiz yolu açıktır. Örneğin, ilk derece mahkemesince verilmiş bulunan 5 yıldan fazla hapis cezasını içeren mahkûmiyet hükmüne ilişkin istinaf başvurusu esastan reddedilmiş ise, bu karara karşı temyiz yolu açık olacaktır.”114

Bölge adliye mahkemelerinin kararlarına direnmek, itiraz ve temyize ilişkin yapılan düzenlemeler saklı tutulmak şartıyla yasaktır. Bu durum direnme yasağı olarak tanımlanır.

113 Dursun Fatih Kabasakal, a.g.e. s.139

114 Türkiye Adalet Bakanlığı, Hollanda Yargı Konseyi, İsveç Ulusal Mahkemeler İdaresi, a.g.e. 2007,

“Bölge adliye mahkemesinde yalnızca 289.maddede sayılan hukuka kesin

aykırılık hallerinde bozma kararı verilebileceğinden bu bozma kararlarına karşı ilk derece mahkemelerine direnme hakkı tanınmamış, bunlara karşı herhangi bir kanun yolu da öngörülmemiştir. İtiraz ve temyize ilişkin hükümler saklı tutulmuştur.”115

Belgede Ceza yargılamasında temyiz (sayfa 55-60)