• Sonuç bulunamadı

1.2. PİYASA BAŞARISIZLIKLARI

1.2.1. Piyasa Başarısızlığı Türleri

1.2.1.1. Kamu Malları

Devletin piyasada bulunarak düzenleme işlevini yerine getirmesinin ana nedeni olarak piyasa başarısızlıkları gösterildiğinden aşağıda piyasa başarısızlıkları konusuna değinilecek ve öncelikli olarak piyasa başarısızlığı türleri incelenecektir.

1.2.1. Piyasa Başarısızlığı Türleri

Piyasa başarısızlıklarının regülasyonlar için bir gerekçe oluşturduğu koşullar literatürde: kamu malları (public goods), dışsallıklar (externalities), asimetrik bilgi (asymmetric information), doğal tekeller (natural monopoly) olmak üzere dört başlık altında toplanmıştır.18 Öncelikle piyasa başarısızlıklarının en büyük örneği olan kamu malları konusuna değinilecek ardından sırasıyla dışsal maliyet, asimetrik bilgi ve doğal tekel konuları açıklanacaktır.

1.2.1.1. Kamu Malları

Kamu malları teorisinin ortaya çıkışı çok eski tarihlere uzanmakla birlikte konunun sistematik olarak ilk ele alınışı 1950’li yılların ortasında Samuelson’un yazdığı makalelere (1954-1955) dayandırılmaktadır. O dönem incelendiğinde Keynesyen politikaların uygulandığı ve devletin ekonomideki rolünün arttığı, dolayısıyla kamu harcamalarının arttığı, işsizlik oranlarının düşük olduğu, büyüme artışlarının hızlı olduğu, soğuk savaşın etkisiyle refah devleti uygulamalarının yaygın olduğu ve gelişmekte olan ülkelerin kalkınma hamlelerinin söz konusu olduğu bir dönem karşımıza çıkmaktadır. 1945- 1970 arası döneme gelindiğinde kamu malları konusunun piyasa başarısızlığı olarak ele alındığı ve devletin piyasa başarısızlığını ortadan kaldırmak üzere kamusal mal ve hizmet üretmesi gerekliliği ile ilgili teorilerin ağırlık kazandığı bir dönem söz konusu olmuştur. 1960’ın sonlarından itibaren iktisadi krizlerin, yüksek işsizlik sorunlarının, kronikleşen enflasyon problemleri görülmüş ve siyasal, ideolojik krizler de sorunları derinleştirmiştir.

18 Ö. Faruk Çolak, İktisada Giriş, Ankara, Gazi Kitabevi, 2007.

13 Keynesyen politikalar ve devlet müdahaleleri eleştirilmiş devlet müdahalesi sorunların kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır. 1970’li yıllardan itibaren devlet kendi çıkarlarını koruyan bürokrat ve politikacıların olduğu bir yapı olarak görülmüş ve kamu harcamalarının artışı, etkinsiz ve istikrarsız oluşu bu durumlara dayandırılmıştır. 1970’lerin sonundan 1990’lara kadar Neoliberal politikalar neticesinde kamu harcamaları kısılmış, KİT’ler özelleştirilmeye başlanmış, piyasaların önü açılmaya çalışılmıştır. 1980’lerde söz konusu olan istikrarsızlık, krizler, yoksulluk, işsizlik, eşitsizlik Neoliberal politikalara güveni sarsmamış ancak küreselleşme neticesinde ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar farklı düzenlemeleri gerekli kılmıştır. Görüldüğü gibi kamu malları teorisi Samuelson’dan bu yana her zaman iktisatçıların tartıştığı bir konu olmuş, yaşanan tarihsel ve kurumsal gelişmelerle teorinin odak noktası değişmiştir. Kamu mallarıyla ilgili yaklaşım piyasa başarısızlığından hükümet başarısızlığına ardından yönetişimci devlete doğru bir seyir izlemiştir.19

Kamu malları genel olarak piyasa başarısızlığı olarak görüldüğünden devlet müdahalesini gerektirmektedir. Fakat kamu malları teorisi incelendiğinde kamu mallarını devletin sunması gerekliliği konusunda tam bir uzlaşı sağlanamamıştır.

Kamu malları kamu kesiminin sunduğu, bedelsiz yararlanılan kamu hizmeti olarak görülmektedir. Savunma, güvenlik, adalet, yollar, köprüler, eğitim, sağlık gibi kamu yararına devletin üstlendiği faaliyetler kamu malları şeklinde ifade edilmektedir.

Fakat ana akım iktisatta kamu malları daha dar bir çerçevede tanımlanarak bir piyasa başarısızlığı olarak ele alınmaktadır. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlarla ilgili olarak yapılan reformlar, kamu hizmeti niteliğindeki hizmetlerin özelleştirilmesi gibi konular kamu malları teorisi çerçevesinde tartışılmaktadır. Özel kesim ve kamu kesiminin sınırlarının belirlenmesi, özelleştirme uygulamaları

19 Meltem Kayıran, Kamu Malları: Piyasa Başarısızlığı mı Teorilerin Başarısızlığı mı? , Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 68, No: 4, 2013, s. 147-184.

14 doğrultusunda kamu hizmetlerinin piyasaya açılması, kamu hizmetlerinin fiyatlandırılması süreçlerinde kamu malları teorisi öneme sahiptir.20

Neoklasik iktisatta mallar özelliklerine göre sınıflandırılmakta ve belirlenen ölçütler malların kamusallığını belirtmektedir. Kamu malları tüketiminde rekabet olmayan, faydasından kimsenin dışlanamadığı mallar olarak tanımlanmakla birlikte ders kitaplarının ötesine geçilip konuya iktisatçıların yayınları açısından bakıldığında kamu mallarını tanımlamak için çok sayıda özellikten bahsedildiği görülmekte ve üzerinde uzlaşılmış net bir tanım bulmak mümkün olmamaktadır. Yeni kurumsalcı iktisadın çerçevesine uygun olarak kamusallık artık devletle özdeşleştirilmekten çıkmış kamusal alanı devlet, işletmeler, sivil toplum kuruluşları ve hanehalklarının oluşturduğu belirtilmektedir. Bu noktadan hareketle artık kamu ve özel sektör arası sınırların neredeyse kalktığı ve kamu mallarının sunumunda kamu dışı aktörlerin de rol almaya başladığı ifade edilmektedir.21

Tam kamusal mallar sahip oldukları özellikler nedeniyle piyasada üretilemeyen, kamu tarafından üretilmesi zorunlu olan mallardır. Tam kamusal mallar faydada bölünemezlik, pazarlanamazlık, tüketimde rekabet edilemezlik, tüketimde zorunluluk, üretim hacminde büyüklük gibi özelliklerle açıklanabilmektedir. Kamu malları arz ve talebi piyasa ekonomisinden farklı olarak siyasal karar alma sürecinde gerçekleşmektedir.22 Kamu mallarının tüketimlerinde rekabet olmaması nedeniyle faydasından bedel ödemeyenler de yararlanmakta ve bu kişiler bedavacılar şeklinde adlandırılmaktadırlar. Örneğin sokaklardaki aydınlatma lambalarından bedel ödeyenler gibi bedel ödemeyi reddeden yani bedavacı olmayı tercih edenler de faydalanmaktadır. Bu şekilde bedavacılar olduğu sürece bu tür malların piyasa aracılığıyla üretilmesi mümkün olmayacaktır. Bir başka deyişle kamu mallarında satış ya da fiyatlandırma olmadığından kar maksimizasyonunu

20 Meltem Kayıran, Kamu Malları: Piyasa Başarısızlığı mı Teorilerin Başarısızlığı mı? , Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 68, No: 4, 2013, s. 147-184.

21 Meltem Kayıran, Kamu Malları: Piyasa Başarısızlığı mı Teorilerin Başarısızlığı mı? , Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 68, No: 4, 2013, s. 147-184.

22 Ö. Faruk Çolak, İktisada Giriş, Ankara, Gazi Kitabevi, 2007, s. 249-251.

15 hedefleyen özel sektör tarafından üretilmesi veya yeterince üretilmesi mümkün olmaz.23 Bu durumda hükümet özel sektörü teşvik edebilmek adına ya söz konusu malı doğrudan kendisi üretecek ya da malı özel sektörün üretmesi için teşvik verecektir. Kamu mallarının üretimini ve devamlılığını sağlamak için hükümet müdahaleleri gerekli olacaktır. Hükümetlerin regülasyonlar yoluyla müdahalesi bedavacıları kamu malı tüketiminden dışlayacak ya da kamu mallarına bedel ödenmesini yasallaştırarak kamu mallarına bedel ödemeyenlerin sayısını azaltacaktır.

Ancak bu tür regülasyonların rasyonelliği ile ilgili tartışmalar mevcuttur. Kamusal malların sahip olduğu tüketimde rakip olmama durumunun mutlak olmadığı daha çok teorik olduğunu ifade edenler de vardır. Örneğin adalet, polis, itfaiye gibi hizmetlerin kapasitelerinin sınırlı olduğu yani bu hizmetlerden yararlananlar arttıkça diğer bireylerin yararlanma imkanlarının kısıtlanmış olduğu ifade edilmektedir. Bu durumda belli bir sınırın aşıldığı varsayıldığında bu hizmetlerden faydalanmak isteyen bireyler hizmetleri piyasadan tedarik etmek durumunda kalacaklardır.