• Sonuç bulunamadı

Kahramanı İyileştirme

5. Hayvanlardan Yararlanmada Kurt

5.2. Kahramanı İyileştirme

Türk dünyası destanları içerisinde hayvanlardan yararlanmayla oluşturulmuş ortak motiflerden biri de yaralanan kahramanların tedavi edilmesinde ya da çeşitli ilaçlarda hayvan uzuvlarına başvurmada karşımıza çıkmaktadır. Birçok hayvandan yararlanarak kahramanları iyileştirme, yaralarını sağaltma işlemlerinde kullanılan hayvanlardan bir tanesi kurttur. İncelenen destanlar içerisinde kurdun ayağından ve bağırsağından faydalanma yoluna gidildiği tespit edilmiştir.

104

Boston Destanı’nın ilerleyen bölümlerinde Kanışa’dan doğan Boston, Cezbilek adlı güzel, yiğit bir kızla evlenir. Cezbilek bir zaman sonra hamile kalır ve tıpkı kaynanası Kanışa’nın aşermesi gibi sancılı bir aşerme geçirir. Buna çare bulmak için Falcı Capaş’a başvururlar, Capaş da yırtıcı bir hayvan vurup karnını yarıp sıcak yüreğini alarak dönün diye avcılara emir verir. Avcılar bu sefer de sırasıyla kurt, pars, aslan, kaplan yüreğini alıp Cezbilek’e getirirlerse de çare bulamazlar. En sonunda kara kulaklı bir kaplanın yüreğini getirirler ve onu yiyen Cezbilek’in aşermesini geçirmeyi başarırlar Akmataliyev ve Musayev, 2007: 401-404).

151

5.2.1. Kurt Ayağı

Kuzey Doğu (Sibirya) grubu Türklerinden olan Tuvaların Boktu-Kiriş,

Bora-Şeeley Destanı’nda yaralanan kahramanın iyileştirilmesinde kurt ayağından

faydalanıldığı görülmektedir. Destanda Karatı-Haan’ın üç şehzadesi üç kız kardeşle evlenir. Aradan zaman geçer ve küçük gelin hamile kalır. Doğum vakti geldiğinde de altın göğüslü oğlanla gümüş göğüslü kızı doğurur ancak ablaları bu çocukları fırlatıp atarlar, bu çocukların yerine obada yeni doğurmuş itin iki eniğini alıp kıza verirler. Küçük kız çaresiz bu iki eniği sarıp sarmalar, onlara bakar. O sırada üç erkek kardeş avdan eli boş dönerler. Kağan, küçük oğluna karısının iki enik doğurduğunu söylediğinde küçük oğlan çok sinirlenir, karısının gözünü oyup kuzguna, kolunu çekip kızıl tilkiye, bir budunu koparıp Altay’ın canavarı azı dişli gök börüsüne yesin diye atar. Onu öylece çadırda yaralı, sakat bırakarak göçüp gider. Çaresiz kalan küçük geline bir kocakarı yardımcı olur. Daha sonra kocakarı küçük gelinin bu iki çocuğunu bulur ve analarının yanına getirir. Bir gün kocakarı ile küçük gelin geçmişteki olayı konuşurken oğlan bunları duyar ve bu duruma çok sinirlenir. Küçük gelin, oğluna hangi hayvan neresini yediyse o hayvanların aynı organlarını alıp getirdiğinde iyileşeceğini söyler. Oğlan da annesinin dediklerini sırasıyla yapar ve organları getirip annesinin vücuduna ekleyerek yarım olan annesini tam bir insan hâline getirir (Aça ve Ergun, 2004: 289-320).

Görüldüğü üzere destanda gerçek anlamda bir kurt uzvundan faydalanıp şifalı ilaç yaparak kahramanı iyileştirmek yerine tamamen büyü-sihir yoluyla gerçekleştirilen bir sağaltma yöntemiyle karşılaşılmaktadır. Bu durum, sağaltma yöntemlerinin şifalı otlar, hayvansal ürünler ya da kutsal sularla gerçekleştirilmesinin yanı sıra büyü-sihir yoluyla kullanan hayvansal ürünlerle de gerçekleştirilebildiğini göstermektedir. Aynı zamanda destanın oluşturulduğu coğrafi konum göz önüne alındığında çok fazla değişime uğramayan Tuvaların geleneksel dünya görüşünde mitolojik unsurların halk yaratmalarına ne kadar yansıdığını da göstermektedir. Olağanüstü ve mitolojik unsurların diğer destanlara nazaran daha fazla göze çarptığı Sibirya Türklerinin destanlarında görülen bu örnek, halk yaratmalarında coğrafi konumun ve diğer milletlerle etkileşimin önemini kanıtlamaktadır.

152

5.2.2. Kurt Bağırsağı

İncelenen destanlar içerisinde sağaltma yöntemlerinde kurdun bağırsağının da kullanıldığı görülmüştür. Güney Doğu Türklerinden olan Özbeklerin Melike Ayyar

Destanı’nda kurt bağırsağının nerede kullanıldığını özeti kısaca şöyledir:

Düşmanlarına karşı direnen Avaz Han yaralanır ve bitap düşer. O sırada avcılar Avaz’ı bulur ve yaralarını iyileştirmeye çalışır. Önce vücudundaki okları çıkarıp kanları emerler, daha sonra dağa tırmanıp ilaç aramaya başlarlar. Karşılarına çıkan ayının ödünü, kurdun bağırsağını, kaplumbağanın organını alırlar ve üçünü karıştırıp yumurta gibi bir macun hazırlayarak Avaz’ın yaralarına sürerler (Yücel, 2007: 73).

Tuva Türklerinin destanlarından birinde karşılaşılan yukarıdaki örneğe nazaran bu örnekte çok daha gerçekçi bir sağaltma işlemi karşımıza çıkmaktadır. Avcıların ormanlık alanda avlanma sırasında bölgenin coğrafi koşulları göz önüne alındığında en çok karşılaşabilecek oldukları hayvanların ayılar ve kurtlar olduğu tahmin edilmektedir. Destanlarda yer alan halk hekimliği uygulamalarında bu hayvanların genellikle ödü, yüreği vb. alınarak kişiye yedirilir ya da daha farklı bir yöntemle kullanılır. Ancak burada dikkat çeken husus, sağaltma işleminde kurdun bağırsağının kullanılmış olmasıdır. Destanda yer alan bu tedavi yönteminde dikkat çeken diğer husus da kaplumbağanın varlığıdır. Türk halk hekimliği inanış ve pratiklerinde kaplumbağanın kabuğu, iskeleti, kanı, yuvası, yumurtası gibi unsurlarından yararlanılarak çeşitli hastalıklara tedavi arandığı bilinmektedir.105 Yukarıda zikredilen destan örneğinde de görüleceği üzere ayı ödü, kurt bağırsağı ile beraber kaplumbağa da yaraları iyileştirmek için hayvansal ürünlerden elde edilerek hazırlanan macunun içerisinde yer almaktadır. Ancak yukarıda örneği verilen

105

Kırgızlarda emçi-domçu adı verilen çeşitli hastalıkları tedavi eden kadınlar vardır ve bu kadınlar doğumda zorlanan veya düşük yapan kadınları, korkan çocukları, kadın-erkekleri, raşitizm gibi hastalıkları da tedavi ederken hayvanların çeşitli uzuvlarından yararlanır. Kaplumbağanın yuvası ve yumurtası da kullanılan hayvan uzuvlarından bir tanesidir (Çeribaş, 2014: 73-74). Hayvanlarına nazar değmesini istemeyen İç Anadolu halkı, ahırlarına kaplumbağa kabuğu asarlar, bu kabuğun hayvanları nazardan koruyacağına (Aslım ve Sinmez, 2017: 209), Kayseri’de ise evin kapısına kaplumbağa kabu-ğu koymanın ukabu-ğur getireceğine inanılır (Özen ve Yüksel, 2014: 24). Hastalanan kişilerin tedavisinde (özellikle Müslüman cinlerin musallat olduğu düşünülen kişilerin tedavilerinde) yedi pınar ve yedi değirmenden alınan su, kaplumbağa iskeletinden geçirildikten sonra hasta bu suyla yıkanır, böylelikle hastanın iyileşeceğine inanılır (Keskin, 2020: 233). Edirne’de hemoroit veya kanser tedavisi gören kişilere kaplumbağa kanı içirilir (Sol, 2007:183, 185).

153 destanda kullanılan uzuv yalnızca “kaplumbağanın organı”106

şeklinde geçmekte, bu organın hangi organ olduğu hakkında bir bilgi verilmemektedir.