• Sonuç bulunamadı

Kadınlara has ruhsal sorunlar

BİYOLOJİK FARKLILIKLAR

Zeka ve öğrenme testlerinde eşit per-formans gösteren kadın ve erkeklerin beyinlerindeki gri ve ak madde dağılı-mı inceleniyor. ABD California (LA) Üniversitesi’nden Profesör Rıchard Ha-ier “Erkeklerin beyninde gri maddenin kadınların 10 katı olduğu, kadınlarda ise beyaz maddenin erkeklerin 6,5 katı olduğunu” araştırma sonucunu yayınla-dı.

Gri madde beynin bilgi işlemesini, be-yaz madde bilgiler arası bağlantı kurul-masını sağlıyor. Erkekler derin ve ma-tematiksel düşüncede daha başarılı iken kadınlar, duygusal, dil-tarih gibi beyin faaliyetlerinde daha başarılılar.

Bugün ruhsal hastalıkların oluşmasın-da ve teoluşmasın-davisinde beyin yapısının öne-mi artık bilinmektedir. Beyinsiz psiko-loji olmadığı bilindiğine göre beyin ya-pısındaki farklılıklar da ruh sağlığını et-kileyecektir.

Kadının ruh sağlığını yönlendiren üç olay vardır. Birincisi adet görmeye baş-laması (Menarş), ikincisi gebelik, üçün-cüsü ise menapozdur.

A N AT O M İ K - F İ Z Y O L O J İ K FARKLAR

Kız çocuğunun anatomik ve fizyolo-jik olarak belirgin farklılaşması 10 yaş-larında başlar. Erkek çocuklarda 2 yıl kadar önce başlamıştır. Ergenliğin baş-laması demek olan ikincil seks karak-terleri belirgindir. Vücut hatlarının yu-varlaklaşması, göğüs ve kalça gelişimi kendine özgüdür. Ergenlik çağına giriş-te kızlar 10 -20 cm, erkekler 30 cm bir-den uzarlar. Erişkin boy uzunluğunun % 25’i bu dönemde kazanılır. Kızlarda boyca artış 8 cm/yıl, erkeklerde boyca artış 10 cm/yıldır. Boy uzamasının tepe yapması kızlarda 12-13 yaşında, er-keklerde 15-16 yaşında olur. Erkekler-de cilt altı yağ dokusu azalırken kızlar-da cilt altı yağ dokusu artar. Kas dokusu erkeklerde artar. Vücudun ağırlık mer-kezinin kadınlarda daha aşağıda olması dengeli duruşu kolaylaştırır. Erkeklerde vücudun ağırlık merkezinin daha yuka-rıda olması atlamayı kolaylaştırır.

Kadınlarda daha küçük kalp daha kü-çük akciğer vardır. Daha kükü-çük kalp daha küçük akciğer demek oksijen

tü-ketiminin ve kullanımının daha düşük olması demektir. Sporda özellikle da-yanıklılık gereken spor dallarında ka-dınların başarısı bunun için erkeklerden daha düşüktür.

Kadınlarda vücutta ortalama 4 litre kan varken erkeklerde ortalama 6 lit-re kan vardır. Bu durum beyine, kasla-ra daha az oksijen taşınması anlamına gelir. Kadınların vücut ağırlıklarının % 25-35’i yağ iken, erkeklerin % 15-20’si yağdır. Yağ fazlalığı su üzerinde dura-bilme, açlığa dayanma gibi avantajlar sağlar. Vücutları ve yağ dokuları daha elastikidir. Bale ve jimnastikte bunun için avantajlıdırlar. Daha az terlemeleri kadınlara nemli ortamda avantaj sağlar.

GENLERİN VE HORMANLARIN ROLÜ

Doğa denge üzerine kuruludur. Biyo-lojik, psikolojik ve sosyal farklılıklar bu denge için gereklidir.

Genetik profil: Yumurtada 23 tek

kro-mozom, spermde 23 tek kromozom çift-leşme ile birleşerek 46 tek kromozom oluşur. Döllenmiş yumurtadaki 44

mozom benzerken iki kromozom farklı-dır. Vücut programımız genlerde yazılı-dır. XX kromozomları kadınlarda, XY kromozomu erkeklerde vardır ve cin-siyeti belirler. 3-5-7 nci haftada bebek beyni testesteron üretirse çocuk erkek, östrojen üretirse çocuk kız olur. Hatta çocuk erkek doğduktan sonra ona öst-rojen (kadınlık) hormonu sürekli

veri-lirse kız çocuğu davranışları gösterme-ye başlar. Kız olarak doğan çocuğa er-keklik hormonu (testesteron) verilirse çocuk “erkek Fatma” olabilir. Erkek-te kadınlık hormonu, kadınlarda erkek-lik hormonu düşük oranda hep kanında dolaşır. Bu hormonu yapay olarak ar-tırdığımızda cinsiyet sınırları karışma-ya başlar.

Hatta erkeğe benzemeye çalışan ka-dın veya kaka-dına benzemeye çalışan er-kek beyinlerinde genetik programa bel-li sınırlarda müdahale ettikleri için daha çok östrojen veya daha çok testesteron salgılatabilmeleri anlamlıdır. Eğitim ve kültürel şartlandırmalar belli sınırlarda erkek-kadın cinsiyet sınırlarında

biyo-lojik değişimi destekler. Erkeğin testis-leri alınıp erkeklik hormonu üretimi ke-sildikten sonra kadınsı davranışlara gir-mesi, kadının menapozdan sonra erkek-si davranışlara girmeerkek-si sık rastlanan be-lirtilerdir.

Hormanlar davranışlarımızı belirleyici özelliklerine beyindeki program yoluy-la uyoluy-laşıryoluy-lar. Bebek anne karnında iken

kız ise dudak hareketlerini erkek çocu-ğa göre iki misli fazla yapar. Beyin hüc-releri arasındaki bağ oluşumu ergen-lik döneminde tepe noktaya çıkar. Sağ beyin heyecansal özellikleri, sol beyin mantıksal özellikleri organize eder. Er-genlik döneminde iki beyin arasında-ki bağ oluşumunda Corpus Callosum isimli köprünün büyük rolü vardır. Bu köprü cinsel davranışı belirlemede de büyük önem taşır. Kız çocukları arasın-da büyüyen erkek çocuklararasın-da kız arasın- dav-ranışları, erkek çocuklar arasında büyü-yen kız çocuklarda erkeksi davranışla-rın öğrenilip beyinde yapısal değişimler oluşması ergenlikle doruk noktaya ula-şır. Bu mekanizma tersine de işleyebilir.

Geçtiğimiz yıllarda basına yansıyan bir haberde İngiltere’de 5 kadın milletveki-li erkekmilletveki-lik hormonu alarak erkek mes-lektaşları ile daha kolay rekabet edebil-diklerini açıkladılar. Böylece daha ener-jik, atılgan ve hafızalarının güçlü oldu-ğunu savunuyorlardı. Bilimsel araştır-malarda vücutlarında erkeklik hormo-nu (testesteron) yüksek olan

kadınla-rın iş hayatında daha başarılı oldukları-nı desteklemektedir. Hatta ilaç firmala-rı testesteron ihtiva eden jeller üreterek çalışan kadınları desteklemeye başladı bile. Fakat bu durumun kadının toplum-daki rolüne verdiği zararın dışında kan-ser riskini artırması endişelere neden ol-maktadır.

Evrimsel psikoloji açısından kadın ve erkek genlerini yayma, başka kuşaklara aktarma her iki cins için de geçerlidir. Kadının biyolojik eğilimi dokuz ay ge-beliğe, erkek evrimi döllenmeye odaklı-dır. Bunun sonucu cinselliğe psikolojik isteğin erkekte daha fazla olması doğal gözüküyor. Kadın en iyi, en avantajlı geni bulması için kendini sergilemeye,

erkek en iyi avantajı bulmak için hoş-landığını aramaya eğilimli olmasının biyopsikolojik kökeni bu olsa gerekir. Erkeğin çok eşliliğe yönelmesini, kadı-nın neden bu kadar çok ayakkabıya ih-tiyaç duyduğunu böyle anlayabiliyoruz.

ZİHİNSEL FARKLILIKLAR

Trafik canavarlarının daha çok erkek-ler olması ama park yeri kazalarını en çok kadınların yaptığını hep biliriz. Ka-dınların arabaları geri geri ve geri para-lel park etmede başarısız olmaları onla-rın beyinlerinden kaynaklanır. Mekan-sal algı becerisi beyinde cismin uzayda-ki yerini algılama ile ilgilidir.

Ayna testi: Sağ omuza hafif bir cisim

koyulur, kişi aynanın karşısına geçirilir. Cismi alması istenir. Erkekler 1-2 ham-lede cismi alırken, kadın önce elini di-ğer omuza götürür 3-4 hamleden sonra cismi alır.

Dokunma duyusu olarak kadınların cildi daha yumuşak ve duyarlıdır. Kız çocuklar da dahil olmak üzere kadın-lar kendi vücutkadın-larına dokunmayı sever-ler. Cinsel arzuların erkeğin fiziksel

te-ması ile artte-ması orgazmın geç olte-ması- olması-nın bir nedenidir.

Koku alma ve tat alma duygusu er-keğe göre daha duyarlıdır. Hatta gebe-lik ve adet dönemlerinde bu duyuların daha hassaslaştığı bilinir.

Kadınların empati (eşduyum) yetenek-lerinin daha üstün olduğunu bu neden-le de şefkatli oldukları, acıma duygula-rının daha belirgin olduğundan söz et-miştik. Duygusal zekalarının daha yük-sek olması anlamına gelen bu durumun biyolojik boyutu vardır. Oksitasın ola-rak bilinen hormonu sakinlik ve yumu-şaklık veren bir hormondur. Testesteron yükseldiğinde bu hormon azalır.

Erkeklerin aksiyon filmlerini, marş-ları sevmesi defalarca seyrettiği hal-de aynı zevki alabilmesi, kadınların ro-mantik filmleri defalarca seyredip göz-yaşı dökebilmelerinin biyolojik bir alt-yapısı vardır.

Disleksi (okuma güçlüğü), Dikkat Ek-sikliği, Hiperaktivite bozukluğu hasta-lıkları erkek çocuklarda 3-4 misli daha fazladır. Aynı şekilde kekemelik gibi konuşma güçlükleri erkeklerde belirgin

şekilde daha fazladır. Bu durum zihin-sel farklılıktan kaynaklanmaktadır. Ka-dınların 2-3 misli depresyon gibi ruhsal hastalıklara fazla yakalanmasının be-yinsel alt yapı ile ilgisi büyüktür.

İntihar girişimi kadınlarda daha fazla-dır ama girişimin ölümle sonlanması er-keklerde belirgin şekilde daha yüksek-tir.

Kadınların süreçle erkeklerin sonuçla daha çok ilgilendiği bilinir. Hatta cin-sellikte bile erkek iki defa orgazma gi-rer, biri boşalma olduğunda ikincisi partneri övdüğünde. Erkek cinsel per-formansı ve sonucu önemser, kadın se-vilmeyi önemser. Olgun kişiler karşı ta-rafın duygularını anladıkları için psiko-lojik ihtiyaçları vermeyi başarılar ve iki tarafı mutlu eden birliktelik oluşur.

Kadının tahmin yeteneği, sevgisi, ay-rıntıyı fark etmesi erkeğe göre daha ön-dedir. İletişimde erkekler bilgi alışve-rişini önemserken, kadınlar paylaşarak yalnızlık duygusunu azaltmayı önem-serler. Bu nedenle duygusal ihmale daha fazla yatkındırlar.