• Sonuç bulunamadı

Çocuk istismarı nasıl önlenir? İstismara uğrayan çocuklar bu travmanın sonuçlarını ileriki yaşlarda bazen psikoz, bazen

Çocuklara yönelik tacizlerin önlenme-sinde ve çocukların gördükleri zararla-rın en aza indirilmesinde de bütün va-tandaşlara, ailelere, yasa organlarına, eğitimcilere görev düşmektedir.

Çocuğu korumaya yönelik yasalar et-kili olmalıdır. Pek çok cinsel tacizin aile içinde gizli kaldığı ve adli makamlara ya da sağlık profesyonellerine yansı-madığı ya da üzerinin kolay kapatıldı-ğı bilinen bir gerçektir. Dolayısı ile ta-cize uğrayanların seslerini duyurup şi-kayetçi olma hakları mutlaka güvence altına alınmalı, bu olaydan dolayı uzun dönemde zarar görmemeleri sağlanma-lıdır. Bu konuya NP GRUP uzmanları açıklık getirdiler.

Uzm. Dr. Semra Kaya Baripoğlu

Aile içi cinsel taciz pek çok toplum-da olduğu gibi bizim toplumumuztoplum-da da görülmekte ve ne yazık ki yıllarca saklanmaktadır. Cinsel tacizde bulun-mak çok ağır bir ruhsal bozukluğa

işa-ret eder. Kişi hiçbir şey düşünmeksi-zin sadece dürtüleriyle hareket etmek-tedir ve sosyal normları değerlendirme yetisi bozulmuştur. Bunu yapan bireyde saldırganlık ön planda olduğu için iliş-kilerinde de çevresindekileri sindirmiş olduğu görülür. Çevredekiler, kendi ye-tersizliklerinin de etkisiyle tacizi bilse-ler de karşı çıkmaktan korkarlar. Tacize uğrayan özellikle çocuksa olayı değer-lendirmekte, yaşadıklarını anlamlandır-makta zorlanabilir, kendi suçuymuş gibi görebilir. Bu nedenle de taciz açıklan-madan uzun yıllar devam edebilir. Bu-rada tabi tacize uğrayan çocuğun yoğun bir tedavi programına alınması ve psi-kolojisindeki bozulmanın giderilmesi sağlıklı bir yetişkin olarak yaşamına de-vam edebilmesi için kaçınılmazdır.

Uzm. Dr. Ahmet Çevikaslan

Toplumumuzun “çocukların cinsel ta-cizi” konusuna genel yaklaşımı hakkın-da güzel ipuçları veriyor.

- Toplumumuzda aileler, bu tür

ta-cizleri gizleme eğilimindeler, olayla-rın daha da büyümemesi, çocuğun daha da deşifre olmaması için olayın saklan-ması aslında tacizcilere daha çok cesa-ret veriyor.

- Yasal boşluklar söz konusu ve zanlı-lar da bundan yararlanabiliyorzanlı-lar.

- Adli kurumlara haber vermeden ço-cuklara kürtaj yapmayı kabul eden kimler, yani suskunluğa ortak olan he-kimler de var.

- Bu olayların gizlenmesinin en büyük nedeni korkudur, ikinci nedeni ise bil-gisizliktir. Taciz mağduru bireyler adli makamlara şikayet konusunda cesa-retlendirilmeli, risk altındaki çocukla-rın yaşadığı ortamlar daha sık izlenme-li. Ayrıca çocuk tacizi konusunda top-lum ve aileler de bilgilendirilerek; taciz anında ve sonrasında yapılabilecekleri öğretilmelidir.

Uzm. Dr. Funda Güdücü Sağır

Türkiye’nin en büyük kentinden, en ücra köşesine kadar kız ya da erkek ço-cuklarımız, cinselliği daha ne anlama geldiğini bilmeden, çeşitli boyutlarda en yakınlarından istismar ve şiddet ola-rak yaşıyorlar. Bu çocuklar, temel gü-ven duygusunun atıldığı yaşlardan baş-layarak bu güven duygusunu besleye-cek, baba ve anne, dede, dayı, amca, abi olmak üzere en güvendiği yakınla-rından cinsel istismara uğruyorlar. Bu-nun adı ensest. Bunu yaşayan kurban yani çocuk, sevgi mi, başka bir şey mi? olduğu anlamını bulmaya çalışırken bir süre sonra bunun yanlış bir şey olduğu duygusuna düşmeye başlıyor ve bunu anlaması ileri yaşlara kadar varabili-yor. Hatta kendini suçlayabilivarabili-yor. Buna göz yuman, babanın cinselliğinden, şid-detinden kaçınan anne, malesef yavru-sunu kurban olarak sunabiliyor. Burada dürtü kontrol bozukluğu yaşayan baba, dede, dayı v.s. toplum önünde aklan-ması, aile içi çatışmaların engellenme-si için olayların üstü örtülüyor. Kız ya da erkek çocuğun kişiliği, cinsel kimliği parçalara bölünmüş ya da dağılmış ola-rak saklanıyor. Bedenindeki morluklar, izler kayboluyor. Ruhunda açılan yara-lar tekrar ne zaman ağrıyacağı belli ol-maksızın görmezden geliniyor. Kurban-larını en yakınından seçen bu kişilerde kendi kişilik bozukluklarının kurbanı-dırlar. Çoğu kez narsistik davranış bo-zukluğu şeklinde ortaya çıkan bu dav-ranışlar, bazen toplum önünde oldukça saygın bireylerin görünmeyen yüzünde saklı kalıyor.

Bu çocuklarımızın yaşadıkları trav-mayı ileriki yaşlarda bazen psikoz, ba-zen borderline kişilik bozukluğu, baba-zen çoklu kişilik bozuklukları vs. şeklin-de kendine ve topluma yararı olmayan yanlış yerlerde tamir etme telaşı içinde oluyorlar.

Çocuklarımızın her türlü istismarına ailenin gözü kulağının açık olması, far-kında olan yakınların çocuğun elinden tutması çok önemlidir. Onun anlatmak isteyip de anlatamadığını fark ettiğiniz durumlarda onun başına her ne gelmiş olursa olsun, daima sevileceği ve yar-gılanmayacağı duygusunu aşılamamız çok önemli…

Uzm. Psk. Neşe Özkarslı

Toplumdaki ensest vakaların daha çok aileye yakın kişilerden hatta baba-lardan kaynaklandığı bilimsel istatis-tiklerle kanıtlanmıştır. Hatta pek çok vaka bu nedenle ortaya çıkmamış ve gizli kalmış olabilir. Kişinin kendi kızı-na tecavüz etmesi cinsel sapkınlık dav-ranışı olarak değerlendirilir. Yoğun cin-sel dürtüleri olan, durdurulamayan dav-ranış olarak kendisini gösterir. Genel-likle bu tür bozukluklara başka ruhsal problemler de eşlik edebilir veya alkol, madde kullanımı gibi farklı alışkanlık-ları olan bireylerde, maddeye bağlı dav-ranış bozuklukları gözlemlenebilir.

Bu tür olaylarla karşı karşıya

kaldığı-mızda bu davranışı ortaya çıkartan se-bepleri gözden geçirmekte fayda oldu-ğunu kabul etmek gerekir.

13 yaş öncesi çocuklarla cinsel ilişki-ye girme pedofili olarak değerlendirilir. Bu kişiler daha çok cinsel uyarılma sü-recini küçük yaş gruplarında yaşadıkla-rını ifade ederler. Bazı kişiler eylemleri-ni kendi çocukları ya da yakın akrabala-rından seçtikleri ile sınırlar, bazıları ise sınırsız seçimler yapabilirler.

Uzm. Dr. Serdar Alparslan

Aile içi ensest vakalarında çocuk iki kez travmaya uğrar. Birincisi cinsel kötüye kullanımdır. İkincisi ise sevdi-ği bir insanı kaybetme korkusudur. Ço-cuk ne yapacağını bilemez, o yakınını kaybetmekten de korkar. Bu olayda ço-cuk babasının sevgisini kaybetme kor-kusuyla susmuş olabilir. Anne ise ye-tersiz bir şahsiyet ise muhtemelen duru-mu kabullenmiştir. Böyle bir kız çocu-ğunda silinmez psikolojik yaralar açıla-caktır. Ayrıca davalar açılıp çocuk ko-rumaya alındığında ailesini de kaybe-decektir. Bazen aileyi kaybetme korku-su cinsel istismar korkukorku-sundan ağır ba-sar ve bunu çocuklar saklamaya çalışır-lar. Bunun gibi birçok vakanın muhte-melen hiç ortaya çıkmadan üstü örtü-lüyor. Aile içi cinsel istismar konusun-da ülkemizde yeterince çalışma maa-lesef yapılamamakta. Bunun en büyük

nedeni ailelerin bunu kendi içinde çöz-mek istemeleridir ve bu çözüm genelde istismar edilen çocuğun susturulmasıy-la yapılmaktadır. Fakat çocuğun üzerin-de açtığı ruhsal yaralar ne yazık ki ka-patılamıyor.

Uzm. Psk. Aynur Sayım

Toplumda ensest oranı bildirilen sayı-dan daha fazladır. Bunun da pek çok nedeni var. Çocuğun tehdit karşısın-da korkması, ailesinin ona inanmama-sı, yargılanma, eleştiri alma, suçlanma korkusu gibi nedenlerle çocuk tacizi gizleyebiliyor, anlatmıyor. Aynı şekil-de diğer aile bireyleri bilse şekil-de, bu ne-denlerle ve kendi patolojileri nedeniyle, yıllarca bu duruma göz yumabiliyorlar.

Cinsel taciz, ağır ruhsal rahatsızlıklar ( psikozlarda ) ve kişilik bozukluklarında görülüyor. Ağır ruhsal hastalıklarda ki-şinin toplumsal uyumu ve diğer alanlar-da alanlar-da ciddi sorunlar yaşanıyor. Kişilik bozukluklarının bir kısmında da böy-leyken, bir bölümünde de kişinin dışarı-dan gözlenen hiçbir uyum, davranış so-runu olmayabiliyor, fakat böyle gizli bir yaşantısı mevcut olabiliyor. Bu durum fark edildiği andan itibaren, hem mağ-durun, hem de mağdur eden kişinin re-habilitasyonu, psikiyatrik ve psikolojik desteğin verilmesi gerekiyor.