• Sonuç bulunamadı

Dünyanın en iyisi seçilmeyi hem verdiği hizmetin kalitesi hem de doğasıyla hak eden Singita’da Güney Afrika’nın eşsiz şarapları ve aynı tatta safari keyfi var

‘Mucize’yi

Afrika’daki yerel Shangan dilinde mu-cize anlamına geliyor Singita. İşte bu mucize diyarında, Singita Yaban Haya-tını Koruma arazisinde, doğanın gerçek-ten nasıl mucizeler yaratabildiğine şahit oldum. İçinde 3 ayrı lodge bulunan 310 bin kilometrekarelik Singita’nın sundu-ğu olanaklar anlatmakla bitecek gibi de-ğil. Son iki yıldır, dünyaca ünlü seyahat dergileri tarafından “dünyanın en iyi-si” seçilen Singita, hem sağladığı doğal olanaklar hem de konaklama kalitesi ile eşsiz bir yer.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nin dene-yimli rehberi Lee Bennett ile her sabah gün doğmadan az önce saat 06:00’da Land Rover’a binip yola koyulduk. Gü-ney Afrika Cumhuriyeti’in ünlü Kruger Ulusal Parkı sınırında olan Singita’ya parkta yaşayan hayvanlar geçiş yapabi-liyor. Kruger’in adının park olması bü-yüklüğü konusunda pek çok insanı ya-nıltıyor. Doğrusu ise; evet burası bir park ama bu park İsrail’den büyük. Park arazisinde 2500 civarında aslan yaşıyor. Ve biz de sınırı geçip Singita arazisi-ne giren bu aslanları bir çok kez izleme şansını bulduk. Saat 09:00’da kahvaltı için kampa dönüp, kahvaltının ardından saat 16:00’da başlayacak safariye kadar kendimize zaman ayırdık.

Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki

Sin-gita yaban hayatı koruma alanında gök-yüzünü kaplayan bulutlar az sonra baş-layacak şiddetli yağmurun habercisi. Bulutların karartığı savan ormanını ça-kan şimşekler aydınlatıyor ve büyük bir patlamaya benzeyen gök gürültüsü avına yaklaşmakta olan leopar’ın ayak seslerini gizlemesine yardımcı oluyor. Yaklaşan tehlikenin farkına varan im-pala sürüsünden alarm çağrıları yükse-liyor. Kendisine saldıracak olan büyük kediyi yakın mesafede gören tüm hay-vanların kendine özgü bir alarm çağrısı var. Bu çağrı ile birbirlerini uyarıyorlar ve korku sürüye yayılıyor. Bir leoparı bu kadar yakından gören herkesin his-sedeceği ortak duygulardan biri hayran-lık diğeri ise korku’dur. Az sonra başla-yan ve bir kaç dakika içinde büyük bir şiddete ulaşan yağmurun yarattığı sis perdesi yardımıyla saldırıya geçen leo-parın atağı boşa gidiyor ve impalalar bir gün daha fazla yaşama şansını elde edi-yorlar. Ama yavruların titreyen bacakla-rında hala “korku”yu görmek mümkün.

Hayvanların genel olarak yiyecek bu-labildikleri sürece göç etme eğilimleri yoktur. Sabi arazisinde bazı açık alanlar da bulunuyor. Hayvanlar daha güvenli olması nedeniyle küçük gruplar halinde dolaşıyorlar. Amacımız yetişkin leoparı görüntülemek. Bu leopar yetişkin ve ol-dukça iri bir erkek leopar. Çok iyi avcı

olması onun burada ünlenmesine neden olmuş. Onu büyüklüğü nedeniyle diğer leoparlardan ayırmak zor olmuyor. Onu ilk görüşümde ben de gördüğüm en bü-yük leopar olduğuna karar verdim. Bir ağacın dalında yatarken bizi hiç umur-samıyordu. Duyduğum hayranlık ve sevgiyi hissetmiyor oluşu belki de onu daha çekici ve ulaşılmaz yapıyordu.

Her sabah saat 04:30’da beni uyan-dırıp yollara düşüren şey bu hayranlık olsa gerek. Bir leoparı bulabilmenin en temel koşulu hava karanlıkken yola çık-maktır. O daha çok serin saatlerde ak-tiftir. Eğer onu gün doğmadan bulabi-lirsek uzun süre izleme şansımız olaca-ğını bildiğimden erkenden yola koyulu-yorduk. Bir keresinde sabaha karşı saat 04:00 civarında avladığı bir warthog (yaban domuzu) ile bulduk. Karnı çok aç olmadığı için avını bitirmemiş ama daha sonra bir kaç gün boyunca avlan-madan yemek üzere saklamak istiyor-du. Avını çalıların altına gizleyip önüne uzanmıştı. Güneşin ilk ışıkları ile bir-likte vahşi doğanın bir başka güçlü hay-vanı olan sırtlan kokuyu alarak leopara doğru yaklaşmaya başladı. Çeneleri çok güçlü ve inatçı hayvanlar olan sırtlanlar hemen her defasında leoparın elinden avını alabilirler. Tabi eğer leopar avını ağaca çıkarıp saklamamışsa. Bu kez le-opar ve av yan yana yerde yatıyorlardı.

GEZİ

Bu sırtlan için uygun bir durum oluştu-ruyordu. Ama leopar iri cüssesi ile aya-ğa kalktığında sırtlanda bütün inatçılı-ğını göstermeye hazır olmasına rağmen işinin kolay olmadığını anladı. Kısa sü-ren ilk boğuşmanın galibi leopar oldu. Bunu izleyen ikinci boğuşmada sırtlan biraz daha uzağa kaçınca leopar inanıl-maz bir çeviklikle avını ağzına alıp bir kaç metre uzaktaki ağaca yöneldi ve avı ile birlikte üst dallara ulaşması sadece 3-4 saniye sürmüştü. İşte bu estetik ve çeviklik hayranlık ve korku’yu birlik-te hissettiriyordu bizlere. Bir kaç daki-ka önce bizi umursamadan yerde uza-nan leopar isterse neler yapabileceğini göstermişti bir kaç saniye içinde...

Bu leoparı izlediğimiz günler boyunca ondan doğaya uyumlu olmanın, sabret-menin, dirensabret-menin, elindeki ile yetin-menin, estetik ve başarılı olmanın der-sini aldım. Bu oldukça kolay alınmış bir dersti aslında. Oysa genellikle tersi ol-muyor mu?

Doğayı bize ağır ve geri dönüşsüz dersler vermeye zorluyoruz. Sürekli ve sadece tüketmenin bizi götürdüğü nok-tayı hep gözden kaçırıyoruz. Bu dersi almanın bedeli gitgide ağırlaşıyor. Hay-vanlar ve biz doğanın eşit ve ayrılmaz parçalarıyız. Bu parçalardan birinin varlığı diğerinin yok oluşuna mal ola-cak olursa geriye pek bir şey kalmaya-cağının uyarılarını doğa çoktan verme-ye başladı...

Singita’da araziye verilen önem ve ya-pılan çalışmalar hayli ilginç. Arazideki yollar ağır hayvanların olması

nedeniy-le erozyona uğruyor ve onarım çok para gerektiriyor. Ayrıca drenaj için, yani yol kenarlarındaki su kanalları için sürek-li harcamalar yapıyorlar. Bunların ya-nında her dört yılda bir döngüsel ola-rak yağmurlardan önce yer yer arazi-ler yararsız otların yakılmasıyla yenile-niyor. Ağaçlar özel bir teknikle ve yük-sek güvenlik önlemleri altında yakıl-madan korunuyor. Yaptıkları araştırma-lar sonucunda hızlı büyüyen otaraştırma-ların lez-zetsiz ve yararsız olduğunu öğrenmiş-ler. Yararlı ve lezzetli otlar yavaş geliş-tikleri için bu otların dibinde kalıyor. Hızlı büyüyen otların güvenli bir şekil-de yakılması ile hayvanların kısa otlar arasındaki yararlı bitkilerden de fayda-lanabilmesi amaçlanıyor. Singita ara-zisinde bize hizmet veren iz sürücüler yerel Shangan halkı. Küçüklükten beri buradalar ve onların eğitimleri çocuk-luktan başlıyor. Onlarınki eğitim ge-rektiren bir işten çok, bir sanat. Kültü-rel bir gelişim süreçleri var. Bir iz sü-rücü ayak izlerini iyi tanır. Sürekli din-ler, çime bakar, kırılan dallara bakar ve daha birçok bilgi ve deneyimiyle hay-vanları bulur. Bu nedenle Afrika’da “iyi bir iz sürücü hayvanın kendisi olur ve onu bulur” diyorlar. Yol üzerinde rast-ladığımız fillerin devirdiği ağaçlar için iz sürücümüzün anlattıkları hayli ilginç. “Eğer bir ağaç bir fil tarafından devril-miş ise bunun onun için ve doğa için an-lamı vardır. Erkek bir fil başka bir erkek file gözdağı vermek için ve dişi bir fili etkilemek için yapıyordur. Doğa ise onu küçük böceklerle özümler, toprak

onun-la can kazanır, ve verim alır. İşte bu ne-denle filler ağaçları yolun üstüne bile devirseler asla dokunmuyoruz. Araçlar ağacın çevresinden dolaşıyorlar.”

Singita, Lebombo ve safari

Lebombo safari kampı, Mozambik sı-nırına çok yakın bir bölgede ve Kru-ger National Park’a sınır. KruKru-ger Na-tional Park’dan kampı, Sand nehri ayı-rıyor. Yani iki bölge arasıda doğal bir sı-nır var.

Singita’da safari boyunca, sabahları saat 04:00’de kalkılıyor, akşamları da tabii ki erken yatılıyor. Sabah gün do-ğarken başlayıp akşam yemeği saatin-de sona eren safariler gerçekten yorucu. Safariye üstü açık bir Land Rover’la çıkıyoruz. Sabahları Afrika rüzgarı ina-nılmaz soğuk esiyor. Bu nedenle çok sıkı giyinmekte fayda var. Aslında araç-ta daima bataraç-taniyeler bulunuyor yani endişeye gerek yok.

Sabah saat 04:00’de çıkılan safariden saat 08:00 sularında kampa dönülüyor. Mükellef bir kahvaltı bekliyor misafir-leri. Günün ikinci safarisine öğleden sonra da saat 16.00 gibi çıkılıyor. Sa-fariye çıkışımız öncesinde ranger’ımız ormanda ne içmek istediğimizi soruyor. Bu önemli. Çünkü siz akşam üstü Af-rika savanlarında güneş batarken mola verip vahşi hayvanlarla birlikte gün ba-tımını izleyeceksiniz üstelik en sevdiği-niz içkileri yudumlarken.

Bu inanılması güç olay çok uzun sür-meyecek ya da çok keyifli olduğundan size öyle gelecek bu molanın ardından yola koyulmadan önce yine sıkı

giyin-GEZİ

melisiniz.

Akşam üstü saat 16:00 gibi çıkılan sa-fariden saat 20:00’de kampa döndüğü-nüzde barda Afrika’ya özgü yiyecek-lerle yine içkiler karşılayacak sizi.

Ayrıca Singita’da akşam yemekleri bir şölen gibi. Sıcak tatlılar, salatalar, yerel şaraplar, biralar ve tabii ki yerel dansçılar kamptaki her geceyi bir parti-ye çeviriyorlar.

Bunlar anlatılırken inanılası gelmeye-bilir. İnanmak için sadece ve sadece ya-şamak gerekir.

Bir safari keyfinin öyküsü

Lebombo’da kaldığınız zaman bo-yunca sabahları oldukça erken saatler-de kalktığımızı söyledim ama bunun ne büyük bir keyif olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Sabah 04.00 gibi kalkıp, sabahın o dingin serinliğinde, dumanları tüten kahvenizi peksimet ya da kurabiye eş-liğinde yudumlamak sonra da kendini-zi vahşi doğanın koynuna bırakmak in-sanın hayatı boyunca kaç kere başına gelebilir ki? Afrika’nın o büyülü gü-neşinin doğuşunu izleyerek başlayacak olan safari yaklaşık dört saat sürüyor. Günün ilk ışıkları doğmadan tüm hay-vanların uyanık olduklarını görüyoruz. Özellikle bu saatler büyük kedileri gö-rebilmek açısından ideal. Çünkü on-lar sabah ve akşam saatleri dışında ge-nelde vakitlerini uyuyarak geçiriyorlar. Onların yanına yaklaşıyoruz araçla ama bizi hiç umursamıyorlar. Bir aslan başı-nı hafifçe kaldırıyor ve sonra önemsiz

bir şey görmüşcesine çeviriyor. Uçarca-sına koşan impalalar, belki bir ağaç da-lında avını kollayan leopar burada asla ürkütücü gelmiyor.

Ranger’lar gördükleri tüm hayvanlar hakkında bizi bilgilendiriyorlar. Be-nim gibi meraklıysanız, onlardan her-kesin adını bildiği bu hayvanların çok özel huylarını, sırlarını öğrenebilirsiniz. Safari sorasında, nemlenen havanın etkisiyle Afrika’nın toprak kokusunu duyarak ormanın daha vahşi bir yüzü-nü görüyor, hissediyoruz. Eğer benim gibi şanslıysanız avlanan bir aslan aile-sini bir kaç metre mesafeden uzun süre izlemeniz bile mümkün. Saat 20:00’de lodge’a döndüğünüzde barda Afrika’ya özgü aperatifler alırken o gün safariye çıkan diğer insanlarla sohbet ederek on-larla karşılıklı gün içinde gördüklerinizi paylaşabilirsiniz.

Foto-Safari yapmak isteyenler:

Vahşi yaşam fotografçısı Suha Der-bent kişiye özel foto-safariler düzenli-yor. Suha Derbentile bir foto-safari hak-kında detaylı bilgi için info@suhader-bent.com adresine yazabilirsiniz.

Singita hakkında bilgiler :

Rezervasyon için : http://www.singi-ta.com

Son iki yıldır dünyanın en iyisi seçi-len Singita’da seçkin Güney Afrika raplarından oluşan 5000 şişelik bir şa-rap mahzeni de var.

ULAŞIM

Havayolu ile;

•İstanbul-Johannesburg Emirates Havayolla -rı ile yapılıyor.

•Emirates Tel. 0 212 334 88 08

•Johannesburg Uluslararası Havalimanın -dan Singita’ya günlük tarifeli uçuşlar bulu -nur. Orada Singita rangerları tarafından kar -şılanırsınız.

•İsteğe bağlı özel uçak seferleri vardır. •İsteğe bağlı helikopter transferleri vardır.

Özel otomobil ile;

•Ulusal yollardan 500 km uzaklıktaki Johannesburg’dan 6 saatlik kolay bir sürüş ile.

NE GETİRMELİ

•Tümüyle resmiyetten uzak giyinin. Do-ğal renkler tavsiye ediliyor.(Herşeyiyle safari kıyafetleri Singita’da ki mağazada bulunuyor.)

•Kış ve gece için sıcak tutan kıyafetler. •Rahat yürüyüş ayakkabıları.

•Mayo-her lodge’un filtreli sıcak havuzu bulunmaktadır.

•Dürbün ve Kamera.

Anti-sıtma tabletlerinin alınması gerekli-dir.

Tarifeye dahil hizmetler :

•Ranger,tracker hizmetleri

•Gündüz ve gece üstü açık Landrover ile safariler.

•Doğal yürüyüş safarileri •Lüks konaklama

•Kahvaltı,öğle yemeği, ’boma’ ak-şam yemeği,çaylar ve kahveler •Geceleri Land Rover safarilerinde günbatımı eşliğinde içecek ve atıştır -malar.

Çölde demokratik bir millet