• Sonuç bulunamadı

2.3. Kadın İstihdamı Bağlamında Kadın Girişimciliği

2.3.4. Kadın Girişimciliğinin Yaygınlaşma Nedenleri

Kadınlar iş hayatına farklı şekillerde katılabilir. Bunun yanı sıra gerek Türkiye’de gerekse tüm dünya ülkelerinde cinsiyet-rol stereotiplerinin de etkisiyle kadınların iş hayatına katılımları belli mesleklerde daha fazladır. Kadınlar daha çok hemşirelik, öğretmenlik, sekreterlik gibi mesleklerde yoğunlaşırken doktorluk, mühendislik, yöneticilik gibi mesleklerde daha çok erkek mesleği olarak kabul edilmiştir. Kadınların erkek mesleği olarak görülen mesleklerde yoğun olarak görülmemesinin en önemli nedenlerinden biri bazı mesleklere girişlerin kadınlara kapalı olmasıdır. Örnek olarak, müfettişlik mesleği, Türkiye’de kadınların çok az sayıda katıldığı bir meslektir. Bunun yanında, kadınların bazı mesleklere girmesi erkeklere göre daha yenidir. Örnek olarak, yöneticilik alanında kadınlar son yıllarda yer almaya

başlamıştır. Kadınların daha çok ilk kademelerden yöneticilik mesleğine girdikleri göz önüne alınırsa, üst düzeydeki yöneticilik kademelerinde kadınların düşük katılımda olması şaşırtıcı olmayacaktır (Güney, 2008: 244-245).

Kadınların bazı meslek gruplarında daha az yoğunlukta olmasının bir diğer sebebi ise Türkiye’de sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin, çocuk okutma tercihlerini erkek çocuklardan tarafa kullanmaları gösterilebilir. Kadınlar yeterli eğitimi alamadıkları için bazı prestijli mesleklerde sınırlı sayıda temsil edilmiştir. Bunun yanı sıra son yıllarda Türkiye’de sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan ailelerin çocuk okutma tercihlerini erkek çocuklardan tarafa kullanma eğilimleri değişmektedir (Güney, 2008: 244-245).

Kadınların girişimcilik mesleğine yönelmesinin çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenler erkek girişimcilerin tercih nedenleriyle benzerlik göstermektedir. Günümüzde çok sayıda kadın kendi işinin patronu olma, bağımsız çalışma isteği, risk almaya yatkınlık, yenilik ve değişiklik arzusunu tatmin etme gibi sebeplerden dolayı girişimcilik mesleğini, bir anlamda diğer mesleklere oranla daha fazla tercih etmeye başlamışlardır (Güney, 2008: 244-245).

Kadın girişimciliği konusunda yapılan çalışmaların birçoğunun ortak noktası kadınları iş hayatında birer girişimci olmaya iten esas faktörün “ekonomik unsurlar” olduğu yönündedir. Ekstra bir gelir elde etmek gibi ekonomik faktörlerin harekete geçiriciliği yanında, ekonomik açıdan bağımsız olma isteği, kişisel ve ailevi sorumlulukları dengeleyebileceklerini çevrelerine gösterme güdüsü ve esneklik kadın girişimciliğini tetikleyen etmenler arasında sayılabilir (Levent vd., 2003: 1135; Orhan ve Scott, 2001: 233).

Sosyo-kültürel yapıda yaşanan değişim sonucu öğrenim düzeyi artan kadınlar daha fazla sayıda işgücüne katılmaktadır. Şirketlerin, orta yönetim kadrolarında çalışan kadınlar ise çalıştıkları işletmelerin personel azaltma politikaları nedeniyle kendi işlerini kurarak kendi kendilerinin patronu olmaktadır. Her geçen gün başarılı kadın girişimci sayısında yaşanan artışlar neticesinde kadınların kendilerine rol modeli alabilecekleri kadın girişimcilerin sayısı da artmaktadır. Kadınların sadece cinsiyetleri nedeniyle işlerinde daha üst kademelere çıkmalarını engelleyen “cam tavan” nedeniyle işlerinde yükselme imkânı kalmayan kadınlar, potansiyellerini ortaya koyarak, kendilerini gerçekleştirmek ve başarılarını kanıtlamak için kendi işletmelerini kurmaktadır. Kadınları girişimci olmaya iten bir diğer neden ise hükümetler tarafından kadınların

yerel ekonomiyi kalkındırmada önemli bir aktör olarak görülmesi politikasıdır. Bu politikada özellikle yerel aktörler içerisinde yer alan potansiyel kadın girişimcilerin yönlendirilmesi, teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi öngörülmektedir. Böylece özellikle kırsal alanda ekonomik faaliyetlerde yeterince yer alamayan kadınların mikro finansman yöntemi ile gelir elde etmelerinin sağlanması amaçlanmıştır. Çünkü iş hayatında erkeklere göre kadınların yeterli öz sermayeye sahip olmadığı veya başlangıç için gerekli finansmana ulaşamadığı bir gerçektir (Tamer, 2013: 653).

Bunların yanında, bağımsızlık isteği, kendini gerçekleştirme isteği, kendi işinin patronu olma, aile ve iş sorumluluğu arasındaki dengeyi kurma isteği ise kadınları iş yaşamına “çeken“ faktörler arasında yer almaktadır. ABD’ de yapılan çalışmalarda kendi hesabına çalışan kadın girişimcilerin iş kurma nedenleri arasında bağımsızlık isteği, kararları kontrol edebilme isteği gibi çekme faktörlerinin geçerli olduğu belirlenmiştir. Bu çerçevede kadınlar, genel olarak girişimsel amaçları yönünde iş kurmakta, yalnızca çok az sayıda kadın ücretli çalışmada yaşanan cinsiyete bağlı ayrımcılık nedeniyle iş kurduğunu belirtmektedir (Hughes, 2003: 435-36).

Literatürde kadın girişimciler ile ilgili yapılan çalışmalarda hala eksiklikler bulunmasına rağmen, son yıllarda kadın girişimciliği konusuna olan ilgide artış olduğunu söyleyebiliriz. Kadın girişimcilerin bilhassa ekonomiye olan katkılarının artması ve kadınların kurduğu işletmelerin sayısının çoğalması sonucu konuya duyulan ilgiyi de artırmıştır.

Özetle, kadınlara ait girişimlerin giderek artması farklı nedenlerle açıklanabilir. Birinci olarak, sosyo-kültürel altyapıdaki değişim sonucu günümüzde çok sayıda kadının iş hayatına atılması ve kadınların eğitim seviyelerinin yükselmesi diyebiliriz. İkinci olarak, yönetim kadrolarında çalışan kadınların çalıştıkları şirketlerde personel azaltma politikası izlenmesi endişesi olması ve bir gün işten çıkarılabilecekleri düşüncesi nedeniyle kendi kendilerinin patronu olmayı istemeleri gösterilebilir. Üçüncü olarak ise başarılı kadın girişimcilerin giderek artması nedeniyle rol modellerinin çoğalması olarak gösterilebilir. Son olarak da, birçok işletmede “cam tavan” olarak bilinen kadınların işyerlerinde ancak belli bir yere kadar yükselebilecekleri düşüncesinin olması yani kısacası iş dünyasında hala erkeklerin egemenliği bulunmaktadır.