• Sonuç bulunamadı

3.5. Kadın Girişimci Olmak

3.5.1. Kadın Girişimcilerin Yaşadıkları Sorunlar

3.5.1.2. Ev İşleri ve Çocuk Bakımı

Ülkemizde cinsiyete dayalı işbölümü halen geleneksel özelliklerini sürdürmektedir. Erkeğin görevi evin geçimini sağlamak olarak görülürken, kadın ev içi yükümlülüklerden sorumlu tutulmaktadır. Kadının iş hayatına katılması da beklenenin aksine bu işbölümünde köklü bir değişiklik yapmamış aksine kadının çifte sorumluluk alarak işbölümünü devam ettirmesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Kadın ancak evdeki sorumlulukları yerine getirmesi şartıyla çalışma hayatına katılabilmektedir. Bu durum kadınların verili cinsiyet rollerini fazlasıyla benimsemiş olduklarını göstermektedir. Kadınlar ev içi sorumlulukları ve çocuk bakımını doğal görevleri olarak kabul ettikleri için kaçınılmaz olarak çifte sorumluluk almaktadır.

Bu bağlamda araştırmaya katılan kadın girişimcilerin beşi ev işlerini kendisi yaparken, üçü ev işleri için yardımcı aldığını, bir kişi annesinin ev işlerini üstlendiğini, ikisi ise ev işlerinde eşinin kendisine yardımcı olduğunu belirtmiştir.

Dolayısıyla görüşülen kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun ev işlerini kendilerinin üstlendiği söylenebilir, yine görüşülen kadın girişimcilerin önemli bir bölümü hem çalışma hayatının hem de ev işlerinin aksamadan yürümesi için yardımcı hizmet veren kadınlara başvurmaktadırlar.

(Katılımcı 1)“Destek görüyorum tabi ev işlerini yapan yardımcım var. Eve geldiğimde de en azından ev işi yapmadığım için çocuklarla ilgilenebiliyorum.”

(Katılımcı 3)“Tabii ki mecburen her gün gelen bir arkadaşımız var. Eşim yardımcı olmuyor zaten öyle bir büyüme şekli de yok eşim kendi çorabını bile alamıyor...”

(Katılımcı 7)“Alıyorum hafta sonları bir yardımcım gelip bize çeki düzen veriyor. Onun haricinde yemek ve çamaşır zaten her zaman ki gibi bende…”

Ev işlerini yapmada eşiyle iş bölümü yaparak hallettiklerini söyleyen kadın girişimcilerin sayısının ise az olduğu görülmektedir.

(Katılımcı 6)“Eve yardımcı almıyorum ev işlerini kendim yapıyorum ama eşim de bana elinden geldiği kadar yardımcı oluyor. Başka kimseden yardım almıyorum.”

(Katılımcı 10)“Ben o kadar sorun yaşamıyorum eşim de emekli olduğu için sağ olsun destek veriyor. Eşimin evde yardımı oluyor. O yardımcı olmazsa zor olur hem işte çalış, akşamda ev işleri zor oluyor ama eşim destek veriyor.”

Çocukların bakımı yine toplumda kadınların yapması beklenen birincil görevleri arasında yer almaktadır. Toplum tarafından kadınların öncelikli görevi anne olarak görülmektedir ve bu görevin aksatılması hoş karşılanmamaktadır. Birçok kadın bu görüş sebebiyle çalışmamakta, çalışmasına ara vermekte ya da her iki sorumluluğu da birlikte yürütmeye çalışmaktadır.

Görüşülen kadın girişimcilere çocukların bakımını nasıl sağladıkları sorulduğunda ikisi çocukları küçükken çalışmadığını belirtmiştir. Diğer taraftan beşi çocuklarının bakımını aileden birileri tarafından üstlenildiğini, biri bakıcıdan yardım aldığını ve biri de çocuklarına kendisinin baktığını ifade etmiştir. Bu arada sadece birinin çocuklarının bakımı konusunda önce aileden destek aldığı daha sonrasında ise kreşe gönderdiğini ifade etmesi dikkat çekicidir:

(Katılımcı 2)“Tabi çocuğuma ilk başlarda annem iki üç yıl baktı. Ondan sonra kreşe verdim zaten.”

Görüşülen kadın girişimcilerin büyük çoğunluğunun çocukların bakımı konusunda aile bağlarının ve geleneksel sosyal bağların hala varlığını büyük oranda devam ettirdiğini göstermektedir. Çalışma hayatında olan kadınların büyük çoğunluğu işe giderken çocuklarını kreş, yuva, anaokulu gibi formel eğitim kurumlarına bırakmak yerine babaanne, anneanne gibi ailenin çalışmayan kadınlarından destek almaktadır:

(Katılımcı 8)“Kızım doğduğundan itibaren zaten annem hep başımızdaydı. Ben çalışırken kızıma annem bakıyordu. Her zaman annem ve babam benim kızımı büyütmede en büyük destekçilerim oldular. Allah onları başımızdan eksik etmesin.”

(Katılımcı 7)“Kızıma arada babaannemiz bakıyor ondan biraz destek alıyoruz, paylaşıyoruz.”

(Katılımcı 4)“Annem sağ olsun çocuğuma baktığı için benim de içim rahat oluyor.”

(Katılımcı 3)“Özellikle küçük kızımda yardım aldım çünkü büyük kızıma yedi yaşına kadar ben baktım o zaman çalışmıyordum birlikteydik yani. Küçük kızıma ise babaannesi de baktı anneannesi de baktı ben yanında çok olamadım...”

Görüşme yapılan bir kadın girişimciye çocuklarının bakımını kimin üstlendiği sorulduğunda çalıştığı için bir taraftan evin ekonomik yükünü taşırken diğer taraftan da çocuklarıyla yeteri kadar ilgilenemediğini düşündüğü için vicdani olarak rahatsızlık duymaktadır:

(Katılımcı 6)“ Küçük kızım şu anda dokuz yaşında iki yaşından beri benimle birlikte dükkânlarda büyüdü evde de yardımcım yok. Onların çocukluklarını gençliklerini ellerinden almış gibi hissediyorum bir taraftan da onların ilerdeki hayatını daha kolaylaştırabilmek adına bu işe başvurduğumu düşününce bir nebze olsun rahatlıyorum ama vicdanımın bir tarafı gerçekten kanıyor hele küçük kızım için çok üzülüyorum.”

Görüşme yapılan bir diğer kadın girişimci ise çocuklarının bakımını kimin üstlendiği sorulduğunda alınan yanıt dikkat çekicidir.

(Katılımcı 5)“Çocuklarımın küçük olduğu dönemlerde ben çalışmadım özellikle evde geçirdim o dönemi evde el işleri yapıp satarak geçimimi sağladım. Çocuklar çok başıboş kalmasın ihmal edilmesin istedim. Bir de eşimden ayrıldıktan sonra ailemin yanında yaşamaya başladım evde yaşlılarım vardı dışarda çalışma imkânım yoktu.”

Bu verilere bakarak, girişimci kadınların büyük bir çoğunluğunun ev işi veya çocuk bakımı gibi konularda destek aldığı görülmektedir. Bu durumun nedeni olarak, kadın girişimcilerin vakitlerinin önemli bir kısmını iş yerinde geçirmeleri ve iş yorgunluğu gösterilebilir. Bekâr olan veya boşanmış olan kadınlar ev işlerinde büyük oranda ailelerinden destek almakta, evli olanlar ise temizlikçilerden destek almaktadır. Çocuk sahibi olanlar bakıcı desteği almaktadır; ancak çocuk sahibi olup çocuk bakımı konusunda bakıcı yerine aile desteği almaktadır. Bunun temel nedeni olarak kadın girişimciler, çocuk bakımı konusunda aileye daha fazla güven duymalarını ve nitelikli bakıcıların yüksek ücret talep etmeleri gösterilebilir.

Ev ve bakım işlerinin kadınlar arasındaki yeniden dağılımı dikkat çeken diğer bir olgudur. Ücretli ev işçiliği ve bakıcılığı kapsayan kadınlar arası işbölümü her geçen gün daha görünür hale gelmektedir. Artık daha çok sayıda kadın çocuğu olduğunda işinden ayrılmamakta ve çalışmaya devam etmektedir. Ancak bu, cinsiyetler arası işbölümündeki değişikliklerden değil bakım işlerinin kadınlar arasında yeniden dağılımından kaynaklanmaktadır. Ev ve bakım işleri; arkadaşlar, komşular, varsa yakın akrabalar ve ücretli bakıcılardan oluşan bir kadınlar ağı içinde bölüşülmektedir. Bu kadınların sunduğu işgücü, ilk gruptaki çalışan kadınların kendi “yükümlülükleri” olan bakım ve ev işlerini ücret karşılığı başka kadınlara devretmelerini mümkün kılmaktadır. Bu yeniden üretim alanındaki ataerkil işbölümü kadınlar arası yeni eşitsizlik biçimleri doğurmaktadır. Ancak bu eşitsizliğin sebebi işgücü piyasasında ayakta kalabilmek için bakıcı kadınların ücretli emeğine başvuran orta sınıf kadınlar değil, iki kadın grubunu karşı karşıya getiren ataerkil kapitalizmdir (Çulcu, 2009: 90-91).