• Sonuç bulunamadı

XX. yüzyılın baĢlarında bölgenin asayiĢini tehdit eden bir diğer mesele de kaçakçılıktı. Ege sahillerinin uzun bir kıyı Ģeridine sahip olması ve bu kıyı Ģeridinin denetimden yoksun oluĢu, bölgede kaçakçılığın çok rahat bir Ģekilde yapılmasına olanak sağlıyordu. Özellikle si- lah ve barut kaçakçılığı baĢta vilayet merkezi olmak üzere sahile kıyısı olan Aydın ve Mente- Ģe Sancaklarının da güvenliğini tehdit ediyordu799

.

Silah ve barut kaçakçılığı daha çok Sakız, Sisam ve Meis gibi adalardan Rumların yo- ğun olarak yaĢadıkları Ege kıyılarına doğru yapılıyordu. Bu hususta Etnik-i Eterya Cemiyeti Rumları kıĢkırtıyor ve baĢta tüfek olmak üzere rovelver ve tabanca gibi kullanılması yasak olan silahlar ile barut ve dinamit gibi bomba yapımında kullanılan maddelerin Anadolu içleri- ne ulaĢtırılmasını teĢvik ediyordu. Rum köylerinde bulunan kilise ve manastırlar da bu nokta- da Rum kaçakçılarına büyük destek vermekteydi800

.

Silah kaçakçılığının en fazla yapıldığı yerler arasında Söke sahilleri de vardı. Çünkü burası Sisam Adası‟na oldukça yakın bir noktada bulunuyordu ve kaçakçılar genellikle gece karanlığından istifade ederek bu iĢi icra ediyorlardı801

. Adalardan getirdikleri silahlarla bölgede asayiĢi bozmayı hedefleyen Rumlar, kimi zaman güvenlik birimlerince yakalanarak

797

Söke ġS 276-2, 73/90, 3 Rebiülevvel 1341 (24 Ekim 1922) 798 Söke ġS 276-2, 75/90, 3 Rebiülevvel 1341 (24 Ekim 1922)

799 Sabri Yetkin, Ege‟de Eşkıyalar, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul 1997, s.60 800

BOA Y.PRK. MYD, 22/81, 2 TeĢrinisani 1315 (14 Kasım 1899) 801 BOA Y.PRK. ASK, 233/8, 14 Eylül 1321 (27 Eylül 1905)

- 164 -

çeĢitli cezalara çarptırılsa da802, genellikle takipten kurtulmak için tekrar adalara kaçıyorlardı.

Hükümet de bu durumu göz önünde bulundurarak Dikili, Ġzmir, Aydın, ÖdemiĢ, Muğla Mustahfız Taburlarıyla Megri (Fethiye) Bölüğü‟nü, Dikili‟den Fethiye‟ye kadar olan bütün sahili gözetlemesi için görevlendirmiĢti803

.

Hükümet kaçakçılığı önlemek için bir yandan emniyet kuvvetlerini harekete geçirirken diğer taraftan da gümrük kontrollerini sıklaĢtırmıĢtır. Nitekim 9 Nisan 1912‟de çıkarılan bir yasayla, gümrüklerde el konulan kaçak silah ve diğer malları ihbar edenlere ödül verilmesi uygulamasını baĢlatmıĢtı. Uygulamaya göre ihbar edene ödül olarak, ihbar ettiği malların de- ğerinin %20‟si oranında ödül verilecekti804. Bu düzenlemenin yapılmasından birkaç yıl sonra

Milas‟ta bir Rum‟a ait hanede barut bulunduğuna dair yapılan Ģikâyet805, uygulamanın bir

nebze de olsa iĢe yaradığını göstermesi açısından önemlidir.

Bu tür düzenlemelerin yanında, mülkî ve askerî makamlar tarafından alınan bazı önlemler vasıtasıyla sahil bölgelerinin korunmasına çalıĢıldıysa da istenilen sonuç alınama- mıĢtır806. Zira ilerleyen yıllarda silah kaçakçılığının bölgede devam ettiği görülecektir.

Örneğin Söke Kazası‟nda, bu tür faaliyetlere Milli Mücadele yıllarında da rastlanmıĢtır 807

. Bölgede kaçakçılığı yapılan diğer bir meta da tütündü. Tütün kaçakçılığı genellikle tü- tün üreticilerinin elde ettikleri ürünleri Reji idaresi yerine el altından bu iĢle uğraĢanlara sat- ması Ģeklinde oluyordu. Tütün üreticilerini kaçak tütün satmaya iten en önemli etken Reji‟nin uyguladığı düĢük fiyat politikasıydı. Reji, üreticinin elindeki tütünü ucuza almak için her yolu deniyordu. Bu durumda üretici de, tütünü Reji‟den daha yüksek fiyat veren kaçakçılara satı- yordu. Öyle ki, XIX. yüzyılın sonunda Osmanlı Devleti‟nde Reji‟nin toplam satıĢı 8 milyon kiloda kalırken kaçak tütün satıĢı 10 milyon kiloya ulaĢmıĢtı. 1896 yılında sadece Ġzmir‟de sigara içen nüfusun %69‟u kaçak tütün kullanıyordu808. Aydın ve MenteĢe sancakları da tütün

kaçakçılığının görüldüğü yerlerin baĢında geliyordu. Özellikle Söke ve Milas kazaları, bu hususta diğer kazalara göre biraz daha öne çıkmıĢtı809

.

Reji‟nin halka kalitesiz ürün sunması da tütünün kaçak yollarla alınıp satılmasına ne- den oluyordu. Halk, Reji‟nin sattığı kalitesiz tütünü almak yerine, kaçakçıların sattığı daha ka-

802

Söke ġS 249, 183/(yok), 8 Muharrem 1325 (11 ġubat 1908)

803 Engin Berber, “Ġkinci MeĢrutiyet Döneminde Aydın Vilayeti‟nde Ġç Güvenlik Sorunu”, Askeri Tarih Bülteni, S.28, ġubat 1990, s.81

804 Düstur, Tertip II, C.IV, s.450

805 BOA DH. EUM. 3. ġb, 4/42, 12 Mart 1331 (25 Mart 1915) 806

Berber, a.g.m., s.82

807 Söke ġS 256, 110/12, 1332 (1914); Söke ġS 92/233, 1337 (1919)

808 Oktay Gökdemir, Aydın Vilayeti‟nde Tütün Rejisi, BasılmamıĢ Doktora Tezi, Dokuz Eylül Ün. Atatürk Ġlk. ve Ġnk. Tar. Ens., Ġzmir 1994, s.88-89

- 165 -

litelisini tercih ediyordu. Bu Ģekilde tütün satın alanlar tespit edildiğinde ise Reji Nizamname- si‟nin 51. maddesi uyarınca çeĢitli cezalara çarptırılıyordu. Tütün kaçakçılığını genellikle Rumlar yapıyordu ve bununla ilgili sadece Söke Kazası‟nda onlarca örnek mevcuttu. Örneğin, Rum Mahallesi‟nden olup elinde 100 gram kaçak tütün bulunduran Dimitri Kolara, nizamna- menin ilgili maddesi uyarınca mahkemeye sevk edilmiĢti810. Kaçak tütün kullananların

yanında satanlar da tespit edilince cezalandırılıyordu. Yine Rum Mahallesi‟nden Sarando oğlu Hıristo‟ya, bakkalında kaçak tütün sattığı için mahkeme tarafından iki lira para cezası ile verilmiĢti811

. Bu konuyla iliĢkilendirebileceğimiz bir baĢka husus da, tütünün kullanımı için gerekli sigara kâğıdının temini ile ilgili yaĢanan problemlerdir. Kaçak yollarla sigara kâğıdı temin edip satanlar da aynı Ģekilde mahkemeler tarafından yargılanıp gerekli cezalara çarptırılıyorlardı. Örneğin, Çine‟nin Karakollar Köyü‟nden Nikolaki‟ye, bakkalında bandrolsüz 220 adet sigara kâğıdı bulundurduğu için „Sigara Kâğıtları İstihlak Kanunu‟nun 7. maddesi uyarınca 4.400 kuruĢ para cezası verilmiĢti812

.

Görüldüğü gibi, XX. yüzyılın baĢlarında, Aydın ve MenteĢe sancaklarının kıyı Ģeri- dinde, gayr-i Müslimler tarafından silah ve barutun yanında ekonomik değeri yüksek olan tütün kaçakçılığı yapılmıĢ; hükümet de bu tür faaliyetlerin önlenmesi için bazı tedbirler almaya çalıĢmıĢtı. Ancak, olası bir takip durumunda kaçakçılar, güvenlik birimlerine yakalanmadan Ege Adalarına kaçtıkları için, alınan tedbirler, bu soruna kesin bir çözüm geti- rememiĢtir.