• Sonuç bulunamadı

2.3. Kaçınma

2.3.6 Kaçınmayla İlgili Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Ruiz-Ruano, López-Salmerón ve López (2020) tarafından yürütülen çalışmada akıllı telefon bağımlılığı ile yaşantısal kaçınma arasındaki ilişki incelenmiştir. Yaşları 16 ile 82 arasında değişen 828 kadın ve 348 erkek olmak üzere 1176 katılımcı çalışma grubunu oluşturmaktadır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi modellemek için Bayesci çıkarım analizi ve Bayes ağı modelleri kullanılmıştır. Sonuçlar yaşantısal kaçınma ve sosyal ağ kullanımının doğrudan akıllı telefon bağımlılığı ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Fahrenkamp, Darling, Ruzicka ve Sato (2019) tarafından yürütülen çalışmada yaşantısal kaçınmanın, yüksek seviyelerde yiyecek istekleri ile sorunlu yeme davranışları arasındaki ilişkiye aracılık eden olası bir mekanizma olup olmadığı incelenmiştir. Çalışma grubunu yaşları 18-23 arasında 133 kadın ve 41 erkek olmak üzere 174 geç ergen oluşturmaktadır. Yiyecek isteklerinin, duygusal yeme ile pozitif olarak ilişkili olduğu ve yaşantısal kaçınmanın aracılık etkisi olduğu tespit edilmiştir. Yaşantısal kaçınmanın aynı

71

zamanda daha fazla bilişsel kısıtlama ve daha fazla yemek isteği arasındaki ilişkiye önemli ölçüde aracılık ettiği görülmektedir.

Akbari ve Khanipour (2018) tarafından yürütülen çalışmada yaşantısal kaçınma, patalojik kaygı, belirisizliğe tahammülsüzlük, üstbilişsel inançlar ve duygusal şemalar arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma grubunu İran'daki Tahran Üniversitesi'nde öğrenim gören 557 öğrenci oluşturmuştur. Belirsizliğe tahammülsüzlüğün, üstbilişsel inançlar ve duygusal şemaların yaşantısal kaçınma yoluyla hem doğrudan hem de dolaylı olarak endişeyi yordadığı saptanmıştır.

Bong ve Kim (2017) tarafından yürütülen araştırmanın amacı yaşam stresi, depresyon ve akıllı telefon bağımlılığı arasındaki ilişkilerde yaşantısal kaçınmanın aracılık etkisini incelemektir. Çalışma grubunu Jeollanam-do'daki bir üniversitede birinci ve ikinci sınıflara devam eden 198 kadın ve 85 erkek olmak üzere 283 hemşirelik öğrencisi oluşturmaktadır Veriler tanımlayıcı istatistikler, Pearson korelasyon katsayısı, hiyerarşik regresyon analizi Sobel testi kullanılarak SPSS 21 ile analiz edildi. Yaşam stresi, depresyon, akıllı telefon bağımlılığı ve yaşantısal kaçınma arasında anlamlı pozitif korelasyonlar vardı. Hemşirelik öğrencilerinin yaşam stresi ve depresyon arasındaki ilişkiye yaşantısal kaçınma kısmen aracılık etmiştir. Ek olarak, yaşantısal kaçınmanın, yaşam stresi ile akıllı telefon bağımlılığı arasındaki ilişkiye kısmen aracılık ettiği görülmektedir.

Seong ve Hyun (2016) tarafından yürütülen çalışmada, lisans öğrencilerinin Sosyal Ağ Hizmetini kullanma güdüleriyle sosyal ağ bağımlılığı eğilimi arasındaki ilişkide yaşantısal kaçınmanın aracılık etkisi araştırılmaktadır. Çalışmada Kore'de en çok kullanılan sosyal medya ağlarından biri olduğu için Facebook'a odaklanılmıştır ve Facebook'u kullanmanın nedenleri iletişim, bilgi arama, eğlence, kendi kendine onay ve arkadaşlık olarak belirlenmiştir. Çalışma grubunu 103 erkek ve 176 kadın olmak üzere 279 lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Bulgulara bakıldığında, Facebook kullanımına yönelik tüm güdülerin sosyal ağ bağımlılığı eğilimi ile pozitif yönde ilişkili olduğu saptanmıştır. Yaşantısal kaçınma, sosyal medya bağımlılığı eğilimi ile de pozitif olarak ilişkilidir. Ayrıca eğlence ve arkadaşlık güdüsü dışında sosyal ağ bağımlılığı eğilimi ile sosyal ağ kullanım güdüsü arasındaki ilişkide yaşantısal kaçınmanın aracılık etkisinin anlamlı olduğu görülmektedir.

72

Biglan ve diğ. (2015) tarafından yürütülen çalışmada yaşantısal kaçınma, aile çatışması ve depresyon arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Çalışma boylamsal bulguları sunmaktadır. 6., 7. ve 8. sınıflardaki öğrenciler çalışma grubunu oluşturmaktadır. Araştırmanın bulgularına bakıldığında yaşantısal kaçınmanın depresyon ile ilişkili olduğunu ve yüksek çatışmalı ailelerde daha olası olduğunu göstermektedir. Kadın ergenlerin daha yüksek yaşantısal kaçınmaya sahip olduğu saptanmıştır.

Wilson, Wilhelm ve Hartmann (2014) tarafından yürütülen çalışmada, yaşantısal kaçınma beden dismorfik bozukluğu olan bireylerde ve sağlıklı kontrol gruplarında karşılaştırılmıştır. Çalışma grubunu tanı almış 23 ve herhangi bir tanı almamış 22 katılımcı oluşturmaktadır. Sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında, beden dismorfik bozukluğu olan bireyler, sağlıklı bireylere göre anlamlı derecede daha fazla yaşantısal kaçınma yaptıkları görülmektedir. Beden dismorfik bozukluğunun yaşantısal kaçınma, depresif belirtiler ve kaçınmacı baş etme stratejileri ile pozitif korelasyon gösterdiği saptanmıştır.

Venta, Hart ve Sharp (2013) tarafından yürütülen çalışmanın amacı ergenlerde aleksitimi, yaşantısal kaçınma ve duygu düzenlemede yaşanan zorluklar arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma grubunu yaşları 13-17 arasında değişen 38 (% 59.4) kadın ve 26 (% 40.6) erkek olmak üzere 64 ergen oluşmaktadır. Araştırma sonuçlarına bakıldığında aleksitimisi olan ergenlerin duygu düzenleme eksikliklerinin olduğu ve yaşantısal kaçınmalarının fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca yaşantısal kaçınma aleksitimi ile duygu düzenleme arasındaki ilişkiye aracılık ettiği saptanmıştır.

Levin ve diğ. (2012) tarafından yürütülen çalışmada, yaşantısal kaçınma ile alkol kullanım bozuklukları ve alkolle ilgili problemler arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışma grubunu 240 üniversite öğrencisi oluşturmuştur. Alkol kötüye kullanımı veya alkol bağımlılığı öyküsü olan öğrencilerin, alkol kullanım bozukluğu olmayan öğrencilere göre önemli ölçüde daha yüksek yaşantısal kaçınma düzeylerine sahip olduğu saptanmıştır. Hiyerarşik doğrusal regresyon analizi sonuçları, yaşantısal kaçınmanın cinsiyet ve psikolojik sıkıntı kontrol edildikten sonra bile alkolle ilgili sorunları önemli ölçüde öngördüğünü göstermektedir. Ayrıca, yaşantısal kaçınmanın, psikolojik sıkıntı ve alkolle ilgili problemlerle aracılık ettiği saptanmıştır.

73

Costa ve Pinto‐Gouveia (2011) tarafından yürütülen çalışmada, baş etme tarzları (akılcı başa çıkma, kaçınarak başa çıkma ve ayrık-duygusal başa çıkma) ve psikopatoloji (depresyon, anksiyete ve stres) arasındaki ilişkide aracı değişken olarak yaşantısal kaçınma araştırılmıştır. Çalışma grubunu Portekiz birinci basamak sağlık birimlerinden kronik ağrısı olan 70 (%64.8 kadın ve %33.2 erkek) katılımcı oluşturmaktadır. Çalışma sonuçlarına bakıldığında yaşantısal kaçınmanın, rasyonel başa çıkma ve bağımsız / duygusal başa çıkmanın depresyon ve stres üzerindeki etkilerine kısmen veya tamamen aracılık ettiğini görülmektedir.

74 BÖLÜM 3 3 YÖNTEM

Bu bölümde araştırma modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması, veri toplama araçları ve veri analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.