• Sonuç bulunamadı

İnternet Bağımlılığıyla İlgili Yapılan Yurt Dışı Araştırmalar

1.3 Araştırmanın Önemi

2.1.12 İnternet Bağımlılığıyla İlgili Yapılan Yurt Dışı Araştırmalar

Mo, Chan, Wang ve Lau (2020) tarafından yürütülen çalışmada çevrimiçi etkinliklere harcanan zaman, internet bağımlılığı, özgüven ve akademik özlemler arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışma grubunu Hong Kong'daki 859 Çinli ergen oluşturmaktadır. Yapısal eşitlik modellemesinden elde edilen sonuçlar, çevrimiçi

44

etkinliklere harcanan zamanın internet bağımlılığı ile pozitif bir ilişkiye sahip olduğunu ve bunun da benlik saygısı ve akademik özlemlerle olumsuz bir ilişkisi olduğunu göstermektedir. Bulgular, internet bağımlığının ergenlerin benlik saygısı ve akademik özlemler üzerinde önemli olumsuz sonuçları olduğunu göstermektedir.

Panagiotidi ve Overton (2018) tarafından yürütülen çalışmada yetişkin bir popülasyonda İnternet Bağımlılığı Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) belirtileri ile çevrimiçi etkinlikler arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma grubu yaşları 18 ile 70 arasında değişen 400 kişiden oluşmaktadır. Yüksek seviyelerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite semptomlarıyla internet bağımlılığı arasında orta düzeyde bir ilişki bulunmuştur. İnternet bağımlılığı puanlarının en iyi yordayıcıları, DEHB belirtileri, yaş, çevrimiçi oyun oynamak ve çevrimiçi olarak daha fazla zaman geçirmek olarak belirlenmiştir.

Zhang ve diğ. (2017) tarafından yürütülen çalışmada internet bağımlılığı ve uykuyla ilgili sorunlar arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Young’ın İnternet Bağımlılığı Testi Kısa Formu ve uyku ile ilgili bozukluklar bir öz bildirim anketi aracılığıyla belirlenmiştir. Katılımcıların% 21.2'sine İnternet bağımlılığı teşhisi kondu. İnternet bağımlılığı olanların% 26.7'si uyku ile ilgili zorluklar yaşadıklarını da bildirdiği rapor edilmiştir. Bu katılımcıların % 77.2'sinin tıbbi tedavi almaya açık oldukları rapor edilmiştir.

Younes ve diğ. (2016) tarafından yürütülen çalışmada internet bağımlılığı, uyku, depresyon, anksiyete, stres ve benlik saygısı arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Tıp fakültesi, diş hekimliği fakültesi ve eczacılık fakültesi olmak üzere üç fakültenin 600 öğrencisi çalışma grubunu oluşturmuştur. Ölçme aracı olarak Young İnternet Bağımlılığı Testi, Uykusuzluk Şiddet İndeksi, Depresyon Anksiyetesi Stres Ölçekleri ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. İnternet bağımlılığı ile uykusuzluk, stres, anksiyete, depresyon ve arasında pozitif anlamlı ilişkiler bulunmuştur. İnternet bağımlılığıyla benlik saygısı arasında negatif ilişkiler bulunmuştur.

Lim ve diğ. (2015) tarafından yürütülen çalışmada saldırganlık ve internet bağımlılığı arasındaki ilişkiyi incelemek ve internet bağımlılığının saldırganlığı veya saldırganlığın internet bağımlılığını yordadığı durumlarda anksiyete, depresyon ve dürtüselliğin aracılık etkilerini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma grubunu Güney Kore,

45

Seul'deki toplam 714 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Bulgulara bakıldığında saldırganlık ve internet bağımlılığı arasında, bir değişkenin diğeri tarafından yordanabileceği şekilde doğrusal bir ilişki saptanmıştır. Mevcut bulgular, internet bağımlısı olan ergenlerin normal ergenlere göre daha saldırgan eğilimlere sahip olduğunu göstermektedir.

Yan, Li ve Sui (2014) tarafından yürütülen çalışmada son dönemlerdeki stresli yaşam olayları, kişilik özellikleri, algılanan aile işlevleri ve internet bağımlılığı arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çalışma grubunu 892 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Sonuçlar, bağımlı olmayan kişilerle karşılaştırıldığında, şiddetli internet bağımlısı olan kişilerin (% 9.98) daha düşük aile işlevselliğine, daha düşük dışadönüklüğe, daha yüksek nevrotiklik ve psikotikliğe ve daha stresli yaşam olaylarına sahip olduğunu göstermiştir. Nevrotiklik, sağlık ve uyum sorunlarının, internet bağımlılığının potansiyel yordayıcıları olduğu saptanmıştır.

Rodgers, Melioli, Laconi, Bui ve Chabrol (2013) tarafından yürütülen çalışmada internet bağımlılığı semptomları, beden imajı saygısı, beden imajından kaçınma ve düzensiz yeme arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. %68’i kadın ve %32’si erkek olmak üzere 392 genç yetişkin çalışma grubunu oluşturmaktadır. Beden imajından kaçınmanın, her iki cinsiyette de internet bağımlılığı semptomlarıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Vücut kitle indeksinin, internet bağımlılığı semptomlarının ve beden imajından kaçınma kontrollerinin, kadınlar arasındaki yeme bozukluğunun önemli göstergesi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Hassanzadeh, Beydokhti, Rezaei ve Rahaei (2012) tarafından yürütülen çalışma, internet bağımlılığı, akademik başarı ve öğrencilerin kişilik özellikleri arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla tasarlanmıştır. Araştırma modeli ilişkisel bir yöntemle yürütülmüştür. Çalışma grubunu 800 öğrenci oluşturmaktadır. Veriler SPSS 16 yazılımı ile analiz edilmiştir. İnternet bağımlılığı ile nevrotiklik anlamlı pozitif, ancak internet bağımlılığı ile dışa dönüklük arasında önemli anlamlı negatif ilişki olduğu saptanmıştır. İnternet bağımlılığı ile deneyime açıklık arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır.

Jafari ve Fatehizade (2011) tarafından yürütülen araştırmanın amacı, üniversite öğrencileri arasında duygusal zekanın internet bağımlılığındaki yordayıcı rolünü incelemektir. Çalışma grubunu 36 kadın ve 35 erkek toplamda 71 öğrenci

46

oluşturmaktadır. Bulgulara bakıldığında internet bağımlılığı ile duygusal zeka arasında negatif korelasyon olduğu ve duygusal zekanın internet bağımlılığını yordadığı görülmektedir.

Frangos, Fragkos ve Kiohos (2010) tarafında yürütülen çalışmada yaşları 18-27 arasında değişen 1876 Yunan üniversite öğrencisinin internet bağımlılığı incelenmiştir. Erkeklerin internet bağımlılığının kadınlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. İnternet bağımlısı öğrenciler daha düşük akademik performansla ilişkilendirilmiştir. Çoklu lojistik regresyon analizi sonuçlarına bakıldığında, internet bağımlılığının önemli yordayıcılarının artan günlük internet kullanım saatlerini, sohbet odalarını, seks sayfalarını ve blogları ziyaret etme saatlerini, erkek cinsiyeti, boşanmış olma durumu, kötü akademik notların ve ev dışında internete erişme durumu olduğu görülmektedir.

Seo, Kang ve Yom (2009) tarafından yürütülen çalışmanın amacı, Koreli ortaokul öğrencilerinde İnternet bağımlılığı ve kişilerarası sorunların düzeylerini incelemektir. Çalışma grubunu 676 ortaokul öğrencisi oluşturmaktadır. Katılımcılar arasında 547'si (% 80.9) genel kullanıcı, 108'i (% 16) potansiyel risk kullanıcıları ve 21'i (% 3.1) yüksek riskli kullanıcı olarak belirlenmiştir. İnternet bağımlılığı ile kişilerarası sorunlar arasında anlamlı pozitif korelasyonlar saptanmıştır. İnternet bağımlılığı ile oyun oynamak için harcanan saatler arasında yüksek pozitif korelasyonlar saptanmıştır.

Chak ve Leung (2004) tarafından yürütülen keşifsel çalışma, utangaçlık ve denetim odağı, çevrimiçi deneyimler ve internet bağımlılığı üzerindeki kişilik değişkenlerinin potansiyel etkilerini incelemeye çalışılmıştır. Veriler, çevrimiçi ve çevrimdışı yöntemlerin bir kombinasyonu kullanılarak toplanmıştır. Çalışma grubunu 722 İnternet kullanıcısı oluşturmaktadır. Bulgulara bakıldığında bir kişinin internet bağımlısı olma eğilimi ne kadar yüksekse, o kadar utangaç olduğu ve dıştan denetimli olduğu görülmektedir. İnternet bağımlısı kişilerin, özellikle e-posta, sohbet odaları, haber grupları ve çevrimiçi oyunlar aracılığıyla çevrimiçi iletişim için hem haftada internete girilen gün sayısı hem de her oturumun uzunluğu açısından interneti yoğun ve sık kullandığı saptanmıştır.

Lee, Lee, Paik, Kim ve Shin (2001) tarafından yürütülen çalışmanın amacı, bağımlı olan ve olmayan Koreli ortaokul ve lise öğrencilerinde internet bağımlılığının yaygınlığını tahmin etmek ve demografik faktörleri, internet kullanma örüntülerini,

47

anksiyete özelliğini, depresyonu karşılaştırmaktır. Çalışma grubunu 1173 kişi oluşturmaktadır. Bu çalışmada internet bağımlılığı yaygınlığı %2.9 olarak bulunmuştur. Bağımlı grubun, bağımlı olmayan gruba göre daha yüksek düzeyde anksiyete, depresyona sahip olduğu ve düşük öz yeterlik gösterdiği görülmektedir. Bağımlı grubun, yalnız başına çok daha fazla boş zaman geçirdiği, daha yüksek hızlı internet hizmeti kullandığı ve bağımlı olmayan gruba göre internetin gerçek hayata etkisi hakkında olumsuz düşünceye sahip olduğu saptanmıştır.