• Sonuç bulunamadı

Kıyafet kelimesi, “birisinin peşinden gitme, çocuğun fiziksel özelliklerine bakarak nesebini tespit etme” anlamına gelmektedir. Bu tanıma göre giyim ve kuşam, hem insanın kişiliğini yansıtması hem de ait olduğu toplumu tanıtması bakımından önemli bir unsurdur.

Goiten’e göre insanların kıyafetleri, hangi dünyaya ait olup olmadığını, evlerinin büyüklüğü ise sosyo-ekonomik durumlarını en gerçekçi şekilde yansıtır. Goitein, bu anlayışının bir gereği olarak bu bölümde Ortaçağ Akdeniz insanının kılık-kıyafetlerini ele alarak dönemin sosyal yapısını gözler önüne sermiştir.

Ortaçağın genel yapısına baktığımızda din merkezli bir anlayışın var olduğunu görmekteyiz. Üç büyük dinin birbirleriyle olan ilişkileri ve mücadeleleri ile yaşayan Ortaçağ insanı da buna bağlı olarak kendini, mensup olduğu dine göre tanımlamıştır. Günümüzün millet anlayışı, o dönemin ümmet anlayışı ile

271

Goitein, aynı yer

272

açıklanmıştır. Bu yüzden dönemin insanları, hayatlarını dinlere göre yönlendirirken doğal olarak da kıyafetlerini bu doğrultuda seçmişlerdir.

Geniza Belgelerindeki insanlar da Ortaçağ Akdeniz dünyasının en önemli temsilcileridir. Bıraktıkları belgeler sayesinde onların giyim – kuşamları ile ilgili çok geniş bilgiler elde etmekteyiz. Özellikle bulundukları sosyal yapıyı, mesleklerini ve düşünce yapılarını, kıyafetlerine yansıtmışlardır.

Genel itibari ile Đslâmiyetten sonra; Arabistan’daki kıyafet biçimine, örtünme hariç dokunulmamıştır. Hz. Muhammed elbiselerin güzel ve temiz olmasına önem vermiş, dikkat çekici elbiselerin insanı kibire sevk edebileceğinden dolayı bu tür giysilerden kaçınılması gerektiğini tavsiye etmiştir273.

Hz. Muhammed’in ölümünden sonra Arabistan dışına yapılan fetih hareketleriyle, Đslâm toplumu farklı milletler ile karşılaşarak bu milletlerin kültürel yapısından etkilenmiştir274. Özellikle, bu etkileşimler, gösteriş arzusunu da beraberinde getirmiş ve bu gösteriş arzusu da Đslâm toplumunun kıyafetlerine yansımıştır275.

Goitein, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Đslâm dünyasında, Đslâmiyet’in ilk yıllarında Müslümanların Hz. Muhammed’i örnek alarak sade bir şekilde giyindiğini belirtmiş, daha sonradan bu sadeliğin yerini zenginliğin getirdiği güç ile gösterişli kıyafetlerin aldığını eklemiştir276.

Goitein böyle lüks bir yaşamın, hayatın dünyevi zevklerinden uzaklaşılmasını emreden bir din ile çeliştiğini ifade ettikten sonra bu durumun Đslâm hukukçuları tarafından şu şekilde açıklandığını belirtmiştir:

Eğer Allah, bir insana zenginlik vererek ona iyilik ihsan etmişse, o insan da bu iyiliklerin karşılığı olarak giyindiği kıyafetler ile Allah’a olan minnetini ifade etmiş olur. Bir nevi kendisine zenginlik bahşedilen kişi, giydiği kıyafetler ile bu zenginliğin, Allah tarafından verildiğini göstermektedir. Goitein’in bu tespitinden sonra Đslâmiyet’de giyim ve mobilyada aşırılığın yani “Đsrafın” günah olduğunu da eklemiştir277.

273

Arslantaş, Đslâm Toplumunda Yahudiler, s. 201

274

Arslantaş, aynı yer

275

Arslantaş, a.g.e., s. 202

276

Goitein, Daily life, s. 151

277

Goitein’in yukarıdaki tespiti, doğru olmakla beraber eksiktir. Çünkü Đslâm inancında bir insan ayrıca Allah tarafından kendisine verilen nimetlerin şükrünü, bu nimetleri paylaşarak yani ihtiyaç sahiplerine vererek de yapabilir.

Đslâm’ın kılık–kıyafete bakış açısını değerlendiren Goitein, Yahudilik inancında da elbise, mücevher ve mobilyada lüksün hoş karşılanmadığını belirttikten sonra278, bu bölümde kıyafetlerin çeşitlerinden çok bu kıyafetlerin sosyo – ekonomik yönlerini ele almıştır. Yine bu bölümde Geniza Belgelerinin en önemli materyalleri olan evlilik kontratlarından da sık sık yararlanmıştır.

Goitein, Ortaçağ Akdeniz dünyasında kıyafetin ekonomik rolünü açıklamadan önce, kıyafetlerin ne şekilde saklandığını ve yıkandığını açıklamıştır. Ortaçağ Akdeniz insanı bizim yaptığımız gibi kıyafetlerini asmamış, onları sandıklarda muhafaza etmiştir279. Elbiseleri asmak için kullanılan askılar, o dönemlerde elbiseleri tütsülemek ve güzel kokmalarını sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Fakat bu uygulama, daha çok zengin sınıfa mensup insanlar tarafından yapılmıştır. Orta sınıfa mensup insanlar ise kıyafetlerinin güzel kokması için elbiselerinin aralarına lavanta kesecikleri koymuşlardır280.

Kıyafetlerin yıkanma şekline gelince daha önceki bölümlerde de bahsettiğimiz üzere kıyafetler profesyonel kişiler tarafından sabun ile yıkanmış ve kolalanmıştır281. Goitein daha sonra kıyafetlerin ekonomik önemi üzerinde durmuştur. Yeni evlenen gelinlerin evlilik kontratlarında eşinin alması gerektiği kıyafetlerin yazılı olduğunu ve bu kıyafetlerin fiyatlarının kadınların ekonomik gücünü yansıttığını belirtmiştir282. Çünkü kıyafetler o dönemde nakit paraya çevrilebilen bir üründür. Şöyle ki; salgın hastalıkların ve siyasi boşlukların olduğu dönemlerde insanlar kıyafetlerini satmak durumunda kalmışlardır283. Nitekim Geniza Belgelerinde bu konu ile ilgili olarak sayısız örnekler yer almaktadır.

Gelinlerin sandıkları pahalı kıyafetlerden oluşmuştur ve gelinlerin zamanla ihtiyaç duydukları kıyafetler ise özellikle bahar ve güz bayramlarında eşleri

278

Goitein, aynı yer

279 Goitein, a.g.e., s. 183 280 Goitein, a.g.e., s. 182. 281 Goitein, a.g.e., s. 183 282 Goitein, a.g.e., s. 151 283 Goitein, a.g.e., s. 185

tarafından karşılanmıştır284. Pahalı pelerinler, kaftanlar ve başörtüleri gibi giysiler, gelinlerin çeyizlerinde yer almıştır. Bu durum ise iyi aile gelinlerinin bile kıyafet sayılarının neden kısıtlı olduğunu açıklar.

Genelde bu pahalı kıyafetlerin özel durumlarda kullanıldığını belirten Goitein, Yahudilerin cenazelerinde kullanılması için sandıklarında muhakkak kefenlerini bulundurduklarını belirtmiştir285. Mesela, Wuhsha adındaki başarılı bir iş kadını, ölüm yatağında, peşin olarak bıraktığı 50 dinar ile kendi cenaze töreni için şu kıyafet listesini sipariş etmiştir286:

1 Dabigi(Kaftan) 6 dinar

1 Mula’a (Şal) 6 dinar

1 Tâli (Başörtüsü) 2 dinar

1 Takke 6 dinar

1 Dabigi (Eşarp) 2 dinar

1 Peçe 2 dinar

1 Tustari kisâ (pelerin ve tabut) 6 -7 dinar

Bu liste bize özellikle Ortaçağ Yahudi kadınının kıyafet çeşitleri ve fiyatları hakkında oldukça gerçekçi bilgiler sunmuştur. Goitein, Đslâm toplumunda kıyafetlerin çok uluslu yapıya bağlı olarak kozmopolitik bir karakter taşıdığını ve kültürel açıdan Yahudilerin de Müslümanların kıyafetlerini giyebildiklerini de eklemiştir. Yine bu listeden Đslâm toplumunda Yahudi kadınlarının da Müslüman hemcinsleri gibi başlarını örttüklerini ve peçe kullandıklarını anlamaktayız. Nitekim Goitein, kıyafetlerinden dolayı Yahudi ve Müslüman kadınların zaman zaman karıştırıldığını belirtmiştir ki bu durum her iki dine mensup kadınların da başı örtülü ve kapalı olduklarını ortaya koyar. Burada diğer dikkat çeken husus ise cenaze eşyaları arasında mücevherin yer almamasıdır.

Sonuç olarak kıyafetlerin ekonomik önemi, Akdeniz evinin bütçesinin önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Sıradan bir aile için standart fiyatı 1 veya 1,5 dinar olan bir kaftanı alabilmek oldukça zordur. Bu yüzden bazı aileler bu türden kıyafetleri

284

Goitein, a.g.e., s. 188

285

Goitein, aynı yer

286

alamamışlardır. Bu ihtiyaçları hayır kurumları tarafından karşılanmıştır287. Özellikle yeni bir kıyafete sahip olmanın getirdiği sevincin herkes ile paylaşılması için ihtiyacı olan ailelere bayramlarda hayır kurumları tarafından kıyafetler bağışlanmıştır288.

Goitein, genellikle uzak ülkelerden ithal edilen kıyafetlerin geldikleri ülkelerin isimleri ile anıldığını belirtmiştir. Mesela, Bağdat pelerini, sadece kumaşı ile değil aynı zamanda şekliyle Đslâm dünyasında yaygın bir hale gelmiştir289. Yine Avrupa tarzı bornozlar ve kıyafetler de Geniza halkı tarafından kullanılmıştır. Hatta bu kıyafetler “Rümiyyas” olarak gelinlerin çeyizlerinde yer almıştır290.

Goitein, Geniza Mektuplarından örnekler vererek Yahudi toplumunda meslekler açısından kıyafetlerin ne şekilde tanımlandığını ve bu kıyafetlerin nasıl olduğunu anlatmıştır. Bunun dışında kıyafetlerin renkleri hakkında da önemli bilgiler veren Goitein, Geniza toplumunda en popüler rengin beyaz olduğunu belirttikten sonra Gayrimüslimlerin sokaklarda beyaz rengi giymeye cesaret edemediklerini, fakat 1172 yılına ait bir Yahudi doktorun yaşamını anlatan bir Geniza Belgesinde, bu doktorun beyaz türbana ve beyaz bir şala sahip olduğunu belirtmiştir291.

Goitein, Geniza belgelerinden yola çıkarak Fatimi döneminde Gayrimüslimlerin kıyafetleri üzerinde devlet tarafından yapılan kısıtlamalar ile ilgili de bilgiler sunmuştur292.

Đslâm toplumunda artan zenginlik ve toplumsal refah zengin sınıfa mensup kadınların değerli taşlardan oluşan mücevherler ile süslenmelerine olanak sağlamıştır. Bu bölümde mücevher konusuna da değinen Goitein, öncelikli olarak altın, gümüş gibi değerli madenlerin fiyatını belirlemek için ağrılıklarını rakamsal verilerle sunmuştur293.

Örneğin; Geniza Belgelerinde yer alan bir orta sınıf Hint tüccarının Hindistan ve Yemen’de 25 sene kaldıktan sonra Mısır’a döndüğünde kızının çeyizindeki

287

Goitein, a.g.e., s. 190

288

Goitein, aynı yer

289

Goitein, a.g.e., s. 191

290

Goitein, aynı yer

291 Goitein, a.g.e., s. 195 - 196 292 Goitein, a.g.e., s. 193 293 Goitein, a.g.e., s. 203

mücevherlerinin yazılı olduğu liste, dönemin mücevher fiyatları hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Bu liste şu şekildedir294:

1 Süssüz Altın Hadida (Bilezik) 20 dinar

1 Çift Altın Hila (Küpe) 6 ¼ dinar

Süssüz Diğer Bir Çift Küpe 4 dinar

2 Çift Süssüz Amihbas (Tasma Kolye) 15 dinar

1 Süssüz Âzam (Uçlu Kolye) 7 ¼ dinar

Goitein bu bölümde mücevher konusunu şekilleri, metal ve süs eşyaları olarak üç başlıkta toplamıştır. Yahudilerin genel itibariyle altın işletmecisi olarak tanındığını dile getiren Goitein, eşyaların gümüşten yapıldığını295 ve günlük hayatta ziynet eşyasının yapıldığı malzemenin kadınların tercihine bırakıldığını belirtmiştir,

Özellikle erkeklerin eşlerine verdikleri süs eşyasının değerinin, eşinin getirdiği çeyize karşılık bir saygı unsuru olduğunu, bu yüzden Yahudi erkeklerin eşlerine altın süs eşyaları hediye ettiklerini yine Geniza Belgelerine dayandırarak ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra Geniza Belgelerinde yer alan iki kızı olan ve çocuk bekleyen bir annenin, doğum sırasında ölme ihtimaline karşılık yeni doğan çocuğunu korumak için ziynet eşyalarının ağılıklarını ve fiyatlarını belirten bir vasiyetnamesi, o dönemdeki kadınların sahip oldukları ziynet eşyaları hakkında önemli bilgiler edinmemizi sağlamıştır296.

Goitein, o dönemlerde bronz ve pirincin günümüzdeki değerlerinden çok yüksek olduğunu ve çeyiz listelerinde “Bakır” başlığı altında bu malzemelerden eşyaların yer aldığını belirtmiştir297. Đnci, altından sonra mücevher olarak en çok tercih edilen süs eşyası olmuştur. 11.yy’da çeyiz listelerinde görülen inci, 12.yy ve 13.yy başlarında yaygın hale gelmiştir. Teknik terim olarak “Đncilerle Süslenmiş” cümlesinin Arapça karşılığı “Mukallal bi’l-lü’lü” veya basitçe “Mukallal”dır298.

Arapça’da mücevher veya değerli taş anlamını karşılayan kelimenin “Cevher” olduğunu ifade eden Goitein, bu kelimenin çeyiz listelerinde bir süs eşyası için

294

Goitein, aynı yer

295 Goitein, a.g.e., s. 200 296 Goitein, a.g.e., s. 200 - 203 297 Goitein, a.g.e., s. 203 298

kullanılmadığını daha çok iş kontratlarında geçtiğini belirtmiştir299. Yani cevher kelimesi daha çok süs eşyasına dönüşmemiş ham olan değerli taşlar için kullanılmıştır.

Sonuç olarak Goitein; mücevherlerin hangi malzemelerden yapıldıklarını ve farklı sınıflardaki gelinlerin be kadar mücevhere sahip olduklarını açıklayarak dönemin sosyal sınıfları arasındaki ekonomik farklılıkları hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamıştır.