• Sonuç bulunamadı

Küreselleşme ve Vergi Politikaları

A. KÜRESELLEŞME

3. Küreselleşme ve Vergi Politikaları

Küreselleşme ile birlikte uluslararası ekonomik ilişkilerde korumacı politikaların yerini serbest ticaret görüşü almıştır. Sadece dış ticaret alanında değil, mali ve parasal alanlarda da liberalleşme sürecinin geliştirilmesi gerektiği vurgulanırken devletin vergi, borçlanma, para gibi mali ve parasal araçları piyasa ekonomisinin işleyişini bozmayacak şekilde kullanması savunulmaktadır. Bu nedenle ulusal ekonomi politikaların ağırlıklarını kaybettikleri bir süreç ortaya çıkmaktadır. Devlet kendi meşruiyetinin dayanaklarını güvence altına alabilme gücünü, vergi toplamak, büyümeyi teşvik etmek gibi yollardan almaktadır. Ancak küreselleşme ortamında, sermaye hareketliliğinin artması ile ulus-devletin kazanç ve servete müdahale imkanının zayıflaması, yerel rekabetin şiddetlenmesi ile tahsil edilen vergi miktarlarının azalması nedeni ile ulus-devletin meşruiyet dayanaklarının eşdeğeri oluşturamadan bu yolları yitirmeye başlamıştır. Ticaret, sermaye hareketleri ve teknoloji akımının transnasyonel bir özellik kazanarak yayılması ve yoğunlaşması milli devlet olgusunu aşmakta, sınır ötesi menfaat gruplarını ve değişik milletlere mensup bireyleri sıkı menfaat bağlarıyla birbirine bağlamaktadır. Ekonomilerin başarısını tayin eden faktör, ortaya çıkan bu yeni küresel dinamiklere uyumda gösterdikleri başarıya bağlıdır.

Küreselleşme ile birlikte “ulus-devlet” kavramı zayıflamış yerini entegre edilmiş bir dünya kavramına bırakmıştır. Bu durum vergileme alanında iki temel değişimle kendini göstermektedir.

i. Her ülke kendi vergi politikasını ulusal ekonominin gereksinmelerine göre biçimlendirmekteydi. Vergileme şekilleri ve düzeyi, kamu tarafından sağlanacak mal ve

hizmetlerin düzeyi, bir ülke için gerekli olan kaynak tahsisi, istikrar ve yeniden dağıtım amaçlarına dayalı olarak oluşturulmaktaydı. Yine vergi oranları, kamu harcamalarının düzeyi ve vergi teşviklerinin kullanımı, öncelikle ulusal etkileri baz alınarak ve ulusal kurumlara dayalı olarak kararlaştırılan konulardı. Vergi politikalarının diğer ekonomiler üzerindeki etkileri, bazı uluslararası yayılımlar dışında genellikle sınırlıydı.

Ticaret ve yatırımlarda hızlanan küreselleşme süreci, ulusal vergi sistemleri arasındaki ilişkileri de esas itibariyle değiştirmiştir187. Günümüzde küreselleşme süreci ile birlikte ülkeler, rakipleri veya ticari ilişkiler içinde bulundukları diğer ülkelerin vergi politikalarındaki değişikliklere karşı daha duyarlı ve bilinçli olmak durumdadırlar.

ii. Artan küreselleşme vergileme alanında ulusal politikaların gücünü sınırlamaktadır. Diğer bir ifadeyle ülkelerin vergi politikalarını belirlemedeki bağımsızlıklarını azaltmıştır188.

Küreselleşmenin sermaye ve yatırımlar açısından bir sonucu, bunların ülkeler arasında hareketini kolaylaştırmış olmasıdır. Artık gerek bireysel yatırımcıların gerekse çokuluslu şirketlerin, dünyanın herhangi bir yerinde daha düşük vergi rejimi uygulayan bir ülkeye sermaye transfer etmeleri veya faaliyetlerini kaydırmaları, basit bir bilgisayar işlemi ile gerçekleştirebilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin finansman ihtiyacı için yabancı tasarruflara olan ihtiyaçları dikkate alındığında, bu başıboş sermayenin ülkeler açısından önemi daha da belirgin olmaktadır. Sermaye ve yatırımların akışkanlığının artması ve mali piyasalardaki gelişmeler, ülkeleri vergi oranlarını indirmeye ve vergi engellerini ortadan kaldırmaya zorlamaktadır189.

Dünyada serbestçe dolaşabilen bu küresel sermayeyi kendi ülkelerine çekebilmek için gelişmekte olan ülkelerin sağladığı mali kolaylıklar, bu ülkelerin vergi matrahlarının azalmasına yol açmaktadır. Ülkeler ulusal savunma, eğitim, sosyal güvenlik ve başka kamu hizmetleri için yapacakları harcamaları finanse etmek durumundadırlar. Vergi cennetlerindeki yatırımcılar, vergi cenneti olmayan ülkenin

187 OECD, a.g.e., s. 13.

188 Gittle Heij, Taxation in a Globalised World: the Facts and Fantasies, 1999, s. 1 ve Asher and Rajan, a.g.m., s. 1.

189 Savaş Çevik, “Küreselleşen Dünyada Vergi Politikası: Vergi Politikasında Dönüşüm ve Küresel Sorunlar”, Vergi Dünyası Dergisi, S. 270, Yıl. 23, (Şubat 2004), s. 154-155.

vatandaşları olarak vergi cenneti ülkesinin hukukundan çeşitli yollardan yararlanıp kendi ülkelerindeki vergi yüklerini azaltabilmektedirler. Bu tür vergi mükellefleri “free rider (bedavacılık)” etkisi göstererek ülkelerindeki kamu harcamalarından yararlandıkları halde bu harcamaların finansmanına katılmaktan kaçınmaktadırlar.

Sermayenin daha az hareketli olduğu dönemlerde yabancı sermayenin vergilendirilmesi çok daha az önemliydi. Yüksek vergi oranları ve yüksek kamu harcamalarına veya düşük vergiler ve sınırlı kamu giderlerine, dolaylı ve dolaysız vergilerin bileşimine, vergi teşviklerinin kullanımına karar vermek gibi maddeler öncelikle yurtiçindeki işletmeleri bağlayan kararlardı ve etkileri genellikle yurtiçine yönelikti. Uluslararası alana taşıp başka ekonomiler üzerinde etkiler meydana getirse de bu etkiler genellikle sınırlı kalmaktaydı. Küreselleşmenin yatırım ve ticareti hızlandırma süreci vergi sistemleri arasındaki ilişkileri temelden değiştirmiştir. Uluslararası ticaret ve yatırımlarda vergi dışı engellerin kaldırılması ve ulusal ekonomilerin birleşmesiyle sonuçlanması bir vergi sisteminin bir başka ekonomi üzerindeki potansiyel etkisini artırmıştır. Küreselleşme, vergi tabanlarının genişletilerek ve vergi oranlarının düşürülerek kayıpların azaltılmasına çalışılan vergi reformlarının arkasındaki itici güç olmuştur. Küreselleşme hükümetleri sürekli bir biçimde vergi sistemlerini ve kamu harcamalarını, yatırımlara uygun bir ortam sağlamaya yönelik olarak uyarlamaya zorlamıştır. Küreselleşme ve sermayenin artan hareketliliği, sermaye ve mali piyasaların gelişimini artırmıştır ve bu gelişimi yansıtacak şekilde sermaye akışına karşı vergi engellerinin azaltılmasını ve vergi sistemlerinin modernize edilmesini teşvik etmiştir190.

Bu reformların çoğu vergi sistemlerinin yeni küresel ortama uyumunun gerekli olduğunu göstermiştir. Küreselleşme süreci küresel piyasalardaki ticaretteki rekabeti artırmıştır. Çokuluslu şirketler küresel stratejiler geliştirmeye başlamışlardır ve başka ülkelerle olan bağlantıları daha hassas duruma gelmiştir.

Ayrıca teknolojik gelişmeler çokuluslu şirketlerin yönetim şekillerine de etkilemiş ve şirket açısından yönetim ve başka hizmetlerin yerleşim yerini önemsiz hale getirmiştir. Uluslararası finans piyasaları genişlemeye devam etmektedir ki bu, sermaye akışını sağlayarak küresel refahın artırmasını kolaylaştıran bir gelişmedir. Bu süreç

190 OECD, a.g.e., s.13-18.

daha verimli bir kaynak tahsisi ve kullanımı yaratarak refahı ve hayat standardını dünya çapında iyileştirmiştir.

Küreselleşmenin vergi sistemlerinin gelişimi üzerinde olumlu etkileri olmakla birlikte; bazı şirketlerin ve bireylerin vergilerini minimize etmesi ve vergiden kaçınmanın yollarını açması ve bazı ülkelerin oluşan bu yeni fırsatları istismar ederek özellikle finansal ve coğrafik olarak hareketli sermayeyi saptırmaya dönük vergi politikaları geliştirmelerine yol açtığı için, küreselleşmenin olumsuz etkileri mevcuttur.

Bu uygulamalar ticaret ve yatırım modellerindeki potansiyel çarpıklıkları teşvik etmekte ve küresel refahı azaltmaktadır. Bu uygulamalar başka ülkelerin vergi tabanlarını aşındırabilir.

Bu durum ülkelerin kamu finansman yapısını da etkilemekte, kamu gelirleri vergiden borçlanmaya doğru yönelerek, bu ülkeleri mali krizler ile karşı karşıya bırakabilmektedir191. Ayrıca küreselleşme vergi yapısını değiştirebilir. Vergi yükünü hareketli faktörlerden nispeten daha az hareketli faktörlere ve gelirden tüketime kaydırarak artan oranlı vergi uygulamalarını ve gelirin yeniden dağıtım amacındaki başarıları engelleyebilir. Bu tür baskılar yayılma etkisiyle bütün ülkeleri vergi yapılarında değişiklikler yapmaya zorlayarak, uluslararası işbirliğini yoğunlaştırıp daha verimli sonuçlar elde etmek için, vergi tabanlarında değişiklik yapmaları ile sonuçlanabilir. Daha genel olarak bir ekonomideki vergi politikalarının başka bir ülke ekonomisinde yankı bulması bugün daha büyük bir olasılıktır.

Küreselleşme vergi sistemlerinin geleceğini iki temel noktada belirlemektedir.

Bunlardan ilki küreselleşmesiyle giderek büyüyen bir sorun haline gelen haksız vergi rekabetinin zararlı sonuçlarına karşı mücadelenin dayattığı uluslararası işbirliğinin gerekliliğidir. Örneğin çevre kirliliğiyle mücadelenin (olumsuz dışsallıkların içselleştirilmesi) ekonomik bir aracı olarak ortaya çıkan çevre vergileri. İkincisi uluslararası boyuttur. Enformasyon teknolojilerinin gelişiminden kaynaklanan yeni ekonomik potansiyellerin doğurduğu, özellikle elektronik ticaretin vergilendirilmesi ile ilgili sorunlar ve bu sorunların doğasından kaynaklanan uluslararasılık boyutudur. Bu

191 Lucas Bretschger, Frank Hettich; “Globalisation, capital mobility and Tax Competition: Theory and evidence For OECD Countries”, European Journal of Political Economy, V. 18, 2002, s. 695-699.

alanlarda çeşitli vergi sistemlerinin işbirliğine gitmeleri kaçınılmaz olurken, bu işbirliğinin mükellefleri korumak ve vergi adaletini güvence altına almak amacında olması gereklidir. Ancak uyumlaştırma ve uluslararası işbirliği giderek azalan oranlarda tek düzeleşme getirmemelidir192.