• Sonuç bulunamadı

2. YĠRMĠNCĠ YÜZYILDA TERÖRĠZM

2.1. KÜRESELLEġME VE TERÖRĠZM

Kavramsal olarak küresellik, dünyayı tek bir yer olarak kavrayan yeni bir bilincin Ģekillenmesini kapsamaktadır. Bu doğrultuda küreselleĢme, “bir bütün olarak dünyanın somut yapılaĢması” Ģeklinde, yani dünyanın sürekli yeniden kurulan bir çevre olduğu düĢüncesinin küresel düzeyde yayılması ekseninde tarif edilmiĢtir. KüreselleĢmenin en özlü tanımı, coğrafyanın toplumsal ve kültürel düzenlemelere dayattığı kısıtlamaların azaldığı, insanların bu azalmayı giderek daha çok fark etmeye baĢladıkları bir toplumsal süreç Ģeklinde yapılabilir (Marshall, 1999: 449).

Robertson (1998: 102) ise küreselleĢmeyi, “tikelciliğin evrenselleĢmesinin ve evrenselciliğin tikelleĢmesinin iç içe geçmesini içeren derin, ikili bir süreç” olarak tanımlamaktadır. Bu anlamda küreselleĢme yerelliği yeniden üreten bir süreçtir ve yerellikleri yok etmek yerine kendine eklemlemektedir. Ancak “yerelleĢme kavramı, küreselleĢmenin yaĢam biçimleri arasındaki farklılıkları ortadan kaldırmasını gizleyici bir iĢleve sahiptir. KüreselleĢme süreci ise farklılık söylemi vasıtasıyla yarattığı sonuçlara karĢı direnme odaklarını zayıflatmaktadır” (Hülür, 2000: 115).

KarakaĢ‟a (2003: 3) göre, pratikte dünyayı birbirine daha bağımlı kılmayı anlatan küreselleĢme; en genel anlamıyla dünyanın bir bütün olarak küçülmesi Ģeklinde iĢleyen küresel durumu ifade etmekte ve sınırları aĢarak farklılıkları ve kurumsallıkları yeni zaman-mekan ekseninde entegre etmektedir.

Son yıllarda dünyanın birçok yerinde küreselleĢme ile anlatılmaya çalıĢılan ya da küreselleĢmeden kast edilen, güçlü ekonomilerin sahip oldukları geniĢ imkanlarla,

76

diğer ekonomilerin geliĢmesini engellemeleri ve kendi sistemlerine karĢı çıkanlara yaĢam hakkı tanımamaları olmuĢtur. Ancak küreselleĢmeyi sadece ekonomik alandaki faaliyetleri etkileyen bir unsur olarak görmek de sınırlı bir bakıĢ açısını yansıtmaktadır. Bu anlamda, malların ve sermayenin serbestçe dolaĢımının yanı sıra, insanların daha sık seyahat etmeleri, bilgi-iletiĢim teknolojilerindeki hızlı geliĢmeler ve internet kullanımının giderek yaygınlaĢması, küreselleĢmenin önde gelen itici güçleri arasında bulunmaktadır. Gelir dağılımının daha adaletli olması, yolsuzlukların azalması, siyasi özgürlüklerin ve insan haklarına saygının artması, küreselleĢmeyle doğru orantılı geliĢen unsurlardır (Çelik ve Dağdeviren, 2004: 44).

KüreselleĢme olgusu tanımı hala tam olarak yapılamamıĢ fakat politik, ekonomik, askeri, kültürel ve sosyal boyutları olan bir süreçtir. Soğuk savaĢ sonrasında sınırların değiĢmesi ve devletlerin yeniden yapılanmaları küreselleĢmenin güvenlik, politik ve askeri boyutuyla ele alındığı bir dönemi de baĢlatmıĢtır. KüreselleĢmeden her ülke farklı Ģekillerde etkilenmiĢ ve bu etkilenme ülkelerin iç ve dıĢ güvenlik kavramlarına önemli etkilerde bulunmuĢtur. TaĢğın‟a (2007: 58) göre küreselleĢme, bir ülkenin iç siyasetini ve dıĢ iliĢkilerini Ģekillendiren kapsamlı bir uluslararası sistemdir ve küreselleĢmenin birbirine bağlı üç denge üzerine kurulu bir sistem olduğu söylenebilir. Bunlardan birincisi ulus-devletler arasındaki geleneksel dengedir. Yani süper güç konumundaki ABD‟nin diğer devletler ile arasındaki güç dengesi ve bunun sistemi oluĢturmasıdır. Bu durum küresel terörle mücadelede Amerika‟nın diğer devletlerle iliĢkilerinde belirgin bir Ģekilde ortaya çıkmıĢtır. Ġkincisi ulus-devletler ile küresel piyasalar arasındaki dengedir. Hükümetlerin düĢmesine sebep olacak derecede etkiye sahip küresel ekonominin aktörlerini tanımadan dünyadaki hiçbir geliĢmeyi yorumlamak kolay değildir. Üçüncü olarak ise birey ile ulus-devletler arasındaki dengedir. Liberal ekonomi sayesinde güçlenen bu bireyler dünya sahnesinde ağırlıklarını koyabilmektedir.

ĠletiĢim teknolojilerinde meydana gelen baĢ döndürücü değiĢim çerçevesinde küreselleĢme ve terörizm kavramlarını ele aldığımızda, bu yeni dönemde terör örgütlerinin sistemini değiĢtirmek için çatıĢtığı bir devletin olmadığını söyleyebiliriz. Terör artık bir devletle değil, sistemle mücadeleye giriĢmektedir ve bunun için gerekli ortamın da oluĢtuğu söylenebilir. Çünkü küreselleĢen dünyada sınırlar saydamlaĢmaktadır ve mekan kavramı anlamını, kimlikler ise Ģekillerini

77

değiĢtirmektedir. Teknolojinin mekan kavramında meydana getirdiği bu inanılmaz derecedeki hızlı değiĢimler, kurulu düzenlerin yeniden sorgulanmasına neden olmaktadır (Çelik ve Dağdeviren, 2004: 43).

Diğer taraftan küreselleĢme, sunduğu imkanlar sayesinde kendi karĢıtlarını da organize edebilmekte olup, örneğin küreselleĢme karĢıtları dahi gösterilerden önce mevcut sistemin onlara sunduğu internet ve cep telefonlarıyla organize olurken bu anlamda bir bakıma yeni sistem ve onun kurallar bütünü, kendi karĢıtlarına baĢka boyutlarda ama denk sayılabilecek bir Ģekilde kendisine kafa tutma imkanı vermiĢtir (Çelik ve Dağdeviren, 2004: 44). KüreselleĢmenin neden olduğu bu durum uluslararası terör örgütleri tarafından kullanılmakta ve terör örgütleri bu küresel sisteme kendilerini adapte ederek küreselleĢmektedirler. Terör örgütleri liberalizmi hedef aldıkları kadar, küreselleĢmeyi de hedef almakta ve fakir toplumların zenginler tarafından kullanıldığı bir proje olduğuna inandıkları küreselleĢmeye de karĢı çıkmaktadırlar (Demir, 2009: 41).

KüreselleĢmenin terörizme bir yararı da hedefe ulaĢmada sağladığı kolaylıktır. Günümüzün küresel dünyasında teröristler hedeflerine daha kolay ulaĢabilmekte, terörizme baĢvuran insanları hareketlendiren haber ve fikirler geçmiĢe göre daha hızlı bir Ģekilde geniĢ bir alana yayılmaktadır. Dolayısıyla küreselleĢmenin dominant etkisiyle geleneksel kültürler zayıflamıĢ fakat aynı zamanda yine küreselleĢmenin etkisiyle teröristler küresel olarak organize olabilmiĢ ve dünya çapında istedikleri hedeflere kolayca ulaĢabilir bir hale gelmiĢlerdir. Malların, insanların ve sermayenin serbest dolaĢımı önündeki engellerin ya tamamen ya da büyük ölçüde ortadan kalkması sadece uluslararası ticaretin daha rahat koĢullarda yürütülmesini değil, aynı zamanda uluslararası suç örgütlerinin daha serbest hareket edebilmelerini de sağlamıĢtır (TaĢğın, 2007: 65).

KüreselleĢme sürecinin yardımıyla, geleneksel devlet merkezli dünya sistemine alternatif olarak birden fazla aktöre ve çok farklı tehdit kaynaklarına sahip çok merkezli bir dünya sistemi ortaya çıkmıĢtır. Uluslararası terör örgütleri bu çok merkezli dünya sistemi içerisinde geliĢmek ve daha etkili hale gelmek için gerekli ortamı bulmuĢlar; devletler ve vatandaĢları için bir numaralı tehdit kaynağı haline gelmiĢlerdir. Bununla birlikte, ortaya çıkan yeni tehdit uluslararası bir niteliğe

78

sahipken, bu tehdide verilen tepki uluslararası boyutta oluĢmuĢtur (Demir, 2009: 3). Bu anlamda devletler, terörizmle mücadelede karĢılıklı iĢbirliği anlaĢmalarına imza atmaya ve teröre karĢı uluslararası platformda mücadele organizasyonları geliĢtirmeye baĢlamıĢlardır.

KüreselleĢmenin etkilerinden ve sağladığı yeterliliklerden sonra, terörizmin etkisi çok daha açık bir hale gelmiĢtir. Nükleer, biyolojik ve kimyasal terörden sonra, dünyanın yeni kabusu sanal terör hareketleri olmuĢtur. Geleneksel anlamda terör örgütleri genellikle bir ulustan ya da gruptandır, ancak küreselleĢme sürecini takiben ortaya çıkan millet üstücülük, arama ve kimlik tespiti için gerekli zemini geniĢletmiĢtir. Günümüzde düĢman, önceden olduğu kadar açık bir Ģekilde ortada değildir. Önceden, terör suçlarını kimin iĢlediğine dair hiçbir karmaĢa yoktur. Ancak, 11 Eylül saldırıları bu durumu değiĢtirmiĢtir (Demir, 2009: 40).

Terörizm çağımızda düĢük maliyetli, yüksek etkide bir savaĢ stratejisi olarak ortaya çıkmıĢtır ve bu stratejiye gruplardan devletlere kadar her kesimce baĢvurulabilmektedir. Terör örgütleri geliĢen yeni teknolojiyi çok iyi kullanmakta ve sahip oldukları örgütsel yapıyı tüm dünyaya yayabilmektedirler. Bu da terörizm olgusunun önlenmesini çok güç olan bir süreç haline getirmiĢtir (Demir, 2009: 4). Zenginlik, ekonomik ve siyasal güç küresel boyuta ulaĢırken, buna karĢı yeni bir mücadele tarzı geliĢmiĢ ve daha önce banka soyan, köy basan, iĢadamı ve politikacı vuran, insanları rehin alan veya uçak kaçıran terörizm, aynı ölçüde küreselleĢmiĢtir (Çelik ve Dağdeviren, 2004: 44). Artık teröristler Afganistan‟daki bir sorun nedeniyle Amerika‟yı, Iraktaki bir savaĢa destek verdiği gerekçesiyle Ġspanya‟yı, Ġngiltere‟yi ya da sadece kendi düĢmanlarının politikalarını desteklediği için herhangi bir ülkeyi, kısacası kıta aĢırı memleketleri bile hedef almakta zorlanmamaya baĢlamıĢlardır.

Çelik ve Dağdeviren (2004: 45), küreselleĢme ile terörizmin karĢılıklı etkileĢimini Ģu baĢlıklar halinde sıralamıĢtır;

-KüreselleĢmenin ekonomik kuralları, dıĢa açılma ve devlet yönetimini azaltmayı hedeflemektedir. KüreselleĢen terörizm ise ulusal sınırlarda kontrolden ve devlet denetiminden kurtulmayı baĢarabilmiĢtir.

79

-KüreselleĢme çerçevesinde sermaye her zaman istikrar ve güven ortamı ararken, küresel terörizmin bu istikrarı tehlikeye sokma ihtimali çok yüksektir. Bu anlamda terörizm yarattığı korku nedeniyle sermaye üzerinde bir tehdit unsuru olmaktadır.

-KüreselleĢme ile sermaye sahipleri risk almamakta, risksiz bölgeleri tercih etmektedir. Sermaye sahipleri için gerçek riskler ve tehditleri yaratan teröristler içinse fiziksel risk yok denecek kadar azdır.

-KüreselleĢmeyle gerek piyasalar gerekse ulus-devletleri etkileme açısından bireyler tarihte hiç olmadıkları kadar güç kazanmıĢlardır. Terörizmde ise küçük bir grubun sahip olduğu bilgiler, ülkelerin siyasi, ekonomik ve askeri hedeflerini tehdit edebilecek güce ulaĢmıĢtır.

-KüreselleĢme insanların dolaĢımını ve eriĢimini kısıtlayan duvarları yıkmıĢ, aynı zamanda dünyayı iletiĢim ağları ile donatmıĢtır. Ancak küresel terörizm için de hayati önem taĢıyan haberleĢme ağlarından teröristleri mahrum edememiĢtir.

-KüreselleĢmenin endiĢesi, göremediğimiz, dokunamadığımız ve hissedemediğimiz bir düĢmandan gelebilecek hızlı değiĢim karĢısındaki korkudur. Günümüz toplumu ise görmek, izlemek ve hissetmenin çok zor olduğu küresel terörizm tarafından yapılabilecek saldırılara karĢı açıktır.

-KüreselleĢmenin ve terörizmin tanımlayıcı teknolojilerinin aynı olduğu görülmektedir. Bilgisayar, dijitalleĢme, uydu iletiĢimi, fiber-optik teknoloji, internet, biyolojik devrim (genetik) bunlara örnektir. Bu anlamda yeni düzeni tehdit eden terörizmin silahları ile küreselleĢen dünyanın kendisini geliĢtirmek ve korumak için kullanacağı teknolojiler paralellik göstermektedir.

Sonuç olarak Terörizm, küreselleĢmenin imkanları sayesinde çok küçük maliyetlerle, telekomünikasyon ve bilgisayar ağlarını kullanarak, çok büyük tahribatlara neden olabilmektedir. ĠletiĢim teknolojileri ile ülkeler arasında sınırların bir anlamda kalkması sayesinde, geleneksel anlamda olduğu gibi ulusal sınırlarda kontrol ve denetimin imkansız hale gelmesi, bir bakıma terörizmin iĢini kolaylaĢtırmaktadır. Bu sayede teröristler çok kolay bir Ģekilde organize olabilmekte ve devletin denetiminden de uzak kalabilmektedirler. Küresel terör bu anlamda klasik terör anlayıĢından farklı özelliklere sahiptir ve küresel terörle mücadelede bu

80

„yeni‟ terörizmle mücadele etmek için özelliklerinin çok iyi incelenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan küresel terörle mücadelede Batı‟nın tarihsel bir önyargı ile yani „Batı‟ ve „Öteki‟ bakıĢ açısıyla yaklaĢımı, sorunu daha da derinleĢtirmiĢtir. Bu yaklaĢımın bir ürünü olan ve Batı‟yı Ģu anda temsil eden Amerika‟nın hegemonyasını güçlendirmek için Ortadoğu bölgesine yönelik politikaları, küresel terörü daha da kronik bir hale getirmiĢtir (TaĢğın, 2007: ii). KüreselleĢmenin baĢ aktörlüğünü yapan ABD‟ye karĢı yapılan 11 Eylül saldırılarında Küresel Terörizm, New York‟taki Dünya Ticaret Merkezini vurarak bir nevi küresel kapitalizmin, ABD savunma bakanlığı binası Pentagon‟a saldırarak da küresel ölçekteki askeri ve siyasi gücün merkezini hedef almıĢtır. Eylemin meydana getirdiği etki ise maddi zarardan daha çok insanların zihinlerinde oluĢturulan bu merkezlerin zarar görebileceği düĢüncesi olmuĢtur. BaĢka bir deyiĢle bu kavramlar etrafında Ģekillenen yenilmezlik, dokunulmazlık, ulaĢılmazlık kavramları bu saldırılar ile yerle bir edilmiĢtir ve hem saldırıya maruz kalan ülke insanlarının hem de bütün dünyadaki insanların zihinlerinde artık dünyada yenilmez ve kendisini mutlak güvende hisseden bir ülke ya da devlet olamayacağı algısı yaratılmıĢtır.