• Sonuç bulunamadı

Küresel kentlerin kültür ve mekân üzerindeki etkileri

1. KüreselleĢmenin Kentler Üzerindeki Etkisi

1.3. Küresel Kentlerin Siyaset Üzerine Etkisi

1.3.3. Küresel kentlerin kültür ve mekân üzerindeki etkileri

Dünyada sermayenin dolaĢımı nasıl ki hızlı bir Ģekilde oluyorsa, teknolojinin katkısıyla kültür; tv ve internet aracılığıyla sınır tanımadan insanlar arasında birbirlerine aktarılmaktadır. Toplumlar arasındaki iletiĢim olanaklarının gün geçtikçe artması sebebiyle güncel haber ve olaylardan haberdar olmakta, bu da hem coğrafya alanında hem de sosyal alanda farklılıkların giderek azalmasına sebep olmaktadır (Kayan, 2015: 291). KüreselleĢmenin etkilemediği bir alan olmamasının yanında, kentlerde göç sebebiyle artan nüfus sebebiyle kent nüfusu birbirleriyle

44 etkileĢim içerisine girmiĢtir. ÇeĢitli etnik grupların toplandığı her ulustan milletin bir arada yaĢadığı küresel kentlerde, kültür etkileĢiminin olduğu gözlemlenmiĢtir.

Günümüzde televizyonun ön plana çıkması ile birlikte gösterilen diziler, filmler, programlar, reklamlar ya da sinema filmleri birçok ülkede aynı anda gösterime sunulabilmektedir. Ġnsanların giyimlerinden, beslenmelerinden, eğitimlerinden, dinlediği müziklerinden yeni bir ortak tüketim kültürü ve dahi ortak yeni bir tüketim toplumları ortaya çıkarılmak istenmektedir (Kiper, 2004: 106). Gün geçtikçe ulusal değerlerinden uzaklaĢarak, aynı Ģeyleri tüketen, aynı beslenme tarzına bürünen, aynı basmakalıp türde giyinen, aynı TV programları izleyen, aynı haberleri okuyan, aynı radyo programları üzerinden aynı tür müzikleri dinleyen tek kalıp içine sokulmuĢ bir tüketim toplumu ortaya çıkmıĢtır. Gün geçtikçe gündelik hayatta yaĢanılan hayatlar birbirinin kopyası haline gelmiĢtir.

Gündelik hayatta örneğin; Alman sanayisinde üretilen mutfak araçları ithal eden bir firmada çalıĢan Ġngiliz iĢçi Japon arabasıyla evine ulaĢtığında Fransız Peyniri, Yeni Zelanda pirzolası ve Ġspanyol Ģarabından oluĢan menüsüyle karnını doyurduktan sonra Ġngilizlerin Falkland Adalarını alıĢına dair izledikleri TV programıyla ne kadar Ġngiliz olduklarını hissederek mutlu oldular (Aslanoğlu, 1998: 66).

Bu örnekte olduğu gibi insanlar artık kendilerine ait olan koruma alanlarında bile kültür etkileĢimi içine girmektedir. Dolayısıyla kültür etkileĢimin olmadığı toplumların ve insanların birbirlerinden etkilenmediği bir alan kalmamıĢ, toplumlar gün geçtikçe benzer özelliklere sahip yapılara dönüĢmüĢtür.

ĠletiĢim ve teknoloji alanındaki yenilikler ile birlikte internet, TV, sosyal ağlar vb. iletiĢim araçları sayesinde dünyanın herhangi bir noktasıyla hem iletiĢime geçilebilmekte hem de orada olan bitenler hakkında anında bilgi sahibi olunabilmektedir. Özellikle TV programları aracılığıyla çeĢitli kültürler hakkında bilgi sahibi olunmakta ve etkileĢim içine girilebilmektedir. ġehirlerin bir ticari iĢletme olarak öngörülmesi ve iĢletmecilik anlayıĢı ile planlanarak Ģehrin dokusundan ve kendi kimliğinden uzaklaĢarak Ģehrin simgelerinin tahribata uğraması ve Ģehrin daha çok tüketim merkezi haline gelmesi için verilen uğraĢı ile içeriğini

45 kaybederek diğer Ģehirlerden farklı özelliklerini kaybolmasına sebep olmaktadır (TMMOB, 2016: 52). Kentin dokusunu bozmadan geliĢim gösteremeyen ve kentin kendini var eden özelliklerini yitirmesine yol açan bu iĢletmecilik modeli, kentin giderek kimliğini kaybetmesine yol açmaktadır.

Kent kültürünün ve kent geçmiĢinin ilintili olmadığı yerel kent düzenlemeleri yapılmakta Arnavut kaldırımları ile geçmiĢten günümüze gelen sokaklar yerlerini modern kaldırımlara, taĢlara veya asfaltlara bırakmakta bu da kentin dokusunu bozmaktadır. KüreselleĢme sürecinde kendi menfaatlerine yönelik her türlü eserler anıt haline dönüĢtürülmektedir. Devasa alıĢveriĢ merkezleri, çok sayıda iĢyeri ofisinin bulunduğu plazaları ve sokakların hemen hemen her köĢesinde kurulan otoparkları ve son olarak çok yıldızlı otellerin Ģehrin dokusuna itibar edilmeyerek Ģehrin göbeğine inĢa edilmektedir (TMMOB, 2017: 10). Yapılan oteller, alıĢ-veriĢ merkezleri ile tüketim kültürü ile birlikte insanların bir arada bulunduğu, çalıĢtığı, tüketim yaptığı yerler sebebiyle birbirleriyle ve tükettikleriyle etkileĢim içine girmektedir.

Mekân üzerinde yapılan değiĢiklikler veya yeniden Ģehir inĢasındaki yapılan değiĢikler, kent dokusunda bir nevi hem göçü hem turizmi tetikleyerek insanların kimisinin zaruri ihtiyaçtan dolayı, kimisinin sosyal aktivite olarak geldikleri yerleĢim yerleri haline gelmiĢtir. GeçmiĢ dönemlerde, belirli mekânlara girip çıkmak, belli bir gelir sahipliğini gerekli kılarken, küreselleĢme sürecinde sayısı çokça olan “prestijli mekânlar” her gelir grubunun girip çıkabileceği yerlere dönüĢmekte, alt gelir grubundan olan gençler bol vakitlerini, mekânı ve imgeleri bu gibi yerlerde tüketmektedir (Mutlu, 2012: 576).

Çok kültürlülük ve iĢgücü sınıfının istihdam için kentlerden baĢka kentlere ya da ülkelerden baĢka ülkelere göç etmesi ile küresel kentlerin beyin göçüne maruz kalmasına sebep olmuĢtur. Bu sayede kentin geliĢimine katkı sunan teknoloji alanında yeni bir geliĢim gösteren emeğin en kaliteli sınıfının kendi kentinde ikamet etmesi küresel kentin daha da değerlenmesine sebep olmuĢtur (Bilgili, 2012: 34).

Emeğin en kaliteli ve üst sınıfları küresel kentlerine çekebilmek için devletler, kent yönetimleri ve uluslararası firmalar çeĢitli olanaklar ve üst düzey kaliteli altyapılar

46 oluĢturmaları gerekliliği ön plana çıkmıĢtır. Bunun için devletler ve kent yerel yönetimleri; dev projeler, ulus ötesi anlaĢmalar yaparak bu göçü sağlayabilmek için var gücüyle çalıĢmaktadır. Kent, bölgesine çektiği emek gücü ile birlikte çeĢitli etnik ve kültürel sınıflar, kent hiyerarĢisinde kendisine yer bulabilmektedir.

KüreselleĢme sonucunda yaĢanan kültürde ki değiĢimler ve kültürlerin birbirleriyle olan iliĢkileri yoğunlaĢarak kültür karıĢımlarına sebep olmuĢtur. Örneğin Ġngilizce; ortak ve kabul gören bir dil olarak toplumların anlaĢma kilidi haline gelmiĢtir. Buna rağmen dünya genelinde bunun aksi yönünde doğru orantılı olarak bölgeselcilik, milliyetçilik, ırkçılık ve etnik kültürden doğan savaĢlar gün geçtikçe artmaktadır (Kayan, 2015: 276). Küresel kentlerde var olan ve hemen hemen her kültürü etkileyen kültürel miraslar sebebiyle kentlerde buluĢan insanlar arasında dünyada kabul görülmüĢ ortak dil olan Ġngilizce üzerinden kent sakinleri ve kent misafirleri iletiĢim içine girebilmektedir.

Kentin kültürel heterojenliğinin mekânları olduğu düĢünüldüğünde, küreselleĢme sürecinde kentler, aynı zamanda çoğulcu kültürün mekânları olarak algılanmaktadır (Mutlu, 2012: 579). Her ulustan milletin yaĢadığı küresel kentlerde insanlar arası kültür alıĢveriĢi ticaret, turizm, istihdam ve tüketim vb. üzerinden gerçekleĢmektedir. Çok kültürlü olan küresel kentlerde gün geçtikçe kendi öz kültüründe yozlaĢmalar, tahripler olmakta ve ortaya modern diye adlandırılan kent geçmiĢinden uzak bir heterojen kültür karıĢımı çıkmaktadır.

1.3.4. Küresel kentlerin vatandaĢlık ve insan hakları üzerindeki