• Sonuç bulunamadı

Kötü Niyetli Lehtarın Geri Verme Yükümlülüğü

B. Sağlar Arası Tasarruflarda Geri Verme Yükümlülüğü

2. Kötü Niyetli Lehtarın Geri Verme Yükümlülüğü

TMK m.566/I hükmüne göre, “Kendisine tenkise tabi bir kazandırma yapılmış olan kimse iyi niyetli değilse, iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere göre sorumlu olur.” Hükümden de anlaşıldığı üzere, kötü niyetli lehtarın geri verme yükümlülüğünün kapsamı hususunda iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükme (TMK m.995) atıf yapılmıştır. Burada kötü niyet kavramından anlaşılması gereken, lehtarın kazandırmanın saklı payları ihlal ettiğini bilmesi veya somut olayın özelliklerine göre bilebilecek durumda olmasıdır.351 TMK m.995 uyarınca,

“İyi niyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.” Görüldüğü gibi, kötü niyetli lehtarın kazandırmayı ilk iktisap ettiği haliyle ve ihlal edilen saklı payın tamamına karşılık gelen miktarı geri vermekle yükümlüdür. Belirtelim ki, kötü niyetli lehtar kazandırmayı elinden çıkarmışsa, bunun karşılığında bir kaim değer elde etmiş olup olmadığına bakılmaksızın kazandırmanın objektif değerini geri vermek durumundadır. Keza

349 Nar, s.279-280; Yavuz, s.302-303.

350 Dural/Öz, s.318; Tekdoğan, Tenkis, s.402; Yavuz, s.305; Nar, s.280.

351 Günay, Tenkis, s.148; İnan/Ertaş/Albaş, s.430; Eren, Tenkis, s.183; Kocayusufpaşaoğlu, s.434; Tüfek, s.212-213; Özmen, s.860; Serozan/Engin, s.264.

kazandırmanın tüketilmiş olması durumunda da kötü niyetli lehtarın sorumluluğu tamdır.352

Kötü niyetli lehtar, kazandırmayı elinde bulundurduğu sürece ortaya çıkan tüm hasar ve zararlardan sorumludur. Burada kazandırma lehtarının kazandırmanın zayi olmasında veya değerinin azalmasında kusurunun bulunmaması önem taşımaz. Zira kazandırmanın saklı payları ihlal ettiğini bilen ya da durumun gereklerine göre bilmesi gereken kötü niyetli lehtar, kazandırmayı kabul etmeyerek veya öğrendiği zaman geri vererek bu zararın meydana gelmesini önleyebilirdi. Burada kazandırma lehtarı yalnızca beklenmedik halden sorumluluğa ilişkin TBK m.119/II hükmüne kıyasen, kazandırmayı kabul etmemiş veya saklı payları ihlal ettiğini öğrenince hemen geri vermiş olsaydı bile söz konusu hasar ya da zararın meydana geleceğini ispat edebilirse bu oranda sorumluluktan kurtulabilir.353 Kötü niyetli lehtarın geri verme yükümlülüğünün belirlenmesinde iyi niyetli olmayan zilyedin geri verme borcuna ilişkin hükümlere atıf yapıldığını daha önce belirtmiştik. Bu nedenle, böyle bir durumda TMK m.995/III hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı sorusu akla gelebilir. Anılan hükme göre, “İyi niyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.” Belirtelim ki, bu hüküm yalnızca mirasın açılmasından sonra uygulama alanı bulabilir. Zira kötü niyetli lehtar, mirasın açılmasından sonra kazandırmanın saklı payları ihlal eden kısmını geri vermek istemesine rağmen, hangi saklı paylı mirasçıya geri vereceğini bilmiyorsa, bu durumda ancak kazandırmaya kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olmalıdır. Buna karşılık, mirasın açılması anına kadar lehtarın kusuru olmasa bile kazandırmada meydana gelen hasar ve zararlardan tam sorumlu olması gerekir. Çünkü bu dönemde henüz saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma hakkı doğmadığından, lehtarın da kazandırmanın hangi

352 Yavuz, s.307; Nar, s.281; Dural/Öz, s.317; Ayan, Miras, s.238; İnan/Ertaş/Albaş, s.430

353 Dural/Öz, s.317; Nar, s.281; Ayan, Miras, s.238.

saklı paylı mirasçıya geri verileceğini bilmediğini savunması söz konusu olmaz. Bu nedenle mirasın açılmasına kadarki dönemde TMK m.995/III hükmü uygulama alanı bulmaz.354

Kötü niyetli lehtarın kazandırmadan elde etmiş olduğu semereler bakımından sorumluluğu, TMK m.566/I’nin yollamasıyla iyi niyetli olmayan zilyedin iade borcuna ilişkin TMK m.995/I hükmüne göre belirlenir. Bu hükme göre, kötü niyetli lehtar, elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği ürünleri de geri vermekle yükümlüdür. Kural olarak semerelerin de aynen iadesi gerekir. Ancak kötü niyetli lehtarın elden çıkardığı ve bu nedenle aynen iade etmesi mümkün olmayan bir semere söz konusu ise, bunun da objektif değerinin geri verilmesi gerekir. Örnek vermek gerekirse, miras bırakan sağlar arası bir tasarrufla bir taşınmazını bağışlamış ve bu kazandırmanın yarısı tenkise tabi tutulmuşsa, lehtarın mirasın açıldığı tarihten itibaren bu taşınmazın semereleri olan kira gelirlerinden de bu oranda sorumluluğu söz konusudur. 355 Bununla birlikte, kötü niyetli lehtar kazandırmadan bir semere elde etmemiş olsa bile bir yarar sağlamışsa, bu yararın karşılığında da tazminat ödemesi söz konusudur. TMK m.995/II hükmüne göre ise, kötü niyetli zilyet kazandırmaya yapmış olduğu masraflardan ancak zorunlu olanları talep edebilir. Bu bakımdan, kötü niyetli lehtarın faydalı ve lüks masrafları isteme hakkı yoktur.356

354 Nar, s.281-282; Dural/Öz’e göre, Tenkis yükümlüsünün bu yükümlülüğünün doğacağını tahmin ettiği sırada kusursuz olarak uğradığı kayıplardan sorumluluğu, kimin tenkis davası açacağını bilmediği gerekçesi ile bu hükme tabi tutularak kaldırılmamalıdır. Onun kendisine kazandırma yapan kişinin tenkis davası açma hakkını kullanabilecek saklı paylı mirasçıları bulunduğunu bilmesi yeterlidir (Dural/Öz, s.317).

355 İnan/Ertaş/Albaş, s.430; Nar, s.282; Özmen, s.860; Tekdoğan, Tenkis, s.407; Özuğur, s.102

356 Ayan, Miras, s.238; Özuğur, s.102; Dural/Öz, s.318; Nar, s.282.

Son olarak, lehtarın geri verme yükümlülüğü hukuki niteliği itibarıyla kişisel (nispi) bir hak olduğundan, bu hak yalnızca lehtara ve onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir, cüzi haleflere karşı ileri sürülemez. Buna karşılık, daha önce de bahsedildiği üzere, Yargıtay’ın 13.01.1975 tarih, 1975/7 Esas ve 1975/1 Karar sayılı kararı uyarınca, kötü niyetli lehtarın tenkis talebinden kurtulmak amacıyla kazandırmayı üçüncü kişilere devretmesi ve üçüncü kişilerin de lehtarın bu amacını bilmesi, yani kötü niyetli olması durumunda, tenkis talebinin bu kişilere karşı da ileri sürülebilmesi mümkündür.357