• Sonuç bulunamadı

Hayat sigortası, insanların ölümü, çalışma gücünü kaybetmesi veya belirli bir süre sonunda hayatta kalması gibi rizikolara karşı yapılan bir can sigortası türüdür. TTK

224 benzer örnekler için bkz. Tekdoğan, Tenkis, s.363-364; Dural/Öz, s.310; Kayıket, s.333-335; Öztan, s.136.

225 Dural/Öz, s.310; Nar, s.296.

m.1487’de hayat sigortası şu şekilde tanımlanmıştır: “Sigortacının, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması halinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlendiği sigorta türüdür.” Tanımdan da anlaşıldığı üzere, hayat sigortası esas olarak kişinin belirli bir süre yaşaması ya da ölmesi rizikolarına karşı yapılmaktadır. Bu nedenle, hayat sigortaları, yaşama ihtimaline karşı, ölüm ihtimaline karşı veya bu iki rizikoyu da kapsar şekilde karma hayat sigortaları olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.226

Yaşama ihtimaline karşı hayat sigortalarında, belirlenen sürenin sonunda sigortalının hayatta kalması halinde, ölüm ihtimaline karşı hayat sigortalarında ise sigortalının ölümü halinde sigorta tazminatı ödenir. Karma hayat sigortalarında ise belirlenen süre içerisinde sigortalının ölümü halinde ölüm tazminatı, hayat kalması halinde ise yaşama tazminatı ödenir.227 Belirtelim ki; TMK m.567 hükmüne göre tenkis edilebilecek sigorta türü, ölüm ihtimaline karşı yapılmış hayat sigortalarıdır. Aşağıda detaylı olarak inceleneceği üzere, anılan hükümde miras bırakanın ölümü halinde ödenecek sigorta bedellerinden bahsedilmektedir. Bu nedenle, yaşama ihtimaline karşı hayat sigortaları bu kapsamda değildir. Karma sigortaların bu hükme göre tenkis edilebilmesi içinse, miras bırakanın ölmesi rizikosunun gerçekleşmesi gerekir. Yaşama ihtimaline karşı hayat sigortaları ile karma sigortalarda yaşama rizikosunun

226 Çeker, Mustafa, Sigorta Hukuku, 12. Baskı, Adana, 2015, s.317-318; Selçuk, Ali Uygur, Başkası Hesabına Sigorta Sözleşmesi ve Üçüncü Kişi Lehine Hayat Sigortası Sözleşmesi, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, C.6, S.60, Ağustos 2011, s.28; Olgaç, Furkan, Hayat Sigortalarında Sigorta Ettirenin Prim Ödeme Borcu, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, C. 10, S.110, Ekim 2015, s.104.

227 Selçuk, s.28; Nar, s.217; Baygın, s.174-175; Turanboy, s.112.

gerçekleşmesi TMK m.567 kapsamına girmemekle beraber, koşulları varsa TMK m.565 hükmüne göre tenkis edilebilir.228

TMK m.567 hükmüne göre, “Miras bırakanın kendi ölümünde ödenmek üzere üçüncü kişi lehine hayat sigortası yaptığı veya böyle bir kişiyi lehtar olarak sonra belirlediği ya da sigortacıya karşı olan istem hakkını sağlar arası veya ölüme bağlı tasarrufla karşılıksız olarak üçüncü kişiye devrettiği hallerde, sigorta alacağının miras bırakanın ölümü zamanındaki satın alma değeri tenkise tabi olur.” Belirtelim ki, miras bırakanın bu şekilde üçüncü kişi lehine yapmış olduğu ölüm ihtimaline karşı hayat sigortasının satın alma tenkis edilebilmesi için, sigorta primlerinin miras bırakan tarafından ödenmiş olması gereklidir. Keza bu sözleşmesinin sigorta ettiren olarak miras bırakan tarafından yapılmış olması gerekir. Bu nedenle, sigorta primleri miras bırakan tarafından ödenmiş olsa dahi, sigorta ettirenin miras bırakan olmaması durumunda bu sigortanın satın alma bedeli tenkise tabi olmaz.229 Ayrıca, bu kazandırmanın ivazsız olması da gereklidir. Miras bırakan bir ivaz karşılığında üçüncü kişiye böyle bir hak tanımışsa, kazandırma TMK m.567 kapsamına girmez.230

Miras bırakanın üçüncü kişi lehine yapmış olduğu hayat sigortasının tenkisi iki durumda söz konusu olabilir. İlk olarak, sigorta sözleşmesi sigorta ettiren sıfatıyla miras bırakan tarafından üçüncü kişi lehtar tayin edilerek yapılmıştır. Bu şekilde lehtar olarak tayin edilen kişi, miras bırakanın mirasçısı olabileceği gibi, üçüncü kişi de olabilir.

Bununla birlikte, sözleşme yapılırken lehtarın poliçede gösterilmeyip, daha sonradan

228 Baygın, s.174; Eren, Tenkis, s.101; Köprülü, s.312; Nar, s.217-218; Turanboy, s.112;

Günay, Tenkis, s.120; Kurtbaş, s.123.

229 Tekdoğan, Tenkis, s.221; Turanboy, s.112-113; Serozan/Engin, s.242; Baygın, s.175;

Özuğur, s.9; Günay, Tenkis, s.120.

230 Dural/Öz, s.271; Günay, Tenkis Davaları, s.120; Serozan/Engin, s.242; Özuğur, s.9;

Yazar, s.76.

miras bırakan tarafından belirlenmesi de mümkündür.231 Her iki durumda da miras bırakanın ölümü rizikosunun gerçekleşmesi halinde, sigorta tazminatı lehtar olarak belirlenen üçüncü kişiye ödeneceğinden, burada miras bırakanın sağlar arası bir kazandırması söz konusu olur ve tenkis işlemi sağlar arası tasarruflara ilişkin hükümlere göre yapılır. Ayrıca bu kazandırma, esasında sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişiye, rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigortacıya karşı ileri sürebileceği bir talep hakkı bahşettiğinden, burada tam üçüncü kişi yararına bir sözleşme söz konusudur.232

Hayat sigortasının tenkis edilebileceği ikinci durum ise, miras bırakanın esasında kendi lehine yapmış olduğu sigorta sözleşmesinden doğan hakkını, daha sonra karşılıksız olarak alacağın temliki yoluyla üçüncü bir kişiye devretmesidir. Miras bırakan bu hakkını sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarrufla devredebilir. Şayet miras bırakan bu hakkını sağlar arası tasarruf yoluyla devretmişse, bu durumda tenkis işlemi sağlar arası tasarruflara ilişkin hükümlere göre yapılır. Miras bırakan bu hakkını ölüme bağlı tasarrufla devretmişse, bu durumda üçüncü kişi lehine ölüme bağlı bir kazandırma söz konusu olduğundan, bunun tenkisi de ölüme bağlı tasarruflara ilişkin hükümlere göre yapılır.233

Son olarak, miras bırakanın ölüm ihtimaline karşı üçüncü kişi lehine yapmış olduğu hayat sigortalarında rizikonun gerçekleşmesi halinde, tenkis edilecek kısım sigorta alacağının miras bırakanın ölümü tarihindeki satın alma değeridir. TMK m.509’da da belirtildiği üzere, bu değer tenkise tabi kazandırma olarak terekeye eklenir.

Bu nedenle, tenkis edilecek miktarın hesaplanmasında miras bırakanın ödemiş olduğu

231 Ayan, Miras, s.211; Serozan/Engin, s.241; Gençcan, s.559; Dural/Öz, s.270-271; Eren, Tenkis, s.104; Oğuzman, s.232; Nar, s.221-222.

232 Serozan/Engin, s.241; Eren, Tenkis, s.104; Turanboy, s.113-114.

233 Turanboy, s.115-116; Ayan, Miras, s.211; Gençcan, s.560; Serozan/Engin, s.242;

Dural/Öz, s.271; Oğuzman, s.232; İnan/Ertaş/Albaş, s.347.

primler ile sigorta bedeli dikkate alınmaz.234 Satın alma değeri kavramı ise TTK m.1500’de ayrılma değeri olarak ifade edilmiş olup, anılan hükme göre, “Sigorta ettiren, en az bir yıldan beri yürürlükte bulunan ve bir yıllık primi ödenmiş olan sigorta sözleşmelerinde, istediği zaman sözleşmeyi sona erdirerek sigortadan ayrılabilir.

Ayrılma değeri, ayrılmanın istendiği andaki genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun bir biçimde hesaplanan değerdir.” Hükümden de anlaşıldığı üzere, satın alma(ayrılma) değeri kavramından anlaşılması gereken, sigortanın miras bırakanın ölümü tarihindeki gerçek değer, yani miras bırakan o tarihte sözleşmeye son vermiş olsaydı sigortacın poliçenin iadesi karşılığında kendisine ödemekle yükümlü olduğu miktardır. Ayrıca, hükümde sigorta ettirenin bu hakkı kullanabilmesi için en az bir yıl boyunca prim ödemesi şart koşulduğundan, miras bırakanın bir yıl dolmadan ölmesi halinde, sigortanın satın alma değeri söz konusu olmayacağından, bunun TMK m.567’ye göre tenkis edilmesi de mümkün değildir. Bu durumda şartları mevcutsa, TMK m.565’e göre ve sigorta bedelinin tamamı üzerinden tenkis yapılabilir.235