• Sonuç bulunamadı

Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali Davasıyla Karşılaştırılması

Ölüme bağlı tasarrufların iptali davası, kanunda yer alan nedenlerden biri dolayısıyla sakat olan bir ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelmesi amacıyla açılan bir davadır. Ölüme bağlı tasarrufun iptal edilebilmesi için kanunda belirtilen nedenler; ehliyetsizlik, irade sakatlığı, hukuka veya ahlaka aykırılık ile şekil eksikliğidir (TMK m.557). Belirtmek gerekir ki, ölüme bağlı tasarrufun bu nedenlerden biri dolayısıyla sakat olması, bu tasarrufu kendiliğinden geçersiz hale getirmeyip, iptal edilinceye kadar geçerli bir tasarrufun hüküm ve sonuçlarını doğurur. Bu nedenle, tasarrufun hükümsüz hale gelmesi, açılmış bir iptal davasında mahkemenin bu yönde karar vermesine bağlıdır. Davanın olumlu sonuçlanması halinde ölüme bağlı tasarruf ortadan kalkacağından, iptal davası da hukuki niteliği itibarıyla bozucu yenilik doğuran bir davadır.102

Ölüme bağlı tasarrufların iptali davası, tasarrufun tamamına ilişkin olabileceği gibi, bir kısmına ilişkin de olabilir (TMK m.558/II). Bu nedenle, ölüme bağlı tasarrufun bazı unsurlarında iptal nedenleri mevcutsa, iptal davası da sadece bu unsurlara yönelik olarak açılarak kısmi iptal talep edilebilir. Bu durumda iptal edilmeyen kısım geçerli

101 Nar, s.49; Ayan, Miras, s.324; İnan/Ertaş/Albaş, s.432; Hatemi, s.173-174; Dural/Öz, s.448-449; Eren, İstihkak Davası, s.1057-1058.

102 Petek, Hasan, Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali Davasında Süreler ve Hükmün Anlam Bakımından Uygulanması, TAAD, Y.2011, C.1, S.6 (Kısaltması: İptal Davası), s.4; Akbıyık, Cem, Ölüme Bağlı Tasarrufların İptali Davasını Bütünleyen (Tamamlayan) Edim Davasının Hukuki Niteliği Üzerine, Prof. Dr. Ergun Özsunay’a Armağan, İstanbul, 2004, s.105; Ayan, Miras, s.158-159; Dural/Öz, s.231; Köprülü, s.254; Oğuzman, s.190; Hatemi, s.138

olmaya devam eder. Ancak, kısmi iptal davası açabilmek için, iptal nedeninin ölüme bağlı tasarrufun tamamını etkileyecek nitelikte olmaması gerekir. Örnek vermek gerekirse, şekil eksikliği veya ehliyetsizlik durumunda kısmi iptal davası açmak mümkün değildir. Zira bu neden, ölüme bağlı tasarrufun tamamını etkileyecek(iptaline yol açacak) niteliktedir.103

Ölüme bağlı tasarrufun hükümsüz hale gelebilmesi için iptal davası açılması gerektiğini yukarıda belirmiştik. Eğer bir ölüme bağlı tasarrufta iptal nedenleri mevcut ve bu tasarruf mirasçıların saklı paylarını ihlal ediyorsa, bu durumda saklı paylı mirasçı sözü edilen tasarruf için hem iptal hem tenkis davası açabilir. Bu davalar ayrı ayrı açılabileceği gibi, aynı dava dilekçesinde aralarında aslilik- ferilik ilişkisi kurarak ileri sürülmesi de mümkündür. Bu son durumda HMK m.111’de düzenlenen kademeli (terditli) dava söz konusu olur.104

Ölüme bağlı tasarrufların iptali davasına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra, bu davanın tenkis davasından farklarına gelecek olursak, daha önce de açıklandığı üzere, tenkis davası saklı payların ihlali durumunda, mirasçıların saklı paylarının karşılığını alabilmelerini sağlayan, miras bırakanın tasarruflarının yasal sınıra indirilmesine yönelik bir davadır. Yani tenkis davası esas olarak saklı payları korumaktadır. Buna karşılık, iptal davasında korunan değer ise yasal veya atanmış mirasçıların mirasçılık haklarıdır.105 Görüldüğü gibi, bu iki dava yöneldiği amaç bakımından birbirinden ayrılmaktadır.

Tenkis davası saklı pay sahibi mirasçılar ve belirli koşulların varlığı halinde bu mirasçıların alacaklıları ile iflas idaresi tarafından açılabilir. İptal davası ise tasarrufun

103 Ayan, Miras, s.159; Dural/Öz, s.231-232; Petek, İptal Davası, s.5-6.

104 Görgün, s.169; Uyar, Üç Müessese, s.418; Nar, s.51-52; İnan/Ertaş/Albaş, s.295; Yazar, s.51.

105 Ayiter/Kılıçoğlu, s.190; Serozan/Engin, s.746; Oğuzman, s.235; Nar, s.53.

iptal edilmesinde menfaati bulunan yasal veya atanmış mirasçılar tarafından açılabileceği gibi, vasiyet alacaklıları tarafından da açılabilir (TMK m.558/I). Ancak belirtelim ki, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunmayan kişiler, örneğin vasiyeti yerine getirme görevlisi bu davayı açamaz. İptal davası açabilmek için yasal mirasçıların saklı pay sahibi olmaları da gerekmez. Tenkis davasının davalısı miras bırakanın lehine tasarrufta bulunduğu kişilerdir. Bu kişiler, mirasçı olabileceği gibi, üçüncü kişiler de olabilir. Buna karşılık; iptal davasının davalısı, iptali istenen ölüme bağlı tasarruftan davacı aleyhine miras hukukuna ilişkin menfaatler elde eden, yani bu tasarruftan yararlanan kişilerdir. Bu kişiler, vasiyet alacaklısı, atanan mirasçı, yükleme lehtarı ya da vakfın yönetim organı olabilir. Vasiyeti yerine getirme görevlisi de, kendisine karşı açılan davalarda davalı sıfatına sahiptir.106

Tenkis davası, davaya konu olabilecek tasarruflar bakımından iptal davasından daha kapsamlıdır. Buna göre, tenkis davasına hem sağlar arası hem ölüme bağlı tasarruflar konu olabilirken, iptal davasına yalnızca ölüme bağlı tasarruflar konu olabilir. Ancak her iki davanın da ortak noktası, dava sonucunda verilen kararın yalnızca taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurması, yani kararın nispi etkili olmasıdır.

Bu nedenle de, iptal davası açmamış kişiler bakımından söz konusu ölüme bağlı tasarruf geçerliliğini korur.107

Tenkis davasında dava açmak için bir ve on yıllık süreler öngörülmüştür. İptal davası bakımından ise, bir, on ve yirmi yıllık süreler öngörülmüş olup, TMK m.559 hükmüne göre, iptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde

106 Petek, İptal Davası, s.5; Dural/Öz, s.233; Ayan, Miras, s.160; Serozan/Engin, s.477;

Kocayusufpaşaoğlu, s.343; İşgüzar, s.70; Aybay, s.66; Antalya, Miras, s.268.

107 Dural/Öz, s.231; Petek, İptal Davası, s.4-5; Nar, s.54-55; İnan/Ertaş/Albaş, s.431;

Kocayusufpaşaoğlu, s.341; Köprülü, s.260; Antalya, Miras, s.270.

açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer. 108 Son olarak, her iki dava bakımından öngörülen süreler, kanunun açık hükmü gereğince, hak düşürücü sürelerdir.

108 Petek, İptal Davası, s.14; Ayan, Miras, s.161-162; Dural/Öz, s.233; Hatemi, s.139-141;

Oğuzman, s.193; Nar, s.55-56.

İKİNCİ BÖLÜM

TENKİSE TABİ TASARRUFLAR, TENKİSE TABİ OLMAYAN TASARRUFLAR, ÖZEL TENKİS KURALLARI

I. TENKİSE TABİ TASARRUFLAR

A. Genel Olarak

Tasarruf (kazandırma) kavramı, bir kimsenin başka bir kimseye bir malvarlığı değeri sağlamasıdır. Kazandırma ile kazananın malvarlığında genellikle bir artış olur.

Bu artış, kazananın aktifinin çoğalması şeklinde olabileceği gibi, pasifinin azalması şeklinde de olabilir. Kazandırmanın bir karşılık alınarak (ivazlı) veya karşılıksız (ivazsız) biçimde yapılması mümkündür. Karşılıksız (ivazsız) kazandırmalar ise, inceleme konumuz olan sağlar arası ve ölüme bağlı tasarruflardır.109

Tasarruf (kazandırma) kavramını Miras hukuku bakımından ele alacak olursak şöyle bir tanım yapabiliriz: “Miras bırakanın hiç veya tam bir karşılık almaksızın, kendi malvarlığından ya da terekesinden, başka bir kişiye kanunda belirtilen bir malvarlığı değeri sağlamasıdır.” Tanımda yer verilen türden bir kazandırma, miras bırakanın tasarruf nisabını aşıyorsa, bu durumda tenkise tabi tasarruf söz konusu olur.110

Tenkis davasının konusunu, miras bırakanın saklı payları ihlal eden tasarrufları oluşturur. Tenkise tabi tasarruflar, sağlar arası ve ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılmaktadır. Belirtmek gerekir ki, bu ayrımın yapılması tenkis davası bakımından

109 Eren, Borçlar Genel, s.181; Nar, s.143.

110 Eren, Tenkis, s.61; Nar, s.144; Özuğur, s.3; Tekdoğan, Mirasta Denkleştirme, s.109;

Tekdoğan, Aydın, Sağlararası Tasarrufların Tenkisi, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, C.12, S.133, Eylül, 2017, (Kısaltması: Sağlararası Tasarruf), s.88.

oldukça önemlidir. Zira miras bırakanın tasarruf nisabını aşan tüm ölüme bağlı tasarrufları tenkise tabi iken, sağlar arası tasarrufları ise, aşağıda detaylı olarak inceleneceği üzere, TMK m.565’te belirtilen gruplardan birine ait olması durumunda tenkise tabi tutulur.