• Sonuç bulunamadı

2.1 AVRUPA BİRLİĞİNİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ

2.1.3 Kömür

Çevre kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri olmasına rağmen elektrik ve ısı üretiminde günümüzde bile yaygın kullanıma sahip olan kömür Avrupa Birliği açısından da önemini muhafaza etmektedir. AB'de kömür madenciliği, iyi ücretli

36

işlerde neredeyse iki yüz bin kişiyi istihdam eden ve daha pek çok ekipman ve malzeme tedarik eden büyük ve olgun bir endüstridir. Kömür, AB'nin en önemli enerji kaynaklarından biri olan ve örneğin 2014 yılında AB birincil enerji talebinin %17'sini karşılamış olan enerji kaynağıdır. AB elektriğinin %26,4'ü 2014 yılında kömürden gelmiştir. Birçok üye ülkede bol miktarda kömür ve linyit rezervleri bulunur.

Teknolojideki ilerlemeler, özellikle Avrupa'daki enerji santrali tedarikçileri tarafından, kömürle çalışan enerji santralleri giderek daha temiz ve verimli hale gelmektedir. Çoğu pazarda, kömürle çalışan güç üretimi, en rekabetçi elektrik kaynağıdır. Gaz yakıtlı tesislerin arz ve talepteki değişimlere daha hızlı tepki vermesine karşılık, kömür yakıtlı tesisler ise günün hangi saati olursa olsun, hava koşulları ve mevsim ne olursa olsun, elektrik şebekelerini dengede tutmaya yardımcı olur. Dolayısıyla kömür tesisleri elektrik şebekelerinin dengede tutulması için hayati öneme sahiptir (Eurocoal, 2017:

9-10).

Demir-çelik sanayi, çimento üretiminde de kömür yaygın olarak kullanılmaktadır.

Son yayınlanan enerji raporlarına göre Avrupa Birliği ülkelerinin 74 819 milyon ton toplam kömür rezervi bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle AB üyesi ülkeler dünya kömür rezervlerinin %6,6 kısmına sahiptirler (BP, 2017: 36).

Kömürün elektrik üretiminde yoğun bir şekilde kullanılmasına rağmen AB’de kömür üretimi ve tüketimi son yıllar içinde istikrarlı bir şekilde düşüş göstermiştir.

İşletme maliyetlerinin yüksekliği, temiz ekonomiye geçiş programlarının uygulanması ve ucuz uluslararası kömür fiyatlarının sebep olduğu zorluklar neticesinde Romanya, Polonya ve İspanya gibi ülkelerde kömür madenlerinin birçoğu kapanmıştır4. AB’de 2006 yılında 193,2 Mtep kömür üretimi gerçekleştirilmiş ve bu üretim miktarı kademeli ve istikrarlı bir şekilde düşüş göstererek 2016’da 133,6 Mtep’e ulaşmıştır.

2005-2015 yılları arasında kömür üretimi dünyada %6,2 civarında bir düşüş göstermesine karşılık AB-28 ülkeleri için bu düşüş oranı %7,9 civarında olmuştur.

2016 verilerine göre AB üye ülkeleri dünya üretiminin %3,7’lik bir kısmını gerçekleştirmişlerdir (Eurostat Database, 2018).

Kömürün tüketim boyutunda ise AB için durum biraz farklıdır. Avrupa Birliği çevre kirliliği tehditleri altında temiz ekonomiye geçiş programlarının en önemli savunucularından biri olsa da kömür tüketiminde Çin, Hindistan ve ABD’den sonra

4 Bu konuda daha detaylı bilgi için bkz: ECPR-European Commission Press Release, “State aid:

Commission clears PLN 7.95 billion Polish support for closing coal mines”, 18 November 2016, (Erişim), http://europa.eu/rapid/press-release_IP-16-3824_en.htm?locale=en 1 Mayıs 2018

37

dördüncü sırada yer almaktadır. Nitekim, 2016’da dünya tüketiminin %6,4’lük bir kısmı AB tarafından yapılmıştır. Uzun dönemde üretimde %6,2’lik bir düşüş yaşanmasına karşılık, tüketimde 2005-2015 yılları arasında %1,9 azalma gözlemlenmiş, tüketimde yaşanan en büyük düşüş ise 2016’da bir önceki yıla göre

%8,9 civarında bir azalma ile raporlara yansımıştır. Nitekim, 2006’da 327,2 Mtep olan tüketim, 2015’te 261 Mtep olmuş, 2016’da ise %8,9 azalma ile 238,4 Mtep’e kadar gerilemiştir (BP, 2017: 37).

Grafik-6 AB-28 Kömür İthalatında En Önemli Ortakları (2005-2016, %)

Kaynak: Eurostat Database-2018, “Data Navigation Tree/Enviroment and Energy”

(Erişim), http://ec.europa.eu/eurostat/data/database 11 Mayıs 2018

Diğer fosil yakıtlara oranla görüldüğü gibi AB-28 ülkelerinin kömür ürünlerinde dış kaynaklara bağımlılığı %50’nin üzerindedir. Bu durum Avrupa’da kömür ürünlerinin bulunabilirliğine ve bu sanayinin bölgede belli bir olgunluğa sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Grafik-6’dan da görüldüğü gibi 2005-2016 yılları arasında 2013’e kadar kömürde dış kaynaklara bağımlılık yaklaşık 5 puan artarak

%44,3 seviyesine yükselmiş bu yıldan itibaren ise düşüş gözlemlenmiş ve neredeyse

%40,2 seviyesi ile 2005 göstergesine inmiştir. Grafikten-5’ten görüldüğü üzere Rusya, AB üyesi ülkelerin halen en önemli ithalat ortağıdır. Bu ülkeye bağımlılık %20’nin üzerindedir ve hiçbir zaman bu seviyenin altına inmemiş tam tersine yükselmektedir.

Rusya dışında Kolombiya, ABD ve Avusturalya AB’nin önemli ortaklarıdır.

AB üyesi ülkeler içinde kömür ürünlerinde net ithalatçı ve ihracatçı durumda olanlar da mevcuttur. Nitekim, bölgede en önemli üreticiler Polonya, Almanya ve Birleşik Krallık’tır. Günümüzde bile AB’de üretilen toplam katı yakıtların %40’ını,

2005 2007 2009 2011 2013 2015 2016

İthal. Bağ. 39,4 41,3 40,9 41,9 44,3 42,4 40,2

Rusya 20,2 21,4 26,2 22,9 25,9 25,8 26,4

Kolombiya 10 11 15,2 20,7 19,6 21,3 20,5

ABD 6,5 7,9 11,8 15,7 19,5 14 12,3

38

taş kömürün ise %79,31’lik kısmını Polonya üretmektedir. Almanya, Hollanda ve İtalya ise en çok ithalat gerçekleştiren ülkeler olmakla birlikte, diğer taraftan bölgede sadece ithal kömüre bağlı olan ülkeler de mevcuttur. Fransa, İtalya, Letonya ve Avusturya gibi ülkeler ise, tamamen ithal kömür kullanan ülkelerdir (Eurocoal, 2017:

74; Eurostat Database, 2018).

Avrupa kömür endüstrisi, üç sürdürülebilir enerji hedefinin- arz güvenliği, rekabet gücü ve çevre uyumluluğunun- eşit çaba ile uygulanması gerektiğine inanmaktadır.

Nükleer santraller ve daha da büyük ölçüde kömür, linyit ve gaz yakıtlı enerji santralleri de dâhil olmak üzere geleneksel termik elektrik üretimi, Avrupa'nın elektrik arzının bel kemiğini oluşturmaya devam edecektir. Çünkü enerji arz güvenliğinin en önemli parçalarından biri enerji sistemlerini dengede tutmak ve arz-talep şoklarına karşı enerji sistemlerini korumak ve şoklardan yaranan ekonomik sıkıntıları minimize etmektir. Dolayısıyla AB’nin güvenli elektrik üretiminin anahtarı çeşitli enerji türlerinin aynı anda kullanılmasına bağlıdır. Kömür ve linyit rezervleri ve bu rezervlerin verimli bir şekilde kullanımı yakın gelecekte de kendi önemini muhafaza edecektir (Eurocoal, 2017: 9).