• Sonuç bulunamadı

Patara’da gerçekleştirilen çalışmalarda, yukarıda değinilen amphora tipleri haricinde herhangi bir merkez ile ilişkilendirilemeyen amphoralar da ele geçiştir. Çalışmada bu örnekler morfolojik ve hamur tiplerine göre gruplandırılmaya çalışılmıştır.

KSA.1-2 katalog numarı örnekler kısa-geniş ve altı hafif oyuk kaideleri ve hamur yapıları ile Arkaik Dönem güney İonia amphoralarını anımsatır. Geniş küresel gövdeye sahip olukları anlaşılan örnekleri sergiledikleri form özelliklerinin yanı sıra buluntu kontekstleri ile İ.Ö. 6. yüzyıl sonlarına tarihlemek mümkündür735. Oturma düzlemi dar ve yuvarlatılmış, sığ oyuklu KSA.3-7 katalog numaralı dip-kaideler ise Klasik Dönem güney İonia amphoralarını anımsatır.

KSA.8-9 katalog numaralı kısa-geniş ve altı derin oyuklu dip parçaları gösterdikleri form özellikleriyle ilk gruptan farklılaşır. Örneklerin iyi pişmiş, sert dokulu, az kum tanecikli, kireç katkılı ve yüzeyde mika katkısı görülen hamurları bulunur. Benzer ancak tarihlendirilmemiş bir paralel Kaunos’da ele geçmiştir736.

Oturma düzlemi yuvarlatılmış ve dışa doğru açlışmış, altı derin oyuklı KSA.10-11 katalog numaralı örnekler kendi içlerinde farklı bir grup oluşturur. İyi pişmiş sert dokuya sahip

731

Deshayes 1963, 210-211, Lev. 20, no. 4.

732

Şenol – Aşkın 2007, 276, no. 78.

733

Grace 1979c, 180, Fig. 1, Lev. 28, no. 1.

734

Şenol – Aşkın 2007, 276-277, no. 79, 81.

735

Örnekleri, aynı kontekstte bulunan ve genel olarak İ.Ö. 550-500 yıllarına tarihlenen karınlı amphora, krater ve lekythos gibi siyah astarlı seramiklerle tarihlendirmek mümkündür. KSA.1-2’nin kontekst buluntuları içiön bkz: Acar 2011, 107, Lev. 33, no. 11; 111, Lev. 7, 39, no. 45; 113, Lev. 8, 40, no. 56-57; 116, Lev. 11, 44, no. 85.

736

örneklerde kum ve kireç katkı maddesi olarak görülmektedir. KSA.12 her ne kadar altı derin oyulmuş tutamak formlu kaidesiyle bu örneklere benzese de farklı bir kökene ait olmalıdır.

Altı hafif oyuk, dışa çekik topaç formlu KSA.13 ve altı daha ince cidara sahip KSA.14-15 katalog numaralı örnekler güney Ege Mantar ağızlı amphoraların diplerini anımsatır. Örneklerin iyi pişmiş, sert dokulu, yer yer gözenekli, ince kum tanecikli, kireç parçacıklı ve ince mika katkılı hamuru bulunur. Benzer formdaki Samos buluntusu bir örneğin Mende ile ilişkili olabileceği söylenmiştir737. Rhodos buluntus benzer örneğin kökeni hakkında ise herhangi bir bilgi verilmemiştir738. Atina Agorası’nda ele geçen benzer örnekler ise Solokha I grubu ile739, Troia’da bulunan örnekler ise güney Ege mantar ağızlı amphoraları ile ilişkilendirilmiştir740.

İçi dolu tutamak formuna sahip KSA.16-19 katalog numaralı örnekler gösterdikleri form özellikleriyle kuzey Ege tiplerini anımsatır741. Dışa çekik ucu yuvarlatılmış ağız kenarına ve silindirik boyuna sahip KSA.20-22, form özellikleriyle Knidos amphoralarını anımsatmalarına karşın hamur renkleri ve dokularıyla bu gruptan farklılaşır. Söz konusu örnekler Knidos taklidi olmalıdırlar. Dışa çekik ağız kenarına ve silindirik boyuna sahip KSA.23-24 katalog numaralı örneklerin Troia’da bulunan benzerleri M. Lawall tarafından yerel üretim olarak değerlendirilmiştir742. Ucunda plastik halka eklentisi bulunan sivri dipli KSA.25 katalog numaralı dip parçası sergilediği form özellikleriye her ne kadar Knidos üretimi amphoraları anımsatsa da hamur özellikleriyle farklılaşır. İyi pişmiş, sert dokulu, gözenekli, ince kum tanecikli ve mika katkılı hamuru Hellenistik Dönem Pamphylia amphoralarına benzer. Örnek, gösterdiği hamur ve form özellikleriyle Knidos taklidi olmalıdır. Ucu profillendirilmiş, içi dolu kozalak formlu KSA.26 katalog numaralı dip parçasının Kaunos tapınak terasında ele geçen bir benzeri üretim yeri belli olmayan amphoralar arasında değerlendirmeye alınmıştır743. KSA.27-29, sahip oldukları farklı form özellikleriyle Patara’da bulunan ve üretim yeri tespit edilemeyen amphora parçaları arasındaki tekil örneklerdir.

737

Samos IV, 132, no. 412.

738

Yiannikouri 1996, 421, Fig. 35, no. 25/30.

739

Lawall 1995, 218, 376, Fig. 93.

740

Lawall 2002, 233, Fig. 12, no. 90.

741

Kuzey Ege ile ilişkilendirilen benzer örnekler için bkz: Lawall 2002, 229, Fig. 8, no. 28.

742

Lawall 1998, 212, Fig. 13, no. 74, 83.

743

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TİCARİ AMPHORALARIN DEĞERLENDİRMESİ

1989-2010 yılları arasında Patara’da gerçekleştirilen kazılarda Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönemlere tarihlenen yaklaşık 330 adet profilli amphora parçası ele geçmiştir. Dönemsel yoğunluk dikkate alınmadığında amphoraların büyük bir bölümünün Khios’a ait (%19) olduğu görülmektedir. Khios’u sırasıyla Rhodos (%12), güney Ege Mantar ağızlıları (%11), Lykia (%7), Thasos (%6), Knidos, Kos, Rhodos Peraiası (%5’er), Kıbrıs (%4), Mende, Nikandros (%3’er), Samos, Lesbos, Klazomenai, Korinth/Korkyra (%2’şer) ve Zeest/Samos (%1) amphoraları takip eder. Ele geçen amphoralar içerisinde kökeni saptanamayan örnekler ise yaklaşık olarak %10’luk bir dilimi kapsamaktadır (Grafik 1).

Patara’da Arkaik Dönem’e tarihlendirdiğimiz amphoralar içerisinde Khios’un en büyük grubu oluşturduğu görülmektedir. Khios amphoralarının Patara’daki varlığı ise İ.Ö. 6. yüzyılın ikinci yarısında gözle görülür bir şekilde artış göstermiştir. Arkaik Dönemde Khios’un yanı sıra Korinth/Korkyra (%10), Klazomenai (%8), Lesbos, Samos (%7’şer) ve Zeest/Samos (%5) amphoralarının varlığı tespit edilmiştir (Grafik 2).

Klasik Dönem’le birlikte kentteki amphora formlarında değişimin olduğu görülmektedir. Klasik Dönemde en büyük yoğunluğun, çalışmada yeni bir amphora tipolojisi olarak tanıtılan Lykia amphoralarına ait olduğu tespit edilmiştir (%43). Lykia amphoralarını Mende ve Khios %18’lik oranla takip eder. Dönem içerisinde görülen diğer amphora formlarını ise Kos (%12), Thasos (%7) ve Samos (%2) olarak sıralamak mümkündür (Grafik 3).

Hellenistik Dönem’de Patara’daki amphora tipolojisinin, siyasi ve ticari hareketlilikle birlikte yoğunluğunun arttığı gözlenmektedir. En büyük buluntu grubunun kente en yakın ve en büyük şarap üreticisi olan Rhodos’a ait olduğu tespit edilmiştir (%22). Rhodos amphoralarını, üretim yerleri problemli olmakla birlikte güney Ege ile ilişkilendirilen mantar ağızlı amphoralar takip eder (%21). Bu iki tipolojiyi sırasıyla Knidos (%10), Thasos (%9), Rhodos Peraiası, Kıbrıs (%8’er), Nikandros, Kos, Khios (%6’şar), Mende (%2), Korinth/Korkyra ve Lesbos amphoraları (%1’er) takip etmektedir (Grafik 4).

Patara’da ele geçen ticari amphoralara genel olarak bakıldığında Arkaik, Klasik ve Hellenistik Dönemler’de ticari ilişkilerin daha çok Ege dünyası ve özellikle de İonia Bölgesi ile gerçekleşmiş olduğu görülmektedir. Arkaik Dönem’de kentte bulunan Khios

amphoralarının diğer üretici merkezlerin amphoralarına oranla fazla olması, Khios adasının bu dönem içindeki ticari politikası göz önüne alındığında, beklenen bir durumdur. Ancak geç Arkaik Dönem’e tarihlenen şişkin boyunlu örneklerin ele geçen Khios amphoraları arasında %48 gibi yüksek bir orana sahip olması dikkat çekicidir. Bu oranın yüksek olmasında şişkin boyunlu Khios amphoraların teşhisindeki kolaylık etken olmuş gibi görünebilir. Ancak Patara’da kökeni tespit edilemeyen ve geç Arkaik Dönem’e tarihlenen amphoralarının sayısal olarak az olduğu düşünüldüğünde bu varsayım geçerliliğini yitirir. Arkaik Dönem’in diğer önemli bir üreticisi olan Klazomenai amphoralarına da yoğun olarak rastlanılması, Patara’nın bu dönemdeki yoğun ticari ilişkisinin özellikle Khios-Klazomenai rotasında gerçekleşmiş olduğunu gösterir. Buna karşın, diğer önemli bir üretici olan Miletos ve diğer güney İonia üretimi amphoralara rastlanılmaması, bunun yanında Samos ve Zeest/Samos amphoralarının kentteki varlığının azlığı Arkaik Dönem’deki ticaretin güney İonia ile sınırlı boyutta gerçekleşmiş olabileceğini düşündürmüştür744. Lesbos amphoralarının oranının azlığı ve Protothasos amphoralarının bulunmaması Patara’nın bu dönemde kuzey Ege ile olan ticaretinin sınırlı olduğunu gösterir (Grafik 2). Tüm bunların yanında, Khios amphoralarından sonra en yoğun buluntu grubunun Korinth/Korkyra amphoralarına ait olması, kentte ele geçen seramik ve terrakotta gibi diğer buluntulara bakıldığında tutarlı görünmektedir745.

Klasik Dönem’le birlikte Khios ile olan ilişkilerin gözle görülür derecede düşüşe geçtiği, bunun yanında Patara’nın farklı merkezlerle yeni ticari ilişkiler kurmaya başladığı görülmektedir. Klasik Dönem’de kentte ele geçen amphoralar arasındaki en büyük değişim ise yerel bir üretim olduğunu düşündüğümüz amphoralarla yaşanmış görünür. Şimdilik üretim yeri konusunda herhangi bir kent öneremediğimiz ve Lykia zeytinyağının taşınmasında kullanıldığını düşündüğümüz bu yeni amphora tipinin kentte çok sayıda bulunmasına karşın, Samos ve Kıbrıs gibi önemli zeytinyağı üreticisi merkezlerin amphoralarına rastlanılmaması ya da çok az rastlanılması birbirlerini açıklayıcı etkenler olarak düşünülmelidir. Önemli zeytinyağı üreticilerinin amphoralarına çok az rastlanılması, Patara’nın Klasik Dönem içinde zeytinyağı ihtiyacını bölge içinden karşılamasıyla Açıklamak mümkündür. Patara’nın Klasik Dönem’le birlikte Kos, Mende ve Thasos gibi önemli şarap üreticisi merkezlerle yeni ticari ilişkiler kurduğu görülür.

744

Tepecik Akropolisi’nde ele geçen az sayıdaki yabankeçisi ve Fikellura seramikleri bu durumu desteklemektedir bkz: Dündar 2012a, kat. no. 22-34.

745

Patara’da bulunan ve Arkaik Döneme tarihlenen Korinth ithali terrakottalar için bkz: Işın 2010b, 93-94, 98- 99, 104, Fig. 5-6.

Hellenistik Dönem’de, Arkaik ve Klasik Dönemler’den farklı olarak amphora sayısında ve tipolojisinde bir artışın olduğu görülmektedir (Grafik 4-6). Bu çeşitlilik Patara’nın Hellenistik Dönem boyunca özellikle Makedon kökenli doğu krallıklarının önemli bir deniz üssü olarak kullanılmasının sonucu gibi görünür. İlk kez Hellenistik Dönemle birlikte görünen amphoralar arasında Rhodos, Knidos ve Kıbrıs amphoralarını saymak mümkündür. Bunların yanı sıra, güney Ege üretimi olduğu düşünülen (Ephesos çevresi?) Nikandros grubu da Hellenistik Dönem’le birlikte kentte görülmeye başlar. Yoğun ticari ilişkilerin Rhodos ile gerçekleşmesinin yanı sıra, güney Ege mantar ağızlı amphoraları, Knidos, Rhodos Peraiası ve Kos amphoralarının yoğunlukları (ele geçen amphora tiplerinin %67’si), ilişkilerin Hellenistik Dönem’de yoğun olarak güneybatı Anadolu ile gerçekleştiğini gösterir. Khios amphoralarının kentteki varlığı bu dönemde en düşük oranda karşımıza çıkar. Bunun yanında, hiçbir dönemde yüksek oranda olmayan Thasos, Mende ve Lesbos gibi kuzey Ege kökenli amphoralarının oranında da bir düşüş gözlenmektedir (Grafik 4)

BEŞİNCİ BÖLÜM

PATARA’DA BULUNAN MÜHÜRLÜ AMPHORA KULPLARI

Benzer Belgeler