• Sonuç bulunamadı

Mantar formlu olarak genel bir başlık altında gruplanan amphoralar ilk kez I. B. Zeest tarafından yapılan çalışma ile dikkatleri üzerlerine toplamaya başlamıştır. Ukrayna yakınlarındaki Solokha kurganı nedeniyle “Solokha I” olarak da isimlendirilen bu tipolojideki amphoraların bir bölümü I. B. Zeest’in yaptığı ilk çalışmada yedi farklı tipolojiye ayrılmıştır651. Solokha I olarak isimlendirilen mantar formlu ağız kenarına sahip bu amphoralar, omuzlara doğru genişleyen kısa silindirik boyuna, geniş omuzlu ovoid gövdeye, altı oyuk topuz formunda kaideye sahip olup oval kesitli kısa kulpları ağız kenarının hemen

643

Şenol – Waltz 2010, 186.

644

Doğer – Şenol 1996, 63, Fig. 5.

645

Koroni Yarımadası’nda bulunan bant ağızlı amphora üzerinde yönetici Agrios’un ismi okunmuş ve bu yönetici önceleri İ.Ö. 4. yüzyıl sonlarına tarihlendirilmiştir bkz: Grace 1963, 323, Fig. 1, no. 5. Sonraları Finkielsztejn tarafından Rhodos’lu yöneticiler üzerine yapılan çalışmada Agrios İ.Ö. ca. 265 yılına tarihlendirilmiştir bkz: Finkielsztejn 2001, 188, Tab. 17.

646

Doğer – Şenol 1996, 63, 69, Fig. 5, 12; Doğer 1994, 197, no. 1-5.

647

Şenol – Waltz 2010, 193, Fig. 3b.

648

Şenol – Aşkın 2007, 270, no. 63-64.

649

Mikythos I’a ait amphora için bkz: Grace 1966, 287. Yönetici Polyaratos’un tarihlemesi için bkz: Finkielsztejn 2001, 188, Tab. 17.

650

Grace 1963, 323, 333, no. 5.

651

altından başlayarak omuzlara inmektedir652. Bu amphoraların en erken örneklerine Atina Agorası’nda İ.Ö. 5. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenen depozitte rastlanılmıştır653.

İ.Ö. 5. yüzyıl sonundan İ.Ö. 3. yüzyıl başlarına kadar özellikle batı Anadolu’da ve Ege adalarında sıkça rastlanılan mantar formlu ağız kenarına sahip bu amphoraların birçok merkezde üretildikleri bilinmektedir. Benzer ağız formuna sahip bu amphoralar bölgesel üretim anlayışını göstermekte ve “Koine” oluşumuna dair izler sunmaktadır. V. Grace, Samos amphoraları üzerine yapmış olduğu çalışmasında, adada üretildiklerine ilişkin herhangi bir somut kanıt bulunmasa da, Samos’a özgü olan aslan başının bulunduğu mühür taşıyan örneklerden yola çıkarak adada İ.Ö. 4. yüzyıl sonlarında mantar formlu ağza sahip amphoraların da üretildiğini belirtmiştir654.

Mantar formlu ağız kenarına sahip amphoraların tümünün biçimsel olarak birbirine benzemediği bilinmektedir. Farklı örneklerin bir arada olduğu Kyrenia Batığı’nda bu durum iyi bir şekilde görülür. Söz konusu batığın kargosunun büyük bir bölümünü oluşturan uzun silindirik boyunlu ve Rhodos’a verilen amphoraların yanı sıra, aynı batıkta bulunan ve V. Grace tarafından Samos üretimi olarak değerlendirilen kısa boyunlu ve küresel gövdeye sahip mantar ağız formlu amphoraların varlığı bu farklılığın en iyi örnekleridir655.

Benzer ağız formlarına sahip olmalarına karşın gövde yapılarındaki farklılıklar onların farklı birçok merkezde eşzamanlı olarak üretilmiş olduklarını gösterir. Bazı üretim merkezlerinde yapılan çalışmalarda bu amphoraların üretimlerine dair somut kanıtlar bulunmuştur. Bu merkezlerin başında Kos Adası’ndaki Meropis Atölyesi gelir. İ.Ö. 5. yüzyıl sonu – 4. yüzyıl başına tarihlenen atölye bu bugüne kadar tespit edilen mantar formlu ağız kenarına sahip amphora üreten en erken atölye olarak bilinmektedir656. Adada üretim yapan bir diğer atölye de Kardamaina’da bulunmuştur657. Kos’da mantar formlu ağız kenarına sahip amphora üretiminin monofide ve bifid kulplu olarak gerçekleştirildiği tespit edilmiştir658.

652 Lawall 1995, 375, Fig. 88-90. 653 Lawall 1995, 218. 654

Grace 1971, 67, Lev. 15, no. 11.

655

Batıktaki mantar formlu ağza sahip Rhodos amphorası için bkz: Bass – Katzev 1968, 172; Katzev 1969, özellikle sayfa 58’deki resim. Samos amphorası için bkz: Katzev 1970, 8; Grace 1971, 67, dn. 41.

656Kantzia 1994, 323-354; Papuci-Władyka 1997, 48.

657

Georgopoulou 2001, 107-113; Hein et al. 2008, 1050.

658

Knidos’da mantar formlu ağıza sahip amphora üretiminin varlığı ise Datça Yarımadası’ndaki Reşadiye’de yapılan yüzey araştırmaları sonucunda tespit edilmiştir659. Ağız kenarından boyuna geçişte daralan bir boyuna sahip olan ve Tip I olarak sınıflanan amphoraların form gelişimine göre Knidos’da üretilen ilk mantar formlu ağız kenarına sahip amphora formu olduğu düşünülmektedir660.

Paros Yarımadası’nda yapılan çalışmalarda, İ.Ö. 4. yüzyıldan İ.Ö. 2. yüzyıla kadar faal olan ve adadaki en erken üretim yapan atölye olarak belirlenen Ampelas’da da mantar formlu ağıza sahip amphoraların üretildiği belirlenmiştir. Ampelas Atölyesi’nde üretilen bu amphoraların geniş ovoid gövdeli ve Kos Meropis Atölyesi’nde olduğu gibi altı oyuk, kısa topuz formunda kaideye sahip oldukları görülmektedir661.

Euboea Yarımadası’nın hemen kuzeydoğusunda bulunan Peparethos’da İ.Ö. 4. yüzyılın ilk yarısında faal olan Panermos Atölyesi’nde de mantar formlu ağıza sahip amphoraların üretildiği belirlenmiştir662. Yapılan çalışmada, Peparethos II olarak sınıflanan yerel üretim amphoraların, hamur renkleri çok benzemese de form özellikleri açısından Solokha I amphoraları ile benzer olduklarına dikkat çekilmiştir. A. Doulgéri-Intzessiloglou ve Y. Garlan yaptığı çalışmada, farklı renklerde hamurları bulunan ve farklı birçok merkezde üretilmiş olabilecek olan Solokha I amphoralarının663, üretim yerlerinden birisi olarak da Peparethos’un olabileceğini belirtmişlerdir664.

Klazomenai’de İ.Ö. 4. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenen bir seramik fırınında mantar formlu ağız kenarına sahip amphora parçaları bulunması söz konusu amphoraların burada da üretilmiş olduğunu göstermiştir. Bu örneklerin Solokha I olarak isimlendirilen form ile benzerliği dikkat çekicidir665.

En iyi örnekleri Kyrenia Batığı’ndan bilinen ve Rhodos’a atfedilen mantar formlu ağıza sahip amphoraların Rhodos Adası’nda üretildiklerine ilişkin herhangi bir kanıt bulunmasa da, V. Grace adanın İ.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısında bu formda amphoralar ürettiğini düşünmektedir666. Ancak yukarıda değinilen üretim merkezlerinden farklı olarak Rhodos’a

659

Tuna et al. 1987, 48.

660

Şenol 1995, 2, Lev. 1, Res. 1-2.

661

Empereur – Picon 1986b, 504-505, Fig. 9a-c.

662 Doulgéri-Intzessiloglou – Garlan 1990, 369-371, 376, 386-388. 663 Lawall 1995, 228-230. 664 Doulgéri-Intzessiloglou – Garlan 1990, 388. 665 Doğer 1986, 449-471, Fig. 18. 666

atfedilen mantar formlu ağza sahip amphoraların genelde uzun ince ovoid gövdeye ve altı boş topuz formunda uzun dibe sahip olduğu görülür667.

Bu verilere ek olarak, son yıllarda Marmaris Yarımadası’nda, Bybassos’da gerçekleştirilen çalışmalarda, Rhodos Peraiası’nda da İ.Ö. 4. yüzyıl sonlarında mantar formlu ağıza sahip amphoraların üretilmiş olduğu belirlenmiştir668.

Patara’da bulunan mantar formlu ağız kenarına sahip amphoralar içinden Rhodos, Kos ya da Knidos’a atfedemediğimiz toplam yirmi altı ağız parçası ve altı dip parçası bulunmaktadır. Renkleri açık kırmızıdan açık kahverengiye kadar değişen bu örneklerin hamurları genelde kum ve kireç katkılı olup bazı örneklerde mika da görülmektedir. Birçok atölye tarafından İ.Ö. 4. yüzyıl içinde üretildiğini bildiğimiz bu örnekleri kesin olarak bir atölye ile ilişkilendirmek zor olsa da biçimsel olarak farklılıkları onları gruplamamıza olanak sağlamıştır.

Örnekleri ağız kenarlarındaki profil farklılıklarına göre altı gruba ayırmak mümkündür. Tip I’de dışa doğru uzatılarak çekilmiş ağız kenarı oldukça geniş bir ağız açıklığı yaratmıştır (MA.1-2). M. Lawall tarafından Atina Agorası buluntuları üzerine yapılan çalışmada Tip 4 olarak sınıflanan benzer örnekler İ.Ö. 4. yüzyıl sonu İ.Ö. 3. yüzyıl başına tarihlendirilmiştir669. I .B. Zeest benzer örnekleri Tip 3 olarak sınıflamıştır670. Karadeniz’de, Phanagoria’da bulunan bir ağız parçası ile671 Chersonesos Nekropolisi’nde bulunan tam bir örnek İ.Ö. 4. yüzyıla672, Thorikos örneği İ.Ö. 4. yüzyıla673, Samos’da bulunan bir örnek İ.Ö. 4. yüzyılın ikinci yarısına674, Paros’da bulunan benzer bir örnek ise İ.Ö. 4. yüzyıl sonu – İ.Ö. 3. yüzyıl başına675 tarihlendirilmiştir. Tip II olarak sınıfladığımız örneklerimiz ise kalın ve güçlü yapıları ile diğer buluntular içinde görsel olarak ön plana çıkarlar (MA.3-6). Bu tipte ağzın iç bölümü dik olarak yükseldikten sonra keskin bir dönüşle yana çekilmiş ve ağız kenarında güçlü bir üçgen profil oluşturulmuştur. MA.6 katalog numaralı örnekte ise dışa çekik ağız kenarının daraldığı

667

Bass – Katzev 1968, 172; Katzev 1969, özellikle sayfa 58’deki resim.

668

A. K. Şenol, “Erken Hellenistik Dönemde Rhodos Peraiası’nda Amphora Üretimi: Yeni Kanıtlar”, bkz: E. Laflı (Ed.), Hellenistic Ceramics in Anatolia (4th to 1st cent. B.C.), Colloquia Anatolica et Aegaea Congressus, Internationales Smyrnenses III. İzmir, 12 – 14 October 2010 (baskıda).

669

Lawall 2004b, 451, Lev. 198, no. 22-24.

670

Zeest 1960, 151, Lev. 15, no. 32в.

671

A. A. Zavoykin – E. V. Kuznetsova – S. Y. Monachov, “Керамические Комплексы Из Фанагории (Раскопки 2005 г.)”, Античный мир и археология 12, 2006, 297-298, 306, Lev. 3, no. 116.

672

Monachov ve Abrosimov bu örneği Knidos üretimi olarak değerlendirmişlerdir bkz: Monachov – Abrosimov 1993, 129, 148, Lev. 7, no. 21.

673

Docter – Monsieur – Put 2011, 104, Fig. 28, no. 70.

674

Samos IV, beil. 10, no. 426.

675

görülmektedir. Bugüne kadar yayınlanan malzemeler içerisinde Tip II ile benzer ağız profiline sahip tek örnek Thorikos’da ele geçmiş ve İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlendirilmiştir676. Tip III olarak sınıfladığımız MA.7-14 ise Patara’da bu ağız profiline sahip bulunmuş en geniş gruptur. Tip II’ye oranla daha ince cidarlı olan bu örneklerde düz yükselen ağzın iç bölümü keskin bir dönüşle yanlara doğru dike yakın bir açıyla çekilen ağız kenarına açılır. Benzer örnekler M. Lawall’ın yaptığı çalışmada Tip 3677, I. B. Zeest’in çalışmasında da Tip 7 olarak sınıflanmıştır678. Karadeniz’in kuzeyinde bulunan Panskoe I yerleşiminde679, Chersonesos Nekropolisi’nde680, Eretria681 ve Troia’daki benzer örnekler İ.Ö. 4. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir682. Tip IV olarak sınıfladığımız MA.15-21 ise Patara’da bulunan en ince cidarlı mantar formlu ağız kenarına sahip amphoralardır. Örneklerin tümünde ağız kenarının ucu aşağıya sarkıtılmıştır. I. B. Zeest tarafından Tip 4 olarak sınıflanan bu amphoraların683, Halikarnassos’daki benzerleri Tip 4 olarak sınıflandırılmıştır684. Atina Agorası’nda bulunan örneklerin İ.Ö. 4. yüzyıl sonu ve İ.Ö. 3. yüzyıl başına tarihlenen depozitlerde ele geçtiği belirtilmektedir685. Benzer özellikte ağız kenarına sahip örnekler Nagidos686 ve Thorikos’da687 bulunmuştur. Ucu aşağıya sarkıtılmış ve dudağın alt kısmında kabartma şeklinde bir şerit bulunan kalın cidarlı örnekler (MA.22-25) Tip V olarak sınıflanmıştır. M. Lawall benzer örnekleri Tip 1688, I. B. Zeest ise Tip 2 olarak689 sınıflanmıştır. Rhodos Mandraki Limanı690, Eretria691, Samos692, Nagidos693, Troia694, Thasos695 ve Panskoe I Nekropolisi’nde696 bulunan benzerleri İ.Ö. 4. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlendirilmiştir. Nil Deltasında bulunan Tell-El Balamun’da bu tipolojiye dahil edebileceğimiz bir örnek ise Samos amphorası olarak sınıflandırılmıştır697. Dışa çekik üçgen profilli ağız kenarına sahip MA.26, biçimsel özellikleri

676

Docter – Monsieur – Put 2011, 104, Fig. 28, no. 69.

677

Lawall 2004b, 451, Lev. 197, no. 19-20.

678

Zeest 1960, 152, Lev. 15, no. 32ж.

679

Kac et al. 2002, 112, Lev. 48, Ad 89-90.

680

Monachov – Abrosimov 1993, 130-131, 148, Lev. 7, no. 23.

681

S. G. Schmid, “A Group of Early Hellenistic Pottery from a Well in Eretria”, bkz: ΣΤ᾿ Επιστημονική Συνάντηση για την Ελλενιστική Κεραμική. Χανιά, Απρίλιος 1997 (Athens 2000) 368, Lev. 188, no. 70.

682

Lawall 2002, 204, 224, 233, Fig. 12, no. 82.

683

Zeest 1960, Lev. 15, no. 32г.

684

Nørskov 2004, 291; Nørskov – Lund 2002, Lev. 26, G 149.

685

Lawall 2004b, 451, Lev. 198, no. 28.

686

Şenol – Aşkın 2007, 266, no. 53.

687

Docter – Monsieur – Put 2011, 104, Fig. 28, no. 68.

688

Lawall 2004b, 451, Lev. 197, no. 15-16.

689

Zeest 1960, 151, Lev. 15, no. 32б.

690

Yiannikouri 1996, 414, Fig. 32, no. 24/1.

691

I. R. Metzger, “Funde aus einem Brunnen in Gebäude IV in Eretria”, bkz: ΣΤ᾿ Επιστημονική Συνάντηση για την Ελλενιστική Κεραμική. Χανιά, Απρίλιος 1997 (Athens 2000) 353, Lev. 174, no. 3.

692

Samos IV, beil. 10, no. 427.

693

Şenol – Aşkın 2007, 267, no. 54.

694

Lawall 2002, 204, 224, 233, Fig. 12, no. 84.

695

Blondé – Muller – Mulliez 1991, 225, Fig. 6, no. 40; Grandjean 1992, 552-553, Fig. 5, no. 36.

696

Monachov – Rogov 1990, 140-141, Lev. 6, no. 38-39.

697

nedeniyle mantar formlu ağız kenarına sahip amphoralar içerisinde yerleştirilerek Tip VI olarak sınıflandırılmıştır. Atina Agorası’nda bulunan benzer örneklerin İ.Ö. 3. yüzyıl başına tarihlenen depotizlerde ele geçtiği bilinmektedir698.

Yukarıda sınıflandırılan ve üretim yerleri kesin olarak saptanamayan bu amphoraların İ.Ö. 3. yüzyıl başlarında kullanımlarının terk edilerek yerlerini her üretici bölgeye özgü olan kanonik amphoralara bıraktıkları bilinmektedir. Amphoraların ağız kenarlarının bu şekilde dışa çekilerek mantar formunda yapılmış olmalarının kullanımlarıyla bir ilişkisi olmalıdır. Ağızları deriyle kapatılan amphoraların mantar formlu ağız kenarlarının altından bu derilerin bağlandığı bilinmektedir699. Doldurulduktan sonra tüketiciye ulaşana kadar açılmadığının garantisinin verilmesi için amphoraların ağız kenarlarının işaretlenmesi beklenmelidir. Patara örnekleri içinde MA.12’nin kulpu üzerinde ve ağız kenarının altında korunmuş olan kırmızı renkli (10 R 5/6) boya bu uygulamanın bir göstergesi olmalıdır. Bununla birlikte, bu boyalar kontrol amaçlı bir sistem ile de ilgili olabilir.

Belli bir dönem içinde üretilen mantar formlu ağız kenarına sahip bu amphoraların kronoloji problemlerinin yanında atölye sorunları da bulunmaktadır. Ağız kenarlarında görülen küçük farklılıkların tipolojik ve kronolojik bir gelişimi yansıtabileceği gibi kısa bir zaman dilimi içinde yapılan üretimlerde çömlekçi ustasının elinden de kaynaklanıyor olması muhtemeldir. Üretim merkezlerinde bulunacak olan örnekler üzerinde yapılacak detaylı çalışmalar ve analizler problemli olan bu amphoraların sorunlarının çözülmesini hızlandıracağı beklenmelidir.

Altı hafif oyuk, dışa çekik topaç formlu MA.27-35 katalog numaralı dip parçalarını, farklı merkezlerde ele geçen tüm amphora örneklerinden yola çıkılarak mantar formlu ağız kenarına sahip amphoraların dipleri olarak değerlendirmek mümkündür. Bu dip parçalarının da, ağız parçalarında olduğu gibi, herhangi bir atölye ile kesin olarak ilişkilendirilmesinde zorluklar bulunur. Bu örnekler içerisinde yer alan MA.28, gerek buluntu konumu, gerekse buluntu kontekstiyle önemlidir. Tepecik Bey Sarayı kuzey duvarının hemen dışında bulunan bu dip parçasının içinde İ.Ö. 3. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen Ptolemaioslar Dönemi’ne ait bir sikkenin bulunması amphoranın tarihlendirilmesinde önemlidir. Bu verinin yanı sıra,

698

Lawall 2004b, 451, Lev. 199, no. 29.

699

Kyrenia Batığı’nda mantar formlu ağız kenarına sahip amphoraların ağızlarının kapatılması için birçok denemeden sonra keçi derisinin uygun olduğu belirlenmiştir. Bir gün önceden su ile ıslatılarak bir kumaş gibi biçimlendirilmeye uygun hale getirilen keçi derisi amphoraların ağızına geçirildikten sonra mantar formlu ağız kenarının altından bu deriler iple bağlanmış ve kuruyan deri ağızı tam olarak sararak sızdırmazlık sağlamıştır bkz: S. Katzev, “The Kyrenia Ship: Her Recent Journey”, Near Eastern Archaeology 71/1-2, 2008, 80.

MA.28’in erken Hellenistik Döneme tarihlenen siyah astarlı seramik parçaları ve yine erken Hellenistik Döneme tarihlenen piramidal tezgâh ağırlıklarıyla (150 adetten fazla) birlikte bulunması kentte ele geçen benzer formdaki amphora diplerini tarihlememize de yardımcı olur. İ.Ö. 4. yüzyıl sonlarına tarihleyebileceğimiz MA.27-33 katalog numaralı örneklerin benzerleri Atina700, Thasos701, Samos702, Kos703, Halikarnassos704, Rhodos705 ve Peparethos’ta da706 İ.Ö. 4. yüzyıla tarihlendirilir. Lykia Bölgesi’nde ele geçen ve yayınlanan örnekler ise Korba ve Ambaryıkığı alanı çiftlik yerleşimlerinde bulunmuş ancak tam olarak tanımlanamayan dip parçaları İ.Ö. 3./2. yüzyıllara tarihlendirilmiştir707.

Benzer Belgeler