• Sonuç bulunamadı

Kapitalist bir ekonomik yapıya örnek teşkil eden Japonya’da toprak reformu ile ilgili çalışmalar da bu yönde olmuştur. Japonya toprak reformundan önce ileri derecede sanayileşmiş; fakat tarım sektöründeki atılımlarında geç kalmış bir görünümde idi.

Japonya’daki toprak reformunu incelemek için Meiji reformuna kadar geri gidip tarım sektörünün geri kalmışlığına değinmek gerekmektedir. Meiji sisteminde Japonya’nın tarım sektörü ile ilgili feodal yapının kaldırılması neticesinde toprak ağalarının etkiliğinin azaltılması düzenlenirken, icar sistemleri ile ilgili herhangi bir düzenleme olmamıştır. Japonya’da arazi vergileri sene başında peşin ödenmek zorunda idi. Bunun için köylüler daha fazla ürün elde edip pazarlarda satışa çıkarmalıydılar ki bu vergiyi sene başında ödeyebilecek bir gelir elde edebilsinler. Birçok köylü bu parayı arazileri kefil göstererek ya da zenginlerden borç almak suretiyle zamanla bu arazileri satmak mecburiyetine varan bir sürecin içerisinde bulunuyorlardı (Planck ve Ayyıldız 1976).

Japonya’da icar sistemi o kadar yaygın bir duruma gelmişti ki, 1910’lu yıllarda tarıma elverişli alanların % 45’i icara verilmiş durumdaydı. Ayrıca Japonya kiracılıkla işletilen arazi genişliğinin toplam işlenen arazi genişliğine oranı bakımından dünyada 4. Sırada yer alıyordu. Japonya’da özelikle 2. Dünya savaşından sonra kiracılar arasındaki huzursuzluklar toprak reformunun yapılmasına iç destek olmuşken, Amerikalıların Japon toplumunu değiştirme çalışmaları da dış baskı olarak toprak reformunun uygulanmasına neden olmuştur.

Japonya’daki toprak reformu kanununun kapsamı

Japonya’daki toprak reformu kanununun kapsamı daha önce de belirtildiği gibi özellikle kiracı ilişkilerini, feodal yapıyı düzenleyen maddeler ağrılıkta olmuştur. Bunun en önemli nedeni ülkede tarımsal alanda sorun teşkil eden iki ana unsurun faktörleri olmaları gösterilebilir.

Özellikle iki aşama şeklinde gerçekleşen kanununun birinci aşamasındaki hedefler; derebeylik sisteminin kaldırılması, tarımsal üretimin artırılması, halkın yaşama standardının yükseltilmesi ve bunun sonucunda memlekette daha demokratik bir yapının oluşturulması amaçlanmıştır.

Toprak reformu teşebbüsü, Shidehara Kabinesinde Tarım ve Orman Bakanı olan Kenzo Matsumura tarafından Ekim- 1945’de yapılmıştır. Matsumura bakan olunca tarımsal arazilerin düzenlenmesi hakkında bir kanun teklifini meclise getirmiştir. Kanun 1 Şubat 1946’da yürürlüğe girmek üzere 28 Aralık 1945’de çıkarılmıştır. Bu kanun “1. Toprak Reformu Kanunu” olarak bilinir ve çiftçiyi toprak sahibi yapma ve kiracılık şartlarının ıslahı olarak iki ana kısımdan oluşmaktadır.

Çiftçiyi Toprak Sahibi Yapma Programı

Bu programda gerekli görüldüğü durumlarda eyalet, kaza veya köy tarım birlikleri ve tarım kooperatifleri veya çiftçi birlikleri kiracılıkla işletilen araziyi sahiplerinden satın alabilir ve kiracı çiftçiye tekrar satabilir. Ya da arazinin sahibinden kiracı çiftçiye devren satışına yardım edebilir. Eğer arazi sahibi bu satışa razı olmazsa sorumlu organlar tarafından devre zorlanır (Balaban 1963). Arazi devrine maruz bırakılan topraklar;

1. İcara verilen araziyi 1 ha. olarak ve kendi işlettiği araziyi en fazla 3 ha. olarak sınırlandırmaktadır.

2. Arazisi olmayan kiracılara arazi temini ve bunların iskana dahil edilmesi.

- Kendisi bizzat o yerde bulunmayan ve arazisini icara veren kimselerin bütün arazilerinin kamulaştırılması.

- Kendisi bizzat o yerde bulunan ve fakat icara verdiği arazinin 1 ha. dan fazlasını kamulaştırmak.

- Arazisi kendisi tarafından işletilen fakat 3 ha. dan fazla olan kısmının kamulaştırılması. Bu arazi komitesi tarafından belirlenen ölçütlere göre yapılır.

3. 2. Maddede adı geçen arazilerin kamulaştırılması, alımı mahalli arazi komitelerince teklif ve hükümetin onamasıyla olmaktadır.

4. Bu arazilerin eski kiracılara satılması.

5. Arazi fiyatları tespit edilirken o yılın fiyatları esas alınmış, pirinç ekili alanlarda ürün değerinin 40 katı, diğer ekim alanlarında 48 katı saptanmıştır. Borçların 30 senelik taksitlerle % 3.2 faizle ödenmesi öngörülmektedir. Arazileri kamulaştırılan şahıslar arazi bedellerini yeni arazi sahiplerinin ödeme gücüne göre alabilmektedirler.

6. Ayni kira ve ortakçılık yasaklanmıştır. Kira faizi kanun hükmüne bağlanmış ve tespit edilmiştir. Arazi kiraya verenler ortada geçerli neden olmadığı sürece anlaşmasını uzatamazlar. Kira anlaşmaları yazılı olarak yapılmaktadır. Böylece kira komisyonları kiracıları koruyucu tedbirlerin devamı ve yürürlüğünü kontrol etmektedirler.

Toprak reformu Japonya’da 1946 dan 1949 yılına kadar geçen sürede uygulamaya konulmuştur. Japonya’nın 2. Dünya savaşından yenik çıkması nedeniyle büyük toprak sahipleri özellikle istimlâk ile ilgili maddelerin çokluğuna ve katı kurallarına rağmen karşı çıkmamışlardır. 2. Dünya savaşından sonra meydana gelen hızlı enflasyon ödenmesi gereken istimlâk bedellerinin değerinin çok düşmesine sebep olmuştur. Böylece istimlâk için ödenen paranın değeri o kadar çok düşmüş oldu ki adeta parasız istimlâk yapılmış gibi bir durum ortaya çıkmıştır. Bu sebepten

ötürü 1966 yılında yeni bir kanunla ödeme şeklinde değişiklik yapıldı ve 1 ha. arazi için ortalama 200.000 YEN (1.800 D. Mark – 7380 TL.) ödeme mecburiyeti konuldu (Planck ve Ayyıldız 1976).

Kanunun arazi kamulaştırması ile ilgili hükümlerinin sert yaptırımından dolayı ortalama olarak arazisini kiraya veren kişilerden 250.000 kişi 1945 yılından 1946 yılına kadar geçen zamanda kamulaştırmadan kurtulmak için arazilerini bizzat kendileri işletmeye başlamışlardır. Hükümet toprak reformu kanunu sonucunda arazisini kiraya veren 1.8 milyon kişiden yaklaşık olarak 2 milyon ha. arazi satın almış ve bu arazileri üç sene içerisinde 4.3 milyon kiracıya satmıştır. Daha sonra müteakip kanunlarla da arazinin her en suretle olursa olsun bölünmesini önleyici, arazi bütünlüğünü koruyucu kanunlar çıkarılmış bu amaçla asgari taban olarak 0.3 ha belirlenmiştir.

Japonya’da Toprak Reformu Kanununun ikincisinde “Faydalanılmayan Arazi” ve “Mera Arazisi”nin de kamulaştırmaya tabi tutularak gerekli ıslah çalışmalarından sonra toprak komisyonlarının belirlediği oranda ve yine bu komisyonun belirlediği kişilere yapılan programlar dahilinde satılabilmesi hükümleri getirilmiştir. Kanuna göre kamulaştırılan faydalanılmayan arazi ve devlet arazisinin satış bedelleri toprak komisyonları tarafından belirlenir. Kamulaştırma bedeli ise tarım arazisinin % 45’i olarak tespit edilir. Tarım arazisinde olduğu gibi, toprak komisyonlarınca kamulaştırılan küçük faydalanılmayan arazi ıslah edilmek üzere çiftçiye satılır. Bununla beraber Hokkaido’da 40 hektardan fazla, diğer eyaletlerde 10 hektardan fazla olarak kamulaştırılan faydalanılmayan arazi ıslah maksadıyla Devlet mülkiyetinde tutulur ve Devlet tarafından ıslah edilir (Tanabe 1963).

Toprak reformu sonucunda Japonya’da 1946 -1949 yılları arasındaki uygulama döneminde eski feodal sistemi kaldırmada oldukça başarılı olmuştur. Şüphesiz bunda daha önce de bahsettiğimiz Japonya’nın 2. Dünya savaşından yenik çıkması neticesinde büyük toprak sahiplerinin kamulaştırma hükümlerine fazlaca direnç gösterememesi istimlâk hükümlerinin uygulama etkinliğini artırmıştır. Köylerdeki sosyal farklılıklar ortadan kalkmıştır. Kiracı olarak büyük işletmelerin bünyesinde çalışan büyük bir kesim artık kendi toprağını işler duruma getirilmiştir. Bunun neticesinde politik bir huzur ortamı da oluşmuştur. Tarımdaki gelişmeler reform

sayesinde sanayileşmenin gerisinde değil artık aynı paralelde aynı hızda ilerlemeler göstermiştir.