• Sonuç bulunamadı

3.4. Verilerin Toplanması

3.4.1.2. II Ders Planının İşlenmesi

Malatya Arkeoloji Müzesi Ziyareti Öncesi Ders Etkinliği (40 dk.)

İnsanların doğru iletişim kurmalarıyla ilgili olarak belirlenen bir anı örneği öğrencilerin motivasyonunu sağlamak için fotokopi halinde bütün öğrencilere dağıtılmıştır. Daha sonra Sosyal Bilgiler dersi öğretmeni tarafından aynı anı metni sınıfa okunmuştur (Ek 37).

Metinde yaşanan problemin ne olduğu öğrencilere sorulup, iletişim problemi olduğu cevabının alınması beklenmiştir. Cevap alındıktan sonra iletişimin insan yaşamı içerisindeki önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Yukarıdaki iletişim probleminin yaşanmaması için neler yapılmalıdır ve yaşamımızda iletişimi nasıl sağlıyoruz, soruları öğretmen tarafından sınıfa sorulmuştur. Sonrasında öğrencilerin yaklaşımları değerlendirip düşünceleri üzerinde beyin fırtınası yapılmıştır.

İnsanlarda ilk iletişim materyalleri olan mağara resimleri ve iletişimi sağlayan en önemli unsurlardan birisi olan yazı ile ilgili olarak araştırmacı tarafından yazı ve alfabe sunuları hazırlanmıştır. Bu sunular bir hafta önce Sosyal Bilgiler Dersi Öğretmenlerine verilmiş olup dersin başında öğretmen tarafından sınıfa aktarılmıştır. Hazırlanan yazı sunusunda; ilk iletişim örnekleri olarak değerlendirilen mağara duvarı resimleri ve duvar resimleri, yazının günümüzdeki harf yazısına kadar geçirdiği madde yazısı - resim yazısı - düşün yazısı - ses yazısı - harf yazısı evreleri, Mısır hiyeroglif yazısı, Sümer çivi yazısı, mühürler, tabletler, alfabeler ve dünya üzerinde toplulukların kullandıkları alfabelerle ilgili olarak görseller ve bilgi notları bulunmaktadır (Ek 38) . İkinci bir sunuda ise Türkler tarafından kullanılan Göktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabeleri, Mors alfabesi ve Braille Kabartma yazısı ile ilgili görseller ve bilgi notları yer almıştır.

İki kişinin görüşmesinde, konuşan kişi kaynak, anlattığı ileti, dinleyen kişi alıcı, konuşma sesi- ses telleri ve havanın titreşiminin araç olduğu, kitap, gazete, radyo, TV, sinema filmi, tiyatro ve opera oyunu, resim, yontu, fotoğraf’ın en önemli iletişim araçları olduğu öğretmen tarafından sınıfa aktarılmıştır. Öğretmen aşağıdaki soruları kullanarak soru- cevap yöntemiyle öğrencilerin derse katılımlarını sağlamıştır.

İletişim türleri olan sözel, sözsüz, görsel ve dokunsal iletişime örnek veriniz.

TV nasıl bir iletişim aracıdır? Hem sözel, hem görsel hem de sözsüz (işitme engelliler haber bülteni) iletişim aracı olduğu cevabının alınması sağlanmıştır.

Sözel ve işitsel.

Gazete nasıl bir iletişim aracıdır?

Hem söze dayalı hem görsel iletişim aracıdır. Sinema nasıl bir iletişim aracıdır?

Hem görsel, hem sözel hem de sözsüz iletişim aracı.

Trafik işaretleri, deniz feneri ve uyarı ışıkları nasıl bir iletişim aracıdır? Görsel iletişim araçları.

Dumanla iletişim nasıl bir iletişim aracıdır? Hem sözsüz hem de görsel bir iletişim aracı.

Davullu tellalların kurduğu iletişim nasıl bir iletişimdir?

Davul sözsüz bir iletişim olmasına rağmen tellalın söyledikleri sözlü iletişim. Siren, düdük, korna, kapı zili, çan, çıngırak ne tür iletişim araçlarıdır?

Sözsüz iletişim aracı olmalarının yanında kulağa seslendikleri için aynı zamanda işitsel iletişim araçları.

Giyim-kuşam biçimleri, saç şekilleri, tuvaletler, takılar ve körlerin okumasını sağlayan Braille alfabesi ne tür iletişim araçlarıdır?

Dokunsal iletişim araçları.

Sevdiklerinizle nasıl haberleşiyorsunuz?

Telefonla, cep telefonuyla, bilgisayar kanalıyla ya da mektup yazarak haberleşiyoruz, cevaplarının gelmesi beklenmiştir.

Öğrencilerden bir tanesi telefonu çaldırıp konuşmadan sağlanan iletişimin ne tür bir iletişim olduğunu sormuştur. Bu soru sınıfta büyük bir kahkaha fırtınasının kopmasına neden olmuştur.

Yazının bulunmasıyla birlikte ne tür gelişmelerin yaşandığı, buna paralel olarak alfabelerin ne zamandan itibaren görülmeye başlandığı ayrıntılı bir şekilde açıklandıktan sonra baskı teknolojisinde yaşanan gelişmeler kronolojik olarak verilmiştir. Öğretmen yazının insanlık tarihinin en önemli icatlarından birisi olduğunu sınıfa söyledikten sonra ilk yazı örneklerinin korunduğu ve sergilendiği mekanlar olarak müzelerin önemine vurgu yapmıştır.

Öğretmen insanlar arasında iletişim ve yazının gelişimiyle ilgili olarak soru cevap yöntemini kullanarak sınıfa bilgi vermiştir (Ek 39).

Öğretmen sınıfa telgrafın en önemli iletişim araçlarından birisi olduğunu ve günümüzde kullanılan birçok iletişim aracının da öncülü olduğunu söylemiştir. “Hiç telgraf çektiniz mi?, Hiç kimseden telgraf aldınız mı?, Her ikisini de yapmadıysanız

görsel ve sözel kitle iletişim araçlarında telgraf örneğiyle karşılaştınız mı?, Telgraf nasıl bir iletişim aracıdır?, Red Kid çizgi filmini hatırlar mısınız? Orada telgrafla ilgili ne tür diyaloglar yaşanır?” gibi sorular öğretmen tarafından sınıfa sorulmuştur. Daha sonra öğretmen telgrafın icadı, gelişimi ve teknik olarak nasıl çalıştığı ve nasıl haberleşme sağladığı hakkında sınıfa bilgi vermiştir (Ek 40).

“Resimle İletişim Kurma” etkinliğinde öğretmen sınıf içerisinde küçük gruplar oluşturarak, öğrencilerden grup olarak hazırladıkları bir olayı resimlerle sınıf tahtasına çizmelerini istemiştir. Daha sonra diğer öğrencilerin anlatılmak istenileni bulmaları istenerek görsel okuma yapılırken kendi aralarında yaptıkları şekillerle birbirleriyle iletişim kurmaları sağlanmıştır. Bu yapılırken de ilk insanların yazıyı kullanmadan önceki dönemlerde yaşamış oldukları iletişim problemleri ortaya konularak empati kurulmuştur. Aynı zamanda gelecekte iletişimin kolaylaşması için daha ne tür buluşların yapılacağı hakkında öğrencilerin görüşüne başvurularak hayal dünyalarının harekete geçirilip yeni yaklaşımların ortaya konması ve yaratıcılıklarının gelişmesi sağlanmıştır.

Yapılan bu etkinlik yazıyı kullanmadan nasıl iletişim kurulacağı, hangi kelimenin yerine hangi simgenin ya da resmin tercih edilmesi gerekeceği konusunda, öğrencilerin, hem esnek düşünce hem de özgün düşünme yönlerinin gelişimini sağlamıştır. Öğrencilerin sanat aracılığıyla iletişim kurması sağlanırken, ortaya koymuş oldukları yaratıcı yaklaşımlarla da kendilerini ifade etme anlayışında gelişmeler yaşanmış ve görsel okumayla birlikte sosyal katılım becerilerinde de değişim görülmüştür.

Öğrencilere “İlk insanların kullanmış oldukları iletişim araçları, yazıtlar, tabletler, kitabeler, v.s. araçları yerinde görmek ister misiniz?” diye sorulmuştur. Evet, cevabı alındıktan sonra Malatya Arkeoloji Müzesi’ne hareket etmek için okul bahçesinde toplanılmıştır. Öğrenciler ikişerli sırayla, önde Sosyal Bilgiler Dersi öğretmeni ve araştırmacı, grubun arkasında ise Görsel Sanatlar Dersi öğretmeni nezaretinde müzeye gidilmiştir. Müzenin bahçesinde toplanıldıktan sonra müze uzmanı tarafından bölgede yaşamış olan uygarlıklar ve onların kullanmış oldukları iletişim araçları, yazıları, tabletleri hakkında genel bir bilgi verildikten sonra bu bölgede toplanan eserlerin sergilendiği Malatya Müzesi’nde de bu dönemlere ait belgelerin olduğu belirtilmiştir. Özellikle Asur Ticaret Kolonileri’nin yol güzergahında olduğu için çivi yazısı ve silindir mühür örneklerinin yeteri kadar olmasa da bulunduğunu ve bölgede birçok şekil ya da yazının kullanıldığı mühürlerin de olduğunu belirtmiştir.

Malatya Arkeoloji Müzesi Ziyareti kapsamında müze binasına girildikten sonra binada bulunan “yazı” ile ilgili tarihi eserler kronolojik olarak tanıtılmıştır. “Urartu (İzoli) Yazıtı Betimlemesi” etkinliği çerçevesinde orijinali Karakaya Baraj Gölü altında kalan ve müzede alçı bir kopyası sergilenen Urartu Yazıtı -İzoli (Kale) Yazıtı olarak da geçer- önünde bütün sınıf daire oluşturup toplanmıştır. Daha sonra yazıt ayrıntılı bir şekilde incelemiştir (Ek 41). Müze uzmanı yazıtın Karakaya Baraj Gölü üzerindeki Büyük Kömürhan Köprüsü yakınında yaklaşık 34 metre suyun altında kalan ve dik bir kaya üzerine 15-20 cm derinliğinde kaya oyulmak suretiyle ana kayaya kazılarak yazıldığını belirmiştir. Ayrıca bu yazıtın Urartu kralı III. Sarduri’ye (MÖ 750-733) ait olduğu ve Urartu ve Aslantepe tarihine önemli ışık tuttuğu da belirtilmiştir (Ek 42).

Yazıt okunduktan sonra öğrencilerin tarihsel empati kurmaları, geçmiş-bugün arasında bir mukayeseye gitmeleri ve yaşanan süreçte ortaya çıkan değişimleri görmeleri için çeşitli sorular sorularak katılımları sağlanmıştır. Bu sorular:

Urartu kralı Van’dan Malatya’ya nasıl gelmiştir?

Kömürhan Köprüsü’nün bulunduğu yerden Fırat Nehri’ni nasıl geçmiştir? O dönemde Malatya’da kimler yaşamakta idi?

Kral Sarduri III bu yazıtı neden yazdırmıştır? (Öğrencilerin görüşleri üzerinde tartışılmıştır.)

Bizlere ne gibi yararlar sağlamaktadır?

Yazıt dönem hakkında bizlere ne gibi bilgiler vermektedir.? Yazıt yazılmamış olsa idi bizler için ne gibi eksiklikler olurdu?

Bu yazıt gibi eski dönemlerden günümüze kadar gelen başka yazıtlar biliyor musunuz? (Orhun Abideleri, Yazılıkaya Anıtı)

Yazıtlarla mimari yapıların üzerlerinde yer alan kitabeler arasında işlevsellik açısından ne gibi benzerlikler vardır?

Günümüzde ne gibi araçlar bu yazıtla aynı işi görmektedir? Gelecekte ne gibi araçlar aynı işlevselliği yerine getirebilir?

Sizler gelecek için yakınlarınıza böyle bir yazıt yazacak olsanız neler yazarsınız?

Dumanla haberleşme, güvercinle haberleşme, mektup, kartpostal, telgraf, telefon, televizyon, cep telefonu, e-mail, msn gibi iletişim kanalları ile Urartu (İzoli) Yazıtı arasında ne gibi bağlantılar kurarsınız?

Etkinlik kapsamında öğrencilerin bir taraftan ilk çağlarda yazılmış olan bir yazıttan yola çıkarak dönem hakkında bilgi edinilmesi sağlanırken diğer taraftan da, iletişimin gelişimi hakkında çıkarımda bulunmaları beklenmiştir. Bu da öğrencilerin

esnek düşünme ve özgün düşünme yönlerinin gelişimine katkı sağlarken yordama yapabilme yetilerinin de gelişimini sağlamıştır. Zamanla yaşanan değişim ve sürekliliği algılama yetilerinde de gelişmeler yaşanmıştır.

Bulunan “Bir Tarihi Eserin Müzeye Teslim Edilmesi”yle ilgili olarak hazırlanan etkinlik çerçevesinde bir hafta önce oluşturulan gruplar düzenlenmiştir. Müze salonunda bir daire oluşturulduktan sonra müzede bulunan Geç Hitit Dönemi’ne ait bir aslan heykeli grubun ortasındaki masanın üzerine yerleştirilmiştir (EK 41), (Ek 43). Kültür varlığı konumunda olan bu eserin bulunduktan ya da kazı sonrasında çıkarıldıktan sonra müzeye teslimiyle ilgili olarak ne gibi bir prosedür izlenmesi gerektiği, belirlenen kanun çerçevesinde anlatılmaya çalışılmıştır. Öncelikle 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun I. bölümünü ele alan grup üyeleri kanun kapsamında yer alan genel hükümler, amaç, kapsam, tanımlar ve kısaltmalar, tarihi eseri haber verme zorunluluğu ve devlet malı olma niteliğini sınıfa aktarmışlardır. Etkinlik çerçevesinde her öğrenci kendi bölümünün ayrı bir maddesini ele almıştır.

Sonrasında II. bölümü ele alan grup üyeleri korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak sınıfa açıklama yapmışlardır. Bu kapsamda tespit ve tescil, koruma alanı ile ilgili karar alma, izinsiz müdahale ve kullanma yasağı, yetki ve yöntem, hak ve sorumluluk, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının onarımına katkı fonu, devir yasağı, kullanma, kamulaştırma, ruhsatsız yapı yasağı, yapı esasları, maliklerin izin verme yükümlülüğü, taşınmaz kültür varlıklarının nakli, istisnalar ve muafiyetler hakkında gerekli açıklamalar grup üyeleri tarafından yapılmıştır. Sınıftaki eser eğer taşınır değil de taşınmaz bir kültür varlığı olsa idi nelerin yapılması gerektiği grup üyeleri tarafından ortaya konulmuştur.

2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun III. bölümünü ele alan grup, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları hakkında bilgilendirmede bulunmuşlardır. Üyeler yönetim ve gözetim, müze, özel müze ve koleksiyonculuk, kültür varlığı ticareti, ikametgahını ticarethane olarak gösterme yasağı, ticarethane ve depoların kontrolü, yurt dışına çıkarma yasağı, yurt dışından getirme ve kopya çıkarma hususunda kanunun belirttiği noktalar hakkında bilgilendirme yapmışlardır. Ele alınan eserin taşınır kültür varlığı konumunda olduğu düşünülerek kanun çerçevesinde yapılması gerekenler ortaya konulmuştur.

Eserin kazı sonrasında çıkarılan bir eser olduğu düşünülerek kanuna göre nelerin yapılması gerektiği hususu, kanunun IV. bölümde yer alan “Araştırma, Sondaj, Kazı ve Define Arama” başlığı altında açıklanarak ortaya konulmuştur. Bu kapsamda araştırma,

sondaj ve kazı izni, maliklerin mülkleri içinde yapılacak kazılar, kazı izninde usul, kazı izninin devredilmeyeceği, araştırma, sondaj ve kazı izninin hükümsüzlüğü, araştırma, sondaj ve kazı izninde süre, kazıdan çıkarılan eserlerin müzelere nakli, zarar vermede tazminat yükümlülüğü, yayım hakkı, giderler, koruma ve çevre düzenleme, araştırma, kazı ve sondajların geçici olarak veya tamamen durdurulması, tesislerin devri, araştırma, kazı ve sondajda görevlendirmeler, araştırma, kazı ve sondaj izni yasağı ve define aramayla ilgili olarak kanunda yer alan hususlar sınıfla paylaşılmıştır.

Beşinci öğrenci grubu kanunun beşinci bölümünde yer alan “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu” ile “Koruma Kurullarının” görevleri ve çalışma sistemleri hakkında bilgi vermişlerdir. Alt başlıklarda ise kuruluş, görev, yetki ve çalışma şekilleri, koruma yüksek kurulu üyeliği, temsilci üyelerin nitelikleri, koruma yüksek kurulu ve koruma kurulu üyeliğinin sona ermesi, süresi ve huzur hakkı, koruma kurullarının görev, yetki ve çalışma şekli, koruma kurullarının oluşumu, kurul üyelerinin yolluk ve gündelikleri ve kurullarla ilgili yönetmelikler hakkında bilgi verilmiştir.

Diğer bir grup kanunun altıncı bölümüyle ilgili olarak yapılması gerekenler hakkında açıklamada bulunmuştur. Bu bölümde ikramiyelerin ve cezaların neler olacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede kültür varlıklarını bulanlara verilecek ikramiyeler, cezalar, usulsüz belge verenler, ilan ve tebligat yapanlar, haber verme sorumluluğu - kültür varlığı ticaretine ve ikametgahı ticarethane olarak gösterme yasağına aykırı hareket edenler, yurt dışına çıkma yasağına aykırı hareket edenler, tetkik ve kontrole muhalefet, özel mülkiyete konu olanlar, kazı, sondaj ve araştırmaya ilişkin hükümlere aykırı hareket, kamu personeline ilişkin kararlar, özel müze ve koleksiyonlara ilişkin hükümlere aykırı hareket, izinsiz araştırma, kazı ve sondaj yapanlar ve cezaların artırılması ile ilgili açıklamalar yapılmıştır.

Yedinci bölümle ilgili açıklama yapan grup diğer hükümler ana başlığında yürürlükten kaldırılan konular hakkında açıklama yapmışlardır.

Bütün bu aşamalar esnasında müze uzmanları etkinliğin birçok yerinde konu ile ilgili açılımlarda bulunmuşlar ve yaşanan somut örneklerin aktarımıyla konunun anlaşılmasına katkı sağlamışlardır.

Etkinlikle öğrenciler, bir kültür varlığının (taşınır-taşınmaz) bulunuşundan müzeye teslimine kadar yaşanan süreç hakkında bilgi sahibi olmuşlardır.

Kısa bir aradan sonra “Kil Tablet Çalışması” etkinliği yapmak için öğrencilerle birlikte müzenin bahçesinde hazırlanan eğitim alanına geçilmiştir. Kil plakalar İnönü

Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünde öğrenim göre iki lisans öğrencisi tarafından hazır hale getirilmiştir.

Ugarit alfabesiyle ilgili küçük bir bilgi notu öğrencilere verildikten sonra (Ek 44), Görsel Sanatlar Dersi öğretmeni hafta içerisinde öğrencilerin hazırladıkları metinleri getirilen farklı materyallerle (çivi, plastik çay kaşığı, plastik çatal, tarak vs.) kil plakaların üzerine işlemelerini istemiştir (Ek 45). Öğrenciler kendi çalışmalarını oluştururken bir taraftan kil hakkında bilgi edinmişler, diğer taraftan ilk uygarlıkların malzemeyi kullanma biçimlerini, ele almış olduğu eserin ne zaman, hangi uygarlık döneminde, hangi amaçla, yapıldığını öğrenmişlerdir. Ayrıca ne gibi tarihi olayların eserin yapıldığı zamanı etkilediğini, eserin aktardığı öykü ya da simgelerin olup olmadığını, eserin bugün de öneminin aynı olup olmadığını öğrenerek yaratıcılıklarının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Öğrenciler tasarım elemanları ve tasarım ilkelerini kullanarak estetik beğenilerini, kendi formlarını ortaya koyarak yaratıcılıklarını ve üç boyutun farkını keşfederek, farklı açılardan formu doğru görebilme ve çalışmasına yansıtabilme yetilerini geliştirmişlerdir. Uygulama çalışmaları öğrencilerin tercih edecekleri malzemelerle yaptırılmış olup, çalışmalara uygun kompozisyon önerileri, öğrenciler tarafından ön tasarımlar olarak hazırlanmış ve öğretmenle birlikte seçilmiştir. Çalışmalar yaptırılırken Görsel Sanatlar öğretmeninin ve seramik bölümü öğrencilerinin rehberliği devam etmiştir. Çalışma esnasında çatal, bıçak ve kesici gereçlerin kullanımında dikkat edilmiş, öğrencilerin ellerini çizmemeleri, kesmemeleri hususunda gerekli özen gösterilmiştir. Çalışma bitirildikten sonra, çalışma alanı temizlenip, araç- gereçler kontrollü olarak kaldırılıp, sandalye ve masalar düzeltilmiştir.

Etkinlik kapsamında kil ile üç boyutlu çalışmalar yapılırken, öğrencilerin, tarihi eser ile iletişim kurma yetilerinin gelişmesinin yanında görsel okuma ve gözlem becerilerinin gelişmesi de amaçlanmıştır.

Atölye çalışması yapıldıktan sonra öğrencilerin yapmış oldukları çalışmaları bir sonra işlenecek olan derse getirmeleri hatırlatılarak, müze yetkililerine teşekkür edilip müzeden çıkılmıştır.

Malatya Arkeoloji Müzesi Ziyareti Sonrası Ders Etkinlikleri çerçevesinde öğrencilerin aktif olarak yer aldığı birçok uygulama yapılmıştır. Örnek olay incelemesi yapmak için bir hafta öncesinden fotokopileri öğrencilere dağıtılan “Bir Kavak İniltisi” metni sınıfta okunmuştur (Ek 46).

Geri plandaki düşünceleri bulma yöntemiyle, metinle ilgili olaylar analiz edilerek açıkça ifade edilmemiş düşünceler keşfedilmeye çalışılmıştır. Öğrencilerden metinde açıkça yer almayan ifadeleri saptamaları istenmiş, soru-cevap yöntemiyle konunun detaylı bir şekilde analizi yapılmıştır. Dünyada ve ülkemizde yaşanan kültür mirası ve kültür varlıkları tahribatıyla ilgili olarak, aşağıda yer alan sorularla öğrencilerin düşüncelerini belirtmeleri istenmiştir.

Kültür varlıkları neden yok oluyor?

Bu yaşanan problemin nedenleri neler olabilir? Sizler bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Dünyada ve ülkemizde böyle bir eserin yok olduğunu duyduğunuzda ne hissedersiniz?

Ülkemizden bir eski eserin kaçırıldığını duyduğunuzda ne hissediyorsunuz? Kültürel mirasa ait değerlerin korunması için neler yapılabilir?

Bu sorulara öğrenciler tarafından cevap verilip ve üzerlerinde tartışıldıktan sonra “Kavram Haritası Oluşturma” etkinliği için sınıf tahtasının üst kısmına “Kültür Varlığı (Tarihi Eser)” kavramı yazılıp öğrencilerden ilişkili kavramları aşamalı olarak yazmaları istenmiştir. Ayrıca öğrencilerden müze ve ilk uygarlıklarla ilgili kavramlar üretmeleri ve ürettikleri kavramları hazırlanmış olan kutucuklara yazmaları söylenmiştir. Oluşturulan kavramlar: bilim, tarih, UNESCO, Kültür ve Turizm Bakanlığı, sanat eseri, taşınır ve taşınmaz kültür varlığı, arkeoloji, etnografya, müze ve müzecilik gibi kavramlardır (Ek 47). Kavramların oluşturulmasında öğretmen sorularla öğrencileri yönlendirmeye çalışmış ve mümkün olduğu kadar fazla kavramın oluşmasını sağlamıştır. Aynı zamanda müze tanımı ve çeşitleri de öğrenciler tarafından oluşturulmuştur.

Öğretmen tarafından öğrencilere ipucu vermek açısından şu tür sorular sorulmuştur: Sanatsal, tarihsel, kültürel ve estetiksel açıdan eserlerin sergilendiği mekânlara ne denir?

Müzeler ne tür eserler sergiler?

Arkeolojik kazılar sonrasında çıkarılan eserlerin sergilendiği müzelere ne ad verilir? Müzeler eski eserleri ne amaçla toplar?

Eski insanların çamurdan yaptıkları kapların genel adı nedir? Eserlerin tarihsel dizilimine ne denir?

Hangi müzelere gittiniz? İlk uygarlıklar hangileridir?

Anadolu’da hangi büyük uygarlıklar yaşamıştır?

Mezopotamya coğrafyasında insanlık tarihi açısından hangi önemli uygarlıklar hüküm sürmüştür?

İlk uygarlıkların tapınmak amaçlı yapmış oldukları heykelciklere ne denir? Ne tür mutfak eşyaları kullanmışlardır?

Eğitimsel yapı içerisinde yapılan araştırmalar göstermiştir ki; grafiksel özetleme yapan öğrenciler, diğer öğrencilere göre daha kısa sürede daha kalıcı öğrenmektedirler. Beynin bilgiyi tek tek almasından ziyade, bilgileri alıp örüntüler üzerinde şekillendirmesi aynı düzeni bize vermektedir (Açıkgöz, 2007: 113).

Etkinlik kapsamında öğrencilerin araştırma yapma, problem çözme ve karar verme yetilerinin gelişmesi, diğer taraftan da ilişkilendirilmiş kavramlarla konuyu daha iyi kavramaları sağlanmıştır.

Öğrencilerde yaratıcılığı ve empati yeteneğini geliştirmek ve üst düzey düşünme