• Sonuç bulunamadı

İstihbarat kavramı, istihbarat kelimesinin, kelime olarak karşıladığı ve günlük dilde -çoğunlukla- kullanıldığı anlamın dışında bir içerik taşımaktadır.

Günlük dilde, hayatın hemen her alanında kullanılan istihbarat kelimesine yüklenilen anlam, genellikle, ihtiyaç duyulan bir konu hakkındaki gizli veya özellik arzeden “bilgiye ulaşma” olarak karşılığını bulmaktadır. Örneğin bir banka, kredi vereceği müşterisinin mali durumu hakkında bilgi sahibi olmak istemesinden dolayı, bu işleri yapacak bir birim bulundurmak ve çeşitli faaliyetler yapmak zorundadır. Benzer şekilde gazetelerin çeşitli “haberler”e ulaşmaları da özel bir birim ve özel birtakım faaliyetleri gerekli kılmaktadır. İşte bütün bu faaliyetlere “istihbarat” adı verilmekte bu faaliyetleri yürüten birimlere de istihbarat bölümü, birimi, şefliği gibi adlar verilmektedir. Ancak bizim kullandığımız anlamda istihbarat bundan farklıdır. Her şeyden önce istihbarat adı altında yürütülen faaliyetlerin “devlet birimleri” tarafından ve “kamu güç ve otoritesi” kullanılarak yapılması gerekir.

İstihbarat kavramı en yalın tanımı ile, bu işi yapmak üzere, kurulmuş ve yetkilendirilmiş devlet birimleri tarafından yürütülen, ülkenin iç ve dış güvenliğinin sağlanabilmesi için “bilinmesi gerekli” bilgilerin elde edilmesi sürecidir.

İlk insanla birlikte, insanlar, diğer insanlar ve olaylar hakkında bilgi sahibi olma ihtiyacı duymaya başlamışlardır. Bunun sebebini, çeşitli korku ve kaygıların yanında, geleceğe yönelik bir takım beklentiler de oluşturmaktadır.

Tarihte çok eski devirlerden beri, neredeyse ilk insan ilişkilerinden itibaren, bir insanın veya grubun diğerleri hakkında veya ihtiyacı olan yiyecek imkanları ile su kaynakları durumu üzerinde bilgi edinme, keşifte bulunma

43 Girgin, s.125

eylemleri gittikçe genişleyerek artmıştır. Daha sonraları, bu küçücük insan topuluklarının büyümesi kabileler ve devletçikler halinde organize olmaları, savaşmaları, çeşitli alanlardaki ön bilgilenme, karşı tarafı izleyerek bilinçlenme ve önlemler arama, politika ve tutum belirleme zorunluluğu, teşkilatlanma ve uzmanlaşmayı da beraberinde getirmiştir. 44 Haber alma, önceden bilgi edinme, keşif yapma ile gözleme ve ona göre davranma olgusu uzun yüzyıllar en çok savaşlar ve askerlik alanında geçerli ve etkili bulunduğundan, bu işlere de askerler önem vermiş ve ilgilenmişlerdir. Bu tür faaliyetlerin belirli bir disiplin, feragat, gizlilik ve sebat gerektirmesi de askerlerin niteliklerine uygun düşmüştür.

İnsanlar ve insan toplulukları özellikle ve öncelikle kendilerine yönelik tehdit ve tehlikelerden haberdar olmak istemektedirler. Bunun için, tehdit ve tehlikeye yönelik bilgilerin doğru ve en önemlisi zamanında elde edilmesi gerekmektedir.

İstihbarat bir süreçtir. Bu süreç, ihtiyaç duyulan bilgilerin tespitinden başlayıp, bunların açık ve kapalı kaynaklardan45 temin edilesi, değerlendirilmesi ve çıkan sonuçların ilgili birimlere (kullanıcılara) ulaştırılması ile devam etmektedir.

İstihbarat faaliyeti kesintisiz süren bir çalışmadır ve bu faaliyet, bütün istihbarat kuruluşları tarafından bir “çark”a benzetilir. Çarkın birinci safhasında, devletin Millî Güvenlik Politikaları doğrultusunda istihbarat ihtiyaçları tespit edilir ve operasyon birimlerine iletilir. İkinci safhada, operasyon birimleri, belirli plânlar doğrultusunda açık ve kapalı kaynaklardan haberleri toplar ve değerlendirme ünitesine aktarır. Üçüncü safhada, operasyon birimlerinden ve servis dışı kurumlardan gelen haber, bilgi ve belgeler değerlendirme ünitesinde analize tâbi tutularak işlenir ve istihbarat niteliği kazanan raporlar yayınlanır. Yani, kullanılmak üzere, zamanında ve süratle ilgili kuruma ulaştırılır. Dördüncü

44 Girgin, s.128vd.

45 İstihbarat terminojisinde, “açık kaynak”, herkese açık olan, insanların günlük hayatlarında rahatlıkla ulaşabilecekleri haber ve bilgilerin bulunduğu “kaynakları”; kapalı kaynak ise, taşıdığı bilgi ve haberlere ulaşmak için özel bir takım çabaların gerektiği, herkese açık olmayan, sıradan insanların ulaşamadığı “kaynakları” ifade etmektedir.

safhada ise, ilgili kurumlar yalnız bu istihbaratı kullanmakla kalmazlar, sürekli olarak gözden geçirilen ve değerlendirilen öncelikler çerçevesinde yeni istihbarat ihtiyaçlarını tespit ederler.46

Ülkemizde, Devletin “İstihbarat” amacıyla kurulmuş temel teşkilatı olan Milli İstihbarat Teşkilatı, -teknik olarak- istihbaratı şu şekilde tanımlamaktadır:

”…teknik olarak kullandığımız İstihbarat kelimesinin, kapsamı biraz daha değişiktir. "İstihbarat, haberlerin (ham bilgilerin) işlenmesi (tasnif, kıymetlendirme, yorum) sonucu üretilen bir ürün veya bilgidir." Başka bir ifadeyle, istihbarat tekniği teşkilât ve faaliyet itibariyle, mevcut olması lâzım gelen organları ve konuları içine alır. Bu sebeple, istihbarat (intelligence), plânlama, araştırma, deliller toplama, çeşitli aklî ve tecrübî ilmî metodlar ile onları değerlendirip bir sonuç istihsal edip, kullanma faaliyetlerini içine alan bir manaya sahip bulunmaktadır.” 47

İstihbaratın çeşitli şekillerde ve çok sayıda tasnifi yapılmaktadır. Örneğin, kaynaklarına göre, seviyelerine göre, kullanıcı makamlara göre, oluşturulma yöntemlerine göre, kullanılan vasıtalara göre ve nihayet konularına göre istihbaratın sınıflandırılması yapılmaktadır. Ancak biz burada başlı başına istihbarat konusunu irdelemeyeceğimizden konumuz bakımından ayrıntı olan bu hususlar üzerinde durulmayacaktır. Ne şekilde tasnif edilirse edilsin ve adına ne ad verilirse verilsin devletin bu faaliyetleri yürütmek üzere yetkilendirilmiş ve görevlendirilmiş birimlerince ifa edilen istihbarat faaliyetleri “özel hayatın korunması hakkı” çerçevesinde irdelenecektir.

46 MİT Müsteşarlığı Resmi İnternet Sitesi <http://www.mit.gov.tr/t-istihbarat.html>(Erişim Tarihi:

13/2/2006)

47 MİT Müsteşarlığı Resmi İnternet Sitesi <http://www.mit.gov.tr/t-istihbarat.html>(Erişim Tarihi:

13/2/2006)

II. Bir Devlet Fonksiyonu Olarak İstihbarat