• Sonuç bulunamadı

İsrailoğulları’na Yapılan İlahi Uyarılar

3. GEÇMİŞ MİLLETLER

3.7.18. İsrailoğulları’na Yapılan İlahi Uyarılar

“İsrailoğullarına Kitap'da: "Doğrusu yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacak ve kibirlendikçe kibirleneceksiniz" diye bildirdik.”597

Mevdudi, bu tür uyarıların Kitab-ı Mukaddes'in çeşitli bölümlerinde yer aldığını, İlk fitneleri ve bunun kötü sonuçları ile ilgili olarak bilgiler verildiği söyler ve ilgili alıntıları da yapar.598

Kur'an'ın bu ifadesini destekleyen bölümlerde şöyle der:

İsrailoğulları'nı sapıklık ve fesat çıkarmaları nedeniyle ilk uyaran kişi Mezmurlarda bu uyarısını yapan Hz. Davud'dur. (a.s):

"Rabbin onlara emrettiğine uyup kavimleri helak etmediler. Fakat o milletlerle karıştılar ve onların işlerini öğrendiler. Onların putlarına kulluk ettiler. Onlar da kendilerine tuzak oldular. Oğullarını ve kızlarını şeytanlara kurban ettiler. Oğullarının ve kızlarının kanına varıncaya dek bir çok kan döktüler... Rabbin öfkesi kavmine karşı tutuştu ve mirasından tiksindi. Rabb onları o milletlerin eline teslim etti"599

Yukarıdaki olaylar sanki gerçekten olmuş gibi geçmiş zaman kipiyle anlatılmaktadır. Kutsal Kitaplar önceden haber verilen şeylerin önemini vurgulamak için bu tür bir ifade kullanırlar.

Bu kötülükler meydana geldiğinde İşaya peygamber bunların kötü sonuçlarıyla İsrailoğulları'nı uyardı: "Ah, ey suçlu millet, haksızlığı yüklenmiş olan kavim, kötülük işleyenlerin zürriyeti, baştan çıkmış çocuklar! Rabbi bıraktılar, İsrail'in Kudüsü'nü hor gördüler, yabancılaştılar ve gerilediler. Niçin sapıklığı artırarak yine vurulmak istiyorsunuz? Sadık şehir nasıl fahişe oldu! O şehir ki hakla dolu idi, onda adalet yer tutmuştu, şimdi ise adam öldürenler. Sizin reisleriniz asi, hırsız da onların ortakları. Her biri rüşvet seviyor ve hediyeler peşinde koşuyor. Öksüzün hakkını vermiyorlar ve

597 İsra, 17/4.

598 Mevdudi, Tefhîmü’l-Kur’an, III, 79-80-81-82. 599 Mezmurlar 106: 34-38-40-41.

166

dul kadının davası onların önüne gelmiyor. Bundan dolayıdır ki Rab, orduların Rabbi, İsrail'in Kadir'i diyor ki: Oh, hasımlarından rahat bulacağım ve düşmanlarından öç alacağım: Onlar şarktan gelen şeylerle dolu, onlar da Filistinliler gibi müzeccim ve ecnebilerin çocukları ile el ele veriyorlar ve onların memleketi putlarla dolu, kendi parmakları ile yaptıklarına, ellerinin işine tapıyorlar. Ve Rab dedi ki: Madem ki Sion kızları kibirlidir ve boyunlarını ileri uzatarak göz edip yürüyorlar, gezerken kırıtıyorlar ve ayaklarının halkalarını şıngırdatıyorlar; bundan ötürü Rab, Sion kızlarının tepesini kil ile vuracak ve Rab onların gizli yerlerini açacak, erkekleri kılıçla ve yiğitleri cenkte düşecekler.

Ve Sion kapıları ah çekip yas tutacak ve kimsesiz kalıp toprakla oturacak. Bunun için işte Rab, ırmağın bol ve kuvvetli sularını Aşur kralını ve onun bütün izzetini onların üzerine çıkarıyor. Fırat nehri bütün yataklarından yükselecek ve bütün kıyıları üzerine taşacak. Çünkü o asi bir kavim, yalancı oğullar, Rabbin şeriatini duymak istemeyenler oğullardır. Onlar ki görenlere: "Görmeyin" ve Peygamberlere de "Bize doğru şeyler bildirmeyin, bize yumuşak şeyler söyleyin, hileli yollar öğretin" derler. Bundan dolayı İsrail'in Kuddüs'ü şöyle diyor: Madem ki bu sözü hor görüyorsunuz ve gaddarlığa ve sapıklığa güveniyorsunuz ve onlara dayanıyorsunuz, o halde bu fesat, sizin üzerinize düşmek üzere olan çatlak bir duvar gibi olacaktır. Ve çömlekçi kabı nasıl kırılırsa onu esirgemeden parçalayıp, öyle kıracak ve parçaları arasında ocaktan ateş getirmek, yahut sarnıçtan su almak için bir parça kalmayacak."600

Bundan sonra sapıklık ve fesat her şeyi önüne katıp sürüklemeye başladığında Yeremya Peygamber sesini yükseltti.

"Rab şöyle diyor: Atalarınız bende ne haksızlık buldular da benden uzaklaştılar ve boşluk ardınca gidip boş oldular? Meyvasını ve iyi şeyleri yiyesiniz diye sizi verimli bir diyara getirdim; ve mirasımı kerih bir şey yaptınız. Çünkü boyunduruğunu eski zamandan kırdın ve bağlarını kopardın. "Kulluk etmem" dedin ve her yeşil ağacın altında fahişelik ederek yattın. Hırsız tutulunca nasıl utanırsa, İsrail evi de kendileri, kralları ve kahinleri ile peygamberleri öyle utanıyorlar. Onlar ki ağaca: Babamsın; taşa: Beni sen doğurdun derler. Çünkü bana yüzlerini değil sırtlarını döndürdüler. Fakat

167

onlara bela gelince: Kalk ta bizi kurtar diyecekler. Ya kendi icat ettiğin ilahların nerede? Başına bela geldiği vakit seni kurtarabilirlerse kalksınlar, çünkü senin ilâhların, şehirlerinin sayısına göredir, ey Yahuda. Ve Kral Yaşiya'nın günlerinde Rab bana dedi: Dönek İsrail'in yaptığı şeyi gördün mü? Her yüksek dağın üzerine ve her yeşil ağacın altına gidip orada fahişelik etti. Hain kız kardeşi Yahuda da bunu gördü. Ve gördüm ki dönek İsrail zina etmiş olduğundan ötürü, onu boşayarak kendisine boş kağıdı verdiğim zaman hain kız kardeşi Yahuda yine kovmadı ve gidip o da fahişelik etti. Ve vaki oldu ki zinasının velvelesi ile diyar murdar oldu, taşlarla ve ağaçlarla zina etti. Yeruşalim'in (Kudüs) sokaklarını dolaşın ve şimdi bakın, anlayın ve meydanlarında arayın eğer bir adam bulursanız. Eğer hakkı ifade eden hakikatı arayan varsa ben de ona bağışlarım. Sana nasıl bağışlayayım? Oğullarla and ettiler. Ben onlara duyurunca zina ettiler ve fahişelerin evine bölük bölük koşuştular. Başı boş besili aygır oldular, her biri komşusunun karısına kişniyor. Ben bunlardan ötürü yoklamaz mıyım? Rab diyor: Nefsim böyle bir milletten öç almaz mı? İşte ey İsrail evi uzaktan üzerinize bir millet getireceğim.

O, zorlu bir millet, eski bir millettir. Bir millet ki sen onun dilini bilmez ve ne dediklerini anlamazsın. Onların ok kılıfı açık bir kabirdir, hepsi yiğitlerdir. Güvenmekte olduğun duvarlı şehirlerini kılıçla vurup yakacaklar. Ve kavmin leşleri yerin canavarlarına ve göklerin kuşlarına yem olacak ve onları korkutan olmayacak. Ve Yahuda şehirlerinden ve Yeruşalim (Kudüs) sokaklarından, meserret sesini, sevinç sesini ve gelin ile güveyin sesini sona erdireceğim, çünkü diyar harap olacak. Ve vaki olacak sana nereye çıkalım dedikleri zaman onlara diyeceksin: Rab şöyle diyor: Ölüm için olan ölüme; kılıç için olan kılıca, kıtlık için olan kıtlığa ve sürgün için olan sürgüne. Ve onların üzerine dört çeşit dini koyacağım: Öldürmek için kılıcı, parçalamak için köpekleri, yiyip bitirmek ve helak etmek için göklerin kuşlarını ve yerin canavarlarını."601

Hezekiel peygamber onları uyarmak için tam zamanında tebliğine başladı. Kudüs'e hitaben şöyle dedi:

168

"Ey vakti gelsin diye kendi içinde kan döken şehir ve kendisini murdar etmek için kendi aleyhine putlar yapan şehir! İşte her biri elinden geldiği kadar kan dökmek için İsrail beyleri senin içinde idiler. Sende babayı ve anayı hiçe saydılar; senin içinde misafire karşı zorbalık ettiler, sende öksüze ve dul kadına haksızlık ettiler. Mukaddes şeylerini hor gördün ve semtlerimi bozdun. Kan dökmek için iftiracı adamlar senin içinde idiler; sende hayasızlık ettiler. Babalarının çıplaklığını sende açtılar, kadın kirli iken sende ona tecavüz ettiler. Kimi komşusunun karısı ile mekruh iş etti, kimi hayasızlıkla gelinini kirletti, kimi sende kız kardeşini, babasının kızını alçalttı. Senin içinde kan dökmek için rüşvet aldılar. Faiz ve murabaha kârı aldın ve zorbalıkla komşularından haksız kazançlar aldın. Beni unuttun, peki seninle işe girişeceğim günlerde yüreğin dayanabilecek mi, ellerin kuvvetli olabilecek mi? Seni milletler arasında dağıtacağım ve seni memleketler arasına saçacağım ve murdarlığını senden gidereceğim. Milletlerin gözü önünde sen kendiliğinden bozulacaksın; ve bileceksin ki Ben Rabbim."602

İsrailoğulları'nın ilk sapıklıkları sırasında onlara yapılan yukarıda değinilen uyarıların yanısıra, ikinci sapıklıkları sırasında bunun sonuçları ve kötü akibetine karşı Hz. İsa (a.s) tarafından uyarılmışlardır. Hz. İsa (a.s) çok sert bir hitapla onların bozulmalarını şöyle eleştirmiştir:

"Ey Kudüs, peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan Kudüs! Tavuk, yavrularını kanatları altına nasıl toplarsa, ben de senin çocuklarını kaç kere öyle toplamak istedim, fakat siz istemediniz. İşte eviniz size ıssız bırakılacak. Doğrusu size derim ki, burada taş üstünde yıkılmadık taş bırakılmayacak."603

Romalı yöneticiler Hz. İsa'yı (a.s) çarmıha germek için götürürken, O, ağlayıp yas tutan kadın ve erkeklerden oluşan topluluğa hitap etmiş ve son uyarısını yapmıştır.

"İsa onlara dönüp dedi: "Ey Yeruşalim (Kudüs) kızları benim için ağlamayın, fakat kendiniz ve çocuklarınız için ağlayın. Çünkü işte günler geliyor ki, o günlerde:

602 Hezekiel 22: 3, 6-12, 14-16. 603 Matta 23: 37, 38; 24: 2.

169

Ne mutlu kısırlara, doğurmamış rahimlere ve emzirmemiş memelere! diyecekler. O zaman dağlara; üzerimize düşün ve tepelere: Bizi örtün! demeye başlayacaklar."604