• Sonuç bulunamadı

4. 1. Allah’ın Noksan Sıfatlardan Münezzeh Oluşu

“Allah, O'ndan başka tanrı olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.”670

Mevdudi bu ayet’in, Kitab-ı Mukaddes’teki eksik ve muhtaç insanoğulları gibi bazı zayıflık ve sınırlılıklara sahip bir Allah fikrini reddettiğini söyler: "Ve yedinci gün Allah yaptığı işi bitirdi. Ve yaptığı işlerin hepsini bırakarak yedinci günde dinlendi."671 "Rab sanki uykudan uyanır gibi ve güçlü bir adamın şarap nedeniyle nara atması gibi uyandı."672

4. 2. Kâbe ve Mecidi Aksa’nın İnşaa Zamanları

Kur’an-ı Kerim’de Ka’be’yi inşa edenin Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail olduğu haber verilir:

“İbrahim ve İsmail, Kabenin temellerini yükseltiyordu: "Rabbimiz! Yaptığımızı kabul buyur. Şüphesiz ki, Sen hem işitir hem bilirsin".673

Arabistan'la ilgili tüm tarih kitapları ittifakla Kâbe'nin Hz. İbrahim (a.s) tarafından Hz. Musa'nın (a.s) gelişinden yaklaşık 900 yıl önce yapıldığını söyler. Kâbe'nin inşa edilmede zaman önceliğine sahip olduğu konusu o kadar kesindir ki, kimse bunu inkâr edemez.

Mevdudi, konuyla ilgili olarak Yahudiler’in, Kitab-ı Mukkaddes’te de bildirilen, Mescid-i Aksa’nın daha önce yapıldığına ilişkin görüşünü

670 Bakara, 2/255. 671 Tekvin 2:2. 672 Mezmurlar 78:65. 673 Bakara, 2/127.

189

değerlendirmeksizin ilgili rivayetlere değinmiştir. Kitab-ı Mukkaddes’te, Mescid-i Aksa'nın Hz. Musa'dan (a.s) yaklaşık 450 yıl sonra Hz. Süleyman (a.s) tarafından yaptırıldığı674 ve O'nun krallığı döneminde kıble olduğunu yazar.675

4. 3. Yalnız Allah’a Kul Olmak

Kur’an’da Hz. İsa’nın da sadece Allah’a kulluk etmeyi ve şirk koşmamayı emrettiği haber verilmiştir:

“And olsun ki, "Allah ancak Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler kafir oldular. Oysa Mesih, "Ey İsrailoğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin; kim Allah'a ortak koşarsa muhakkak Allah ona cenneti haram eder, varacağı yer ateştir, zulmedenlerin yardımcıları yoktur" dedi.“676

Fakat Hıristiyanlar İsa’yı (a.s) Tanrı’nın oğlu kabul etmişler ve şirke bulaşmışlardır. Mevdudi, bu ayette belirtilen Hz. İsa’nın da aynı hususları bildirdiği haberini doğrulamak için, İncil’den ilgili alıntıyı kitabına aktarmıştır:

"Allah'ın Rabb'e ibadet edeceksin ve yalnızca O'na kul olacaksın."677

4. 4. Zinanın Cezası

Kur’an bu cezayı şöyle açıklar:

“Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda o ikisine acımayın. Onların ceza görmesine, inananlardan bir topluluk da şahit olsun.”678

Mevdudi burada başka sistemler ve özellikle Ehl-i Kitab’ın bu konudaki uygulamalarına değinmiştir. Çeşitli hukuk sistemlerinin zinayı, "(ister evli ister bekâr olsun) bir erkekle herhangi bir kişinin karısı olmayan bir kadın arasındaki cinsel ilişkidir" şeklinde tanımladığını söyleyen Mevdudi devamla şöyle der: “Eski Mısır, 674 I Krallar 6:1. 675 I Krallar 8:29-30. 676 Maide, 5/72. 677 Matta 4:10. 678 Nur, 24/2.

190

Babil, Asur ve Hind yasaları bu suça çok hafif cezalar vermiş ve aynısı Yunanlılarla Romalılar tarafından benimsenerek, daha sonra da bu konudaki Yahudi görüşünü etkilemiştir.”679

Kitab-ı Mukaddes'te bu suç karşılığında yalnızca para cezası öngörülür. Bu konudaki ilgili hüküm şöyledir:

"Ve eğer bir adam nişanlı olmayan bir kızı aldatır ve onunla yatarsa, kendi karısı olmak üzere mutlaka onun için ağırlık verecektir. Eğer babası, ona kızı hiç vermek istemezse bakirelere verilen ağırlığa göre para verilecektir."680

Aynı hüküm farklı kelimelerle Tesniye'de de tekrarlanır:

"Eğer bir adam kız olan nişanlanmamış genç bir kadın bulursa ve tutup onunla yatarsa ve onlar bulunurlarsa, o zaman onunla yatmış olan adam genç kadının babasına elli miskal gümüş verecektir ve kadın onun karısı olacaktır, çünkü onu alçaltmıştır."681

Yahudi hukukuna göre, eğer bir hahamın kızı ahlâksızlık yaparsa yakılarak cezalandırılır ve ahlâksızlığında kendisine ortak olduğu belirtilen erkek de boğulur.682

Mevdudi, bu anlayışın Hindu anlayışıyla yakınlık derecesini görmek için, onu Manu yasalarıyla karşılaştırmıştır. Manu'ya göre, "Kendi kastından evlenmemiş bir kızla ve kızın rızasıyla yasa dışı ilişkide bulunan herhangi bir kişi cezalandırılmaya hak etmiş değildir. Eğer kızın babası isterse ona belli bir karşılık vermek ve kızla evlenmek zorundadır. Fakat eğer kız daha üst bir kasta ve erkek de daha aşağı bir kasta mensupsa bu durumda kız babasının evinden çıkarılır ve erkeğin kolları ve bacakları kesilir."683

Bütün bu hukuk sistemlerinde ancak evli bir kadınla girişilecek yasa dışı ilişki büyük suçtu. Kadın ile erkeğin zina suçundaki yasa dışı ilişkiden çok, bir çocuğun, gerçek babası olmayan bir erkek tarafından yetiştirilmesinin doğuracağı alışılmamış durum olsa gerektir. Bu bakımdan, bunu bir suç ve erkekle kadını suçlu saymaktaki

679 Mevdudi, Tefhîmü’l-Kur’an, III, 452. 680 Çıkış 22: 16-17.

681 Tesniye 22: 28-29.

682 Mevdudi, Tefhîmü’l-Kur’an, III, 452-453. 683 Tesniye 22: 28-29.

191

gerçek etken bizzat zina olayı değil, soyların karışması tehlikesi ve birinin çocuğunu başkası pahasına yetiştirme sorunuyla, bu çocuğun erkeğin malına mirasçı olma ihtimalidir.

Yahudi hukukuna göre, evli bir kadınla yasa dışı ilişkide bulunmanın hükümleri ise şöyledir:

"Ve her kim bir kadına yaklaşırsa, ve o kadın cariye ise, bir kocaya nişanlı ise ve fidyesi verilmemiş, yahut azad edilmemişse cezalandırılacaklardır; öldürülmeyecekler, çünkü kadın azadlı değildi."684

"Ve başka birinin karısı ile zina eden komşusunun karısı ile zina eden adam, hem o, hem kadın mutlaka öldürülecektir."685

"Eğer bir adam, başka bir adamın karısı olan bir kadınla yatarken bulunursa, o zaman kadınla yatan adam ve kadın onların ikisi de öleceklerdir ve kötülüğü İsrail'den kaldıracaksın."

"Eğer kız olan bir genç kadın, bir adama nişanlı ise ve bir adam onu şehirde bulup onunla yatarsa, o zaman onların ikisini de o şehrin kapısına çıkarcaksınız ve onları şehirde olduğu halde bağırmadığı için kadını ve komşusunun karısını alçalttığı için erkeği taşla taşlayacaksınız ve ölecekler ve kötülüğü aranızdan kaldıracaksınız. Fakat adam nişanlı genç kadını kırda bulursa ve onu yakalayıp kendisiyle yatarsa, o zaman yalnız onunla yatmış olan adam ölecektir, fakat genç kadına bir şey yapmayacaksın, genç kadında ölüme müstehak suç yoktur, çünkü bir adam komşusuna karşı nasıl kalkar ve onu öldürürse, bu şey de öyledir. 686

Yahudiler’in bu uygulamayı hiç gerçekleştirmediğini ifade eden Mevdudi, daha sonra Hz. İsa zamanında yaşanan fakat, kadın aleyhinde herhangi bir delilin

684 Levililer 19,20.

685 Levililer 20: 10. 686 Tesniye 22: 22.

192

getirilmemiş olması ve İlâhî Kanunu uygulayacak bir hükümetin bulunmayışı gibi nedenlerle yine uygulanamayan bir olayı687 nakleder.

4. 5. “Baal” Kelimesi

Kur’an-ı Kerim’de İlyas’ın (a.s) milletine şöyle hitap ettiği haber verilir:

“Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti.“688

"Baal" sahip, efendi, reis, koca anlamlarında kullanılır.689 Sami toplumları kadim dönemlerde de bu kelimeyi "ilâh" anlamında kullanmışlar ve bir tanrıya özel isim olarak vermişlerdir. Bilhassa "Baal" Lübnan'daki Fenikelilerin en büyük erkek tanrısı olarak şöhret bulmuştur. Karısı "İştir" ise büyük tanrıça idi. Araştırmacılar arasında "Baal" ile Güneşin mi, Mars gezegeninin mi, "İştir" ile de Ay'ın mı, Zühre yıldızının mı, kastedildiği ihtilaf konusudur. Ancak her halukârda Babil'den Mısır'a kadar tüm Ortadoğu'da özellikle Lübnan, Şam ve Filistin'de Baal'e tapmanın yaygın olduğu tarihten sabittir. İsrailoğulları Mısır'dan çıktıktan sonra Filistin'e ve Doğu Ürdün'e geldikleri dönemde, Tevrat'ın şiddetle şirki reddeden bölümlerine ve "müşriklerle evlenmeyiniz" şeklindeki apaçık hükmüne rağmen, onlar müşriklerle evlenmiş, onlarla sosyal ilişkiler kurmuş ve dolayısıyla şirk hastalığı kendilerine de bulaşmıştır.690

Mevdudi, İsrailoğulları'ndaki ahlâkî ve dini çöküşün sonrasındaki bu gelişmeyi Kitab-ı Mukaddes'ten örnekler:

"İsrailoğulları Allah'ın huzurunda kötülük yaptılar ve Baal'e tapmaya başladılar.... ve onlar Allah'ı bırakarak Baal ve İştir'e tapmaya başladılar" 691

687 Yuhanna 8: 1-11. 688 Saffat, 37/125. 689 Bakara, 2/128; Hûd, 11/72; Nur, 24/31. 690 Mevdudi, Tefhîmü’l-Kur’an, V, 39. 691 Hakimler 2:11-13.