• Sonuç bulunamadı

2.2. Türkiye’de Gençlik Hareketleri (1960-1980 Dönemi)

2.2.3. İslamcı ve Muhafazakâr Gruplar

1945 Yılında kurulan Milli Kalkınma Partisi bünyesinde İslami hassasiyetleri taşıyan ve İslami kesimi temsil eden ilk partidir. Baskılar ve içerdeki fikri tartışmalar neticesinde 1957 yılında kapatılmıştır. Bu partinin önemi İslami fikir açısından ilk olması ve kendisinden sonra gelecek olan bu çizgideki partilere ilham kaynağı olmasıdır. (Aytepe, 2016: 181).

Türkiye’de “İslâm’ın muhalif bir dil olarak tedricen ortaya çıkmasında 1945 yılını bir milat olarak kabul etmek mümkündür. Bu dönemi takiben çok partili hayata geçiş sonrası oluşmaya başlayan özgürlük ortamından dini düşünce ve İslamcılar da istifade etmişlerdir.”(Yılmaz, 2015: 633)

Türkiye’deki İslami kesimin söylem ve taleplerini tam manasıyla siyasete taşımak maksadı ile bir Nakşibendi Şeyhi olan Mehmet Zahit Kotku’nun teşvikleriyle 1967 yılında fikri temelleri atılan ve adına “Milli Görüş” denen ve siyasi partileşme sürecini de 1969 yılında tamamlayan Milli Nizam Partisi (MNP) Necmettin Erbakan tarafından kurulmuştur. İdeolojik olmasa bile kültürel olarak İslamcı bir parti olan MNP daha sonra kapatılacak ve 1972 yılında Milli Selamet Partisi (MSP) olarak devam edecektir. “AP’ nin liberal, CHP’ nin sol görüşüne karşılık ‘’Milli Görüşü’’ ortaya koymuştur.” (Kırkpınar, 2009: 51).

12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra tekarar kapatılacak ve 1983 yılında Refah Partisi (RP) olarak kurulacak, 28 Şubat sürecinde tekrar kapacak ve bu ekolün devamında Fazilet, Saadet, Has parti ve Ak Parti gibi partiler kurulacaktır. (Aytepe, 2016: 182). “Millî Görüş, dört önemli toplumsal gruptan güç alıyordu. Birisi Türkiye’nin entelektüel çevresi, Necip Fazıl’ lar, Eşref Edip’ ler gibi. İkinci grup Türkiye’ nin kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları. Üçüncü grup Anadolu sermayesi. Dördüncü grup ise gençlik hareketi idi.” (Kırkpınar, 2009: 51).

“Refah Partisi özelinde çokça tartışılan ve RP’nin siyasal İslam’ı temsil edip etmediği yönünde yapılagelen tartışma, farklı değerlendirmelere

konu olmuştur. İslamcılık anlayışına göre farklılaşan değerlendirmelerden hareketle, RP’nin siyasal İslam’ı temsiliyeti için ilkesel ve konjonktürel olmak üzere iki farklı hususa dikkat çekilebilir. Buna göre RP sosyal, siyasal ve toplumsal projelerini İslam’dan hareketle belirlememiş olması nedeniyle salt anlamda bir İslamcı parti olarak görülemez. Ancak İslami kesimin başta dini olmak üzere kültürel ve toplumsal hassasiyetlerine tercüman olmayı politik anlamda uhdesine almış olması, Batı karşıtı bir muhalefet çizgisini temel alarak tarihsel mirasa sahip çıkması, Nakşî-Hâlidî geleneğin Sünnî din anlayışının sağladığı motivasyondan güç alması ve düşüncelerin Müslüman dünyayı kapsayacak şekilde genişletilmesine öncülük etmesi yönüyle İslamcı bir parti olarak görülebilir. (Aytepe, 2016: 187).”

Milli Selamet Partisi’nin gençlik kolları olarak bilinen Akıncılar Derneği tıpkı Milliyetçi Hareket Partisi’nin Ülkü Ocakları gibi gençler için eğitim, kültür ve tarihi bilgi hatta eğitim kampları da dahil olmak üzere aktif bir grubu temsil etmektedir.

“Daha önce dağıttıkları bildirilerde "İslamcı Gençlik" imzasını kullanan bu kesim, Milli Selamet Partisi yönetiminin de icazet vermesiyle "Akıncılar" ismini kullanmaya başladı.” (Kırkpınar, 2009: 51). 1975 Yılında Ankara Akıncılar Derneği ismi ile kurulan örgüt, 12 Eylül Darbesi’ne kadar 1200 civarına ulaşan dernek, esnaf, işçi, lise, üniversite öğrencilerini bünyesinde barındırmaktadır. (Aytepe, 2016: 187).

Akıncıların kuruluşu baya ses getirmiş ve örgütsel anlamda baya geniş çevrelere ulaşabilmişlerdir. “Akıncılar açılışlarından kısa bir süre sonra örgütlenecekler ve 22 şubesini aynı anda açabilecek gövde gösterileri düzenleyeceklerdir. Akıncı Memurlar Derneği(AK-MEM), Akıncı İşçiler Derneği (AK-İŞ), Akıncı Sporcular Derneği (AK-SPOR) ve Akıncı Liseliler (AK-LİS) gibi örgütlenmelerle toplumun tüm kesimini kapsayacak bir yelpaze oluşturmaya çalışmışlardır. Eylem yapma tarzları da genelde boykot, afiş asma, bildiri dağıtma, bayrak yakma, slogan atma şeklinde olmuştur.” (Yorgancılar, 2006: 92).

Akıncı Hareket sadece bir eylem hareketi ya da İslamcı bir itiraz, baş kaldırı hareketi değildir. Aynı zamanda vakıf görevi de üstlenmiş ve o dönemde madur olan ailelere yakacaki giyecek, sağlık gibi ihtiyaçlarını da karşılamışlardır. Bu sayede

toplum içerisindeki bazı çevreler tarafından kendilerine sempati duyulmasını dağlamışlardır. (Kırkpınar, 2009: 51).

Akıncılar Derneği, “Kuramsal altyapıları bulunmayan, kültürel ve entelektüel birikimleri de zayıf olan akıncılar, bununla birlikte dünyadaki ve Türkiye’deki siyasi olayları takip etmiş ve etkilenmişlerdir. MSP’nin gençlik kolları gibi hareket eden akıncılar okullarda devrimci ve ülkücülerle mücadele etmişlerdir. Aktif faaliyetleriyle öne çıkan Fatih Akıncılar Derneği başkanı Metin Yüksel, 23 Şubat 1979’da Cuma çıkışı ülkücüler tarafından öldürülmüş, Akıncılar derneği 1979’da sıkıyönetim mahkemesince kapatılmıştır. Akıncılar, kısa ömrüne rağmen Türkiye’deki İslamcı hareketi en üst düzeyde politize ederek ona aksiyon ve hareket katan en önemli gençlik örgütüdür.” (Aytepe, 2016: 188).

Bir diğer İslamcı gurup ise Milli Türk Talebe Birliği (MTTB)’dir. “İlk defa 1916’da kurulan MTTB, 1965 yılına kadar CHP’yi destekler. 1965’ten sonra birlik içindeki mücadeleyi milliyetçiler kazanır ve solcular dışlanır. 1967’de İsmail Kahraman’ın başkan seçilmesiyle milliyetçi-mukaddesatçı bir çizgi yakalar. Şevket Eygi, Necip Fazıl, Osman Yüksel Serdengeçti, Nurettin Topçu gibi isimlerin milliyetçi-muhafazakâr söylemleri MTTB’yi etkiler. Birlik, 1970’de MNP’nin açılmasıyla oraya yaklaşmıştır. 70’lerin ortalarına doğru İslamcı çizgiyi benimsemiş ve amblemindeki bozkurt işaretini Kur’an’ı çağrıştıran kitap amblemiyle değiştirmiştir.” (Aytepe, 2016: 186).

“MTTB esas misyonunu 1965 yılında ‘’Burhanettin Kayhan’’

eşliğinde sergiliyor ve 12 Eylül’ e kadar da İslamcı gençliğin, İslami hareketin baş aktörlüğünü yapıyor. Çeşitli kereler sağ ve sol çizgide gidip gelen MTTB, Burhanettin Kayhan ile birlikte tamamıyla İslami kimliğe bürünmüştü. Artık MTTB İslamiyet’ i kaynağından öğrenmek isteyen, kendilerini burada İslamiyet’ in gerekleriyle donatmak ve doyurmak isteyen gençlerin uğrak noktası ve başvuru kaynağı oluyordu. Üstelik bu tür çatılarda artık İslam dünyasından en çok ses getiren eserlerin tercümesi yapılıyor ve sonra yorumlanıyor, akabinde tartışmalar yapılıyordu. Gerek Nurcu kesimden gerek Süleymancı kesimden ve elbette MSP’ nden bireyler MTTB çatısı altında birleşiyor ve fikir beraberliği yapıyordu. Bu dönemde

MTTB, milli ve manevi değerlere saygılı fikriyatın maneviyatçı, milliyetçi gençliğin tek temsilcisi olmuştur.” (Kırkpınar, 2009: 51).

MTTB’nin öğrenci hareketlerinden başka iş bulmak, sportif etkinliklerde bulunmak, burs vermek gibi sosyal faaliyetleri de mevcuttur. İslam’ın birleştirici ve bütünleştirici bir unsur olduğunu savunan MTTB’li gençler için milli kimlik demek içerisinde din eksenli bir fikriyatı temsil etmesi demektir. Onların ülke için öngördüğü siyasal politika komünizm ve kapitalizm gibi unsurlardan yüz çevirerek İslam coğrafyası ile ilişkilerin geliştirilmesi yönünde olmuştur. (Aytepe, 2016: 187).