• Sonuç bulunamadı

İrtifak hakkı tesisi vaadi

Belgede TÜRK EŞYA HUKUKU (sayfa 192-200)

RESMİ SENET

1. İrtifak hakkı tesisi vaadi

Kat mülkiyeti ihtiyacına "müşterek mülkiyet - şahsi irtifak hakkı"

formülü ile cevap vermek gayesi içinde, Kanun Koyucu, Tapu Kanu-nunun 26. maddesini 6 / 1 / 1954 tarihinde değiştirmişti. Kat Mülkiyeti Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra uygulama alanı kalmamış olan, Tapu Kanununun değişik 26. maddesinde şu hükme yer veril-mişti : "müşterek bir arzın hissedarları veya birbirine bitişik gayrimenkul sahipleri arasında, bunlardan birinin veya bir kaçının, o gayrimenkul üzerinde mevcut veya inşa edilecek binanın muayyen bir katından ve-ya dairesinden ve-yahut müstakilen kullanılmave-ya elverişli bir bölümünden münhasıran istifadesini temin gayesiyle Medeni Kanunun 753. maddesi hükümlerine göre irtifak hakkı tesisine veya tesisi vaadine ilişkin resmi senetler tapu sicil muhafızları veya memurları tarafından tanzim olu-nur". "İrtifak hakkı tesisi vaadleri tapu siciline resen şerh verilir".

2 / Ocak / 1966 tarihinde yürürlüğe giren 23 / 6 / 1965 tarih ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, "tamamlanmış bir yapının kat, daire, iş bürosu, dükkân, depo gibi bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kulla-nılmaya elverişli olanları üzerinde, o gayrimenkulün malik veya ortak malikleri tarafından bağımsız mülkiyet hakları kurulmasını''' kabul et-miştir (Kat MK. m. 1/1). Aynı kanuna göre, yapılmakta veya ilerde yapılacak olan bir yapının bağımsız bölümleri (daire, dükkân vs.) üzerinde yapı tamamlandıktan sonra tesis edilecek kat mülkiyetine esas

178 Bk. Homberger, m.959, No. 48.

olmak üzere, arsa maliki veya arsanın ortak malikleri tarafından, arsa i payına bağlı "kat irtifak hakları" kurulabilir (Kat MK. mi 1 / 2 ) . Bu suretle, 2 / 1 / 1966 tarihinden evvel kat mülkiyeti ihtiyacına cevap vef...

mek üzere kullanılan "müşterek mülkiyet-şahsi irtifak'l formülünün yerini, bugün, bağımsız bölümler üzerinde müstakil mülkiyet hakki;

veren, arsa payı ve ana gayrimenkullerdeki ortak yerlerle bağlantılı1 özel bir mülkiyet nev'i olan "Kat mülkiyeti" almıştır^ "İrtifak /hakkı tesisi vaadi"ne ilişkin sözleşmenin fonksiyonu ise "kat irtifakı" müesse-sesine devredilmiştir179.

Kat Mülkiyeti Kanunu, ayrıca, "bu kanun yürürfuğe girdikten sonra Medenî Kanuna ve diğer kanunlara göre, bir gayrimenkulün paydaşlarından birinin o gayrimenkulün bir bölümünden kat mali-ki gibi tek başına faydalanmasını sağlamak için irtifak' hâkja1 kuni-lamaz" (Kat M.K. m. 50) hükmüne yer vermek suretiyle,, kat mülki-yeti ihtiyacına, "müşterek mülkiyet-şahsî irtifak'''' formülü ile cevap ıVfrı rilmesi yolundaki uygulamayı ve netice olarak da bu gaye ileMKı fn.!

753 (Tapu Kanunu m. 26.) hükümlerine göre irtifak hakkı tesisini^eya tesisi vaadini yasaklamıştır1*0. "-ııin jM- .

2. Gayrimenkul satış vaadi. ^fu^ -(.ılı,; IİKUY

Tapu Kanununun 26. maddesine göre "NöterJik < Kanununun 44. (1512 sayılı yeni Noterlik Kanununun 89.) madçlesinin (BJ, bendi mucibince Noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul şyfış vaafi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse tapu sicilin<? şerh verilir".

Noterler tarafından düzenlenen gayrimenkul | satış vaadi., sözleş-meleri tapu siciline yapılacak tescile esas teşkil edemez181. Bu

söz-uri.ihaşsg nıç»ı riıaŞ 179 Kat mülkiyetiyle ilgili olarak geniş bilgi için Bk. Reisoğlu Safa, Uygulamada Kat Mülkiyeti. Dördüncü bası, Ankara 1979. Ayrıca Bk. Esmer, s.195 vd.

180 Kat Mülkiyeti Kanunu, "müşterek mülkiyet - şahsi irtifak" formülünden faydalan-mak suretiyle meydana getirilen hukukî durumun, 2 / 1 /1971 tarihine kadar yeni Kanuna uy-durulmasını, ilgili gayrimenkulün mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesini öngörmüş ve dü-zenlemiştir (Kat M.K. m. 51). Bu tarihe kadar durumlarını yeni Kanuna uydurmayanların, katlardan birinden münhasır istifade yetkisini veren ve M.K. m. 753*e göre tesis edilmiş olan

"şahsi irtifak hakları" kendiliğinden son bulmuştur (Kat M.K. ltı. 31'/ 1). Gayrimenkule müşterek mülkiyet hükümlerine göre sahip olmakta devam eden müşterek maliklerin, Hat Mülkiyeti Kanununun genel kurallarına göre, gayrimenkulün mülkiyetini kat mülkiyetine çevirme hakları tabiatiyle saklıdır. ,iaî>ımCI >IuAJH .1 Mi t&l

181 Velidedeoğlu - Esmer, s. 543. Sungurbey'e göre, Noterlik, Kanunu m. 44-B,deki

"taşınmaz satış vaadi" "taşınmaz mülkiyetini geçirme vaadi" yani "taşınmaz satım sözleş-mesi" anlamında kullanılmıştır. Böylece, bu sözleşmeler (MK- m. 924 gereğince) tapu siciline yapılacak tescillere doğrudan doğruya esas ahnabilif. A^rida tapu mehiühl fıuiüt'un'-da sözleşme yapmaya ihtiyaç yoktur. Bk. Sungurbey, Kişisel haklann tapu kütüğüne'şerhi, İst. 1963, s. 10 vd., özellikle s. 13 vd. jpr ,

leşmeler bir ön akittir1*2. Satış vaadi sözleşmesi uyarınca mülkiyetin nakli için, tarafların ayrıca tapu sicil muhafız veya memuru huzurun-da satış akdini (resmî şekilde) yapmaları gerekir. Satıcı tapu memuru huzurunda satış akdini yapmayı ve tescil talebinde bulunmayı kabul etmezse, alıcı, adına kayıt düşürülmesini sağlamak üzere mahkemeye başvurulabilir. Mahkeme kararı, önce satış akdinin yerini alacak, son-rada MK. m. 642 gereğince mülkiyetin alıcıya aidiyetine ilişkin ola-caktır183.

c — Şerh anlaşması ve sicile şerh verilmesi.

aa — Medeni Kanuna ve Borçlar Kanununa göre şerhedilecek şahsi haklar söz konusu ise.

Bir şahsî hakkın tapu siciline şerh edilmesinde, TSN. m. 76 ge-reğince, tescilin yapılmasına ve özellikle tescil talebinne ve talepte bulunanın tasarruf yetkisine ilişkin hükümler kıyasen uygulanır.

Böylece, şerh ancak gayrimenkul malikinin yazılı talebi üzerine verilebilir184.

Yazılı talep şartsız olmalıdır. Malik, üçüncü bir şahsı ve bu ara-da şahsî hak sahibini (kiracı vs.) talepte bulunmaya yetkili kılabilir.

Şerh talebinde bulunan malik (şerhin fiilen verilebilmesi için), MK. m. 924 uyarınca yetkisini ve şerh için geçerli bir hukukî sebebin varlığını isbat etmek ve bununla ilgili belgeleri tapu sicil muhafız veya memuruna vermekle yükümlüdür.

Şerh için geçerli hukukî sebep, herşeyden önce, aynî etki kazan-dırılacak şahsî hakka ilişkin hukukî muamelenin kanunî şekil şartına uygun olarak yapılmasıdır. Muamelenin geçerliliği kira akdinde olduğu gibi bir şekle bağlı değilse, şerh verilebilmesi için, akdin yazılı şekilde yapılıp tapu memuruna takdimi gerekir.

182 Bk. Kocayusufpaşaoğlu, Gayrimenkul satış vaadi, İstanbul 1959, s.67 vd.; Say-men-Elbir, Türk Borçlar Hukuku, İstanbul. 1958, s. 190-1.91. Çenberci Mustafa, Gayrimen-kul Satış Vaadi Ankara, 1966, s.8 vd.; Esmer, s.795; Olgaç, Satış Trampa, s.147; 7. HD.

18. 1. 1966 (Bk. Çenberci, s.123).

183 Bk. 1. Hukuk Dairesi, 9 / 3 / 1954 (Olgaç, C. II, s.139); HGK. 27 / 2 / 1945 (Ol-gaç, C. II, s.145); Çenberci, s. 92 vd. Ol(Ol-gaç, Satış Trampa, s. 156 vd.

184 Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Mart 1961 tarih ve 1352 sayılı genelgesi-ne göre: Müşterek mülkün kiraya verilmesinde pay ve oy çoğunluğu yeterli ise de, kira akdi-nin tapu siciline şerhi için bütün paydaşların muvafakatlarının alınması gerekir. Bk. Esmer, s.791.

Şerh edilebilen bir şahsî hakkın varlığı (kira, şüf'a vs.) şerh için yeterli değildir. Taraflar, ya şahsî hakla ilgili hukukî muameleyi ya-parken veya sonradan, şahsî hakkın şerh edilmesi hususunda anlaş-malıdırlar. Böyle bir "şerh anlaşması'nin geçerliliği, ilişkin bulunduğu şahsî hakkın bağlı olduğu şekil şartına uyulmuş olunmasına bağlı-dır185. Geçerli bir şerh anlaşması yoksa, tapu sicil muhafızı veya me-muru şerh talebini reddedecektir186. Ayni şekilde, şerh anlaşmasının yapılmadığı hallerde, şahsî hak sahibi yalnızca şahsî hakkın

şerhedile-bilme niteliğine dayanarak mahkemeden hakkın şerhedilmesini talep edemeyecektir.

Tapu sicil muhafız veya memuru, tapu kütüğüne şerh verirken, şahsî hakla ilgili esaslı noktaları (örneğin bir kira akdinde kiralanan yeri ve kira miktarını), hak sahibini187 ve şerhin süresini ilgili sütuna kaydetmelidir (TSN. m. 77). Taraflar şerh anlaşmasında, şerhin et-kili olacağı süreyi şahsî hakkın devam edeceği müddetten daha kısa olarak tesbit edebilirler. Örneğin sekiz yıl için akdedilmiş olan kira akdinde, kiracının şahsî hakkına şerh yoluyla yalnızca üç yıl için aynî etki kazandırılabilir. Buna karşılık şerh süresinin şahsî hakkın deva-mı müddetinden fazla olması tabiatıyla mümkün değildir.

İştira, şüf'a ve vefa hakları, daha uzun bir süre için tesis edilmiş olsalar dahi, en fazla on yıl için şerhedilebilirler (MK. m. 658 ve 660)188. Şerh tarihi (tescillerde olduğu gibi) şerh talebinin yevmiye defterine kaydedildiği tarihtir.

bb — Tapu Kanununun 26. maddesine göre şerhedilecek şahsî haklar söz konusu ise.

Daha önce de deyindiğimiz üzere, Tapu Kanununun 26. mad-desi gereğince, "gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi" taraflardan birinin (yani satıcının veya alıcının) talebi üzerine tapu siciline şerhedilir.

185 Bk. JT. 1957, 1.326, Sungurbey, s.49 vd.; Homberger, m.959, No: 7, 36, 45, 51, 57; Ostertag, m.959, No: 18; Giirsoy-Eren-Cansel, s.295. Karahasan, C.II, s. 1350.

186 Bk. Haab, m. 681 / 682, No: 2; Sungurbey, s. 47; uygulamada ayrı bir şerh an-laşmasının mevcudiyeti aranmaksızın, şahsi hakkın geçerli olarak vücut buldoğuna ilişkin belgeye dayanılarak, malikin yazılı taleb üzerine şerh verilmektedir.

187 Serbest dereceden istifade hakkına ilişkin şerhlerde, (serbest dereceden istifade hakkı ilgili bulunduğu ipotek hakkı ile beraber intikal ettiği için) şerhler sütununa, serbest dereceden istifa hakkı ile ilişkin bulunduğu ipotek hakkı arasında bağlantı sağlanacak şe-kilde kayıt düşürülür.

188 Tesislerinden itibaren on yıl geçtikten sonra kullanılabilecek olan şüf'a, iştira ve vefa hakları tapu siciline şerhedilemez. Bk. JT. 1964,1. 546.

Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin şerhedilebilmesi için, şahsî hakla ilgili resmî senetten ayrı olarak, tarafların bir şerh anlaş-ması yapanlaş-masına lüzum yoktur189. Kanun Koyucu, "gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin şerhedilmesinde, genel kuraldan ayrılarak, ayrı bir şerh anlaşmasının mevcudiyetini aramamıştır. Bu sözleşme-lere taraf teşkil edenler, şerh anlaşmasının yerini Tapu Kanunu m.

26 hükümlerinin aldığını hesaba katmak ve şerh verilmesini istemi-yorsa bu husustaki iradelerini resmî senetle tesbit etmek mecburiye-tindedirler. Tarafların şahsî hakkın şerhedilemeyeceği yönündeki anlaşmalarına rağmen tapu memurunun resen veya talep üzerine şerh verebilmesi tabiatiyle mümkün değildir.

d — Şerhin etkisi.

Bir şahsî hakkın şerhedilmesi, o şahsî hakka şerh süresince belli aynî bir etki kazandırır, fakat şerh şahsî hakkı "aynî hak" haline ge-tirmez190. MK. m. 919'a göre, şahsî haklar "tapuya şerh verilmekle o gayrimenkul üzerinde sonradan iktisap edilen hak sahiplerine karşı der mey an olunabilir191

Tapuya şerh edilen şahsî haklar, evrakı müsbitenin sınırları çer-çevesinde aynî etki kazanırlar. Evrakı müsbitedeki sınırları aşan ar-laşrtıalar, gayrimenkul üzerinde sonradan hak iktisap edenlere karşı (büf' anlaşmalardan haberdar olsalar dahi) dermeyan edilemezler192.

Bir şahsî hakkın (kira, iştira vs.) şerhedilmesi, malikin gayrimen-kulu yüzerinde tasarrufta bulunmasına, gayrimenkulünü başkasına sat-masına193 veya mahdut bir aynî hakla (ipotek vs.) kayıtlamasına engel olmaz. Ancak şerh edilen şahsî hak yeni malike karşı da dermeyan edile-bilecektir. Sonradan mahdut bir aynî hak tesis edilmişse, şahsî hak

sahip-rnm'rtd rtısl

. [İİİb 189 Bk. Tekinay, s.251, Oğuzman, s.88-89; Çenberçi, s.23, Esmer, s.798. Farklı bir görüş için Bk. Suııgurbey, s.47 vd; 51 vd.; 65 vd. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ör-gütüne gönderdiği 11.2.1954 gün ve 1229 sayılı genelgede, gayrimenkul satış vaadi sözleş-mesinin şerhedilebilmesi için, taraflarca aksi karariaştırılmamışsa, taraflardan birinin iste-minin yeterli olduğunu bildirmiştir. Bk. Esmer, s.798, not.109.

nUfili 190 Bid- JT. 1929, I. 261.

191 Bu fıkranın yorumu ile ilgili görüşler için Bk. Piotet Paul, A propos de l'anno-tatiön des droits personnels au registre foncier. JT. 1963, J.570.

192 Bk. Homberger, m.959, No: 19. HGK. nun 10.2.1965 tarihli kararına göre: No-terlikte düzenlenmiş bulunan kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümündeki (kira müd-detinin sonunda banka arzu ettiği taktirde aynî şartlarla binada 8 sene oturabilir) şartı ta-puya şerhedilmemiş olduğundan yeni maliki bağlamaz (Bk. Ank. Bar. Derg. 1965, s. 340).

193 Bk. JT. 1950, 1.98.

leri, kendilerine zararı dokunduğu nisbette bu mahdut aynî hakların ter-kinini isteyebileceklerdir. Böylece şüf'a hakkına dayanarak gayrimen-kulü iktisap eden kimse, şerhden sonra tescil edilmiş ve şüf'a hakkının kullanılmasındaki bedeli aşan ipotek haklarının terkinini talep edebi-lecektir194. Bağışlayana rücu şartı ile hibede, şerhden sonra, bağışla-yanın rızası olmaksızın tesis edilmiş olan haklar, gayrimenkulün ba-ğışlayana dönmesi halinde terkin ettirilebilecektir195. Serbest dere-ceden istifade hakkında, boşalan derece için şerhden sonra üçüncü şahıs lehine tesis edilen rehin hakkının terkin ettirilmesi mümkün olacaktır. Birden çok serbest dereceden istifade hakkı şerh edilmişse, önce şerh edilene, sonra şerh edilene nazaran (ilgili bulundukları re-hin hakkının derecesi dikkate alınmaksızın) öncelik tanınacaktır196.

Şerh edilmiş olan şahsî hak (örneğin kira hakkı, iştira hakkı) bir başkasına devredilmişse, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, yeni hak sahibi de şerhin etkilerinden faydalanır. Yeni hak sahibi şerhin kendi namına düzeltilmesini talep de edebilir197.

Tapu kütüğündeki kaydın yeni hak sahibi lehine düzeltilebil-mesi için tapu sicil muhafızı, şerh edilen şahsî hakkın devir kabiliyetini ve gerçekten devredilip devredilmediğini araştırmak ve bu hususun belgelenmesini istemekle yükümlüdür.

e — Şerhin etkisinin sona ermesi ve terkin.

Şahsî bir hakka aynî bir etki kazandırmak gayesiyle tapu kütü-ğüne verilen şerh: 1. Şahsi hakkın sona ermesiyle, 2. Şerh süresinin

ta-194 Bk. Homberger, m. 959, No: 42. Federal Mahkemeye göre, şuf'a hakkı sahibi, şerhten sonra tescil edilmiş olsa dahi, malik'in ölüme bağlı bir tasarrufuna dayanılarak tapu siciline kaydedilmiş bulunan sükna hakkının terkinini istiyemez. Bk. JT. 1967,1. 174.

195 Bk. Homberger, m. 959, No: 46.

196 Bk. Homberger, m. 959, No: 52-53.

Serbest dereceden istifade hakkına sahip rehinli alacaklının boşalan dereceyi işgal edebilmesi için malikin yazılı talebine ihtiyaç vardır. Malik yazılı talepte bulunmazsa hak sahibi mahkemeye müracaat edecektir. Bk. Ostertag, m. 959, No: 44; Homberger, m. 959.

No: 54.

VVieland'a göre, tapu sicil muhafız veya memuru serbest dereceden istifade hakkını resen dikkate alır ve derecelerde gerekli değişikliği yapar. Serbest dereceden istifade hakkına sahip rehinli alacaklı da değişikliğin yapılmasını talep edebilir. Bk. Wieland, C. I, m. 814, Nc: 7 / a, Boşalan derecenin nasıl işgal edileceği hususundaki farklı görüşler için Bk. Peter-mann Pierre, Creanciers et registre foncier. JT. 1953, I. 35 vd.

197 Bk. Sungurbey, s. 70-71. Homberger'e göre, yeni hak sahibinin şerhin etkilerinden faydalanabilmesi için, hakkın devri halinde şerhin etkilerinin de devam edeceği hususunun şerh anlaşmasında kararlaştırılması ve tapu kütüğünde yer alması gerekir. Bk. Homberger, m. 959, No: 13.

mamlanmasıyla, 3. Şahsi hak sahibinin şerhi terkin ettirmesiyle etkisini kaybeder.

Şerh süresi şerh anlaşmasında tesbit edilir. Daha önce de işaret ettiğimiz gibi, bazı şahsî haklarda şerhin azamî süresini kanun göster-miştir. Bu azamî süre şüf'a, iştira, vefa haklarında on yıl (MK. m.

658, 660), MK. m. 753'e ilişkin irtifak hakkı vaadi ve gayrimenkul satış vaadinde beş yıldır (Tapu Kanunu m. 26). Şerh süresinin bitiminde tapu sicil muhafız veya memuru şerhi resen terkin eder (TSN. m. 78)198.

Şüf'a, iştira ve vefa haklarına, bağışlayana rücu şartına ve gay-rimenkul satış vaadine ilişkin şerhlerde, hak sahibinin gayrimen-kulü iktisap etmesi de şerhin resen terkinini gerektirir (TSN. m. 78).

Aynî şekilde, serbest dereceden istifade hakkına ilişkin şerhlerde serbest dereceden istifade edilmesi şerhin resen terkin edilmesi sebebidir. Resen yapılan terkinler ilgililere duyulur (MK. m. 934).

MK. m. 923 gereğince şahsî hak sahibinin yazılı isteği üzerine de şerh terkin edilir.

Şerhin etkisinin süresinden önce sona erdiği ve resen terkini-nin mümkün olmadığı hallerde, şerhden faydalanan kimse terkin için gerekli talepte bulunmaktan kaçınırsa, şerh mahkeme kararıyla terkin edilir. Ayrıca haklı bir sebebe dayanmaksızın şerh verilmişse, MK. m. 933 uyarmca şerhin terkini için dâva açılabilir.

2. MALİKİN TASARRUF YETKİSİNİN K AY ULAN \1 ASIYLA İLGİLİ OLA-RAK VERİLEN ŞERHLER.

Tapu sicilinde kayıtlı malikin gayrimenkulü üzerindeki tasar-ruf yetkisi çeşitli sebeplerle (Kanun, resmî karar, hukukî muamele) kayıtlanmış (sınırlanmış) olabilir.

Tasarruf yetkisine doğrudan doğruya kanunla getirilen kayıt-lamalar (örneğin medenî hakları kullanma ehliyetinin mevcut olma-yışından doğan sınırlamalar) tapu siciline şerh verilmesine lüzum olmaksızın kötüniyetli veya iyiniyetli bütün müktesiplere karşı ileri sürülebilecektir. Buna karşılık tasarruf yetkisi ile ilgili diğer kayıtla-malar, üçüncü şahıslara ve özellikle tapu sicilindeki kayda iyiniyetle aynî hak iktisap edenlere karşı prensip itibariyle ileri sürülemeyecektir (MK. m. 931).

198 Şahsi hak şerh müddetinden daha uzun bir süre için tesis edilmişse, yeniden yapı-lacak bir şerh anlaşmasıyla ve malikin talebi üzerine tekrar şerh verilebilir.

1 8 0

Medenî Kanunumuz 920. maddesinde, malikin tasarruf yetkisi-ne getirilen ve tapu siciliyetkisi-ne şerh verilmesi yoluyla199 üçüncü şahıslara karşı da dermeyan edilebilecek olan kayıtlamaları düzenlemektedir.

Bununla beraber, incelemeler sırasında görüleceği üzere, 920. mad-dede yer alan yetki sınırlamaları ne nitelik ve ne de etki yönünden aynı değildir.

MK. m. 920 ye göre, malikin tasarruf yetkisine ilişkin aşağıdaki kayıtlamalar (tahditler) tapu siciline şerh verilebilir:

a — İhtilâftı hakların muhafazasına veya icra kabiliyeti olan taleplerin teminine ilişkin resmi katarlar.

aa — Maddedeki "ihtilâflı hakların muhafazası" deyimine, MK.

m. 933'te temas edilen aynî haklarla ilgili anlaşmazlıklar girmez200. Aynî bir hak iddiasına dayanan anlaşmazlıklarda 921. madde uygula-nır.

920. maddenin 1. bendi gereğince şerh verilebilmesi için belli bir gayrimenkulün talep hakkına konu olması ve isteğin olumlu so-nuçlanması halinde tapu sicilinde bir değişikliği gerektirmesi lâzım-dır201.

920. maddenin 1. bendine göre, böylece esas itibariyle, gayri-menkul mülkiyetinin nakline veya gayrigayri-menkul üzerinde bir aynî hakkın tesisine ilişkin talep hatları dolayısiyle sicile şerh verilebi-lecektir. Örneğin 642. madde gereğince, adına tapu siciline kayıt dü-şürülmesi için geçerli bir hukukî sebebe (satış akdî, muayyen mal vasiyeti vs.) dayanan kimse, tescil talebinde bulunmasını malikten istiyebilir; malik bu isteği reddederse, mülkiyetin kendisine aidiye-tine karar verilmesini ve namına tapu siciline kayıt düşürülmesini hâkimden talep edebilir. Ancak, gayrimenkulün adına tescil edil-mesi için geçerli bir hukukî sebebe dayanan şahsın talep hakkı, gayri-menkulü, dâva devam ettiği sırada iktisap edecek olan üçüncü şahsa karşı ileri sürülemez. İşte icrası mümkün olan, şahsî mahiyetteki bu talep hakkının ve bu talep hakkı dolayısiyle malikin tasarruf yetkisine getirilen sınırlamanın, dâva kazanıldığında üçüncü şahıs müktesiplere karşı dermeyan edilebilmesi için, mahkeme kararıyla tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkündür. Aynı şekilde, 919. madde uyarınca bir

199 Şerh halinde üçüncü şahısların iyiniyeti tabiatiyle söz konusu olmayacaktır (MK.

m.928).

200 Bk. Exp. des mot. C.III, s.333; VVieland, C.1I, m.960, No: 502.

201 Bk. Homberger, m. 960, No: 11.

Belgede TÜRK EŞYA HUKUKU (sayfa 192-200)