• Sonuç bulunamadı

İran Hükümdârı Nadir Şah’ın Kafkasya Seferi

BÖLÜM 2: TARKU ŞAMHALLIĞI’NIN YÜKSELİŞİ

3.5. İran Hükümdârı Nadir Şah’ın Kafkasya Seferi

Nadir Şah, Irak taraflarındayken İran aleyhinde faaliyetlerde bulunan Çolak Surhay Han’dan topraklarını İran’a iade etmesini istedi. Surhay Han, Nadir Şah’a

“Ben, Müslüman Lezgilerin yardımı ile elde ettiğim ve halen de elimde tuttuğum Şirvan’ı Türk hükümetinin emir ve ricası ile değil, kılıcımla idare etmekteyim”

1 Bu kişinin İldar Mirza olması kuvvetli bir ihtimaldir. Mühimme kayıtlarında ve 1733’te Nadir Şah ile yapılan anlaşmada İldar Mirza’nın adı geçmektedir.

cevabını verdi. Bu sert cevap karşısında Nadir Şah, Şirvan’a girip Surhay Han’ı cezalandırmaya karar verdi (Mirza Hasan Efendi, 2003:60).

Nadir Şah Kür ile Aras Nehirlerinin birleştiği yere geldiğinde Surhay Han asker toplamak için Kabala’ya gitti. Bu yüzden Nadir Şah hiçbir direnişle karşılaşmadan Ağustos 1734’te Şemahi’yi ele geçirdi (BOA., MD., 140, h. 589) ve şehrin yönetimini oğlu Nasrullah Mirza’ya bırakarak kuvvetlerinin bir kısmını Kabala’da bulunan Surhay Han üzerine gönderdi. Kendisi de Dağıstan üzerine hareket etti. Surhay Han, Nadir Şah’ın sevk ettiği ordu tarafından yenilgiye uğrayınca asker toplamak için Gazikumuk topraklarına geçti. Ancak Nadir Şah, Surhay Han’ın toparlanmasına fırsat vermeden Gazikumuk topraklarına girdi ve onu ağır bir yenilgiye uğrattı. Surhay Han ise Avar topraklarına kaçtı (Mirza Hasan Efendi, 2003:60-61; Uzunçarşılı, C. IV, Kısım I, 1995:227).

Daha önce Şamhallık makamını elde etmek için çeşitli girişimlerde bulunan Haspolat Nadir Şah’ın Kafkasya’daki istikrarlı yürüyüşünü kendi lehine çevirdi. Haspolat, Nadir Şah Gazikumuk topraklarında bulunurken onun yanına gelerek bağlılık yemini etti. Nadir Şah da Haspolat’a iltifatta bulunup Şamhallık makamını ona tevcih etti (Mirza Hasan Efendi, 2003:61). Böylece Rusların 1725’te kaldırdığı Şamhallık yeniden kurulmuştur.

Nadir Şah, yaklaşan kış nedeniyle Avar topraklarına kaçan Surhay Han’ı takip etmekten vazgeçip Ahtı’ya doğru hareket etmiştir. Ahtı’yı ele geçirip şehri yağmalamıştır. Nadir Şah’ın Dağıstan’dan ayrılması ile Kuba, Ahtı ve Kura ahalisi toplanıp Şah’ın hâkimiyetindeki Hudat’a saldırdılar. Bunun üzerine Nadir Şah’a itaat eden Haspolat, Hudat’a gelerek Lezgileri yenilgiye uğratmıştır. Haspolat daha sonra Kuba üzerine yürümüştür. Bu sırada Avar Nutsal’ı Uma Han, muhtemelen Surhay Han’ın telkinleri ile Haspolat’a bağlı köylere baskın düzenlemiştir. Bu köylerde yaşayan Kumuklar “Paraul” köyü yakınlarında Uma Han ile savaşa giriştiler. Yapılan savaşta Uma Han hayatını kaybetmiştir. Uma Han’ın ordusu ise Avar topraklarına kaçmıştır (Mirza Hasan Efendi, 2003:62). Haspolat ve ona bağlı Kumuklar Osmanlı-İran mücadelesinin içerisinde yer alırken diğer Kumuk Beyleri Rusya’ya bağlılıklarını sürdürdüler. Bunlardan Cengutay Beyi Çapal Bey, Gubden Beyi İldar Bey, Erpeli Beyi, Endirey Beyi, Aksay Beyi ve Karabudakkent Beyi 1735’in ilk aylarında Kutsal Haç Kalesine

bağlılıklarının göstergesi olarak amanat gönderdiler. Buynak Beyi ise 1729’da amanat göndermişti. (Butkova, 1869:128-129).

Osmanlı Devleti’ne karşı ittifak arayışı içerisinde olan Çariçe Anna, Mart 1735’te Nadir Şah ile bir anlaşma imzaladı. Rusya bu anlaşma ile Dağıstan’ı Nadir Şah’a bıraktı ve Nadir Şah’ın Şamhal üzerindeki hakimiyetini tanıdı (Mahmudov, 2009:124-125). Osmanlı yönetimi Hetman Orlik aracılığı ile bu anlaşmadan haberdar olduğunda Kırım Hanı Kaplan Giray Han’ı ve Kaytak Usumisi Ahmed Han’ı bölgeye nizam vermekle görevlendirildi (Ahmed Câvid Bey, 2004:194; BOA., A.DVNS.NMH.d., 2:12-14). Şamhallık makamına da Haspolat’ın yerine Muratazali’nin oğlu İldar Mirza’yı getirdi. (Mirza Hasan Efendi, 2003:62; BOA., MD., 140, h. 391).

1735 baharında Dağıstan’a hareket eden Kaplan Giray, daha önce Avar topraklarına kaçan Surhay Han’ın gönderdiği 500 kişilik bir atlı birlik tarafından karşılandı. Kaplan Giray, Surhay Han ve adamlarına 2.500 tümen1 dağıttı ve değerli hediyeler verdi (Mirza Hasan Efendi, 2003:63).

Kaplan Giray’ın Surhay Han ve Ahmed Han ile birlikte Şirvan’a saldıracağını duyan Nadir Şah, Surhay Han ve Ahmed Han’ı cezalandırmak için bölgeye yeni bir sefer düzenlemeye karar verdi. Ordusunu parçalara ayırarak kuvvetlerinin bir kısmını Osmanlı Devleti’nin elindeki Azerbaycan şehirlerine, bir kısmını da Dağıstan içlerine gönderdi. Tabaseran, Şabran, Ahtı ve Kuba ele geçirilerek buralarda yaşayanlar şiddetle cezalandırıldı. Nadir Şah daha sonra Kazaniş’te halkı etrafına toplayıp Surhay Han ve Ahmed Han ile birlikte savaş hazırlığı yapan İldar Şamhal’ın üzerine yürüdü. Küçük bir kuvveti de Macalis’te siper ve hendekler kazdırarak Nadir Şah’a karşı direnmek için hazırlık yapan Ahmed Han’ın oğlu Mehmed Han’ın üzerine gönderdi. Mehmed Han’ın askerlerinin büyük bir kısmı öldürüldü. Kalanlar ise Mehmed Han ile birlikte dağlara çekildiler. Macalis ve çevre köyleri yağmalandı. Kuvvetlerini yetersiz gören İldar Şamhal, Nadir Şah’ın karşısına çıkmayıp asker toplamak için Avar topraklarına gitti (Mirza Hasan Efendi, 2003:63).

1 İran para birimi olan tümen 1722 yılında Osmanlı guruşu ile eşit değere sahipti (Bkz. Kolerkılıç, 1958).

Nadir Şah daha sonra Gazikumuk topraklarına yöneldi. Surhay Han, Gazikumuk topraklarının yakınında bulunan Dursak köyünde Nadir Şah’a pusu kurdu. Ancak Şah’ın Avrupa’dan ithal ettiği silahların yoğun ateşine dayanamayıp Avar topraklarına doğru çekilmek zorunda kaldı. İldar Şamhal, Nadir Şah Dursak köyünde dinlenirken bir baskın düzenlemiş, ancak Surhay Han gibi İran askerlerinin yoğun tüfek ateşi karşısında dayanamayarak geri çekilmiştir. Nadir Şah, ertesi gün Gazikumuk şehrine girdi. Şehir halkı Surhay Han’a bağlı olmadıklarını bildirerek aman dilediler. Nadir Şah da şehre girmeyip Akuşa ve Kaytak üzerine yöneldi (Mirza Hasan Efendi, 2003:64, 165).

Akuşa Kadısı daha önce Nadir Şah’a itaat bildirdi, ancak sonrasında Surhay Han’a katıldı. Nadir Şah, gönderdiği kuvvetlerle Akuşa Kadısının ve ona bağlı köylerin direnişini kırdı. Şehri ve köyleri yağmalattı. Nadir Şah’a itaat etmekten başka çare göremeyen Akuşa Kadısı ertesi gün Şah’ın huzuruna gelip özür dileyerek affedilmesini istedi. Nadir Şah, onu affetti ve ele geçirdiği esirleri de serbest bıraktı (Mirza Hasan Efendi, 2003:64).

Son olarak Nadir Şah, Usumi’nin yönetim merkezi olan Kalakureyş’i kuşattı. Ahmed Han, direnmenin faydasız olduğunu anlayınca akrabalık kurmak için bir heyet ile birlikte kızını Nadir Şah’a gönderip af diledi. Nadir Şah, Ahmed Han’ı affederek kızını da Kuba Hanı Hüseyin ile evlendirdi (Mirza Hasan Efendi, 2003:64).

Nadir Şah Dağıstan’ı tamamen egemenliği altına aldıktan sonra Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan Gence’yi kuşattı (BOA., C.AS., 54588). Osmanlı yönetimi Kırım Hanı Kaplan Giray’dan ve Erzurum valisi Mustafa Paşa’dan bölgeye gitmelerini istedi (BOA., A.DVNS.NMH.d., 2:12-14; BOA., MD., 141, h. 122). Fakat Nadir Şah’ın Gence Valisi Ali Paşa’nın aracılığı ile barış teklif etmesi üzerine Osmanlı yönetimi askeri harekâtı durdurdu. Bunda Rusya’nın Avusturya ile Osmanlı Devleti aleyhinde bir ittifak kurup Osmanlı topraklarına saldırması etkili olmuştur (Uzunçarşılı, C. IV, Kısım I, 1995:231).

Mart 1736’da imzalanan Osmanlı-İran anlaşmasının ilk iki maddesi dini konuları içeriyordu. Üçüncü madde her iki ülkede de karşılıklı daimi elçiliklerin kurulmasıyla alakalı idi. Dördüncü maddede ise esirlerin serbest bırakılmaları kayıt altına alınmıştı (Uzunçarşılı, C. IV, Kısım I, 1995:232).