• Sonuç bulunamadı

İnsanın Onurlu Mücadelesi: Cihad

1.2. İnsanın Yaratıcı ile Kurduğu İlişki

1.3.5. İnsanın Onurlu Mücadelesi: Cihad

Farzet körsün olabilir Elele tut

Taş al ve at Kafiri bulur”355

Cihad, kelime anlamı olarak “din uğruna yapılan savaş”356 manasını taşımaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Allah insanlara cihad etmelerini söylemektedir ve cihad eden insanlar, Allah’ın rahmetine muhatap olacaklardır:

“Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahitt (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır! “357

“İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”358

Afgan-Rus savaşını çok yakından takip etmiş ve Afganları her daim desteklemiş olan Cahit Zarifoğlu’nun, nesirlerinde de bu savaşın, dolayısıyla da cihadın tesirini görmek mümkündür. Diyebiliriz ki cihad, en çok bu savaş dolayısıyla onun eserlerine girmiştir. Çünkü o dönemde kâfirle savaşan Müslüman topluluğu olarak Afganlar göze çarpmaktadır. Savaş Ritimleri adlı roman, bu konu etrafında örülmüştür.

354

A.e., s.80

355 Cahit Zarifoğlu, “Daralan Vakitler”, Şiirler, 8.bsk., İstanbul, Beyan Yayınları, 2011, s.385. 356 Güncel Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu, (Çevrimiçi), www.tdk.gov.tr, 25 Ağustos 2013. 357 Kur’an-ı Kerim, D.İ.B., Hac 22/78.

358

76

Savaş Ritimleri’nde ilk olarak İshak Dedemaruf’un, Seyyid Amad ile

konuşması sırasında kâfirlerle ve savaş ile karşılaşırız. Köyün imamı İshak Dedemaruf, Seyyid Amad’ın şelaleye gidip gitmediğini merak eder. Seyyid Amad’ın gittiğini öğrenince devam etmesini öğütler. İshak Dedemaruf’un yurdunu kâfirler ele geçirmiş ve Nurullah’ı da alıp oradan göç etmek zorunda kalmıştır. Bundan dolayı çocuklara öğüt verir:

“Onlar bütün Allah'a inananları kovalar oğlum. Onun için kuvvetli olun. Bütün kayalarla, sularla, yıldırımlarla güreşin. Onları hem sevin hem de yıkıp altınıza alın. Kıskıvrak yakalayıp tutun.”359

Kâfirlerle savaşmak için güçlü kuvvetli olmak gerekir. Bunun için daha küçük yaşlarda bu kuvvet oluşturulmalıdır; kas gücü gerekiyorsa kas gücü, beyin gücü gerekiyorsa beyin gücü. İshak Dedemaruf iki alanda da çocukları yetiştirmektedir. Bir kısmı camide dizinin dibinde ilim öğrenirken, bir kısmı da dışarıda gövdelerini kuvvetlendirmektedir. “Kamçı da iplerin ucu da” İshak

Dede’nin ellerindedir.360

Savaş Ritimleri’nde ülkede olanlar hakkında insanları İshak Dedemaruf

uyarmaktadır. Daha önce buna benzer zamanlar yaşamış olan Dedemaruf, insanların saptırılıp başka fikirlere kapılmalarına engel olur. Direnişin başladığı haberleri gelmeye başladığında köy halkı mücahitleri beklemeye başlar. Muhakkak ki onların köyüne de uğrayacak ve kendilerine katılıp katılmayacaklarını soracaklardır. Ve o gün hiç düşünmeden onların arasına katılacaklardır. Bu durum çocuklar için de geçerlidir. Hatta onlar yaşlarının verdiği heyecanla diğerlerinden daha sabırsız olarak beklemektedirler:

“Bıraksalar da mücahitlere katılsak ve biz onların üstüne gitsek. Ama bekliyoruz şimdi. Çünkü bize onların bir gün buraya da geleceğini söylediler.

İçimizde en ufak bir gerileme yok. Bir tereddüt yok. Gelecek zamanlarda da olmadı. İçimizde o iri yan, besili Rusları vurup hançerlemek, onların aldığı esirlerimizi azat etmek, tozu dumana katarak boğuşmak ve zaferle ayağa kalkmanın o erken duyguları var.”361

Mücahitler sonunda köye geldiklerinde, insanlar içinde bulundukları durumun ve onların mücadelelerinin daha yakından tanığı olurlar. Kimseyi beklemeden

359 Zarifoğlu, “Savaş Ritimleri”, Romanlar, s.88. 360 A.e., s.99.

361

77

silaha sarılmış ve şehit vermişlerdir.362

Mücahitlerin başı olan Hüseyin Seyb, iki

oğlunu yanına alarak yola çıkmıştır ve ikisi de şehit olmuştur. Oğullarını Hak için yetiştirip, günü geldiğinde hiç düşünmeden düşman üzerine gitmiştir. Bütün bunları “Rızayı bari” için yaptığını, İshak Dedemaruf’a hitap eden özel bir sesten anlamaktayız.363

Köydeki çocukların hemen hepsinin merak ettiği soru, Hüseyin Seyb’in onları yanına alıp almayacağıdır. Çocukların birçoğu bulundukları yaşın heyecanındadırlar ve savaş onlar için sapanla kuş avlamaktan öte bir anlam ifade etmez. Biraz daha yaşı büyük olanlar savaşın acımasızlığının farkındalığıyla yaklaşırlar. Fakat bir tanesi vardır ki, onun için içinde bulundukları savaş gerçek anlamını bulmuştur:

“Nurullah bambaşka şeyler düşünüyordu. Savaş arzusunun başka bir mantığı ile kilitlenmişti ve bunu hepimizden önce keşfettiği belliydi. Savaş, silahların ve patlamaların, cesetlerin, vuruşmanın katılığından arınmış olarak kalbine doğmuştu. Şimdi daha başka bir cesaret ve sabırla ona sahip çıkıyordu. Yanımızda oturuyor ve kalbine dolanmış öfke sargılarını açıyordu. Kahramanlık, gözüpeklik ve ataklık sevdalarından anlaşılmaz bir feragatle vazgeçiyordu. Onları onararak tekrar takınıyordu: Cihat’tı bu.”364

Cihad’ın başını çeken Hüseyin Seyb, cihad ayetleri okuyup, daha sonrasında ettiği dua ile insanların kalbinden ve ruhundan geçenleri önlerine sermektedir.365

Gençlere “Sizi cennet kapılarına götüreceğim.” diyen Hüseyin Seyb, oradan içeri girmek için Allah uğruna savaşmaktan daha iyi bir yol bilmediğini dile getirir. Bir arkadaşları şehit olduğunda hem ayrılığın verdiği kederle gözyaşı dökmelerini hem de cennet kapılarının onu almak için açılışına hayran kalmalarını öğütlemektedir.366

Kur’an-ı Kerim’de geçen “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz”367 ayeti bir bakıma Hüseyin Seyb’in söylediklerinin kaynağıdır.

Düşmanın köye gelmesi yaklaşınca İshak Dedemaruf köydekilere, evlerinde uyudukları son günler olduğunu ve kul olarak önlemlerini aldıklarını, gerisinin

362 A.e., s.149. 363 A.e., s.156. 364 A.e., s.157. 365 A.e., s.197. 366 A.e., s.161. 367

78

Allah’a kaldığını söyler. İçlerinden bir kişiye bile ilişmeye kalktıklarında onları “Allah’ın izniyle” geberteceklerini de sözlerine ekler. 368

Allah için savaşma vardır. Cahit Zarifoğlu, Afgan halkının savaşını desteklemiştir. Çünkü kendisi eğer bir gün savaşırsa aynı nedenlerden dolayı savaşacaktır:

“Yine Afgan topraklarına baktım Bir gül goncası gibi açıldı ağızın Ya şehit oldun

Ya bir düşman daha deştin Nerden mi geldim ki kim bilir Nasıl yanında yerim

Senin için yazıyorum şimdi bil Bir gün nasıl olsa Çağrılınca Ben sen sen ben için kalkarız

Birbirinin aynı çıkar Uğruna öldüğümüz”369

Kâfir ile savaşma durumunu Sütçü İmam adlı tiyatro oyununda da görmekteyiz. Afgan hareketi ile Maraş’ın kurtuluşu arasında bir bağ bulunduğunu, ikisinin de aynı ruhu taşıyan eylemler olduğunu ifade eden yazar,370

tabiidir ki bu oyununda da cihadı ve kâfirden kurtuluşu anlatmaktadır. Burada insanları örgütleyen ve lider konumunda bulunan yine bir imamdır. İshak Dedemaruf’un halkı uyarmak için üstlendiği görevi, burada Sütçü İmam üstlenmektedir. Savaşın dini boyutunu vermesi açısından da bu detay bizce dikkate şayandır. Direnişin nasıl başlayacağını soran birine Sütçü İmam’ın cevabı gayet nettir:

“Bilemem. Kafire ilk kurşunu sıkmayı Allah kime nasip eder bilemem. O sıkılınca gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bir bakarsın ki Fransız’ı da Ermeni’si de kuyruğunu sıkıştırmış kaçacak delik arar. Sabah kalkarsın ki Fransız kaçmış, kaçamayan Ermeniler yaptıklarına bin pişman lağımlarda gizlenirler, aman dilerler.”371

Cihad etmek elbette sadece kâfirle burun buruna gelip, topla tüfekle kılıçla kalkanla savaşmaktan ibaret değildir. “Cihadın anlamı, insanın İslam’la temas hâline gelmesini önleyen mâniaların ortadan kaldırılmasıdır.”372

İslâmiyet’i yaymaya çalışmak, inananları bir araya toplamak, kısacası Allah adını yüceltmek için yapılan her şeyi de cihad saymak kanaatimizce yanlış değildir.

368

Zarifoğlu, “ Savaş Ritimleri”, Romanlar, s.192.

369 Zarifoğlu, Yaşamak, s.211-212. 370 Zarifoğlu, Sütçü İmam, s.10. 371 A.e., s.89.

372

79

Yaşamak’ta göç eden, yerleştikleri yerlere Müslümanlığı yayan, Finli

kadınlarla evlenip, “kızlarına Müslüman damatlar” seçen insanlarla karşılaşırız. “Hep Müslüman” kalmışlardır ve imamlık baba meslekleri olarak sürüp gitmektedir.373

Aynı kitapta karşımıza çıkan Fethi Gemuhluoğlu için, yazarın ve birkaç arkadaşının TRT müdürü olması konusunda fikirleri vardır. Memleketi sürüklendiği iç çatışmadan ancak onun gibi bilinçli bir yönetici koruyabilir. “Ve en önemlisi inananları, Allaha inananları barıştırıp bir araya getirmekle.”374

Cihad, Cahit Zarifoğlu’nun nesirlerine Afgan-Rus savaşı vesilesiyle girmiş ve bu eserlerde övülmüştür. Allah yolunda savaşmak üstün bir vasıf olarak öne çıkarılmış, Allah yolunda ölenlerin ise cennetle müjdelendiği bildirilmiştir. Ele aldığımız eserlerde insanlar cihad için adeta yarışmaktadırlar.